2007'den Bugüne 92,313 Tavsiye, 28,222 Uzman ve 19,980 Bilimsel Makale
Site İçi Arama
Yeni Tavsiye Ekleyin!



Zıtların Önemi ve Sağlıklı Kişilerdeki Algı ve Anlamlandırma Bozuklukları
MAKALE #8561 © Yazan Psk.İzzet GÜLLÜ | Yayın Mart 2012 | 6,538 Okuyucu
ZITLARIN ÖNEMİ VE SAĞLIKLI KİŞİLERDEKİ ALGI VE ANLAMLANDIRMA BOZUKLUKLARI

Koca asırları süzmüş, içinden bin bir emekle, “Her şey zıddı ile bilinir” gerçeğini damıtmış olan Mevlana zıtları düzlerden ayrı görmeyin der.

Yüzde doksan küsurumuzun önem atfettiği köklü inanç kültürümüz bize benzer şekilde, “Her işte, hatta her şer'de bile hayır vardır” diye söyler.

Büyüklerimiz de bu kaynaklardan beslenmiş, farklı bir şey diyecek değiller! Onlar da haliyle her fırsatta, “Takma, vardır bir hikmetiiiii” telkininde bulunur.

Tüm bu eğitimsel, kültürel ve inançsal bakış açısı aşılarına rağmen bir türlü bağışıklık kazanamayan, o sebeple zıttı sürekli düz olanın düşmanı belleyen, her şer gibi gördüğünü elinden gelse taşlayan, “Ne hikmeti beyefendi, Hikmet bizim karşıdaki bakkalın çırağı” demek için adeta deliye dönen ise bizleriz. Bizler, yani yeni kuşak nesiller, kendilerini -icraatlarına değil de ışıltılı unvanlarına bakarak- önceki zamanlarda gelenlerden daha akıllı sanan anlı şanlı etiketliler!

Oysa dünkü Eflatun’un, Platon’un, Yunus Emre’nin, Mevlana’nın, Farabi’nin şimdiki gibi ışıltılı etiketleri yoktu! Peki ya bugünkü bizlerin Eflatun’u, Platon’u, Yunus’u ve Mevlana’sı var mı?

O günün dünyası bugünün beşte, onda biri düzeyindeki nüfusun içinden bu kişileri ve çok daha fazlasını çıkardı! Bizler eski devirleri sekize, ona katlamış milyarlarca kişi içinden (ve onca imkana rağmen) hala onları aşabilecek düşünürler vs. çıkarabilmiş miyiz! O halde her yanı sarmış bu hava, caka ve kibir neden!

OYSA DOĞRU YANLIŞLA AYNI İŞLEVİ GÖRÜR

Aslında bu yazıda zıttın ve yanlışın önemine değiniyordum. Konuyu biraz dağıttım. “Zararın neresinden dönülürse kardır” diyelim ve devam edelim öyleyse:

Doğrunun zıddı yanlış, düzgününki de hatadır. Malum, her şey ancak zıddıyla bilinir! O halde doğruyu açığa vuran, düzgünü gün ışığına çıkaran zıtlara niçin bu kadar düşmanız!

Hz. İsa olsa gerek, bu edebi kimlerden öğrendin diyenlere edepsizlerden öğrendim diye cevap veriyor. Demek ki zıtlar, yanlışlar, kötüler, hatalılar da en az olumlu zıtları kadar önemli bir fonksiyon görüyor.

Bakmayın siz atılan gizli yahut açık havalara! Eğitim birkaç konudaki cehaleti alıyor ancak. O da bilginin adeta bir okyanus olduğu günümüzde bunu bile kısmen yapabiliyor! Af edersiniz ama gözleriyle ünlü bir “canlı” gibi olmak ise çoğu zaman baki kalabiliyor!

O sebeple, eğitimimiz, unvanımız her ne olursa olsun, bu işlerin anlatmaya çalıştığım özüne vakıf olmaktan en az sıradan insanlar kadar uzak olan toplumlardan biriyiz diye düşünüyorum! O yüzden inancımız ne derse desin, bilim neyi gösterirse göstersin, bizler hiçbir faydası olmadığına, hatta kötülüğe hizmet ettiğine inandığımız için hatalara, yanlışlara bu kadar düşmanız! Oysa hatalar öğreticidir. Yanlışlar doğruya giden yolda en az doğru işaretler kadar önemli yol göstericilerdir.

Adam yanlış yazıyor (muş)…

Herif hatalı şeyler anlatıyor (muş)…

Filanca şahıs bilmem ne düşmanlığı yapıyor (muş)…

Hatırlarsanız kısa bir süre önce gazeteci sayın Metin Münir (Milliyet) hedef gösterilmiş, kendisi için "psikiyatri düşmanlığı" yapıyor denilmişti. Ağır hakaretler, bel altı vurmalar, alaya alma gibi semptomlarla karakterize olan AHB (ağır hazımsızlık bozukluğu) örnekleri sergilenmişti. İnsan duygu, düşünce ve davranışlarıyla ilgili en ağır sorunlara teşhis koyup tedavi düzenleyen bir mesleğin üst çatı örgütü sıradan bir duruma ne yazıktır ki yanlış teşhis koymuş, alandaki mevcut hatalardan bahsetmeyi en fazla meslek dostluğu olarak tanılamak yerine psikiyatri düşmanlığı olarak lanse etmişti (Mesleki uygulamaların getirdiği son derece sıradan sorunları bile hastalık görme alışkanlığından olsa gerek). Zannedilmişti ki yığınla halk “psikiyatriye saldırı var” denildiğinde adeta kutsallarına saldırılmış gibi hissedecek! En sıradan sorunda bile almak zorunda bırakıldıkları düşük etkili ancak yüksek yan etkili ajanlarla yıllardır “zehirlendikleri” yetmezmiş gibi bir de kalkıp derhal yanlarında yer alacaktı! Allah’tan artık her şeyin farkında olan kamuoyu bu kerameti kendinden menkul çıkışa itibar etmedi. Hiçbir tesiri olmayan bu çıkış birkaç sıradan basın organında ve internet sitesinde cılızca yer almanın ötesine geçemedi.

YİNE MEVLANA DER Kİ

Mevlana der ki:

“Günün birinde doğru ile yanlış birlikte denize girmişler. Yanlış sırf yanlışlık olsun diye doğrunun elbiselerini giymiş, çıkmış gitmiş. Doğru da doğruluk olsun adına ses çıkarmamış, yanlışın elbiselerine razı olmuş. O gün bugündür doğru ortalıkta yanlış, yanlış da doğruluk suretinde dolanıp durmakta!”

Heyhat! Ayıktıran, beyin fırtınası yaptıran, doğruyu en az doğru kadar güçlü, sadece başka bir güzergahtan gösteren, böylece bakış açısını geliştiren, uyuşmayı ve ataleti önleyen, belki aykırı lakin en hakiki dost sesine düşman; suskun, şakşakçı ve sinsi düşmana ise dost demeyi genlerimizden mi edindik acaba?

YANLIŞA FEVRİ TEPKİ ONU BİZZAT DOĞRU BULMAKTIR

Bir şey hata ise, yanlışsa bu tarz celalli isyan (tıpkı tarihteki celali isyanı gibi) nedendir! Yoksa doğru olma ihtimaline duyulan bir reaksiyon mudur bu! Yanlışsa bırak yanlışı herkes takdir etsin. Yok hata ise çekinme, herkes bu hata yapanı en azından algı ve anlam dünyalarında linç etsin! Senin amacın da zaten bu değil mi! Aksi halde doğruyu ve hatayı en az doğru kadar güçlü anlatan, sadece bunu başka bir yol izleyerek yapmaya çalışan bu çabalara balta vurarak insanların hem öğrenme hem de toplumların gelişme haklarını dinamitleyerek tırpanlamış olmuyor muyuz!

GELİŞMİŞ DÜNYA TEŞVİK DİYOR, BİZ HALA DARAĞACI KURMA PEŞİNDEYİZ

Gelişmiş Batı’da bazı isim yapmış şirketler vb. önemli toplantılarda özel olarak bir yöntem uyguluyor. Bir gurup kişinin sırf kasıtlı olarak meseleye aykırı yönden bakmaları isteniyor. Bu kişiler tüm beyin fonksiyonlarıyla meseleye sadece ve sadece olumsuz yönden bakıyorlar. Haliyle bu bilinçli, sabırlı ve gayretli çaba sonunda görülenler / fark edilenler bizim ayaküstü kolaycılığında üç beş dakikada yakaladıklarımızdan çok daha öte şeyler oluyor. O yüzden iyi ve güzel namına ne varsa hepsini gözü kapalı olarak çağdaş Batı’dan alma yönünde güçlü bir motivasyon taşıyoruz. Çünkü orada her şeyin en iyi şekilde, en ince detayıyla düşünülmüş olduğuna inanıyoruz! İnanıyoruz çünkü tüm deneyimler bize yıllardır bunun böyle olduğunu gösteriyor!

ESKİDEN EN FAZLA ÜÇÜN BİRİ SORUNDU ŞİMDİ EN AZ İKİSİ

Duyguların üç hali vardır. Olumlu duygular (sevgi, neşe vb) olumsuz duygular (üzüntü, öfke vs), hastalıklı olanlar (takıntılı duygular, ruhsal çökkünlük vb)… Aynı şekilde düşünce de üç türlüdür. Olumlu düşünce (“bu faydalıdır” demek gibi), olumsuz düşünce (“şu is yanlış işliyor, ey millet” demek misali) ve hastalıklı düşünce (takıntı, hakaret, çarpıtma, saldırma vs.).

Duyguların sadece üçüncü türü sorun olduğu halde sırf adı olumsuz diye onu da kolayca hastalık kategorisine almaya çalışan bir kısım düz mantık mensuplarının bulunduğu bir dünyada farklı versiyonlarının da düşüncenin esasında sadece son türü kötü iken baştaki hariç ikisini de bir ve aynı görmesine şaşmamak gerekiyor, biliyorum.

İnsanız işte, şaşıyoruz yine de!

Psikolog
İzzet Güllü
Yazan
Bu makaleden alıntı yapmak için alıntı yapılan yazıya aşağıdaki ibare eklenmelidir:
"Zıtların Önemi ve Sağlıklı Kişilerdeki Algı ve Anlamlandırma Bozuklukları" başlıklı makalenin tüm hakları yazarı Psk.İzzet GÜLLÜ'e aittir ve makale, yazarı tarafından TavsiyeEdiyorum.com (http://www.tavsiyeediyorum.com) kütüphanesinde yayınlanmıştır.
Bu ibare eklenmek şartıyla, makaleden Fikir ve Sanat Eserleri Kanununa uygun kısa alıntılar yapılabilir, ancak Psk.İzzet GÜLLÜ'nün izni olmaksızın makalenin tamamı başka bir mecraya kopyalanamaz veya başka yerde yayınlanamaz.
     9 Beğeni    
Facebook'ta paylaş Twitter'da paylaş Linkin'de paylaş Pinterest'de paylaş Epostayla Paylaş
Yazan Uzman
İzzet GÜLLÜ Fotoğraf
Psk.İzzet GÜLLÜ
Sakarya (Online hizmet de veriyor)
Psikolog
TavsiyeEdiyorum.com Üyesi18 kez tavsiye edildiİş Adresi KayıtlıTavsiyeEdiyorum.com'u sıkça ziyaret ediyor.
Makale Kütüphanemizden
İlgili Makaleler Psk.İzzet GÜLLÜ'nün Yazıları
► Algı Yanlılıkları Psk.Elif Can ÖZTÜRK
► Görsel Algı Veli DERİN
► Beden Algı Bozukluğu Psk.Damla KANKAYA
TavsiyeEdiyorum.com Bilimsel Makaleler Kütüphanemizdeki 19,980 uzman makalesi arasında 'Zıtların Önemi ve Sağlıklı Kişilerdeki Algı ve Anlamlandırma Bozuklukları' başlığıyla benzeşen toplam 44 makaleden bu yazıyla en ilgili görülenleri yukarıda listelenmiştir.
◊ Bir Veda Yazısı Haziran 2018
◊ Bu Yazıyı İyi Anla ÇOK OKUNUYOR Haziran 2018
Sitemizde yer alan döküman ve yazılar uzman üyelerimiz tarafından hazırlanmış ve pek çoğu bilimsel düzeyde yapılmış çalışmalar olduğundan güvenilir mahiyette eserlerdir. Bununla birlikte TavsiyeEdiyorum.com sitesi ve çalışma sahipleri, yazıların içerdiği bilgilerin güvenilirliği veya güncelliği konusunda hukuki bir güvence vermezler. Sitemizde yayınlanan yazılar bilgi amaçlı kaleme alınmış ve profesyonellere yönelik olarak hazırlanmıştır. Site ziyaretçilerimizin o meslekle ilgili bir uzmanla görüşmeden, yazı içindeki bilgileri kendi başlarına kullanmamaları gerekmektedir. Yazıların telif hakkı tamamen yazarlarına aittir, eserler sahiplerinin muvaffakatı olmadan hiçbir suretle çoğaltılamaz, başka bir yerde kullanılamaz, kopyala yapıştır yöntemiyle başka mecralara aktarılamaz. Sitemizde yer alan herhangi bir yazı başkasına ait telif haklarını ihlal ediyor, intihal içeriyor veya yazarın mensubu bulunduğu mesleğin meslek için etik kurallarına aykırılıklar taşıyorsa, yazının kaldırılabilmesi için site yönetimimize bilgi verilmelidir.


14:28
Top