2007'den Bugüne 92,301 Tavsiye, 28,216 Uzman ve 19,976 Bilimsel Makale
Site İçi Arama
Yeni Tavsiye Ekleyin!



Ülkemizde Kreş Uygulamaları ve Sid ile Bilimin Öğrettikleri
MAKALE #8538 © Yazan Psk.İzzet GÜLLÜ | Yayın Mart 2012 | 5,259 Okuyucu
ÜLKEMİZDE KREŞ UYGULAMALARI VE SİD İLE BİLİMİN ÖĞRETTİKLERİ

SİD İLE BİLİM

Ünlü psikolog, sosyal bilimci ve filozof Mevlana, “Öğrenilmiş bilgiyi yeterli görmüşsen demek ki önünü başkasının ışığıyla aydınlatmışsın” der. Oysa elden gelen öğün olmaz, o da vaktinde bulunmaz derler. Bu nedenle önümüzü sadece başkasının ışığıyla değil; başta kendi ışığımız olmak üzere birçok ışık kaynağıyla aydınlatabilmek gerekiyor.

Bu ve benzeri nedenlerle öğrenmeyi fakülte veya sınırlı süreli kurs merkezleriyle sınırlayanlara şaşıyorum. “Ömür boyu sürmesi gereken bir süreç işi olan eğitimi bile tekeline almış, adeta “bizim tezgahımızdan geçmeyen öğrenemez” diyen bu yapıları zaman zaman zaten eleştiriyorum. Oysa hep dediğim gibi öğrenme işi kısıtlı bir zemine ve zamana sıkıştırılarak halledilemez. Üstelik de bu işin onca çeşit yolu – yöntemi vardır. Ve bu yollardan birindeki eksiklik bile beynimizdeki bilgi pazılında bazı şeylerin eksik kalmasını önleyemez.

Fakülte, hastalar, danışanlar, okumalar, araştırmalar, düşünmeler yoluyla öğrenirken şimdilerde kızım vesilesiyle yeni bir öğrenme yolu daha keşfettim. Bu yoldan gidip gelirken ışığımı çoğu zaman TRT ÇOCUK’ta birlikte izlediğimiz SİD İLE BİLİM çizgi filmine tuttum. Haliyle de gördüklerimi buradan size aktarmak istedim.

SİD İLE BİLİM’İN ÖĞRETTİKLERİ -I

Artık çok daha eminim, milletlerin de kişiler gibi genel bir karakterleri, tipik bakış açıları ve toplumsal felsefeleri olduğuna. Özellikle de bu çizgi filmi izleyince… Bu tespitimi anti parantez olarak vurguladım, şimdi asıl meseleye geçelim isterseniz.

Malum, kreşler öğrenmeye ilgi uyandıran, temel işlevi genellikle bu şekilde tanımlanan yerlerdir. Kitaplardaki akademik ve bilimsel tanımlama bu. “Evdeki hesap çarşıdakine uymaz” diyerek büyütülen bizler için elbette ki bunun fazlaca bir önemi yoktur!

BİZDEKİ UYGULAMA: HAYDİ ÇOCUKLAR ALİCAN’A ALKIŞ, AFERİİİİİM

Bizim ülkemizde kreşler hatta ana okullarının önemli bir bölümü; daha ziyade ortada bir öğretici ve onun alkış tutan elleri nezaretinde bol bol şarkı söylenen, bir süre hep birlikte çizgi film izlenilen, geri kalan zamanda da gına getirecek derecede elma, armut, vazo resim çalışması yapılan; böylece sadece merak, ilgi, heyecan, doyum değil kırtasiye düşmanı da olan yerlerdir.

Kreşi çoktan ilkokul formatına dönüştürmüş, “Çocuğunda ilerleme var, bak hatta…” sözünü duyunca ağzı tavana vuran ebeveynlerin olduğunu çoktan çözmüş, bunun için de vaktinden evvel sayı saymayı öğreten, hatta okuma yazma eğitimi vererek çoktan “uçmuş” tiplerini söylemeye bile gerek görmüyorum.

(Cehalet çok kötü bir şey. Hele eğitimli cehalet ondan da kötü. Biri hiç olmazsa bilmediğini biliyor. Haliyle hem verince öğrenebiliyor hem de herkesçe tanındığı için zararından korunmak mümkün olabiliyor. Öbürü hem bilmiyor, hem bilmediğini bilmiyor, hem de kimse bu kişilerin bu yönlerini bilmiyor. Böylece bu tiptekilerin zararından korunmak öyle kolay kolay mümkün olmuyor.)


SİD İLE BİLİMİN ÖĞRETTİKLERİ - II

Koca koca, anlı - şanlı prof. ve hocaların bilim kurulu görevlerinde bulunduğu devasa Milli Eğitim teşkilatımız bile yıllardır daha kime nasıl bir eğitim vereceğini keşfedememişken son derece küçük ve mütevazi kurumlar olan kreşlerimizin durumuna şaşmamak gerekiyor gerçi. O yüzden batılı muadilleriyle karşılaştırmak ne derece doğru, bilemiyorum. Yine de en etkili öğrenme şekli kavramadır, kavrayarak öğrenmenin yolu ise büyük ölçüde kıyaslamadan geçer diyerek konumuza devam edelim.

İzleyenler bilir:

SİD İLE BİLİM’de her gün yeni bir kavram seçiliyor. Bu kavramların çocukların somut düşünme dönemleri dikkate alınıyor, daha çok bir nesne ile ilgili olması sağlanıyor. Örneğin bir gün cetvel işleniyor, öbür gün çizelge, başka bir gün ise tarladaki kabak konusu. Çocuklar hem çevrelerindeki nesneleri tanıma olanağı buluyorlar hem de o nesneleri tanımlayan kavramları öğrenmeleri mümkün oluyor.

Öğretmen bizlerdeki (bir kısmını kastediyorum elbette) gibi asık yüzlü değil, son derece neşeli, işini seven biri. Bu hal haliyle çocuklara da bulaşıyor. Öğretmendeki merak, öğrenmeye açlık kısa sürede çocuklara da sirayet ediyor. (Zaten öğretmenlik bunlar ve benzerleri demek. Yoksa beyinde hamallığı yapılan kuru bilgileri yüklenmiş olmak değil. Öyle olsaydı en iyi öğretmenler hard diskler veya hafıza kartları olurdu)

HER GÜN HAYATIN İÇİNDEN BİR NESNE VE KAVRAM

Öğretmen her gün bir nesneyi, haliyle kavramı ele alıyor demiştim. Önce o nesnenin bir örneğini sınıfa getiriyor. Bunu ana hatlarıyla anlatıp tanıtıyor. Sonra çocuklara sorular soruyor. Bilince övgü ve tebriklerini bildiriyor. Bu kadarı yarım yamalak da olsa bizde de olabilir belki.

Sadece bunlar mı, elbette ki değil. Bilgi ne kadar çok duyu yolundan girerse o kadar etkili öğrenme olur bilimsel bilgisine uygun olarak çocuklardan işlenilen konuyla ilgili resim çizmeleri isteniyor. Çocuklar resim çizme yoluyla öğrendiklerini daha da pekiştirmiş, hem işin içine hayal dünyalarını da katmış oluyorlar. Bizde olduğu gibi hayal dünyası öğrenmeden kopuk, öğrenme de çoğu zaman hayalden bağımsız gerçekleşmiyor; ikisi birlikte, el ele, kol kola, eşgüdüm halinde hayat buluyor. (Bundan olsa gerek, Samsun’un Bafra ilçesinin bilmem ne köyündeki ilkokul mezunu Kazım efendi tarlası için ot biçme makinesi icat ederken bu alanda üst düzey eğitimi ve unvanı olup da benzer bir buluş yapamayan kişi sayısı oldukça fazladır ülkemizde. Birinin teorik bilgisi yok ama hiç olmazsa hayal dünyası köreltilmemiş. Öbürünün belki bilgisi var ama bunu edinme sürecinde hayal dünyasına değmedik tırpan kalmamış)

ÖĞRENMENİN KALICI HALE GETİRİLMESİ

Bizler, daha doğrusu çoğumuz eğitimcinin tek bir kanaldan (salt konuşma yoluyla) verdiği her şeyin öğrenildiğini zannediyoruz. Hatta bizler tek taraflı kuru bilgi aktarma yani öğretme işine eğitim diyen bir milletin fertleriyiz. Oysa öğrenme işitilenler değil; öğretilenler unutulduktan sonra geriye kalanların toplamıdır. Dolayısı ile öğretme faaliyeti yahut öğrenmek eşittir vermek değil; alındığından, yerleştiğinden, kalıcı hale geldiğinden emin olmaktır. Bunun yol ve yöntemlerinin tümünü hayata geçirmektir.

BİLİMSELLİĞE BAKIN HELE

Bu çizgi filmde duyarak öğrenilen, izleyerek – görerek, hatta dokunarak pekiştirilen, ayrıca resim çizme yoluyla daha da perçinlenen bilgi son olarak konuyu ele alan ve sözlerinin asla (bizdeki gibi) kafiyeli olması gerekmeyen (oysa kafiye özü kaçırır, zarfı mektuptan önemli hale getirir, hayal dünyasını köreltir) ve o an uydurulan bir şarkı ile devam ediyor. Bunlar da yeterli görülmez, eğitimci, “Hadi çocuklar bahçeye, şimdi öğrendiğiniz konuyla ilgili oyun oynayın” der. Oyunu çocuklar o an kafalarından uydururlar. (Bağımsız iş yapabilme becerisine, hayal gücünü geliştirmeye ek destek). Böylece işin içine çocuklar için en etkili öğrenme yolu olan oyun da katılır. En az bunun kadar önemlisi de oyuna duyulan çocuksu heyecanın, sevincin ve coşkunun bilgiye, öğrenmeye, araştırmaya, keşfetmeye transferinin sağlanmış olmasıdır.

BİLGİ KURU OLARAK DEĞİL, DUYGU BOYUTU DESTEKLENEREK VERİLİYOR

Bizdeki çocuklar -garibim- her gün kuru kuru kağıtlara elma - armut çizerek sıkılırken,

Bir de geçim derdi ile boğuştuğu için yüzü her daim asık olabilen eğitimcinin suratına bakarak yaşamdan -daha yaşamadan üstelik- bezerken,

Tüm bu ve benzeri nedenlerle her gün ruhları – içleri kararırken,

Analarından - babalarından korktukları için zoraki öğrenmeye çalışırlarken,

Bir çoğu adeta okul bitsin tövbe daha elime kitabı - kalemi almam demek için çırpınırken,

Tüm bu etmenlere rağmen hala ayakta kalabilen üç beş sağ - salim öğrenci de en fazla lisede enayi ve inek damgasıyla son kurşunu da yiyip yere, yıllardır kaçıp durduklarıyla aynı zemine düşerken buradaki çocuklar aslında çok, çok şanslılardır.

İşin içinde bu kadar çok bilimsellik olunca, söz gelimi her gün hayatın içinden seçilmiş yeni bir nesnenin ele alınmasının tetiklediği merak, dokunarak öğrenmenin beslediği ilgi, en önemlisi de resme duyulan ilgi, şarkıya dair neşe olunca, en çok da oyuna ilişkin coşku bilgiye transfer edilince ortaya bizlerdeki gibi, “Fazla okuma kafayı yersin” ya da (en fazla), “Boş vaktimde kitap okuyorum” diyen kişiler değil; öğrenmeyi seven, araştırmaktan keyif alan; öyle ki metroda, hatta güneşin altındaki, pırıl pırıl denişin karşısındaki plajda bile kitap okuyan yetişkinler çıkar.

(Not: Sid ile Bilim konusunda, ülkemizde, kaleme alınmış tek bir akademik yazı yahut çalışma var mıdır, zannetmiyorum. Varın gerisini siz düşünün artık)

Psikolog
İzzet Güllü

Yazan
Bu makaleden alıntı yapmak için alıntı yapılan yazıya aşağıdaki ibare eklenmelidir:
"Ülkemizde Kreş Uygulamaları ve Sid ile Bilimin Öğrettikleri" başlıklı makalenin tüm hakları yazarı Psk.İzzet GÜLLÜ'e aittir ve makale, yazarı tarafından TavsiyeEdiyorum.com (http://www.tavsiyeediyorum.com) kütüphanesinde yayınlanmıştır.
Bu ibare eklenmek şartıyla, makaleden Fikir ve Sanat Eserleri Kanununa uygun kısa alıntılar yapılabilir, ancak Psk.İzzet GÜLLÜ'nün izni olmaksızın makalenin tamamı başka bir mecraya kopyalanamaz veya başka yerde yayınlanamaz.
     Beğenin    
Facebook'ta paylaş Twitter'da paylaş Linkin'de paylaş Pinterest'de paylaş Epostayla Paylaş
Yazan Uzman
İzzet GÜLLÜ Fotoğraf
Psk.İzzet GÜLLÜ
Sakarya (Online hizmet de veriyor)
Psikolog
TavsiyeEdiyorum.com Üyesi18 kez tavsiye edildiİş Adresi KayıtlıTavsiyeEdiyorum.com'u sıkça ziyaret ediyor.
Makale Kütüphanemizden
İlgili Makaleler Psk.İzzet GÜLLÜ'nün Yazıları
► 0- 6 Yaş Kreş Çocukları Psk.Umut ÇİÇEK
TavsiyeEdiyorum.com Bilimsel Makaleler Kütüphanemizdeki 19,976 uzman makalesi arasında 'Ülkemizde Kreş Uygulamaları ve Sid ile Bilimin Öğrettikleri' başlığıyla benzeşen toplam 53 makaleden bu yazıyla en ilgili görülenleri yukarıda listelenmiştir.
◊ Bir Veda Yazısı Haziran 2018
◊ Bu Yazıyı İyi Anla ÇOK OKUNUYOR Haziran 2018
Sitemizde yer alan döküman ve yazılar uzman üyelerimiz tarafından hazırlanmış ve pek çoğu bilimsel düzeyde yapılmış çalışmalar olduğundan güvenilir mahiyette eserlerdir. Bununla birlikte TavsiyeEdiyorum.com sitesi ve çalışma sahipleri, yazıların içerdiği bilgilerin güvenilirliği veya güncelliği konusunda hukuki bir güvence vermezler. Sitemizde yayınlanan yazılar bilgi amaçlı kaleme alınmış ve profesyonellere yönelik olarak hazırlanmıştır. Site ziyaretçilerimizin o meslekle ilgili bir uzmanla görüşmeden, yazı içindeki bilgileri kendi başlarına kullanmamaları gerekmektedir. Yazıların telif hakkı tamamen yazarlarına aittir, eserler sahiplerinin muvaffakatı olmadan hiçbir suretle çoğaltılamaz, başka bir yerde kullanılamaz, kopyala yapıştır yöntemiyle başka mecralara aktarılamaz. Sitemizde yer alan herhangi bir yazı başkasına ait telif haklarını ihlal ediyor, intihal içeriyor veya yazarın mensubu bulunduğu mesleğin meslek için etik kurallarına aykırılıklar taşıyorsa, yazının kaldırılabilmesi için site yönetimimize bilgi verilmelidir.


21:56
Top