2007'den Bugüne 92,307 Tavsiye, 28,219 Uzman ve 19,976 Bilimsel Makale
Site İçi Arama
Yeni Tavsiye Ekleyin!



Cinsel Gelişim ve Uyum
MAKALE #8168 © Yazan Psk.İlkten ÇETİN | Yayın Ocak 2012 | 6,755 Okuyucu
Cinsel Gelişim Ve Uyum

Cinsel Gelişim; Gelişim Kuramı-Psikoseksüel Gelişim Dönemleri: Psikoseksüel gelişim kuramı Freud tarafından 1915 yılında geliştirilmiştir. Freud, çocuk cinselliğinin ilk belirtilerinin, beslenme yada idrar kesesi ve barsak denetiminin kazanılması gibi aslında cinsel nitelikli olmayan bedensel işlevlerden kaynaklandığı görüşünü ortaya koymuştur. Bu görüşe göre, çocukta psikolojik ve cinsel gelişim her biri bir önceki dönemin üzerine kurulan ve önceki dönemlerde kazanılan davranışları da özümleyen beş dönemde tamamlanır. Freud’a göre birey dinamik olarak birbiriyle ilişkili olan gelişimin önceden belirlenmiş dönemleri içinden sırayla geçer. Bu süreç içinde seksüel içgüdüler değişime uğrar ve psişik enerji bedenin erogeneus alanında yoğunlaşır ( oral, anal ve genital) yani, doğuştan varolan genel içgüdüler gelişmeyle ayrışır. İçgüdülerin yaşamın ilk beş, altı yılına kadar gelişmesi söz konusu olduğundan psikanalitik görüş kişiliğin temelini çocuklukta yani üretken olmadan önceki çağda yattığını savunur. Çocuk dünyaya geldiği anda libidonun gücüyle davranışta bulunmaya başlar. Tüm bedeni libidoya uyum sağlayabilecek niteliktedir. Bu ilkel doyum, bir çok dönem geçirerek toplumsal bir nitelik kazanır .Libidonun gelişme dönemlerine “Psikoseksüel gelişme” denir. Her dönem bir öncekinden etkilenir ve bir sonraki dönemi etkiler. Freud gelişimin ilk beş yılını pregenital olarak adlandırmıştır. Temel kişiliğin yaşamın ilk beş yılı sonunda şekillendiğini ve gelişimin bu temel yapıya inşa edildiğini söylemiştir. Bu görüşe göre; çocukta psikolojik ve cinsel gelişim, her biri bir önceki dönemin üzerine kurulan ve önceki dönemlerde kazanılan davranışları da özümleyen beş dönemde tamamlanır.

Oral Dönem: Gelişimin ilk basamağıdır, yaşamın ilk yada 1-1,5 yılı boyunca sürer. Bebeğin ihtiyaçları, algılamaları ve kendini anlatım yolları daha çok ağız bölgesinde odaklanmıştır. Ağız bölgesinde algılanan duyuların başlıcaları, açlık, susuzluk, anne memesi yada onun yerine geçen nesnelerin oluşturduğu ve hoşlanma duygusu yaratan dokunma uyarımları, yutma ve doymaya ilişkin duyulardır.

Anal Dönem: Üçüncü yaşın sonuna kadar üren bu dönemde, anüsü büzen kaslara giden sinirlerin olgunlaşmaları sonucu, dışkının tutulması ya da boşaltılması işlevleri üzerinde de denetim kurmayı öğrenir. Anüs kasları üzerinde denetim kazanma, oral dönemin edilgin varoluş biçiminden etkinliğe doğru geçişi içerir. Bu dönemde yer alan tuvalet eğitimi sırasında, dışkıyı tutma ya da boşaltım konusunda anne ile ortaya çıkan çatışmalar sonucu çocuk bir yandan bağımlılık duyguları, öte yandan ayrılma, bireyleşme ve bağımsızlaşma isteklerini içeren karşıt duyguları birlikte yaşar.

Fallik Dönem: Cinsel bölgelerin uyarılmasından heyecan duyma ve cinselliğe karşı aşırı ilgi biçiminde davranışlarla belirlenen bu dönem üçüncü yaşın sonuna doğru başlar ve yaklaşık olarak beşinci yaşın bitiminde son bulur. Bu dönemde çocukla annesi ve babası arsında yoğun sevgi ilişkileri gözlenir. Yarışma ve düşmanlık duygularını ve giderek belirginleşen özdeşimleri de içeren bu ilişkilere Freud, Oedipus kompleksi adını vermiştir.

Latent(Gizil) Dönem: Cinsel dürtülerin durgunluk dönemi olarak tanımlanabilecek olan bu gelişim basamağı 5-6 yaşlardan 11-13 yaşlarına dek sürer. Bu dönemde kız ve erkek çocuklar hemcinslerine yakınlaşır. Oynadıkları oyunların niteliği farklılaşır. Cinsel ve saldırgan enerjiler, öğrenme, oyun, çevreyi araştırma ve insanlarla daha etkin ilişkiler kurmada kullanılır. Bu dönemde beceriler edinilir. Çocuğun toplumsal rolü güçlenir.

Genital Dönem: Bu dönem erinliğin başlangıcı olan 11-13 yaşlarından, ergenin genç yetişkinlik dönemine ulaştığı yıllara kadar devam eder. Ergenlik döneminde çocuğun fizyolojik olgunluğa erişmesi ve bazı hormonların etkinliklerinin artmasıyla, cinsel nitelikli olanlar başta olmak üzere çeşitli dürtülerin gücü artar. Bu yoğunlaşma önceki gelişim dönemlerindeki çatışmaların yeniden canlanmasına neden olur. Genital dönem bu çatışmalara yeni çözüm yolları aranmasına olanak sağlar ve bu çözümler bulunabildiğinde yetişkin bir insan kimliği kazanmış olur.

Cinsel Uyum; Cinsel uyum yalnızca cinsel organların boşalma ve doyumunu sağlayan genital birleşme demek değildir. Aslında cinsel uyum genel uyumun bir parçasıdır ve bir çok karmaşık ruhsal olayları içerir. Sevme, sevilme, bağlılık, dokunma, okşanma, konuşma, söyleşi, özleme vb. gibi bir çok duygu ve gereksinimler cinsel uyumun içinde yer alır. Cinsel uyum yalnızca cinsel organların boşalma ve doyumunu sağlayan genital birleşme demek değildir. Aslında cinsel uyum genel uyumun bir parçasıdır ve bir çok karmaşık ruhsal olayları içerir. Sevme, sevilme, bağlılık, dokunma, okşanma, konuşma, söyleşi, özleme vb. gibi bir çok duygu ve gereksinimler cinsel uyumun içinde yer alır. Yaşamda genellikle önemli üç uyum alanı belirleyebiliriz; İş alanı, Sevme, sevilme, cinsel uyum alanı, Toplumsal alan.. Bu üç uyum alanı birbiri ile çok yakından bağlantılıdır. Bir alanda uyumsuzluk ve uyumsuzluk öbürünü etkileyebilir. Cinsel uyumu bozan başlıca etkenler şunlardır; Cinsel kimlik gelişimini bozan, saptıran, kısıtlayan biyo-psikososyal etkenler, Bireyin iş ve toplumsal yaşamını bozan etkenler (İş ve toplumsal yaşamdaki bozukluklar, başarısızlıklar ve uyumsuzluklar insan için en önemli sıkıntı, üzüntü ve mutsuzluk kaynaklarıdır. Sıkıntı, üzüntü, mutsuzluğun olduğu yerde uyumlu ve doyurucu bir cinsel yaşam olmaz.), Bireyin eşinin uygun ve uyumlu olmaması,Sevginin olmaması,Genetik bozukluklar, ruhsal, organik hastalıklar, ilaçlar, toksik etkenler

Cinsiyet Farklılıkları Ve Cinsel Yönelim

Cinsiyet Farklılıkları;Heteroseksüeller üzerinde yapılan araştırmalar genç erkek ve kadınların cinsel ilişki konusundaki tutumlarında farklılaştıklarını göstermiştir. Kadınlar cinsel ilişkiyi sevgi ilişkisinin bir parçası olarak görmeye daha eğilimlidirler. Gene, kadınlarla erkekler arasında daha çok cinsek kıskançlık olarak görülebilecek olay- duygusal sadakatsizlik yada cinsel sadakatsizlik tipinin doğası bakımından da farlılık görülmektedir. İster kişilerin kendi anlatımlarıyla ister kalp atış hızı gibi otonom tepkilerle ölçülmüş olsun, kadınlar duygusal sadakatsizliğe (eşlerinin bir başkasıyla romantik bir ilişki kurması) daha güçlü tepki gösterirler. Burada eşin gösterdiği sadakatsizliğin cinsel bir eylemi kapsayıp kapsamaması önemli değildir. Öte yandan erkekler, cinsel sadakatsizliğe daha güçlü tepki gösterirler. Burada da eşin cinsel ilgisinin duygusal bir bağlılık içerip içermediği önem taşımaz. Cinsiyetler arasındaki farklılıklar, tutumların yanı sıra davranışlar içinde geçerlidir. Kadınlar evlilik öncesi cinsel ilişkiye girseler de erkeklerde daha az cinsel eş edinme eğilimindedirler. Erkek ve kadın cinsel davranış örüntüleri arasındaki farklılıklar, cinsel yönelimlerle ilişkili olmaksızın sürer. arttıracak yönde değiştirmek gerekmektedir.

Cinsel Yönelim;Bir bireyin cinsel yönelimi, o kişinin karşı cinsten ve/veya aynı cinsten kişilere cinsel olarak bağlanma derecesidir. 1940’larda cinsiyet araştırmalarının öncüsü olan Alfred Kinsey’e göre davranış bilimcilerin çoğu, cinsel yönelimi yalnızca heteroseksüel ilişkilerden homoseksüel ilişkilere kadar değişen bir süreklilik olarak kavramsallaştırdılar. Örneğin, Kinsey’in 7 noktadan oluşan ölçeğinde sadece karşı cinsi çekici bulan ve sadece onlara cinsel davranış gösteren kişiler ölçeğin heteroseksüel ucunda yer alır (kategori 0), sadece aynı cinsten olanları çekici bulan ve sadece onlara cinsel davranış gösteren kişiler ise sürekliliğin homoseksüel ucunda yer alır (kategori 6). 2-4 kategorilerindeki kişiler ise biseksüel olarak tanımlanır. Ne var ki bu şema, durumu aşırı basitleştirmektedir, çünkü cinsel yönelim, erotik cazibe yada cinsel arzu, cinsel davranış, romantik cazibe ve kişinin kendisini heteroseksüel, homoseksüel yada biseksüel bir kişi olarak tanımlamasını kapsayacak şekilde, birbirinden ayrı çeşitli bileşenleri bir araya getirir. Bir kişinin farklı bileşenler için ölçeğin farklı noktalarında olması görülmemiş bir durum değildir. Örneğin, cinsel olarak aynı cinsten olan kişileri cazip bulan pek çok insan herhangi bir eşcinsel davranışa asla girmemiş olabilir. Sık sık eşcinsel ilişki yaşayan pek çok kişi kendisini homoseksüel ya da biseksüel olarak tanımlamaz. Durum çok daha karmaşık olabilir. Öyle ki, kişiler zaman içinde bileşenlerden birine yada birden fazlasına geçiş yapabilirler. ABD’de cinsellik üzerine yakın zamanlarda yapılan bir araştırmada, bir ulusal dağılım örneği içinde yetişkin erkeklerin %10.2’inin, yetişkin kadınların ise %8.6’sının cinsel yönelimlerinin zaman içinde değiştiği saptanmıştır. Cinsel yönelimin belirleyicileri olarak; Çocukluk dönemiyle ilgili bağlantılar, Hormonlar ve Genler sayılabilir.
Yazan
Bu makaleden alıntı yapmak için alıntı yapılan yazıya aşağıdaki ibare eklenmelidir:
"Cinsel Gelişim ve Uyum" başlıklı makalenin tüm hakları yazarı Psk.İlkten ÇETİN'e aittir ve makale, yazarı tarafından TavsiyeEdiyorum.com (http://www.tavsiyeediyorum.com) kütüphanesinde yayınlanmıştır.
Bu ibare eklenmek şartıyla, makaleden Fikir ve Sanat Eserleri Kanununa uygun kısa alıntılar yapılabilir, ancak Psk.İlkten ÇETİN'in izni olmaksızın makalenin tamamı başka bir mecraya kopyalanamaz veya başka yerde yayınlanamaz.
     3 Beğeni    
Facebook'ta paylaş Twitter'da paylaş Linkin'de paylaş Pinterest'de paylaş Epostayla Paylaş
Yazan Uzman
İlkten ÇETİN Fotoğraf
Psk.İlkten ÇETİN
İstanbul (Online hizmet de veriyor)
Psikolog
TavsiyeEdiyorum.com Üyesi259 kez tavsiye edildiİş Adresi Kayıtlı
Makale Kütüphanemizden
İlgili Makaleler Psk.İlkten ÇETİN'in Makaleleri
► Çocuklarda Cinsel Gelişim (Cinsel Kimlik Gelişimi) ÇOK OKUNUYOR Psk.Doğan Demirkan ÖZDEMİR
► Evlilikte Cinsel Uyum Firdevs KARACA EREN
► Evlilikte Cinsel Uyum Psk.Namık ACAR
► Cinsel Gelişim ve Eğitim Psk.Aysu YENİEL SİLLE
► Çocuklarda Cinsel Gelişim Psk.Dnş.Murat ÇAKIR
► Çocuklarda Cinsel Gelişim Psk.Dnş.Ercan TEKİN
TavsiyeEdiyorum.com Bilimsel Makaleler Kütüphanemizdeki 19,976 uzman makalesi arasında 'Cinsel Gelişim ve Uyum' başlığıyla benzeşen toplam 19 makaleden bu yazıyla en ilgili görülenleri yukarıda listelenmiştir.
► Kendine Sevgili Misin? Şubat 2022
► Bilişsel Çarpıtmalar (Düşünce Hataları) ÇOK OKUNUYOR Temmuz 2012
Sitemizde yer alan döküman ve yazılar uzman üyelerimiz tarafından hazırlanmış ve pek çoğu bilimsel düzeyde yapılmış çalışmalar olduğundan güvenilir mahiyette eserlerdir. Bununla birlikte TavsiyeEdiyorum.com sitesi ve çalışma sahipleri, yazıların içerdiği bilgilerin güvenilirliği veya güncelliği konusunda hukuki bir güvence vermezler. Sitemizde yayınlanan yazılar bilgi amaçlı kaleme alınmış ve profesyonellere yönelik olarak hazırlanmıştır. Site ziyaretçilerimizin o meslekle ilgili bir uzmanla görüşmeden, yazı içindeki bilgileri kendi başlarına kullanmamaları gerekmektedir. Yazıların telif hakkı tamamen yazarlarına aittir, eserler sahiplerinin muvaffakatı olmadan hiçbir suretle çoğaltılamaz, başka bir yerde kullanılamaz, kopyala yapıştır yöntemiyle başka mecralara aktarılamaz. Sitemizde yer alan herhangi bir yazı başkasına ait telif haklarını ihlal ediyor, intihal içeriyor veya yazarın mensubu bulunduğu mesleğin meslek için etik kurallarına aykırılıklar taşıyorsa, yazının kaldırılabilmesi için site yönetimimize bilgi verilmelidir.


15:16
Top