2007'den Bugüne 92,313 Tavsiye, 28,222 Uzman ve 19,980 Bilimsel Makale
Site İçi Arama
Yeni Tavsiye Ekleyin!



Çocuk Eğitiminde Anne-Baba Tutum ve Davranışları Nasıl Olmalıdır.
MAKALE #8412 © Yazan Psk.Birsen ŞANLI | Yayın Şubat 2012 | 13,566 Okuyucu
ÇOCUK EĞİTİMİNDE ANNE-BABA TUTUM VE DAVRANIŞLARI NASIL OLMALI

Çocukların ruhsal ve fiziksel gelişiminde anne- baba tutum davranışlarının,çocuğun daha anne karnında iken ve 0-3,3-6 yaş gelişim evrelerinde, anne ve baba ile güvenli bağlanma ilişkisini gerçekleştirmiş olması çok önemlidir. Bebeğin.Anne karnında iken, annenin yaşadığı olumlu yada olumsuz ruh hali bebeğin,anne karnındaki psikolojisinin temelini oluşturarak, doğduktan sonraki ruhsal gelişiminde ve anne-baba ile kuracakları ilk iletişimde önemli rol oynamaktadır.Bebeğin anne karnında iken dış etkenlerden nasıl etkilendiğine dair yapılan gözlemlerde yapılan gözlemlerde, Dışardan gelen seslerin şiddetine göre bebek anne karnında yüksek sesli gürültülü seslerden korktuğu ve ayaklarına karnına çekerek toplandığı, sakin yumuşak sesler yada müzik sesi duyduğunda rahatladığı, annenin yada babanın yumuşak ses tonu ile konuşmalarında kıpırdamaya başladığı gözlemlenmiştir.

Mutlu ve huzurlu hamilelik yaşayan annelerin bebeklerinin, doğduklarında huzurlu bir bebeklik geçirdikleri, mutsuz yada huzursuz hamilelik yaşayan annelerin bebeklerinin ise ağlayan huzursuz bir bebek olarak gelişimine devam ettiği gözlemlenmiştir. Tabiî ki hamilelikte vitamin ve minerallerden zengin dengeli bir beslenme, huzurlu ,güvenli bir ortam da annenin ve bebeğin fiziksel ve ruhsal gelişiminde önemli etkendir.
0-3 yaş, bebeğin anne ve baba ile güvenli bağlanmayı Gerçekleştirmesi gereken önemli bir dönemdir. Güvenli bağlanmada en önemli olay Annenin bebeğini emzirmesidir. Annenin bebeğini emzirmesi, ,fiziksel ve ruhsal bağlanmanın temeli olduğu için bu anlamda çocuğun diğer gelişim evrelerindeki gelişimlerinin kalitesini yükselterek, bebeğin öz güveninin sağlam temellere dayanmasını sağlar. Ebeveyn olarak, Çocuğumuzun öz güvenin oluşması için yapacağımız en önemli iş ise, güvenli,uygun bebeğin rahat edebileceği bir ortam sağlayarak ve uygun zamanda bebeğin yatağının ayrılmasıdır. Bebeğimiz aynı odada olabilir fakat yatağı mutlaka ayrı olmalıdır. Hem fiziksel olarak zarar görmemesi için ( anne bebeğini emzirirken uyuya kalıp, bebeğin boğulma tehlikesi olduğu için) hem de anneye bağımlı bir kişilik geliştirmemesi için, bebeğin yatağının ayrı olmasında fayda vardır. Bir yaşından itibaren de odasının ayrılmasında ruhsal-kişisel gelişim acısından fayda vardır. Bu durum anne-baba ile bebek arasındaki güvenli ilişki geliştirilmesine engel olmaz. Bebeğin odasının, kendisini güvende hissedeceği konumda, aydınlık, anne ve babanın yatak odasına yakın olmalı, her iki kapıda ( bebek ağladığı zaman duyabilmek için) aralık bırakılmalı, ağladığı ya da yardıma ihtiyacı olduğu anda anne ve baba kısa sürede yanında olmalıdır. Gerekiyorsa anne veya baba bebeğin odasında veya yatağında birlikte yatabilirler. Ama çocuğun anne ve babayla aynı yatakta yatmaya alışması ve bunu ileri yaşlara kadar devam ettirmesi çocuğun sağlıklı cinsel kimlik oluşmasında ve bağımsız kişilik gelişimini olumsuz yönde etkiler.

Güvenli bağlanmanın temel ilkelerinden biride, anne ve babanın mümkünse 0- 3 yaşına kadar çocuklarının bakımını kendileri üstlenmeliler. Bakıcı tutmak zorunda kalan ebeveynlerin ise, sık sık bakıcı değiştirmemeleri, çocuklarına güvenli ve huzurlu yaşam alanı oluşturmaları gerekir. Çocuklarla olumlu ilişki kurmak için anne-babaların veya bakıcıların çocuklarla kaliteli zaman geçirmeleri önemlidir Kaliteli zaman demek, onlarla, göz teması kurarak ve onların göz hizasına inerek konuşmalı (tepeden bakarak değil) onları dinlemeli, okşayarak sevmeli, onların farklı bir birey olduklarını düşünerek fikirlerini sormalı ve düşüncelerine değer vermeliyiz, onlara güvendiğimiz hissettirmeli ve ifade etmeliyiz, onların üzerinde baskı uygulamamalıyız, onlara sonsuz sevgimizi sunarken kemdi disiplinlerini oluşturmalarına yardımcı aktiviteler geliştirmeliyiz. Aksi tutum ve davranışlar, çocuklarda öz güven eksikliğine, huzursuzluğa, Agresif yada içe kapanık kişilik geliştirmesine, nedensiz ağlamalara, değersizlik hissine, iletişim bozukluklarına, kaygı bozukluklarına neden olabilir.

3-6 yaş evresi ise, bebeklikten kurtulup oyun cağı çocukluğuna adım atlığı dönemdir. Bu dönem, çocuğun başkalarıyla oyun oynama, zaman geçirme, anne-babadan Başka kişilere güvenebilme, okula gitme, yani ailesinin dışında sosyalleşmeye başlama evresidir. Çocuğun 3-6 yaş dönemi, çocuğun anne ve babayı model alma, onları taklit etme, kendini tanıma dönemidir. İyi model olma anlamında ebeveynler çocuklarının nasıl bir kişilik geliştirmesini istiyorlarsa, o şekilde yaşamaya ve davranmaya özen göstermelidirler. Örneğin: Çocuğunun sigara, alkol gibi maddeler kullanmasını istemeyen baba-anne bu tür maddeler kullanmamalı ve böyle ortamlarda bulunmamalıdırlar.
Aksi halde, çocuğuna bu tür maddeleri kullanmanın zararlarını anlatıp yasaklama getirmesi hiçte inandırıcı ve caydırıcı olmaz. Aynı şekilde kitap okumayan bir anne-babanın çocuğuna kitap okuma alışkanlığı kazandırması zor olabilir.
3-6 yaş dönemi, çocuğun ana sınıfına dolayısıyla okula başlama yaşıdır. Aile dışında başka bir ortamda bulunmak,başka kişilerle aynı ortamı paylaşmak,okul öncesi eğitime başlamak için okula başlayacak olmasından dolayı, bazı çocuklarda okul fobisi yada dış mekan fobisi oluşabilir. Çocukta böyle bir fobi oluşmaması için, okul hakkında güzel hikayeler, masallar anlatılarak çocuğa okul hayatı hakkında pozitif ve sevimli bilgiler sunmalıdır ve okula başlamadan önce çocuğun anne- baba bağımlılığını azaltıp bireysel hareket edebilmesi yaşıtları ile oyunlar oynaması, paylaşımlar yaşaması için cesaretlendirilmesi, uygun sosyal ortamlar sunulması gerekir. Bu öz güvenin geliştirilmesi içinde çocuğumuza bağımsız bir birey olarak davranmalı, ev içinde yapabileceği sorumluluklar verilerek başarıları ödüllendirilmelidir. Çocuğumuzun yapamadığı aktivitelerini, ilerdeki başarıları için gerekli deneyimler olarak açıklanmalı, yeniden denemek için cesaretlendirilmelidirler. Ayrıca bu cesaretlendirilmeleri yaparken daha çok yapabildiklerini örnek gösterip, ihtiyacı olduğunda yardım edebileceğimiz güvencesini çocuğumuza hissettirmeliyiz. Verdiğimiz sözleri yerine getirmeliyiz ki çocuğumuzun güvenini kazanmalıyız. Yapamayacağımız şeyler için asla söz vermemeliyiz. Özellikle olumsuz eleştirilerden ve başkalarıyla kıyaslamadan kaçınmalıyız. Çocuğumuzu her haliyle ve her koşulda beklentisizce sevdiğimizi ve ona güvendiğimizi hissettirmeli ve dillendirmeliyiz.

Çocuk eğitiminde ödül ve geri bildirim (ceza) yerinde, zamanında ve abartmadan uygulanmalıdır. Ödüllendirmek için vereceğimiz hediyeler, maddi değeri yüksek şeyler olmamalı, daha çok beraber yapılacak, yeni ve eğlenceli aktiviteler en güzel hediyelerdir. Diğer taraftan yapılan davranışın yanlış ya da olumsuz olduğunu anlamasını sağlamak içinde uyarı ya da ikaz niteliğinde geribildirimler sunmalıyız. Olumlu davranışların uzun süreli olması ve çocuğun prensip oluşturulması açısından kurallar koymak şarttır.
Fakat kuralları koymadan önce mutlaka kural koymanın gereklilikleri ve nedenleri çocuğun anlayacağı dille izah edilmelidir. Geri bildirimler, çocuğun kişiliğini, öz güvenini, öz saygısını, zedeleyecek, onu zorlayacak biçimde olmamalıdır. Başkalarıyla kıyaslama, beceriksizliğini vurgulamak, dış görüntüsüyle, tutum ve davranışıyla, yaptığı işlerle ve işlevleriyle, alay etmek, başkalarının ya da yaşıtlarının yanında kendisini aşağılayan ifadeler kullanmamak gerekir. Yaptığımız geri bildirimler genellikle, sevdiği aktivitelerden veya önemsediği şeylerden uzaklaştırma veya mahrum bırakma olabilir.
Çocuğumuza, olumlu davranış kazandırmak ve kendi disiplinini oluşturması adına, uygulanacak kuralların ya da geri bildirimlerin, şiddet, korku, baskı, zorlama içermemesi çocuğun yaşına, duygusal, psikolojik gelişimine fiziksel ve sosyal şartlarına uygun olup yapabileceği şeyler olmalıdır. Kuralların uygulanmasında ve geri bildirimlerin olumlu süreç geliştirmesinde, anne-babanın, çocuğa bakan ebeveynlerin ve okula gidiyor ise öğretmenlerin, birlikte uzun süreli ve tutarlı hareket etmeleri çok önemlidir. Aksi halde çocukta anne ve babaya, ebeveynlere ve birlikte olduğu çevresine karşı güvensizlik, soyutlanmışlık hisseder. Dolayısı ile de kabul görmek, istediğini yaptırmak, sınırlarını genişletmek için, tutarsız ve disiplinsiz, kurallara uymayan, istediği yapılmadığı takdirde başkalarına zarar vermek v.s gibi olumsuz tutum ve davranışlar geliştirebilir. Bu a sosyal davranışlar, çocuğun sosyal ortamdan dışlanmasına neden oluabilir.
Çocukların olumsuz tutum ve davranış geliştirmesinde etken olan fiziksel koşullarda vardır. Bunlar kullandığımız elektronik araçlar, iletişim araçlarından telefon ve bilgisayar bağımlılığıdır. Aileler çocuklarının bilgisayar kullanımlarını denetleyemedikleri için çocukların internette oynadıkları savaş oyunları ve kişisel ve cinsel gelişimlerini etkileyecek zararlı sitelere girmeleri ve buralarda uzun süre kalmaları ruhsal gelişimlerini olumsuz etkileyerek davranış bozukluklarına neden olmaktadır. Ayrıca kullandığımız elektronik aletlerin bilinçsiz ve uzun süreli kullanımı sonucu açığa çıkan radyasyon, çocukların, Konsantrasyonlarının bozulmasına, dikkat dağınıklığına, aşırı hareketliliğe, agresif davranışlarına neden olurken zararlı yayınlarda, cinsel ve saldırgan dürtülerini artmasına ve kontrol edilememesine, yanlış ve zararlı arkadaşlıklar edinilmesine asosyal davranışların oluşmasına neden olmaktadır.

Günlük yaşantımızda kullandığımız, elektronik eşyaların, iletişim ve haberleşme araçlarının özellikle çocuklar tarafından sınırlı kullanılmasına dikkat edilmeli zararları hakkında bilinçlendirilmelidirler. En önemlisi de bu konuda da ebeveynler olarak bilinçli kullanıcı olarak, çocuklarımıza örnek olmalıyız.

Uzm. Psikolog pozitif psikoterapist
Birsen Şanlı
Yazan
Bu makaleden alıntı yapmak için alıntı yapılan yazıya aşağıdaki ibare eklenmelidir:
"Çocuk Eğitiminde Anne-Baba Tutum ve Davranışları Nasıl Olmalıdır." başlıklı makalenin tüm hakları yazarı Psk.Birsen ŞANLI'e aittir ve makale, yazarı tarafından TavsiyeEdiyorum.com (http://www.tavsiyeediyorum.com) kütüphanesinde yayınlanmıştır.
Bu ibare eklenmek şartıyla, makaleden Fikir ve Sanat Eserleri Kanununa uygun kısa alıntılar yapılabilir, ancak Psk.Birsen ŞANLI'nın izni olmaksızın makalenin tamamı başka bir mecraya kopyalanamaz veya başka yerde yayınlanamaz.
     2 Beğeni    
Facebook'ta paylaş Twitter'da paylaş Linkin'de paylaş Pinterest'de paylaş Epostayla Paylaş
Makale Kütüphanemizden
İlgili Makaleler Psk.Birsen ŞANLI'nın Makaleleri
TavsiyeEdiyorum.com Bilimsel Makaleler Kütüphanemizdeki 19,980 uzman makalesi arasında 'Çocuk Eğitiminde Anne-Baba Tutum ve Davranışları Nasıl Olmalıdır.' başlığıyla benzeşen toplam 26 makaleden bu yazıyla en ilgili görülenleri yukarıda listelenmiştir.
► Sınav Stresi Mayıs 2008
Sitemizde yer alan döküman ve yazılar uzman üyelerimiz tarafından hazırlanmış ve pek çoğu bilimsel düzeyde yapılmış çalışmalar olduğundan güvenilir mahiyette eserlerdir. Bununla birlikte TavsiyeEdiyorum.com sitesi ve çalışma sahipleri, yazıların içerdiği bilgilerin güvenilirliği veya güncelliği konusunda hukuki bir güvence vermezler. Sitemizde yayınlanan yazılar bilgi amaçlı kaleme alınmış ve profesyonellere yönelik olarak hazırlanmıştır. Site ziyaretçilerimizin o meslekle ilgili bir uzmanla görüşmeden, yazı içindeki bilgileri kendi başlarına kullanmamaları gerekmektedir. Yazıların telif hakkı tamamen yazarlarına aittir, eserler sahiplerinin muvaffakatı olmadan hiçbir suretle çoğaltılamaz, başka bir yerde kullanılamaz, kopyala yapıştır yöntemiyle başka mecralara aktarılamaz. Sitemizde yer alan herhangi bir yazı başkasına ait telif haklarını ihlal ediyor, intihal içeriyor veya yazarın mensubu bulunduğu mesleğin meslek için etik kurallarına aykırılıklar taşıyorsa, yazının kaldırılabilmesi için site yönetimimize bilgi verilmelidir.


01:19
Top