2007'den Bugüne 92,260 Tavsiye, 28,210 Uzman ve 19,973 Bilimsel Makale
Site İçi Arama
Yeni Tavsiye Ekleyin!



Fırtına: Ergenlik Dönemi
MAKALE #8994 © Yazan Psk.Fazilet ARKAT | Yayın Mayıs 2012 | 4,663 Okuyucu
Ergenlik; on ikinci yaştan, yirmi bir yaşına dek uzanan, ruhsal alanda önemli değişikliklerin belirdiği, hızlı bir büyüme ve olgunlaşma çağıdır. 12-14 yaş civarı buluğ (son çocukluk, ilk ergenlik dönemi) ilk öğretim ikinci kademe dönemine gelir. Buluğdan sonra kızlar için 14-16, erkekler için 15-17 yaşları arası orta ergenlik dönemi olarak sayılabilir. 16-17 yaşından sonra ise son ergenlik dönemi yaşanır.

Ergenlikte Gelişim Görevleri

• Bedensel özelliklerini kabul etmek ve bedenini etkili biçimde kullanmak.
• Cinsiyetine ait toplumsal rolü gerçekleştirmek.
• Her iki cinsten yaşıtlarıyla yeni ve daha olgun ilişkiler kurmak.
• Ana babadan ve diğer yetişkinlerden duygusal bağımsızlığı gerçekleştirmek
• Bir mesleğe hazırlanmak
• Toplumsal bakımdan sorumlu bir davranışı istemek ve gerçekleştirmek
• Bir dizi değer ve bir ahlak sistemi kazanmak, bir ideoloji geliştirmek

DUYGULARIM ALLAK BULLAK!!!

Duyguların yoğunluğunda artış: Buluğ çağından başlayarak ergenin duygularının yoğunluğunda artış olur. Üzüntü, öfke, endişe gibi duyguları ifade ederken bu yoğunluk dikkati çekmektedir. Artan yoğunluk bu duyguların dışavurumunda da görülmektedir.
Duygularda istikrarsızlık: Ergenin duygusal tepkileri istikrarsızlık göstermektedir. Duygular, iniş çıkışlı ve hızlı değişim gösterir. Ergenin aynı gün içinde birbirinden farklı ve yoğun duyguları yaşadığı görülür. Neşe, mutluluk gibi olumlu duyguları yaşarken birden duygusal durumu değişip endişe, kaygı gibi olumsuz duygular yaşayabilir.
Aşık olma: Cinsel gelişimin de artışıyla ergende beğenme ve beğenilme isteği ön plana çıkar. Bu dönemde saf ve romantik gençlik aşkları, platonik aşklar ya da beğenilen yetişkinlere aşık olma sıklıkla görülür.

Mahcubiyet ve çekingenlik: Ergende mahcubiyet ve utangaçlık yaygın hissedilen duygulardır. Ergen, bedeninin görünümünden utanabilir ya da sosyal ilişkilerde çekingenlik yaşayabilir.

Aşırı hayal kurma: Fiziksel büyüme, duygulardaki artış ve zihinsel gelişme, ergenin düşüncelerinin niteliğini farklılaştırır. Ergen, hayal kurma yoluyla isteklerini düşüncelerine yansıtmaktadır. Hayal ettiği şeyler geleceğe yönelik hayalleri ya da gerçekleşmesini arzuladığı istekleri ile ilgili olabilmektedir.

Tedirgin ve huzursuz olma: Ergendeki bedensel büyüme, sosyal ilişkileri, beklentilerinde yaşadığı hayal kırıklıkları ya da karşılaştığı engeller ergeni tedirgin edebilir, huzursuzluk yaşamasına neden olabilir.

Çabuk heyecanlanma: Özellikle sosyal ilişkilerde ergenden beklenen yetişkin rolleri nedeniyle ergen heyecan duyabilmektedir. Heyecan kontrolü tam gelişmediği için duygularını da kontrolsüz ifade edebilir. Örneğin kendi düşünceleri nedeniyle diğerlerinin yanında hemen kızarabilir.

Yalnız kalma isteği: Buluğ çağının başlarında ergen fiziksel gelişimine alışmak için bir süre aile ve arkadaşlarından uzaklaşmakta, yalnız kalmak istemektedir.
Çalışmaya karşı isteksizlik: Ergenlik dönemindeki gelişim çok hızlı olabilmektedir, özellikle bedensel ve cinsel büyümeye harcanan enerjiden dolayı ergen fiziksel ve akademik çalışmaya karşı isteksizlik duyabilir.

ANNE-BABA BENİ ÖZGÜR BIRAK

Sosyal gelişme, kişinin içinde yaşadığı toplum tarafından kabul edilebilir biçimde davranmayı öğrenme sürecidir. Bir gruba ait olma duygusu sosyal gelişme için önemli bir duygudur ve ergen de bir grubun üyesi olmak ister. Girmek istediği çevre tarafından benimsenmek genç için oldukça önemlidir. Sosyal gelişme için ergenin akranları ile beraber olmaya ihtiyacı vardır. Bu ihtiyaç anne babadan uzaklaşma onlarla birlikte bir şeyler yapmaktan keyif almama gibi görülür. Çoğunlukla da aileler tarafından “Bizden utanıyor.” “Varsa yoksa arkadaşları onlar için her şeyi yapar ama bizim için hiçbir şey yapmıyor” olarak tanımlanır. Aslında ergen döneminin özelliklerini yaşamaktadır. Bu dönemde annenin-babanın ve diğer yetişkinlerin dünya görüşleri reddedilir. Arkadaş çevresinin değerleri ve dünya görüşü genç için önem kazanır ve ergenin arkadaş ilişkileri anne-babası ile kuracağı ilişkilerden farklıdır. “Arkadaş olmaya çalışıyoruz.” düşüncesi, davranışı ve söylemi yanlıştır işe yaramaz ve çoğunlukla da ilişkileri daha da kötüleştirir. Akranlarla kurulan ilişkide eşitlikçi bir sosyal temas vardır. Anne-baba ile olan ilişki ebeveyn otoritesine dayalıdır. Bu anne babanın arkadaş gibi davranmasıyla kırılabilecek bir sistem değildir. Üstelik anne baba böyle davranmaya çalıştığında ortaya bambaşka bir sistem çıkar. Bu da ne ebeveyn ilişkisi ne de arkadaş ilişkisi sistemi olur. Ergen bunu bir sisteme yerleştiremediğinden daha çok bocalar.

Konuşmak veya çene çalmak ergenlik çağında oldukça önemli bir davranış biçimidir. Konuşma konusu karşı cins, spor ya da sistemdir. Çağımızda sanal sohbetlerin artması ürkütücü gelebilir ailelere bu haklı bir korku olabilir. Dönemin doğal sonucu ola iletişime geçme ihtiyacı günümüzde bambaşka sorunlara yol açabilmektedir. Sadece ergenleri de etkilemeyen sanal sohbetler bağımlılık düzeyine geldiğinde ya da gelmeye başladığında yardım almakta fayda vardır.

Bu dönemde okul ve ders çalışma, arkadaş ilişkileri, gezme ve izin, oyun ve boş zaman faaliyeti, giyim ve süslenme gibi konular yaşanan en önemli sorun alanlarıdır. Bu sorunlar doğru iletişim yöntemleriyle, doğru kurulan ilişkiyle çözümlenebilir.

BEN KİMİM-BANA NELER OLUYOR?

Kişilik; bireyin sosyal, ahlaki, zihinsel ve fiziksel özelliklerinin dinamik bir bütünleşmesidir. Ergenin kimliği çocukluktan itibaren yapılan özdeşimlerle yavaş yavaş gelişmektedir. Ergenlik yıllarında kendisine “Ben kimim?”, “Ne olmak istiyorum?”,” Nasıl davranmalıyım?”, “Hangi yaşama biçimi doğru?” şeklinde sorular yöneltir ve bu sorulara cevap arar. Verilen cevaplar doğrultusunda bireyin dünya görüşü iyilik ve doğruluk anlayışı ve değerleri biçimlenmeye başlar.

Anne-baba tutumları ergenin kişilik gelişimini etkilemektedir. Ergenlik döneminde anne-baba tarafından bazen çocuk, bazen yetişkin gibi algılanan ergen ne zaman ne şekilde davranacağını bilemez. Gelişmekte olan bedenine, cinsel ve duygusal değişimlerine ayak uyduramaz, kimlik karmaşasına düşebilir. Yetişkinin baskılı ve disiplinli davranmaktan çok gence karşı sevgi gösteren, güven veren, önemseyen ve değer veren bir tutum içine girmesi onun kimlik geliştirmesini kolaylaştırır.
Ergen, birbirinin karşıtı ikizli duygular dile getirebilir. Yetişkinin uzaktan denetimine ihtiyaç duyar. Aynı zamanda anne-babanın ve yetişkinin güvenini kazanmaya, kendisine güvenilen bir insan olmaya ihtiyaç duyar. Kendisine güven duyulmaması onda kaygı yaratır.

ERGENLE İLETİŞİM

İletişim, nitelikleri ne olursa olsun iki sistem arasındaki bilgi alış verişi olarak tanımlanabilir. Burada en önemli olan nokta iletişimde bilgi aktarımının iki yönlü olmasıdır.

Ergenlik döneminde ebeveyn-ergen ilişkisinde iletişimi koparmamak ön koşuldur. Anne babanın içine düştüğü en büyük yanlış, çocuğu ile farklı yaş dönemlerinde hep "aynı" tarzda konuşmalarıdır. Ancak çocuk sürekli büyüme ve gelişme içindedir. Büyüme ve gelişmenin kaçınılmaz sonucu ise, değişimdir. Çocuk değişir; ama aile çocukla iletişimde aynı konuşma tarzını sürdürür.

Ergenlerin çoğu daha artırılmış bir özgürlük, bağımsızlık ve sorumluluk isterler ve buna da genellikle hazırdırlar. Onları etkileyen karar verme süreçlerine daha çok katılmak ve hayatlarını daha fazla kontrol edebilmeyi isterler. Artık ait olmak istemedikleri çocukluk dönemi kurallarının, tekrar onlarla tartışılarak, tanımlanmasını ve kendi ihtiyaçlarına uygun olarak yenilenmesini isterler.

Bu süreç içinde, ebeveynlerin ergeni tanıması ve anlaması, ergen ile arasındaki iletişime bağlıdır. Ergen ile iyi bir iletişim kurmak isteyen ebeveyn onunla nasıl konuşması gerektiğini ve onu nasıl dinlemesi gerektiğini bilmelidir

İLETİŞİMDE DİNLEME

İletişim sisteminin temel öğelerinden biri de dinlemedir. İnsanların birbirleri ile karşılıklı iletişim ve etkileşimlerini devam ettirebilmeleri konuşmaya olduğu kadar dinlemeye de önem vermeleri ile mümkündür. İyi bir dinleyici, iletişim kurduğu kişinin yalnız söylediklerini değil, yüzü eli,kolu ve bedeniyle yaptıklarını da duyar.
Etkin Dinleme: Etkin dinleme dinleyenin, anlatılanı yalnız duyduğunu değil aynı zamanda doğru olarak anladığını da gösterir. Konuşan bireyin söylediği sözleri açarak tekrar etmekten ibaret olan katılımlı dinleme insanlar arasında yalın, daha anlamlı bir ilişkinin gelişmesine fırsat verir.

İletişimde Etkin Dinlemenin Önemi

• Ergenin olumsuz duygularının kabulünü sağlar. Ergenin sahip olduğu olumsuz duygulardan dolayı rahatsız olmasını engeller.
• Ergenin duygularını ifade etmesine yardımcı olur. Ergen yaşadığı duygusal karmaşa nedeniyle duygularını tanımlayıp, ifade etmekte zorlanır. Etkin dinleme yöntemi, ergenin anlaşıldığını hissettirdiği için duygularını açmasını sağlar.
• Yetişkin ve ergen arasında sıcak bir ilişki kurulmasını sağlar. Anne ve babası tarafından dinlenen ve anlaşılan ergen kendini iyi hisseder ve onlara karşı olumlu duygular besler.
• Sorunların çözümlenmesini sağlar. Konuşmayı kolaylaştıran ve konuşanın çözüm bulmasını sağlayan etkili bir yöntemdir. Etkin dinleme ergene, problemine çözüm yolları bulmasında yardımcı olur. Tavsiyeler, mantık, emir v.b. mesajlar, çocuğa olan güvensizliği ifade ederken, etkin dinleme sayesinde daha sorumlu ve bağımsız birer birey olurlar.
• Ergenlerin anne babaların düşüncelerine değer vermelerine yardımcı olur. Anne ve babası tarafından dinlenen ergen, onların mesajlarını da dikkate almaya başlar.
• Ergenin bireysel farkındalık sağlamasına yardımcı olur. Ergenin kendisini daha iyi tanıyıp anlamasına yardımcı olur.
Sessizlik (edilgin dinleme): Kabul etmiş olmayı ifade eden sözsüz bir mesajdır. Diğer bir kişiyi dinlemek o bireye saygı gösterildiğini anlatır ve sağlam bir ilişki kurulmasına yardımcı olur.
Kabul ettiğini gösteren tepkiler: Bunun için sözlü mesajlarımızın (Yaa!, anlıyorum, evet öyle mi?) yanı sıra beden dilimiz (Kafayı sallamak, öne doğru eğilmek, vb.) ve sözsüz mesajlarımızda önemlidir.
Kapı aralayıcılar ve konuşmaya davet: Bu yöntem dinleyicinin kendi düşünce, duygu ve yargılarını ortaya koymadan, ergenin kişisel duygu, düşünce ve yargılarını ortaya çıkarmaktadır.
Açık uçlu sorular: "Ne, neler, nasıl?" sorularıyla olay hakkındaki duygu ve düşüncelerin daha net ortaya çıkması hedeflenir. Sorulmaması gereken sorular ise "niçin ve neden?" sorularıdır.
Empati: Kişinin kendisini karşısındakinin yerine koyması olaylara onun bakış açısıyla bakması duygu ve düşüncelerini doğru algılayarak onun hissettiklerini hissetmesi ve bunu ona iletmesi sürecidir

İLETİŞİM DİLİ

Sen Dili-Sen Mesajı
• Sen mesajı iletişimi engeller.
• Anne-baba ve çocuk arasında meydana gelen anlaşmazlıklar, çocuğun yaptığı olumsuz davranışlar sonucunda oluşur.
• Çocuğun olumsuz davranışları yada sözleri anne-babada hoşnutsuzluk, kızgınlık gibi duygular yaratabilir. Bu duygular karşısında genellikle aniden ve sözel olarak şöyle ifade ederler. “Ne laf anlamaz çocuksun”, “Sana bin kere tembih ettim”, “Neden dikkat etmiyorsun?”, “Geri zekalı”,”Salak sen de” gibi.
• Dikkat edilirse burada kullanılan ifade tarzı çocuğa yönelik sen-mesajı, sen-kelimesi yani sen-dilidir.
• Sen-dili mesajlarının odak noktası karşı taraftaki kişidir. Çünkü mesajı gönderen kişi o andaki olumsuz davranış hakkında neler düşündüğünü ya da davranışın kendisini nasıl etkilediğini belirtmez.

Ben Dili- Ben Mesajı

• Kişinin kendini rahatsız eden davranışın tanımını yapan ve bu davranışın kendisinde nasıl bir duygu uyandırdığını ifade eden söyleyiş biçimidir. Ben dili anne-babanın çocuğun olumsuz davranışı sırasında yaşamakta olduğu etki ve duyguları açıklayan dürüst ve sorumlu bir kızgınlık ifadesidir. Ben dili ile konuşmak duygu ve düşünceleri anında ilettiği için kullanan kişiyi rahatlatır. “Neden böyle yaptın ” yerine “Bu davranışına çok içerledim”
• Kızgınlık ve öfke gibi birikimleri önler. “Arsız anneyle böyle konuşulur mu?” yerine “Bana bu şekilde konuşman beni kırıyor.” Annenin de beklentileri, hakları ve duyguları olduğunu açıklar.

İLETİŞİM ENGELLERİ

1. Emretme, yönetme: “Söylenmeyi bırak da bir an önce ödevini yap”
2. Ahlak dersi/vaaz verme: “Senin sorumluluğun ders çalışmaktır.”
3. Mantık yoluyla inandırma, tartışma:“Gerçek şu ki sınava 3 hafta kaldı, buna göre ders çalışman gerekir”.
4. Uyarma, tehdit etme, gözdağı verme: “Ya bu sınavı verirsin ya da seni bakkala çırak olarak veririm”
5. Öğüt verme, çözüm üretme, fikir verme: “Öncelikle yapman gereken ders çalışma saatlerini planlamak. Ondan sonra planına uyman gerekir.”
6. Tahlil etme, tanı koyma: “Aslında sen ders çalışmak istiyorsun ama işine gelmiyor.”
7. Övme, görüşüne katılma, teşhis koyma: “ İyi çok güzel de artık bebek değilsin ki. Bir takım sorumlulukları almalısın.”
8. Ad takma, gülünç duruma düşürme: “ Bırak ağlamayı sulu göz”
9. Yargılama, Eleştirme, suçlama: “Sen zaten her işte tembellik yapıyorsun”
10.Konu değiştirme, işi alaya vurma: “ Maşallah pek akıllısın” “İstersen sonra konuşalım.”
11. Güven verme, teskin, teselli etme: “Ödev yapmak istemeyen tek çocuk sen değilsin.”
12. İnceleme, araştırma, soruşturma: “Neden ödev yapmak istemiyorsun?”
Yazan
Bu makaleden alıntı yapmak için alıntı yapılan yazıya aşağıdaki ibare eklenmelidir:
"Fırtına: Ergenlik Dönemi" başlıklı makalenin tüm hakları yazarı Psk.Fazilet ARKAT'e aittir ve makale, yazarı tarafından TavsiyeEdiyorum.com (http://www.tavsiyeediyorum.com) kütüphanesinde yayınlanmıştır.
Bu ibare eklenmek şartıyla, makaleden Fikir ve Sanat Eserleri Kanununa uygun kısa alıntılar yapılabilir, ancak Psk.Fazilet ARKAT'ın izni olmaksızın makalenin tamamı başka bir mecraya kopyalanamaz veya başka yerde yayınlanamaz.
     Beğenin    
Facebook'ta paylaş Twitter'da paylaş Linkin'de paylaş Pinterest'de paylaş Epostayla Paylaş
Makale Kütüphanemizden
İlgili Makaleler Psk.Fazilet ARKAT'ın Makaleleri
► Ergenlik Dönemi Psk.Gökhan BİNGÖL
► Ergenlik Dönemi Psk.Nazlı DİNÇ
► Ergenlik Dönemi Psk.Çiğdem KARAKUŞ
► Ergenlik Dönemi Psk.Dnş.İsmail SÖNMEZ
TavsiyeEdiyorum.com Bilimsel Makaleler Kütüphanemizdeki 19,973 uzman makalesi arasında 'Fırtına: Ergenlik Dönemi' başlığıyla benzeşen toplam 28 makaleden bu yazıyla en ilgili görülenleri yukarıda listelenmiştir.
► Sınav Kaygısı Haziran 2012
► Sınava Hazırlanmak Nisan 2012
Sitemizde yer alan döküman ve yazılar uzman üyelerimiz tarafından hazırlanmış ve pek çoğu bilimsel düzeyde yapılmış çalışmalar olduğundan güvenilir mahiyette eserlerdir. Bununla birlikte TavsiyeEdiyorum.com sitesi ve çalışma sahipleri, yazıların içerdiği bilgilerin güvenilirliği veya güncelliği konusunda hukuki bir güvence vermezler. Sitemizde yayınlanan yazılar bilgi amaçlı kaleme alınmış ve profesyonellere yönelik olarak hazırlanmıştır. Site ziyaretçilerimizin o meslekle ilgili bir uzmanla görüşmeden, yazı içindeki bilgileri kendi başlarına kullanmamaları gerekmektedir. Yazıların telif hakkı tamamen yazarlarına aittir, eserler sahiplerinin muvaffakatı olmadan hiçbir suretle çoğaltılamaz, başka bir yerde kullanılamaz, kopyala yapıştır yöntemiyle başka mecralara aktarılamaz. Sitemizde yer alan herhangi bir yazı başkasına ait telif haklarını ihlal ediyor, intihal içeriyor veya yazarın mensubu bulunduğu mesleğin meslek için etik kurallarına aykırılıklar taşıyorsa, yazının kaldırılabilmesi için site yönetimimize bilgi verilmelidir.


19:26
Top