2007'den Bugüne 92,312 Tavsiye, 28,221 Uzman ve 19,979 Bilimsel Makale
Site İçi Arama
Yeni Tavsiye Ekleyin!



Çocuğumu Anlamak İstiyorum (Çocuk: Beni Kimse Anlamıyor!)
MAKALE #8211 © Yazan Psk.Dnş.Hüseyin DEMİREL | Yayın Ocak 2012 | 4,151 Okuyucu
Bizim toplumumuzdaki en büyük eksikliklerden biri öğrenmeye karşı koşullu olmamız. Bu anne-babalıkta da böyle . Bundan önce çocuklarımızı yetiştiriyoruz ancak ilk çocukta düştüğümüz hataya yine düşüyoruz çünkü öğrenmeye karşı koşulumuz var. Örneğin şöyle bir hikayeden bahsedeyim size ; Kayınvalidesi yeni doğmuş bebeğini öyle sıkı giydiriyormuş ki bir haftalık kız grip olmuş. İki haftalıkken bir daha! Doktor uyarmış, bu kadar sıkmayın bu bebeği, kat kat giydirmeyin, teri üzerinde kuruduğu için böyle oluyor demiş. Arkadaşım bunu kayınvalidesine söylediğinde ona ne dese beğenirsiniz? “Zamanında bana da doktorum söylemişti, oğlunu bu yüzden hasta ediyorsun demişti” Peki madem bunu biliyor, neden torununda tekrarlıyor? Sevgili anneler babalar çünkü öğrenemiyoruz. Bu paragrafta size öğrenmenin önemine dikkat çekmek için yazdım .Şimdi çocuklarımızı nasıl anlayabiliriz onları örneklerle inceleyeceğiz. Lütfen aşağıda yazdıklarımı öğrenmeye çalışın !

Bizim düşüncemiz ; bundan önce böyle konuştuk böyle yaptık ve böyle gider. Çağımızda devamlı gelişen teknoloji hatta devamlı gelişen kaliteli yaşam arayışı bizim çocuklarımıza da yansıyor. Her ne kadar çocuk da olsalar onlar bu toplumda yaşayan bireyler,onlarında arkadaş çevreleri var kendine ait düşünceleri ,hayata bakış açıları,hobileri,fobileri vb. Anne- Baba olarak şunu söyleyenler vardır aranızda “çocukça düşünceler veya saçma düşünceler “ diyenleriniz olabilir ancak bu düşüncelerin çocuğumuz açısından önemi çok fazladır,onun için kendine ait (bize göre saçma ) olan bir düşünce onun için kendini gerçekleştirmesi,özgüvenini kazanması açısından çok önem arzedebilir. Bu düşüncelere bir örnek vererek konuyu açalım. Şahsen kendimin yaşadığı bir olaydan bahsedeceğim ve bunlardan çıkarımlar yapalım ;
Öğrenci : Ahmet isimli bir öğrencim bana geldi ve öğretmenim ilerde ben bilim adamı olmak istiyorum dedi.
Öğretmen :Ben de çok güzel nasıl bir bilim adamı olmak istiyorsun diye sordum.
Öğrenci : Uzaya gideceğim oraları araştıracağım dedi ve bende kendisini cesaretlendirip ailesine yönlendirdim. Buradan sonrasını dikkatle okuyun
Öğrencimiz önce annesinin yanına gidiyor anne ben bilim adamı olacağım diyor ,anne mutfakta yemek yaptığı için dinlemiyor ve çocuk annenin onayını alana kadar ısrarla anlatıyor ,sonunda anne sinirlenip önce ödevini yap çabuk diyerek gönderiyor .
Akşam baba geliyor çocuk aradığı desteği bulmak için babaya anlatmak istiyor yine aynı şekilde babasına “baba ben bilim adamı olmak istiyorum” diyor , baba ise tamam aferin sana deyip gönderiyor ama çocuk hala kendisinin onaylanmadığını düşünüyor aradığı desteği babasından da alamıyor,yüreklendirmeyi bulamıyor.
Genellikle geniş ailelerde yaşanılan sorunlardan bir tanesi de budur. Büyükanne ve büyükbabaların çocukları şımarttıkları konusunda bunun asıl sebeplerinden biri bu durumdur. Bu hikayenin devamında geniş bir aile düşünelim ve dedenin yanına gittiğini büyük ihtimalle onu uzun uzun dinleyecek konuşturacak çocuğun hayal gücünü destekleyecektir.

Bu hikayede birbirinden ilginç ve çok önemli çıkarımlar yapılabilir :

1. Öncelikle çocuğumuzun hayal gücüne ket vuruyoruz. Ama unuttuğumuz şeylerden bir tanesi çocuklarımızın zekası,sosyal ilişkileri aileye bağlılığı,çocukluk dönemindeki bu tür basit olaylara bağlıdır. Bizim küçümsediğimiz şeylerin onların hayata bakışları,ümitleri olduğunu unutmayın. Şöyle bir empati yapalım baba araba alacağım şu marka diyor arkadaşları da saçmalama sen o arabayı alamasın boyunu aşar gibi küçümseyici ifadeler kullanıyor veya önemsemiyorlar, dinlemiyorlar. Hepimizin hayallerinde bir araba veya başka bir iş olabilir ama bunlar dikkate alınmadığında küçümsendiğinde bizde inanılmaz bir hayal kırıklığına yol açar,kızgınlığa,öfkeye vb. Çocuklarımıza bu kötü duygusunu yaşatmayın,özgüvenlerini zedelemeyin !

Çocuklarımızın dünyalarına saygı duymalıyız çünkü onlarda bizim gibi düşünmelerini bekleyemeyiz. Tıpkı yetişkin bir birey gibi değer vermeliyiz onların düşüncelerine , onların hayallerini paylaşmalıyız ,fikirler üretmeliyiz yani onun kendisinin ve düşüncelerinin bizim için değerli olduğunu anlamasını sağlamalıyız. Aile sohbetlerinde bizim için değerlisin diyerek değil ,çocuğumuza bunu hissettirerek belli etmeliyiz.

2. Geniş ailelerde bazı sorunlar yaşanır burada sorunu bulmak önemlidir bu örnek üzerinden gittiğimizde sorun büyüklerde(büyükanne-büyükbaba) değil anne babadadır. Bazen anne babanın da işine gelmektedir bu durum beni rahatsız etmiyor ne olsa diyebiliyoruz; ancak başka bir olayda çocuklar anne- baba yerine dedeyi seçtiğinde ,yanına kaçtığında sorun ortaya çıkıyor unutmayalım çocuklarımızı biz şekillendiriyoruz.
Çocuklar kendilerini dinleyen, değer veren insanlara yakınlık duyar ama ne olursa olsun anne- baba sevgisini ilgisini kimseden alamaz belki büyükbaba ve büyükanneyi size kızgınlığından kullanıyor olabilir kıskandırmak isteyebilir çocuklar zannettiğimizden çok ama çok zekidirler. Onları anlamak onların seviyesine inerek düşünebilmek en önemlisi ona empati yapabilmek gerekir.

Gerçekten çocuklarımızı anlıyor muyuz ?

Bir ilköğretim okulunda birebir öğrencilerle görüşürüp yaptığım danışmada çok çarpıcı sonuçlar elde ettim. Çocuklardan kendisini en çok kimin anladığını ve sebebini sordum çocuklardan ;
% 72’si Beni en çok annem anlıyor
% 10’u beni en çok babam anlıyor
% 2 ‘si kimse anlamıyor
% 5’i beni en çok ( büyükbaba- büyükanne) anlıyor
% 11 ‘ diğer
Sizi en çok kim anlıyor sorusuna cevaplar birbirinden farklı olmasına karşın bunun sebebi ne diye sorduğumda cevap hep aynıydı. Bana verdikleri cevap beni dinliyor,sorularıma cevap veriyor,benimle ilgileniyor. Hemen hemen hepsi aynı şey üzerinde duruyorlar “ BENİ DİNLİYOR” evet bu sorunun en basit çözümü çocuklarımızın düşüncelerini dinlemek,bazen zor oluyor biliyorum ama onların sorularına cevap vermek bu bizim en asli görevlerimizdendir.

Tanımak için dinlemek şart

Eğer ki, benim çocuğumu yönlendirmem ya da elinden tutmam gerekiyorsa onu önce iyi tanımam gerekiyor. Tanımadığım, bir insanı yönlendirmem elbetteki zor. Sadece konuşarak bir insanı yönlendiremem. Dinleyerek, tanıyarak yönlendirme firsatım daha büyük. Çünkü karşımdaki bir çocuksa, onu dinlediğim zaman, iç dünyasında nelerin olduğunu, ihtiyaçlarını öğrendiğim zaman yönlendirmem daha kolay olur. Söz geçirebilmeyle ilgili, beni niye dinlemiyor diye düşünmekten çok, işe çocukları dinleyerek başlamak gerekiyor.

Usulünce dinlemek

Çocukları dinlerken, onların sözünü kesmemek gerekiyor. Dinlerken karşımızdakinin anlattığını, anladığımız kadarıyla ona, “ben böyle anladım doğru mu?” diye yansıtırsak karşımızdaki de kendini anlaşılmış hisseder. Duyduğumuz şeyleri ya da hissettiğimiz duyguları ifade edersek, çocuk kendisini anlaşılmış hissedecektir. Dinlerken de, bakışlarımızla ya da kafamızı sallayarak ve sesli olarak, konuşmayı onaylamamız gerekiyor ki, karşıdaki de kendisini dinlenilmiş hissetsin.

Yargıdan kaçınılmalı

Çocuklar bize yaptıkları olumsuz bir şey için geldiklerinde, onları hemen yargılarsak, ileride özellikle ergenlik çağında başları dara düştüğünde size değil de daha farklı kişilere gitmeyi tercih ederler. Ama çocuklarımızın gözünde dinlemeyi bilen anne-baba olursak, tehlikeli ya da rahatsızlık verici durumlarda, çocukların anne-babayla paylaşma olasılığı çok fazla. Çocukların her zaman anne ve babayla konuşabilmeleri için dinlemeyi bilmemiz gerekiyor.

Konuşma tarzı önemli


Çocuklara yapmaması gereken şeyleri anlatırken, konuşma tarzı da çok önemli. Örneğin “Ödevlerini bitirmeden dışarı çıkamazsın” ya da “Ödevlerini bitirir bitirmez dışarı çıkabilirsin”. İkisi de aynı şeyi anlatıyor ama, “Ödevlerini bitirmeden dışarı çıkamazsın”, hiç bir şey vaad etmiyor, yani orada olumsuz duygular ortaya çıkıyor. Ama “Ödevlerini bitirir bitirmez dışarı çıkabilirsin” dersek güzel bir şey vaad etmiş oluruz. Burada olumlu duygu ön plana çıkar.

Yine bir çocuğa, “Babanla biz dışarıya çıkıyoruz, balkona çıkma” denirse, onun aklına aslında bir düşünce tohumu atılmış olur. Onun için çocuklara yapmamaları gereken şeyleri söylerken, bir de ne yapmaları gerektiğini söylememiz gerekiyor. Çünkü çocuklar yapmaması gereken şeyin yerine ne yapmaları gerektiğini bilmiyorsa boşlukta kalırlar.

“Hayır” enflasyonu

Anne ve babalar tarafından en çok kullanılan ‘hayır’ kelimesinden de mümkünse uzak durulmalı. Çünkü ne kadar çok ‘hayır’ denilirse, enflasyon gibi ‘hayır’ın değeri düşüyor ve çocuk o kelimeyi artık ciddiye almıyor. Mümkün olduğunca hem çocuğu hem de kendimizi zora sokmadan, hayatı bir tehlikesi yoksa, söylediğimiz şey çocuğa yön gösterecek bir şey değilse, hiç ‘hayır’ demeyelim. Özellikle sonradan ‘evet’e dönecekse, kendi otoritemizin sarsılmaması açısından söylenmemesi daha doğru olur.

İç dünyanızı dinleyin


Günlük hayat içinde mutlaka yapmamız gereken şeyler var. Bizler de insanız. Öfkelendiğimiz anlar, mutlu anlarımız, korku dolu olduğumuz, çaresiz olduğumuz anlar var. Çocuklarımızı dinlememiz bu açıdan yine çok önemli. Çocuklarımızı dinlemenin yanı sıra kendi iç dünyamızı da dinlememiz gerekiyor. Çünkü bir uçağa bindiğinizde, pilotun rahatsız olduğunu düşünürseniz kendinizi nasıl hissederseniz. Anne-baba kendini dinlemiyor, kendine zaman ayırmıyorsa çocuklar da kendilerini aynen öyle hisseder. Toplum sağlığı açısından, anne-babalar hem çocuklarını hem de kendi iç seslerini dinlemeli.

Özgüven eksikligi


Eğer çocuklarımızı dinlemezsek, kendilerini dinlenilmemiş hissettikleri için, ya daha yüksek sesle konuşmaya, itiraz etmeye başlarlar ya da kendilerini göstermek için halk diliyle yaramazlık diye tabir ettiğimiz şeyler yapmaya başlarlar. Öfkeli kişilikler sergileyip saldırgan olurlar ya da öz güven eksikliği ile içine kapanabilirler.

Anne baba örnek olmalı


Uzun vadede kendine güveni olan, kendini ciddiye alınmış hisseden, sabretmeyi dinlemeyi bilen bir çocuk yetiştirmek istiyorsak, bizim de örnek olup onları dinlemeyi bilmemiz gerekiyor. Belki yemeği beş dakika ocaktan alıp, çocuğa kulak vermek gerekiyor. Gerçekten dinlemek için zaman olmadığında ise, çocuğa gercekçi bir neden söylenebilir. Mesela ‘Yarım saat sonra sana vaktim var. Çünkü şimdi dinlersem tam olarak yoğunlaşamayacağım’ demek daha anlamlı.

Çocuğunuzu dinlediğinizi ama yinede iyi bir iletişim kuramadığınızı düşünüyorsanız, öykünüzü mail veya mesaj yoluyla iletin çocuklarımızla yakın bağımızı kaybetmeden düzeltmenizi tavsiye ediyorum çünkü günümüz şartlarında birinci derece yakınları dışında güven alabileceği kimseleri yok çocuklarımızın. Gelin çocuklarımızı kazanalım,gelin onlara yalnız olmadıklarımızı hissettirelim.



Psikolojik Danışman
Hüseyin DEMİREL
     Beğenin    
Facebook'ta paylaş Twitter'da paylaş Linkin'de paylaş Pinterest'de paylaş Epostayla Paylaş
Makale Kütüphanemizden
İlgili Makaleler  
► ' Beni Kimse Anlamıyor ' Psk.Kevser MAZI ARSOY
► Eşim Beni Hiç Anlamıyor Psk.Bilge ÇAPOĞLU
► An'da Olun İstiyorum Psk.Elif BAYBUĞA
► Çocuğumu Ne Zaman Kreşe Başlatmalıyım? Psk.Dnş.Sümeyra YAPICI AYDIN
TavsiyeEdiyorum.com Bilimsel Makaleler Kütüphanemizdeki 19,979 uzman makalesi arasında 'Çocuğumu Anlamak İstiyorum (Çocuk: Beni Kimse Anlamıyor!)' başlığıyla benzeşen toplam 21 makaleden bu yazıyla en ilgili görülenleri yukarıda listelenmiştir.
 
Sitemizde yer alan döküman ve yazılar uzman üyelerimiz tarafından hazırlanmış ve pek çoğu bilimsel düzeyde yapılmış çalışmalar olduğundan güvenilir mahiyette eserlerdir. Bununla birlikte TavsiyeEdiyorum.com sitesi ve çalışma sahipleri, yazıların içerdiği bilgilerin güvenilirliği veya güncelliği konusunda hukuki bir güvence vermezler. Sitemizde yayınlanan yazılar bilgi amaçlı kaleme alınmış ve profesyonellere yönelik olarak hazırlanmıştır. Site ziyaretçilerimizin o meslekle ilgili bir uzmanla görüşmeden, yazı içindeki bilgileri kendi başlarına kullanmamaları gerekmektedir. Yazıların telif hakkı tamamen yazarlarına aittir, eserler sahiplerinin muvaffakatı olmadan hiçbir suretle çoğaltılamaz, başka bir yerde kullanılamaz, kopyala yapıştır yöntemiyle başka mecralara aktarılamaz. Sitemizde yer alan herhangi bir yazı başkasına ait telif haklarını ihlal ediyor, intihal içeriyor veya yazarın mensubu bulunduğu mesleğin meslek için etik kurallarına aykırılıklar taşıyorsa, yazının kaldırılabilmesi için site yönetimimize bilgi verilmelidir.


02:25
Top