2007'den Bugüne 92,313 Tavsiye, 28,222 Uzman ve 19,980 Bilimsel Makale
Site İçi Arama
Yeni Tavsiye Ekleyin!



Akciğer Kanserinin Tanı ve Tedavisi.
MAKALE #8899 © Yazan Prof.Op.Dr. Güven OLGAÇ | Yayın Nisan 2012 | 7,413 Okuyucu
Akciğer kanseri tüm dünyada olduğu gibi, ülkemizin de en önemli sağlık sorunlarından biridir...

Günümüzde akciğer kanseri, her iki cinste kanserden ölümlerin en sık görülen nedenidir. Gelişmiş ülkelerde her yıl, meme, prostat, kalın barsak ve pankreas kanserinden ölenlerin toplam sayısından daha fazla kişi akciğer kanserinden ölmektedir.

Akciğer kanseri neden bilinen “en öldürücü” kanserdir?


Diğer birçok kanser türü ile kıyaslandığında, akciğer kanserinin genel olarak davranış şekli daha saldırgandır ve özellikle ileri evrelerde, doğrudan komşuluk yolu ile göğüs boşluğu içerisindeki hayati organlara (ana soluk borusu, kalp, büyük damarlar, yemek borusu v.b) veya kan yolu ile de vücudun diğer organlarına (karaciğer, diğer akciğer, kemik, beyin v.b) yayılabilir.
  • Akciğer kanseri genellikle sinsi gelişir ve bazen uzun süre belirti vermez. (Örneğin akciğerin süngerimsi dokusu içerisinde ağrıya duyarlı sinirler yoktur, bu yüzden çoğu hastada ağrı şikayeti olmaz)
  • Belirtilerin bazıları (öksürük, nefes darlığı ve hırıltılı solunum), sigara içenlerde zaten var olduğundan, çoğu kez “olağan” kabul edilir. Bu da bir hekime başvuruyu ve dolayısı ile erken tanıyı geciktirir.
  • Basit akciğer filmi ve balgam incelemeleri ile akciğer kanserinin çok erken evrede yakalanma olasılığı oldukça düşüktür.
  • Yüksek maliyetleri nedeniyle, erken tanıda çok değerli olan bazı laboratuvar ve görüntüleme yöntemleri, gelişmiş ülkelerde bile, yüksek risk taşıyan kişilerde henüz yaygın bir tarama yöntemi olarak kullanılamamaktadır. Ancak, son zamanlarda bu konuda umut verici çalışmaların sayısı artmıştır.
Akciğer kanseri ve sigara...

Akciğer kanserinin en iyi bilinen ve en önemli nedeni sigaradır ve bu hastaların %94 ü hayatlarının önemli bir bölümünde sigara içmişlerdir. Hala içiyorsanız, işte size sigarayı bırakmak için birkaç neden;
  • Sigara dumanında bulunan yaklaşık 4000 zararlı maddenin 50 den fazlasının “kanserojen” (kanser yapıcı) olduğu kanıtlanmıştır.
  • Tüm sigara içenlerin yaklaşık %20 kadarı (her beş kişiden biri!) kaçınılmaz olarak yaşamlarının herhangi bir döneminde akciğer kanserine yakalanırlar. Ortalama içicilerde (günde 1 paket) kanser riski içmeyenlere oranla yaklaşık 13 kat daha fazladır.
  • Sigara içme süresi, günde tüketilen sigara sayısı, sigara dumanı içindeki katran miktarı ve dumanın içe çekilme derinliği arttıkça, kanser oluşma riski de artar. Sigaranın bırakılması ile birlikte bu risk, uzun süreli içicilerde hiçbir zaman ortadan kalkmasa bile, sigarasız geçen her yıl için giderek azalır.
  • Kapalı yerlerde uzun süreli “dumanaltı” olanlarda (örneğin, eşleri sigara kullanan pasif içici kişiler) bile akciğer kanseri riski yaklaşık 2 kat daha fazladır. Bu yüzden dünyanın birçok gelişmiş ülkesinde sigara içicilere ciddi yasal kısıtlamalar getirilmiştir. 2009 yılında yürürlüğe giren ve kapalı alanlarda sigara içimini yasaklayan yasal düzenleme ile ülkemizde de bu konuda çok önemli bir gelişme kaydedilmiştir.
  • Sigara içimi, birçok kalp ve damar hastalığının yanısıra, çoğu zaman bronş ve akciğer dokusunda geriye dönüşümsüz hasara yol açarak, kronik bronşit ve amfizem (ileri derecede nefes darlığı) gibi hastalıklara neden olur. Kişinin solunum ve egzersiz kapasitesini önemli ölçüde azaltan bu hastalıklar, erken yakalanmış olgularda en başarılı yöntem olan cerrahi tedaviyi, bu nedenle bazen olanaksız kılabilir.
Akciğer kanseri ve diğer nedenler...

Her sigara içen akciğer kanseri olmayacağı gibi, ender olarak (%6), sigara içmeyenler de başka etkenler nedeniyle akciğer kanserine yakalanabilirler. Bu yüzden;
  • “Benim dedem günde 3 paket sigara içtiği halde, 95 yaşında mide kanamasından öldü” gibi çok ender rastlanan örnekler, diğer zararları düşünüldüğünde, sigara içimini hiçbir zaman meşru hale getirmemelidir.
  • “Sigarayı ağzına bile koymazdı ama yine de akciğer kanserine yakalandı” örneği de, sigara dışındaki diğer çevresel kanserojen etkenlerin (radyasyon, bazı kimyasallar ve petrol ürünleri vb.) yanı sıra, kişinin genetik yatkınlığının da önemli bir risk faktörü olduğunu ortaya koymaktadır.
  • Ailesinde ve yakın akrabalarında, özellikle sigara içmediği halde akciğer kanseri olan kişiler, genetik açıdan daha yüksek risk taşırlar. Bu genetik yatkınlığı ortaya çıkaran testler, ne yazik ki henüz yaygın olarak kullanılamamakla birlikte, insan gen haritasının büyük ölçüde (%99) açıklığa kavuşturulduğu 2003 yılından buyana giderek artan çalışmalarla, özellikle hastalığın erken tanısı ve tedavisinde çok önemli gelişmeler kaydedilmiştir.
Akciğer kanserinin başlıca belirtileri nelerdir?

Akciğer kanserinin belirtileri çok çeşitlidir. Üst solunum yolu veya akciğerlerin kanser dışı birçok hastalığında da görülebilen bu belirtiler, uygun ileri inceleme yöntemleri kullanıldığında, bazen altta yatan bir akciğer kanserinin erkenden ortaya çıkarılmasına yardımcı olurlar. Bu yüzden hiçbir zaman gözardı edilmemelidirler.

Aşağıdaki şikayetlerden bir veya birkaçının varlığında gecikmeksizin bir göğüs hastalıkları uzmanına başvurulmalıdır. Unutmayın, erken tanı hayat kurtarır!

Sık görülen belirtiler:


İnatçı öksürük veya zaten var olan öksürüğün karakterinde değişiklik.
Nefes darlığı ve/veya hırıltılı solunum.
Kanlı balgam (çoğu kez çizgi şeklinde).
Zatürre belirtileri: Kötü kokulu veya koyu renkli balgam, ateş, halsizlik, iştahsızlık, kilo kaybı.
Göğüs yan ağrısı, sırt veya omuz ağrısı.
Parmak uçlarının kalınlaşması ve tırnak yatağının düzleşmesi veya bombeleşmesi

Ender
görülen belirtiler:

Ses çatallanması veya kısıklığı.
Yutma güçlüğü, lokmanın boğazda takılma hissi.
Göz kapağı düşüklüğü.
Geçmeyen hıçkırık.

Akciğer kanseri erken evrede nasıl yakalanır?


Akciğer kanserinde tedavinin başarısını etkileyen en önemli etken, hastalığın evresi (yaygınlık derecesi) dir. Hastalığın 4 evresi vardır ve özellikle “erken” kabul ettiğimiz 1. ve 2. evrelerde uygun tedaviler ile tam iyileşme şansı oldukça yüksektir. “Multidedektör Bilgisayarlı Tomografi” (MDCT) ile akciğer tarama testi, akciğer kanserinin erken tanısısında en değerli yöntemdir.
  • İşlem, 10 saniye gibi kısa bir süre içerisinde gerçekleştirilebilmekte ve gelişmiş bilgisayar yazılımları ile oluşturulabilen üç boyutlu görüntüler ve ayrıntılı ölçüm özellikleri sayesinde, şüpheli alanlar hakkında diğer klasik yöntemlere göre çok daha ayrıntılı bilgiler elde edilmektedir.
  • Örneğin, bu yöntem ile yapılan taramalarda, 40 yaş üzeri ve en az 10 yıl süreyle günde 1 paket sigara içmiş kişilerde erken akciğer kanseri yakalama şansı %3 civarındadır.
Görüntüleme yöntemleri ile akciğerde saptanmış her “yumrucuk” (nodül) akciğer kanseri değildir! Şüpheli durumlarda, kesin bir tedavi yöntemi planlanmadan önce, mutlaka uygun bir “örnekleme” (biyopsi) ile tanı doğrulaması gereklidir. Bunun için kullanılan başlıca yöntemler:
  • İğne biyopsisi (Göğüs duvarı geçilerek)
  • Video-Bronkoskopi (Hava yollarının kamera ile görüntülenmesi)
  • Video-Mediastinoskopi (Soluk borusu etrafındaki lenf bezelerinin örneklenmesi)
  • Video-Torakoskopi (Göğüs boşluğunun kamera ile görüntülenmesi) dir.
Akciğer kanseri evrelemesi nasıl yapılır?

Kesin tanı konulduktan sonraki adım, hastalığın tedavisinin hangi yöntem veya yöntemler ile yapılması gerektiğini belirlemektir. Bunun için bazen daha ileri incelemeler gerekebilir. Bunlar:
  • Manyetik Rezonans (Göğüs MR, Beyin MR)
  • Pozitron Emisyon Tomografisi (PET)
  • Ultrasonografi
  • Evreleme mediastinoskopisi (lenf bezi biyopsisi) dir.
Akciğer kanserinde tedavi seçenekleri nelerdir?

Akciğer kanserinin ilk iki evresi ile 3. evredeki bazı seçilmiş hastalarda yaşam süresini uzatan en etkili tedavi yöntemi kanserli dokunun çevre akciğer dokusuyla beraber çıkarılmasıdır. Bu amaçla en sık yapılan ameliyatlar:
  • Pnömonektomi : Bir akciğerin (Sağ veya Sol) çıkarılması
  • Lobektomi : Akciğerin bir lobunun (Sağda 3, solda 2 lob vardır) çıkarılması.
  • Segmentektomi : Bir akciğer lobunun bir bölümünün çıkarılması.
Bu ameliyatlar artık, giderek artan bir sıklıkta video-torakoskopi (göğüs boşluğunun video kamera yardımı ile görüntülenmesi) ile yapılmaktadır. Böylece hem ameliyat sonrası ağrı şiddeti azaltılmakta, hem de hastanede kalma süresi kısalmaktadır.

Hastalığın en ilerlemiş şekli olan 4. evrede ise uygulanan yöntemler genellikle destekleyici tedavi niteliğinde olup, daha çok hastanın yaşam kalitesini arttırmaya yöneliktir. Bu amaçla yapılan cerrahi veya girişimsel işlemler ise:
  • Göğüs boşluğunda sıvı birikiminin giderilmesi ve tekrarlamasının önlenmesi için;
o Kateter veya göğüs tübü ile dışarıya boşaltma
o Göğüs boşluğundan karın içine “by-pass” (Şant)
o Akciğer zarının kimyasallar ile yapıştırılması
o Akciğer zarının video-torakoskopi ile soyulması
  • Solunum yolundaki tıkanıklığın giderilmesi ve hava yolu açıklığının devam ettirilmesi için;
o Elektrokoter
o LASER
o Radyofrekans (RF)
o Kriyoterapi
o Trakeo-bronşial “Stent” (kafes)

yöntemlerinden biri veya birkaçı uygulanabilir.

Tümörün akciğerin bir bölümü ile birlikte çıkarılmasının uygun olmadığı bu hastalarda ek olarak ilaç (Kemoterapi) veya ışın (Radyoterapi) tedavisi tekbaşına veya birlikte uygulanabilir. Bu tedaviler bazı hastalara, ameliyat öncesi veya sonrası dönemde de önerilebilir.

Ameliyat sonrası yaşam kalitem nasıl olacak?
Kalan akciğerim bana yetecek mi?

Cerrahi tedavinin amacı, hastaya yeterli bir solunum ve egzersiz kapasitesi ile kabul edilebilecek kadar konforlu bir yaşam sağlamak koşuluyla, kanserli dokunun tam olarak çıkarılmasıdır. Ameliyat sonrası olumsuzlukları en aza indirmek ve beklenen yaşam kalitesini en doğru şekilde tahmin etmek amacıyla, ameliyata hazırlık aşamasında aşağıdaki testlerin bazılarının veya tümünün yapılması gerekebilir.
  • Spirometri (Nefes Ölçümü)
  • Kan gazları analizi (Kandaki O2 ve CO2 Ölçümü)
  • 6 dakika yürüme testi, Ergospirometri (Egzersiz Testleri)
  • Perfüzyon sintigrafisi
  • Diffüzyon kapasitesi ve Oksijen tüketimi ölçümü
  • Ekokardiyografi
  • Koroner anjiyografi (Koroner Kalp Hastalığı şüphesi varsa)
Sonuç olarak:
  • Sigaradan ve dumanından uzak durunuz!
  • Sigara içici veya diğer nedenlerle risk altında iseniz, solunum şikayetlerinizi hiçbir zaman gözardı etmeyiniz!
  • “Kansere bıçak vurulmaz” gibi dogmalara inanmayınız! Doğru olanı: “Her kansere bıçak vurulmaz” şeklindedir.
  • Bırakın bu kararı, modern tıbbın gelişmiş teknolojilerini kullanarak yaptığımız çok disiplinli araştırmalar sonucunda, birlikte verelim!
Yazan
Bu makaleden alıntı yapmak için alıntı yapılan yazıya aşağıdaki ibare eklenmelidir:
"Akciğer Kanserinin Tanı ve Tedavisi." başlıklı makalenin tüm hakları yazarı Prof.Op.Dr. Güven OLGAÇ'e aittir ve makale, yazarı tarafından TavsiyeEdiyorum.com (http://www.tavsiyeediyorum.com) kütüphanesinde yayınlanmıştır.
Bu ibare eklenmek şartıyla, makaleden Fikir ve Sanat Eserleri Kanununa uygun kısa alıntılar yapılabilir, ancak Prof.Op.Dr. Güven OLGAÇ'ın izni olmaksızın makalenin tamamı başka bir mecraya kopyalanamaz veya başka yerde yayınlanamaz.
     1 Beğeni    
Facebook'ta paylaş Twitter'da paylaş Linkin'de paylaş Pinterest'de paylaş Epostayla Paylaş
Yazan Uzman
Güven OLGAÇ Fotoğraf
Prof.Op.Dr. Güven OLGAÇ
Samsun
Doktor "Göğüs Cerrahisi"
TavsiyeEdiyorum.com Üyesi4 kez tavsiye edildiİş Adresi Kayıtlı
Makale Kütüphanemizden
İlgili Makaleler Prof.Op.Dr. Güven OLGAÇ'ın Makaleleri
► Prostat Kanserinin Modern Tedavisi: Hıfu Prof.Dr.M.İhsan KARAMAN
► Keratokonus Tanı ve Tedavisi Op.Dr.İlker YALÇIN
► Akciğer Kanserleri Op.Dr.Erkan YILDIRIM
► Akciğer Kanserleri Op.Dr.Erkan YILDIRIM
TavsiyeEdiyorum.com Bilimsel Makaleler Kütüphanemizdeki 19,980 uzman makalesi arasında 'Akciğer Kanserinin Tanı ve Tedavisi.' başlığıyla benzeşen toplam 45 makaleden bu yazıyla en ilgili görülenleri yukarıda listelenmiştir.
Sitemizde yer alan döküman ve yazılar uzman üyelerimiz tarafından hazırlanmış ve pek çoğu bilimsel düzeyde yapılmış çalışmalar olduğundan güvenilir mahiyette eserlerdir. Bununla birlikte TavsiyeEdiyorum.com sitesi ve çalışma sahipleri, yazıların içerdiği bilgilerin güvenilirliği veya güncelliği konusunda hukuki bir güvence vermezler. Sitemizde yayınlanan yazılar bilgi amaçlı kaleme alınmış ve profesyonellere yönelik olarak hazırlanmıştır. Site ziyaretçilerimizin o meslekle ilgili bir uzmanla görüşmeden, yazı içindeki bilgileri kendi başlarına kullanmamaları gerekmektedir. Yazıların telif hakkı tamamen yazarlarına aittir, eserler sahiplerinin muvaffakatı olmadan hiçbir suretle çoğaltılamaz, başka bir yerde kullanılamaz, kopyala yapıştır yöntemiyle başka mecralara aktarılamaz. Sitemizde yer alan herhangi bir yazı başkasına ait telif haklarını ihlal ediyor, intihal içeriyor veya yazarın mensubu bulunduğu mesleğin meslek için etik kurallarına aykırılıklar taşıyorsa, yazının kaldırılabilmesi için site yönetimimize bilgi verilmelidir.


02:01
Top