2007'den Bugüne 92,227 Tavsiye, 28,206 Uzman ve 19,962 Bilimsel Makale
Site İçi Arama
Yeni Tavsiye Ekleyin!



Bel Fıtığı Tedavisi
MAKALE #8237 © Yazan Prof.Dr.Elif AKALIN | Yayın Ocak 2012 | 16,590 Okuyucu
Bel ağrısına toplumda çok sık rastlanmaktadır. Bireylerin tüm yaşamları boyunca %60-90’ı bir kez bel ağrısı atağı çekerler. Bel ağrısına yol açan en sık sebeplerden biri bel fıtığıdır. Bel fıtığı olan kişilerin %80’inde belirgin bel ağrısı; %35 kadarında da siyatik tarzında belden bacağa yayılan ağrı vardır. Her bel ağrısı bel fıtığı değildir. Bel ağrısına yol açabilecek diğer durumlar ayırt edilmelidir.

Omurlar arasında yer alan içi su dolu yastıkçık şeklindeki disklerin yırtılması ve dışarı doğru taşarak belden bacağa giden sinirleri sıkıştırması ile bel fıtığı oluşur. Disklerin temel fonksiyonu omurgaya binen yükü absorbe etmektir. Diskler yaşla birlikte su içeriklerini kaybederler. Bu azalma 30 yaşın üzerinde her 10 yılda %20 oranındadır. Bazı zorlayıcı aktivitelerle disk içinde oluşan yırtıklardan dışarı sızan disk materyali belden bacaklara giden sinirlerin kökünü sıkıştırarak bel fıtığına yol açabilir. Disk tüm temel planlardaki hareketlerde incinme riski altında ise de, en sık olarak özellikle dönme ile birlikte yapılan öne eğilme hareketlerinde fıtıklaşma ortaya çıkar

Bel fıtıklarının %90’ı L 4-5 ve L5-S1 omurları arasında oluşmaktadır. Eğer gövde öne eğik veya rotasyonda iken ani fiziksel çaba sarf edilirse bel fıtığı gelişebilir. Klinikte hastaların en büyük yakınması keskin, bıçak saplanır gibi ağrıdır. Ağrı sadece belde değildir aynı zamanda etkilenen sinir kökünün anatomik dağılımına uygun bir şekilde aşağıya bacağa doğru yayılım gösterebilir. Genellikle keskin ve tutulan bacakta yukarıdan aşağıya doğru yayılır. Siyatiğin şiddeti değişkendir, bazı kişilerde o kadar şiddetlidir ki kişi hareket edemez adeta kilitlenmiştir. Bazı durumlarda ise az şiddette devam eden, hareketle artan ağrı şeklindedir.

Fizik Muayene Bulguları

Belde kas spazmına bağlı yana eğrilik olabilir ve eğilme ağrıdan uzak olan tarafa doğrudur. Hareket esnasında ağrılı hastalar ağrı sebebiyle tutulan taraf bacağa mümkün olan en az ağırlığı verecek şekilde yürürler. Bel fıtığı olan bir hastanın mutlaka duyu, refleks ve kas gücünü içeren nörolojik muayenesinin yapılması gereklidir. Sinir kökünün bası altında olup olmadığını değerlendirmek açısından çok önemli bir muayene yöntemidir. Birinci sakral sinir kökü bası altında sıkıştıysa kişi parmak uçları üzerinde teker teker kalkamayabilir. Baldırda kaslarda erime olabilir ve ayak bileği (aşil) refleksi sıklıkla azalmıştır veya alınmaz. Eğer duyusal kayıp varsa bu baldırın arka yüzüne ve ayağın dış kısmında duyu azalması saptanır. Beşinci bel sinir kökü sıkıştıysa ayak başparmağı yukarı doğru kaldıran kas zayıflar ve bazı olgularda ayak bileğini yukarı ve dışa doğru çeviren kaslar da etkilenir. Duyusal kayıp ayak sırtında ve başparmağa doğru gelişebilir. Refleks değişiklik genellikle yoktur. Dördüncü lomber sinir kökü bası altında ise diz üstündeki kuadriseps kası zayıflar ve hastada sıklıkla dizde boşalma yanı sıra dizini düz tutmada güçsüzlük vardır. Uyluk kaslarında erime olabilir. Duyu kaybı uyluğun ön iç yüzünde belirgindir ve patella refleksi azalabilir.
Muayenede sık kullanılan testler:

Düz Bacak Germe testi: Laseque testi olarak ta bilinir. Hasta sırt üstü yatar, hekim test edilecek bacağı diz düz pozisyondayken topuğundan tutarak kaldırır.Ağrı ortaya çıkıncaya kadar bacak bu pozisyonda kaldırılır. Alt düzey bel fıtığı (L5-S1) olan hastalarda genellikle bacağın yerden açısı 30 ve 60 dereceye geldiğinde belden bacağa vuran ağrı ortaya çıkar.

Karşı Bacak Germe testi : Bu testte yakınma olmayan karşı bacakta düz bacak kaldırma testi yapılır. Bu bacak kaldırıldığında hasta asıl ağrı olan bacakta ağrı hissederse test pozitiftir. Bu bulgu genellikle bel fıtığının büyük ve konservatif tedaviye yanıtın zayıf olabileceğine işaret eder.

MR bulgularında kullanılan ifadeler ne anlama gelir
Disk dejenerasyonu: Omurlar arasındaki içi su dolu disk materyalinin su içeriğinin azalması ve disk yüksekliğinin azalması

Disk bulging (şişme):Diskin dış liflerinin (anulus) dışarı doğru yaygın ve homojen bir şekilde taşmasıdır. Şişen disklerde hafif yükseklik kaybı olabilir fakat onları ayıran özellik çepeçevre olmasıdır. Belirgin omurga kanal darlığı olmadığı sürece disk şişmesinin klinik önemi yoktur.

Disk protrüzyonu: Disk kontürünün omurilik kanalına doğru, lokal ve asimetrik uzanımıdır. Dışarı doğru taşma olmasına karşın bağlar tam ayrılmadığı için protrüzyon komşu omurganın aşağı veya yukarısına doğru uzamaz.

Disk ekstrüzyonu: Fıtıklaşmış olan disk parçasının disk ile devamlılığını koruyarak, bağların ötesine ve epidural alana lokal, asimetrik olarak yayılımıdır.

Disk sekestrasyonu: Fıtıklaşmış disk parçası orijin aldığı disk ile devamlılığını kaybeder ve bu yüzden epidural boşlukta yer değiştirebilir.

MR görüntüleme yöntemi bel fıtığı varlığını belirlemek için tercih edilen radyolojik tetkik haline gelmiştir. Ancak radyolojik olarak fıtık bulgusunun olması hastanın yakınma ve fizik muayene bulguları ile uyumlu olduğu taktirde klinik olarak anlamlıdır. Bel ya da bacak yakınması olmayan kişilerde de bel MR’ı çekildiğinde bel fıtığı bulguları görülebilir ancak bunun klinik önemi yoktur.

Bel fıtığının tedavisi

Bel fıtığı olan hastaların çoğu cerrahi olmayan ve konservatif tedavi adı verilen yöntemlerle başarılı bir şekilde tedavi edilir. Ameliyat olmayan bel fıtıklı hastalarda yapılan çalışmalarda 5 yıllık izlemden sonra yaklaşık %80’ninin iyi planlanmış ve hasta hekim ilişkisinin sağlıklı bir şekilde kurulduğu cerrahi dışı tedaviden yarar gördüğü gösterilmiştir. Hasta verilen tedaviyi tam olarak anlar ve uygularsa başarı şansı büyük ölçüde artar.

Hastalığın ilk iki haftası içinde fizik tedavi ve rehabilitasyonun amacı bel ağrısını azaltmak, kas gerginliğini azaltmak, bel omurga hareketini sürdürmek, günlük yaşama ve çalışmaya en hızlı dönüşü sağlamak ve kronikleşmeyi önlemektir. Fizik tedavi ve rehabilitasyon hekimi hastanın tanısını koyar, omurganın durumunu biyomekanik olarak değerlendirir ve hastaya günlük yaşam aktivitelerinde belini nasıl koruması gerektiğine dair eğitim verir. En sık yapılan hatalardan biri bu hastalara uzun süre yatak istirahati verilmesidir. Uzun süreli istirahat fiziksel kondüsyon yetersizliği ve motivasyon kaybı gibi olumsuz etkiler yaratabileceği için istirahat ağrının başlangıcından itibaren birkaç günle sınırlı tutulmuştur. Yatak istirahati gerekliyse yatış pozisyonu, dizler ve kalçaların karına doğru çekildiği ya da sırtüstü yatışta kalça ve dizden 90 derece kıvrık pozisyonda olacak şekilde sinirin rahatlatıldığı pozisyonlar önerilir. Yüzükoyun yatma kesinlikle tavsiye edilmez. Hasta ancak yüzükoyun yatarak uyuyabiliyorsa karnının altına ince bir yastık koyarak uyuması önerilir.

İlaç tedavisi: Akut fazda (ilk 1-2 hafta) steroid olmayan antienflamatuar ilaçlar, kas gevşeticiler ve gerekirse narkotik analjezik denilen kuvvetli ağrı kesiciler ile ağrı azaltılır. Sinir kökünde basıya bağlı ödem olması sebebiyle steroid olmayan antienflamatuar ilaçlar ödemi çözerek yalnızca ağrı kesici değil siniri rahatlatarak tedavi edici etki de gösterirler. Sinir kökünde ödemin çok şiddetli olduğu durumlarda bazen ağızdan veya enjektabl kortizon verilmesi gerekebilir. Ağrı izin verdiği ilk anda tedavi edici egzersizlere başlanır. Erken dönemde ağrının hızla kesilmesi ve hastada ağrı davranışı gelişiminin engellenmesi önemlidir.

Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon uygulamaları: Ağrı kontrolü ve bel çevresi kaslarının gevşetilmesi ve egzersizlere hazırlanması için fizik tedavi ajanları, sıcak ve masaj tedavisinden faydalanılabilir. Bel ağrısının önlenmesi ve tedavisinde omurga stabilizasyon egzersizleri seçilecek uygun tedavi seçeneğidir. Akut fazdan sonra (genellikle 1-2 hafta veya ağrı kontrol altına alındıktan sonra) aktif dinamik egzersizlere başlamak üzere hazırlık yapılır. Fizik tedavinin temel amacı eğitimdir, kişilere özel ev egzersiz programlarını tüm yaşam süresince yapmaları gerekliliği vurgulanmalıdır.

Bel fıtığı olan hasta bel koruma eğitimi alıp ona uygun davranabildiği taktirde genellikle konservatif tedavide başarı şansı oldukça yüksektir. Eğer hastanın ilerleyici nörolojik kaybı varsa, mesane ve barsağın nörolojik fonksiyonlarını sürdürmesini sağlayan spinal sinir köklerinin basısı geliştiyse cerrahi olarak sinirin rahatlatılması gerekir. Doğru planlanan ve uygulanan konservatif tedaviye rağmen günlük yaşam aktivitelerini kısıtlayan ve tolere edilemeyen bacak ağrısı varsa ve ağrının başlangıcından itibaren 3 aydan uzun süren tekrarlayan ağrı ataklarının olması durumunda da cerrahi tedavi gündeme gelebilir.
Yazan
Bu makaleden alıntı yapmak için alıntı yapılan yazıya aşağıdaki ibare eklenmelidir:
"Bel Fıtığı Tedavisi" başlıklı makalenin tüm hakları yazarı Prof.Dr.Elif AKALIN'e aittir ve makale, yazarı tarafından TavsiyeEdiyorum.com (http://www.tavsiyeediyorum.com) kütüphanesinde yayınlanmıştır.
Bu ibare eklenmek şartıyla, makaleden Fikir ve Sanat Eserleri Kanununa uygun kısa alıntılar yapılabilir, ancak Prof.Dr.Elif AKALIN'ın izni olmaksızın makalenin tamamı başka bir mecraya kopyalanamaz veya başka yerde yayınlanamaz.
     1 Beğeni    
Facebook'ta paylaş Twitter'da paylaş Linkin'de paylaş Pinterest'de paylaş Epostayla Paylaş
Yazan Uzman
Elif AKALIN Fotoğraf
Prof.Dr.Elif AKALIN
İzmir
Doktor "Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon"
TavsiyeEdiyorum.com Üyesi8 kez tavsiye edildiİş Adresi Kayıtlı
Makale Kütüphanemizden
İlgili Makaleler Prof.Dr.Elif AKALIN'ın Makaleleri
► Bel Fıtığı ve Tedavisi Fzt.Cihat SEYREK
► Boyun Fıtığı ve Tedavisi Fzt.Cihat SEYREK
► Akupunktur ile Bel Fıtığı Tedavisi Dr.Ebru EGEMEN UYSAL
TavsiyeEdiyorum.com Bilimsel Makaleler Kütüphanemizdeki 19,962 uzman makalesi arasında 'Bel Fıtığı Tedavisi' başlığıyla benzeşen toplam 14 makaleden bu yazıyla en ilgili görülenleri yukarıda listelenmiştir.
► Lenfödem Ağustos 2013
► Fibromyalji Sendromu Nisan 2013
Sitemizde yer alan döküman ve yazılar uzman üyelerimiz tarafından hazırlanmış ve pek çoğu bilimsel düzeyde yapılmış çalışmalar olduğundan güvenilir mahiyette eserlerdir. Bununla birlikte TavsiyeEdiyorum.com sitesi ve çalışma sahipleri, yazıların içerdiği bilgilerin güvenilirliği veya güncelliği konusunda hukuki bir güvence vermezler. Sitemizde yayınlanan yazılar bilgi amaçlı kaleme alınmış ve profesyonellere yönelik olarak hazırlanmıştır. Site ziyaretçilerimizin o meslekle ilgili bir uzmanla görüşmeden, yazı içindeki bilgileri kendi başlarına kullanmamaları gerekmektedir. Yazıların telif hakkı tamamen yazarlarına aittir, eserler sahiplerinin muvaffakatı olmadan hiçbir suretle çoğaltılamaz, başka bir yerde kullanılamaz, kopyala yapıştır yöntemiyle başka mecralara aktarılamaz. Sitemizde yer alan herhangi bir yazı başkasına ait telif haklarını ihlal ediyor, intihal içeriyor veya yazarın mensubu bulunduğu mesleğin meslek için etik kurallarına aykırılıklar taşıyorsa, yazının kaldırılabilmesi için site yönetimimize bilgi verilmelidir.


09:38
Top