2007'den Bugüne 92,310 Tavsiye, 28,219 Uzman ve 19,977 Bilimsel Makale
Site İçi Arama
Yeni Tavsiye Ekleyin!



Gerçeklik Terapisi
MAKALE #8662 © Yazan Dr.Psk.Dnş.Fahrettin KORKMAZ | Yayın Mart 2012 | 16,195 Okuyucu
GERÇEKLİK TERAPİSİ

Gerçeklik teorisi, hümanist psikologlardan William Glasser tarafından yürütülen araştırma ve gözlemler sonucu geliştirilmiştir.Gerçeklik terapisinin asıl teması birey olarak her zaman yaptıklarımızın sorumluluğunu taşımamız görüşü üzerine temellenmektedir.Buradan hareketle Glasser’e her birey kendi yaşamını kendisi kontrol edebilir.Glasser 1962 yılında başlayan ve ilk olarak gerçeklik terapisi olarak isimlendirdiği görüşlerini daha sonra Kontrol kuramı ve 1996’dan sonra da Seçim kuramı olarak değiştirmiştir.

Glasser’e göre insan davranışı basit bir şekilde uyarana karşı verilen tepkiden daha fazla anlam ifade eder.İnsan dışarıdan gelen etkilerden hiç şüphesiz etkilenirler;ancak bu etkilenmede sonuç olarak nasıl davranacaklarına yine kendileri karar verir nasıl davranacaklarını yine kendileri seçerler.Bu durum insanı diğer varlıklardan-nesnelerden- ayırır.Glasser’e göre birey doğru ya da yanlış her seçimde bulunmakla bir ihtiyacını karşılamış/bir ihtiyacına cevap vermiş olur.Gerçeklik terapisine göre problem yaşayan kişilerin çoğundaki ortak problem danışmaya gelen bireylerin yaşamlarında önemli olarak gördükleri insanlardan en az biriyle doyurucu ve başarılı bir ilişki kuramamalarından ya da diğer insanlarla yakınlaşıp onlara bağlanamamalarından kaynaklanmaktadır.Terapiste düşen görev ise danışanı hayatında gereksinim duydukları insanlarla ilişkileri konusunda yönlendirme ve nasıl daha etkili ilişkileri kurabileceklerini öğretmektir.

İnsanlar arasında bireysel farklılıklar olduğu bilinen bir gerçektir. Doğumdan itibaren bu farklar bireylerin hayatında, seçimlerinde, yönelimlerinde etkilidir. Birçoğumuz temel ihtiyaçlarımız hakkında çok az şey biliyoruz. Bildiğimiz, kendimizi nasıl hissettiğimiz ve istediğimiz de olabildiğince mutlu olabilmektir. Bunu sağlamak için ise psikolojik ihtiyaçlarımız gidermeye yönelik seçimler yaparız. Rahata, huzura ve mutluluğa yani genel bir iyilik haline ulaşmaya çalışırız.

Glasser’e insanlar dünyaya boş bir kutu gibi gelmezler.Onların doğumdan genetik kodlarına işlenmiş bir takım ihtiyaçlarla doğarlar. Genlerimizden bize miras kalabilecek bazı psikolojik ihtiyaçlar bireyin davranışlarını etkilemektedir. Bu ihtiyaçlar Hayatta kalma,Sevgi ve ait olma,güçlü olma,özgür olma ve eğlenme ihtiyacıdır. Birçoğumuz temel ihtiyaçlarımız hakkında çok az şey biliyoruz. Bildiğimiz, kendimizi nasıl hissettiğimiz ve istediğimiz de olabildiğince mutlu olabilmektir . Bunu sağlamak için ise psikolojik ihtiyaçlarımız gidermeye yönelik seçimler yaparız. Rahata, huzura ve mutluluğa yani genel bir iyilik haline ulaşmaya çalışırız. Glasser bu 5 temel ihtiyaçları belirledikten sonra eğer birey bir problem yaşıyorsa bu temel ihtiyaçtan biri ya da bir kaçının karşılanmadığına işaret ettiğini söyler.Terapistin görevi danışanların hangi gereksinimlerinin tam olarak karşılanmadığını belirlenmesine ve bu gereksinimin nasıl giderileceği noktasında danışana yardımcı olmaktır.Bu temel ihtiyaçları yakından inceleyecek olursak:

1-Hayatta kalma: Bütün yaşayan varlıklar, hayatta kalmak için mücadele eder. Buna genetikolarak programlanmışlardır.İnsanlar zorunlu fizyolojik ihtiyaçlarını karşıladıkları zaman ihtiyaç hiyerarşilerinin bir devamı olan psikolojik ihtiyaçlarını da karşılamak isterler. Zira insanı davranışa sürükleyen en önemli nedenlerden bir tanesi canlı varlığını sürdürebilme isteğidir.Glasser’e göre, hayatta kalmak için bireyin kişisel özgürlüğüne sahip olması gerekmektedir.Glasser bu temel ihtiyacın eski beyin denilen ve hayati fonksiyonları kontrol eden bir yapı içerisinde bulunduğunu ifade eder.

2-Sevgi ve Ait olma:Gerçeklik terapisinin en fazla üzerinde durulan kavramlardan birisidir.İnsanlar sosyal bir varlık olmaları nedeniyle hem sevgiyi almaları hem de vermeleri bir gerekliliktir.Tüm hayatımız boyunca sevme ve sevilme ihtiyacı içinde yaşarız. Glasser’e göre İnsan sevmeyi ve sevilmeyi öğrenmelidir.Sevgi insan için temel psikolojik bir ihtiyaçtır. Bireyler dünyada hem seveceği hem de sevgi göreceği birini bulmalıdır .Yaşamımızı sürdürmek için sevgi, sevgiye eşlik eden cinsellik ve bağlılık ihtiyacı içindeyiz. Bireyler cinsellikte sadece hormonsal zorunluluk ve zevk değil aynı zamanda sevgi ihtiyacı duymaktadır. Bu ihtiyaç bireylerin yaşamlarını sürdürmeleri için temel ihtiyaçlardandır. Mutluluğumuz sevilme-sevilme işini ne kadar iyi yapabildiğimize bağlıdır.Sevme-sevilme her ikiside olmak durumundadır.Biri olursa eksik olur.Sevme-sevilme gereklidir ancak yeterli değildir.Bununla birlikte aynı zamanda bir de davranış standardımızın olması gerekir.Doğru ya da yanlış yaptığımızı ancak bu davranış standardıyla ortaya koyabiliriz ve buradan hareketle değerli olma ihtiyacımızı karşılarız. Sevgi aynı zamanda karşılanması en zor ihtiyaçtır.Çünkü bu ihtiyacın karşılanması için işbirliği kurabilecek başka bireye ihtiyaç vardır.

3-Güçlü olma: İnsanlar, isteyebileceği her şeye sahip olduğunu düşünüp daha fazlasını elde etmek isterken aynı zamanda, başkalarına da yardımı olacak mücadeleler verir. Fakat gücün peşinde birçok kişi bunu elde etmek için neyin gerektiğine inanıyorsa yapmaktan çekinmezler . Kontrol etme arzusu ve baskı altına alma genellikle güçlü olan tarafından kullanılmaktadır. Başkalarının gücü, kendi hayatımıza yön verme konusunda tehdit haline gelebilir. Güçlü olma isteği ilişkilerde ilk olarak ait olmayla başlarken daha sonra süreç güçlü olmaya doğru kayar.Glasser ait olmayla bir araya gelen çiftlerin daha sonra güçlü olma ihtiyacı nedeniyle ilişkiyi kontrol etmeye çalışmalarını örnek verir.Kısacası herkes sahip olduğu bir özelliğiyle yaptığı bir şeyle ya da başarısıyla hem kendi hem de başkalarının gözünde önemli ve güçlü biri olarak tanınmak ister.

4- Özgür olmak: Bireyin seçim yapma ve seçimlerinde özgür olma gereksinimidir. Glasser’e göre, hayatta kalmak için bireyin kişisel özgürlüğüne sahip olması gerekmektedir.Glasser gücü kullanma noktasında bizim dışımızdaki insanların gücünün bizim hayatımıza yön verme noktasında tehdit durumuna geldiğinde ilk olarak endişe duyduğumuz şeyin özgürlüğümüz olduğunu ifade eder.Glasser’e göre hayatta istediğimiz gibi yaşama,kendimizi rahatça ifade etmek kısaca bağımsız hareket etmek isteriz.Kurallar,geleneklerle yaşamamıza rağmen kendimize ve başkalarına zarar vermemek kaydıyla bunlara uymama özgürlüğüne de sahip olduğumuzu ifade eder.

5-Eğlenme İhtiyacı: Yaşamla ilgili deneyimler edinirken ve öğrenirken aynı zamanda oyun oynama, keyif ve zevk alma, eğlenme ihtiyacını ifade eder. İnsanoğlu hayatının her döneminde öğrenen bir canlıdır. Sevgi, kontrol etme, özgürlük gibi ihtiyaçlarımızı karşılarken bunları nasıl karşılayacağımız öğrenir aynı zamanda eğleniriz. Oynamayı durdurduğumuz da öğrenmeyi de durdururuz. Eğlence, öğrenme karşılığında elde edilen bir ödüldür. Eğlence en iyi gülme ile tanımlanabilir.Çocuklar oyun yoluyla pek çok şey öğrenirler.Bu ihtiyaç yetişkinlikte de devam eder.Eğlenme ihtiyacı bizim can sıkıntımızdan uzaklaşmamıza ve ilişkilerimize renk katmamıza yardım eder.Glasser’e göre bir çok ilişki-eşler ve arkadaşlar arasındaki ilişki örnek verilebilir - içerisinde eğlence olmadığından dolayı bozulabilir.

Glasser’e göre yukarıda belirtilen temel ihtiyaçlar bireyden bireye farklılık göstermekle birlikte tüm insanlar için geçerli ve evrenseldir.

Total Davranış: Glasser’e göre tüm davranışlarımız amaçlıdır. Davranışlar istediğimiz şey ile elde ettiğimiz şey arasındaki farkı kapatmaya yönelik etkinliklerdir.Bütün davranışların birbirinden ayrılamayan ;fakat farklı 4 bileşenden oluştuğunu belirtir.Bunlar;hareket etme,düşünme,hissetme ve fizyolojidir.Bu parçaların tümüne total davranış diye tanımlar ve bir örnek verir:Depresyonda olan birinin ifade ettiği acı dört bileşenden biri olan hissetmedir.Bu his durumuna diğer üç bileşen eşlik eder.Eylemsel olarak,hareketsiz kalmak; Düşünsel olarak; ne yapayım yapacak bir şey yok diye düşünmesi;fizyolojik olarak da uykusuzluk durumu eşlik eder.Buradan hareketle Glasser şunu iddia eder:Birey aslında depresyona girmeyi kendisi seçmiştir.Çünkü o durumda bireyin ihtiyaçlarını karşılayacak en iyi davranış depresyonda olmaktır ve bireyde depresyonda olmayı seçmiştir.Eğer gerçeklik terapisi bireye depresyon durumunun sadece total davranış bileşenlerinden bir tanesi-hissetme-olduğu gösterilebilirse birey davranışını daha çok kontrolü altında tutabileceğini iddia eder.Total davranışları nasıl değiştirebiliriz sorusuna bileşenlerden yapma ve düşünmeyi değiştirdiğimizde total davranışı da değiştirebileceğimizi ileri sürer.Davranışlarımızın yapma elementi üzerinde her zaman kontrolümüz olduğundan eğer yapma elementi üzerinde bir değişiklik yaptığımızda;düşünme,hissetme ve fizyoloji elementleri üzerini de değiştirmiş oluruz.Buradan hareketle Glasser’e göre nasıl hissedeceğimiz,nasıl düşüneceğimiz ve ne yapacağımız bize ve seçimlerimize bağlıdır.Kontrol edeceğimiz tek davranış yine kendi davranışımızdır.

Glasser’in üzerinde durduğu bir diğer kavramda Fotoğraf albümüdür. Nitelikler dünyamıza koyduklarımızla, gerçek dünyadakiler arasındaki tutarlılık insanın kendisinin sorumluluğundadır. Kişi hissedeceği mutluluk ya da mutsuzluk duyguları kendisi seçer.

Seçim teorisine göre, insanların gerçekleri başkalarından farklı algılamalarının sebebi kişiye özgü nitelikler dünyasından kaynaklanmaktadır. Bu dünya, doğumdan kısa süre sonra hafızada şekillendirilmeye başlar. Hayat boyu oluşturulmaya devam eden bu dünya belli resimlerden oluşur. Nitelikler dünyasındaki resimler temel ihtiyaçların tatmin edilmesinde bireye yol göstermektedir. Söz konusu resimleri beynimizin kalite dünyası denilen özel bir yerinde depolarız.Dünyaya geldiğimizde ihtiyaçlarımızın neler olduğunu ve bu ihtiyaçları nasıl karşılayabileceğimizi bilemeyiz.eğer yapılan bir davranış ihtiyacımızı karşılarsa bu davranışı ilişkin bir resmi zihnimizde depolarız.Yaşamımız boyunca ihtiyaçlarımızı gideren bu resimleri bir araya getirerek toplarız.Bu resimler bizim bir anlamda ideal dünyamızı oluşturur. Fotoğraf albümüne benzetilen bu dünya bir anlamda hayatımızın merkezini de ifade eder. Fotoğraflar albümü bir çok insan için önceliklere göre farklıdır.Danışanlar bazen bu öncelikleri fark etmede zorlanabilir.Terapistin görevi bireyin öncelikleri noktasında danışan için neyin önemli olduğu noktasında bireye yardımcı olmaktır.Resimlerle anlatılanlar kişiler, istekler ve fikir ya da inanç sistemleri olarak üç grupta sınıflandırılmıştır. Kendimizi her iyi hissettiğimizde, gerçek dünyada yer alanlarla nitelikler dünyamızda yer alan resimler biri birini tutuyor demektedir.

Fotograf albümü ya da kalite dünyamızdaki resimler devamlı sabit olarak var olmazlar.Birey ihtiyacını görmeyen resimleri albümden çıkarır ve yenisiyle değiştirir.Burada önemli olan resimler değiştiğinde bireyin de bu değişime uygun olarak yaşamını değiştirir.Dünyada birbirinin aynısı albüme sahip olan iki kişi yoktur.Ancak insanların birlikte yaşayabilmesi için ortak resimlere sahip olması gerekir.İnsanlar fotoğraf albümündeki/kalite dünyamızın en önemli parçasıdır ve bu insanlar en çok bağlanmak istediğimiz kişilerdir.Danışmaya gelen insanların kalite dünyasında ya hiç kimse yoktur ya da doyumlu ilişki kurabilecekleri kimse yoktur.

Kısacası Gerçeklik/kontrol/seçim teorisinde birey kendi davranışlarından kendisi sorumludur.Çünkü her davranışını kendisi seçer ve seçimin sorumluluğunu üstlenmek durumundadır.Bireyin olmak istediği ve var olduğu durum arasındaki farklar ortaya konularak bireyin olmak istediği duruma onun nasıl ulaşacağı/karşılaştığı engellerle nasıl mücadele edeceğini,ihtiyaçlarını nasıl gidereceği noktasında danışana yardım etmeyi amaçlayan bir terapi şeklidir.

Fahrettin KORKMAZ Uzman Psikolojik Danışman

KAYNAKÇA:
Corey,G.(2008)Psikolojik Danışma Psikoterapi Kuram ve Uygulamaları.Mentis Yay.Ankara

Deveci,H.(2007)Öğretmenlerin Psikolojik İhtiyaçlarına İlişkin görüşler.Yüksek Lisans Tezi.Selçuk Üniversitesi,Sosyal Bilimler enstitüsü.Konya

Glasser, W. (1999). Kişisel Özgürlüğün Psikolojisi. Hayat Yay. İstanbul.

Glasser, W. (1999). Başarısızlığın Olmadığı Okul. Beyaz Yay. İstanbul.

Glasser, W. (1999). Okulda Kaliteli Eğitim.Beyaz Yay. İstanbul.

Kaner,S.Kontrol Kuramı ve Gerçeklik Terapisi.Ankara Üniversitesi Eğitim bilimleri Dergisi.

Önal,S.(2005)Bir Sorumluluk Eğitim Programının Lise Dokuzuncu Sınıf Öğrencilerin Sorumluluk Düzeylerine Etkisi,Yüksek Lisans Tezi.Uludağ Üniversitesi,Sosyal Bilimler Enstitüsü.Bursa

Yazan
Bu makaleden alıntı yapmak için alıntı yapılan yazıya aşağıdaki ibare eklenmelidir:
"Gerçeklik Terapisi" başlıklı makalenin tüm hakları yazarı Dr.Psk.Dnş.Fahrettin KORKMAZ'e aittir ve makale, yazarı tarafından TavsiyeEdiyorum.com (http://www.tavsiyeediyorum.com) kütüphanesinde yayınlanmıştır.
Bu ibare eklenmek şartıyla, makaleden Fikir ve Sanat Eserleri Kanununa uygun kısa alıntılar yapılabilir, ancak Dr.Psk.Dnş.Fahrettin KORKMAZ'ın izni olmaksızın makalenin tamamı başka bir mecraya kopyalanamaz veya başka yerde yayınlanamaz.
     Beğenin    
Facebook'ta paylaş Twitter'da paylaş Linkin'de paylaş Pinterest'de paylaş Epostayla Paylaş
Yazan Uzman
Fahrettin KORKMAZ Fotoğraf
Dr.Psk.Dnş.Fahrettin KORKMAZ
Gaziantep
Doktor Psikolojik Danışman
TavsiyeEdiyorum.com Üyesi2 kez tavsiye edildi
Makale Kütüphanemizden
İlgili Makaleler Dr.Psk.Dnş.Fahrettin KORKMAZ'ın Makaleleri
► Gerçeklik Terapisi Psk.Fatih UĞUR
► Gerçeklik Terapisine Göre Temel İhtiyaçlarımız Dr.Psk.Dnş.Ayfer SUMMERMATTER
► Emdr Terapisi - Travma Terapisi Psk.Tülin AKYÜREK ÇİZER
TavsiyeEdiyorum.com Bilimsel Makaleler Kütüphanemizdeki 19,977 uzman makalesi arasında 'Gerçeklik Terapisi' başlığıyla benzeşen toplam 18 makaleden bu yazıyla en ilgili görülenleri yukarıda listelenmiştir.
► Bilişsel Terapi Mart 2012
Sitemizde yer alan döküman ve yazılar uzman üyelerimiz tarafından hazırlanmış ve pek çoğu bilimsel düzeyde yapılmış çalışmalar olduğundan güvenilir mahiyette eserlerdir. Bununla birlikte TavsiyeEdiyorum.com sitesi ve çalışma sahipleri, yazıların içerdiği bilgilerin güvenilirliği veya güncelliği konusunda hukuki bir güvence vermezler. Sitemizde yayınlanan yazılar bilgi amaçlı kaleme alınmış ve profesyonellere yönelik olarak hazırlanmıştır. Site ziyaretçilerimizin o meslekle ilgili bir uzmanla görüşmeden, yazı içindeki bilgileri kendi başlarına kullanmamaları gerekmektedir. Yazıların telif hakkı tamamen yazarlarına aittir, eserler sahiplerinin muvaffakatı olmadan hiçbir suretle çoğaltılamaz, başka bir yerde kullanılamaz, kopyala yapıştır yöntemiyle başka mecralara aktarılamaz. Sitemizde yer alan herhangi bir yazı başkasına ait telif haklarını ihlal ediyor, intihal içeriyor veya yazarın mensubu bulunduğu mesleğin meslek için etik kurallarına aykırılıklar taşıyorsa, yazının kaldırılabilmesi için site yönetimimize bilgi verilmelidir.


14:08
Top