Depresyon Hastalık mı? Peki Web Sitesi Kurmak İlaç mı?
Ortalama bir psikolog kadar psikolojiye vakıf bir danışanımın anlattıkları hatırlayabildiğim kadarıyla şöyleydi:
“15 yıldır çekiyorum. Mutsuzluk, üzüntü, ümitsizlik, ağlama krizleri, iştah sorunları, uyku problemleri, enerji azlığı, güvensizlik, dikkat dağınıkları ve dahası…
Bu sürede gitmediğim doktor, kullanmadığım ilaç kalmadı. Durumuma her doktor ayrı bir teşhis koydu. Kimi depresyon, kimi anksiyete dedi. Depresyon diyenler kendi aralarında üçe – beşe ayrıldı.
Biri akut, öbürü kronik, bir başkası major, yine bir başkası bipolar şeklinde tanımladı durumumu. Ancak verilen ilaçlar isimleri dışında, özellikle antidepresan olmaları yönüyle hiç değişmedi. Ayrıca dozajı değişti.
Kimi en az altı ay derken içinden ömür boyu kullanman gerekir diyenleri dahi oldu. Sanki özürlüydüm! Yapılan da tedavi değil, rehabilitasyon hizmetiydi sanki. Rehabilitasyon bile ömür boyu sürmüyor.
Hiç birisi bana psikolog önermedi. Bu sorun tıbbi bir durum, dolayısı ile ilaç gerekli dendi. Bir tanesi, “Psikologla konuşacağına arkadaşınla konuş” tavsiyesinde bile bulundu.
“Doktor olmuşsunuz ama bir psikoloğun bir arkadaştan farkını kavrayamamışsınız, yazık” dedim, çektim kapıyı ve çıktım dışarı.
Bu olay beynimde, “Meyve veren ağacı taşlarlar” sözüyle birleşti, “Demek ki bu meyveyi aramalıyım” dedim, rotamı psikolog aramaya çevirdim.
Gittiğim tüm psikologlar bana psikiyatristlerden pek farklı bir mantıkla yaklaşmadı. Hepsi ağız birliği etmişçesine hasta olduğumu söyledi, tek farkları terapi dedikleri, aslında bilgi vermeye ve desteklemeye dayalı bir konuşma yöntemini öncelemeleriydi.
Diğer bir farkları ise şuydu: Hastalıkta önemli olan faktörü biri serotonin azalması olarak görüyordu, diğerleri ise olumsuz otomatik düşünceler olarak.
Sonunda bir tanesi bana depresyonun doğasını daha farklı anlattı. İnançlı olduğumu anladığı için bu açıdan da bana bir şeyler söyledi.
“Allah sıkıntılarla savaşın demiyor, sabredin diyor, yani geçecek, biraz zaman lazım” buyuruyor anlatımlarından tutup, “Kanseri bile insanlar savaşarak değil; yokmuş gibi yaparak, yani yok hükmünde sayarak yeniyor. Bu yaklaşım kanser gibi en ağır hastalıkta bile böyle de daha hastalık olup olmadığı dahi tartışmalı bu tip ruhsal sorunlar için geçerli değil mi” izahlarına varıncaya dek beni hem dini, hem mantıki, hem bilimsel açıdan tatmin eden izahlar yaptı.
İlacıma karışmadı, “Bu benim işim değil, doktorunuzla görüşün” dedi, bana sadece web sitesi kurmamı önerdi. Bunun yollarını da anlattı. Tuhaf geldi önce. Ben hastaydım, buna o kadar inanmıştım ki! “Şaka mı yapıyor” dedim. Web sitesi hastayı tedavi edebilir miydi, ilaç mıydı bu… Bunları düşündüm bir süre…
Aradan aylar geçti. Zaman zaman görüştük. Ama “hastalığım” için değil. Web sitesi yolunda teknik destek almak için. Bu süreçte durumumu hiç sormadı.
Dün hariç. Uzun zamandan beri ilk kez, “Depresyon ne âlemde” dedi. “Depresyon mu” dedim, gülümsedim. Sanki yaşadıklarım bir gerçek değildi, olsa olsa rüyaydı.
Kronik
Akut
Major
Bipolar
Atak
Alevlenmiş
Sönmüş
Dozaj aşağı
Dozaj yukarı
Altı ay,
Yok yetmez üç sene, beş sene…
…
Bu tür etiketler ve muameleler girdabında boğulurken beni kurduğum web sitesi, daha doğrusu henüz kurmadan, sadece kurmaya çalışırken ki süreç kurtardı. İnanılır gibi değil.”
Bu tablo depresyon değilse depresyon nedir?
İşte öncesi ve yaşanılan süreç… Ve işte sonrası… Belirtilere, özellikle de 15 yıl sürmesine bakarak bu soruna major ve kronik depresyon demeyecek kaç uzman çıkar ülkemizde? Bir hafta önce kocasından boşanmış kadının bu zor süreçteki son derece olağan duygu durumuna bile depresyon (hastalık) dendiğini hatırlayarak bu çok daha ağır durum için hiç düşünmeye bile gerek duymadan, “Hayır, hiç çıkmaz” diyorsunuz, duyuyorum bunu! Bence de öyle…
Hani bu belirtiler hastalıktı,
hani beyinde yapısal yani nörokimyasal bozukluk vardı?
Depresyon… Hem de en ağırı… Major tiplisi, yani en ağır şiddetli olanı… Üstelik de kroniği… Dile kolay, tam 15 yıl… O halde çok ciddi bir hastalık olmalı! Sıradan depresyon için bile, “Beyinden, beyindeki yapısal ve kimyasal anomaliden kaynaklanıyor” diyenler eminim ki bu daha ağır tablo için “iki kere” beyinden kaynaklanıyor diyeceklerdir.
Web sitesi cerrah mı yahut ilaç mı?
Kişi web sitesi kurmak gibi son derece zihin meşgul eden bir işe yönlendirildi. Kişi ne zamandır bırakın depresyon yaşamayı, hatırlamadı bile. Söyleyince, “Hocam kaç aydır inanın ilk defa aklıma geldi, o da şimdi siz sorunca “ dedi.
Tekrar soruyorum: yapısal bozukluğa ne oldu
Peki bu yapısal bozukluğa ne oldu? Web sitesi kurmak yapısal anomaliyi tedavi mi etti? Web sitesi kurmakla beyindeki hasar tamir mi oldu? Web sitesi beyindeki anomaliyi gideriyorsa devlet neden pahalı ilaçlar için boş yere ücret ödüyor? En az altı aylık bir tedavi için ödenecek ücret hastaların bizatihi kendilerine ödense, böylece kişiler pc başında site işiyle meşgulken bu ücretle çekirdek, içecek falan alsalar, böylece daha şevkle bu işle iştigal etseler iyi olmaz mı!
Sonuç
Ruhsağlığı alanında parayı eczaneye değil, “hastaya” verin. Çekirdek alıp yesinler, böylece daha bir keyifle siteler kursunlar. Hem hiç yan etkisi de yok…
Benden söylemesi…
(Not: Akşam öğrendim, danışanımın site kurmanın dışında çok daha büyük bir derdi varmış. "İyileştim" diyormuş ancak hekimi ısrarla ilaca devam etmesi gerektiğini söylüyormuş. O şimdilerde, "Depresyondan kurtuldum ancak bu işten nasıl kurtulacağım" diyerek kara kara düşünüyor. "Bundan da başka bir web sitesi kurmakla kurtulabilir" miyim diye espri yapıyor!)
Psikolog
İzzet Güllü
“15 yıldır çekiyorum. Mutsuzluk, üzüntü, ümitsizlik, ağlama krizleri, iştah sorunları, uyku problemleri, enerji azlığı, güvensizlik, dikkat dağınıkları ve dahası…
Bu sürede gitmediğim doktor, kullanmadığım ilaç kalmadı. Durumuma her doktor ayrı bir teşhis koydu. Kimi depresyon, kimi anksiyete dedi. Depresyon diyenler kendi aralarında üçe – beşe ayrıldı.
Biri akut, öbürü kronik, bir başkası major, yine bir başkası bipolar şeklinde tanımladı durumumu. Ancak verilen ilaçlar isimleri dışında, özellikle antidepresan olmaları yönüyle hiç değişmedi. Ayrıca dozajı değişti.
Kimi en az altı ay derken içinden ömür boyu kullanman gerekir diyenleri dahi oldu. Sanki özürlüydüm! Yapılan da tedavi değil, rehabilitasyon hizmetiydi sanki. Rehabilitasyon bile ömür boyu sürmüyor.
Hiç birisi bana psikolog önermedi. Bu sorun tıbbi bir durum, dolayısı ile ilaç gerekli dendi. Bir tanesi, “Psikologla konuşacağına arkadaşınla konuş” tavsiyesinde bile bulundu.
“Doktor olmuşsunuz ama bir psikoloğun bir arkadaştan farkını kavrayamamışsınız, yazık” dedim, çektim kapıyı ve çıktım dışarı.
Bu olay beynimde, “Meyve veren ağacı taşlarlar” sözüyle birleşti, “Demek ki bu meyveyi aramalıyım” dedim, rotamı psikolog aramaya çevirdim.
Gittiğim tüm psikologlar bana psikiyatristlerden pek farklı bir mantıkla yaklaşmadı. Hepsi ağız birliği etmişçesine hasta olduğumu söyledi, tek farkları terapi dedikleri, aslında bilgi vermeye ve desteklemeye dayalı bir konuşma yöntemini öncelemeleriydi.
Diğer bir farkları ise şuydu: Hastalıkta önemli olan faktörü biri serotonin azalması olarak görüyordu, diğerleri ise olumsuz otomatik düşünceler olarak.
Sonunda bir tanesi bana depresyonun doğasını daha farklı anlattı. İnançlı olduğumu anladığı için bu açıdan da bana bir şeyler söyledi.
“Allah sıkıntılarla savaşın demiyor, sabredin diyor, yani geçecek, biraz zaman lazım” buyuruyor anlatımlarından tutup, “Kanseri bile insanlar savaşarak değil; yokmuş gibi yaparak, yani yok hükmünde sayarak yeniyor. Bu yaklaşım kanser gibi en ağır hastalıkta bile böyle de daha hastalık olup olmadığı dahi tartışmalı bu tip ruhsal sorunlar için geçerli değil mi” izahlarına varıncaya dek beni hem dini, hem mantıki, hem bilimsel açıdan tatmin eden izahlar yaptı.
İlacıma karışmadı, “Bu benim işim değil, doktorunuzla görüşün” dedi, bana sadece web sitesi kurmamı önerdi. Bunun yollarını da anlattı. Tuhaf geldi önce. Ben hastaydım, buna o kadar inanmıştım ki! “Şaka mı yapıyor” dedim. Web sitesi hastayı tedavi edebilir miydi, ilaç mıydı bu… Bunları düşündüm bir süre…
Aradan aylar geçti. Zaman zaman görüştük. Ama “hastalığım” için değil. Web sitesi yolunda teknik destek almak için. Bu süreçte durumumu hiç sormadı.
Dün hariç. Uzun zamandan beri ilk kez, “Depresyon ne âlemde” dedi. “Depresyon mu” dedim, gülümsedim. Sanki yaşadıklarım bir gerçek değildi, olsa olsa rüyaydı.
Kronik
Akut
Major
Bipolar
Atak
Alevlenmiş
Sönmüş
Dozaj aşağı
Dozaj yukarı
Altı ay,
Yok yetmez üç sene, beş sene…
…
Bu tür etiketler ve muameleler girdabında boğulurken beni kurduğum web sitesi, daha doğrusu henüz kurmadan, sadece kurmaya çalışırken ki süreç kurtardı. İnanılır gibi değil.”
Bu tablo depresyon değilse depresyon nedir?
İşte öncesi ve yaşanılan süreç… Ve işte sonrası… Belirtilere, özellikle de 15 yıl sürmesine bakarak bu soruna major ve kronik depresyon demeyecek kaç uzman çıkar ülkemizde? Bir hafta önce kocasından boşanmış kadının bu zor süreçteki son derece olağan duygu durumuna bile depresyon (hastalık) dendiğini hatırlayarak bu çok daha ağır durum için hiç düşünmeye bile gerek duymadan, “Hayır, hiç çıkmaz” diyorsunuz, duyuyorum bunu! Bence de öyle…
Hani bu belirtiler hastalıktı,
hani beyinde yapısal yani nörokimyasal bozukluk vardı?
Depresyon… Hem de en ağırı… Major tiplisi, yani en ağır şiddetli olanı… Üstelik de kroniği… Dile kolay, tam 15 yıl… O halde çok ciddi bir hastalık olmalı! Sıradan depresyon için bile, “Beyinden, beyindeki yapısal ve kimyasal anomaliden kaynaklanıyor” diyenler eminim ki bu daha ağır tablo için “iki kere” beyinden kaynaklanıyor diyeceklerdir.
Web sitesi cerrah mı yahut ilaç mı?
Kişi web sitesi kurmak gibi son derece zihin meşgul eden bir işe yönlendirildi. Kişi ne zamandır bırakın depresyon yaşamayı, hatırlamadı bile. Söyleyince, “Hocam kaç aydır inanın ilk defa aklıma geldi, o da şimdi siz sorunca “ dedi.
Tekrar soruyorum: yapısal bozukluğa ne oldu
Peki bu yapısal bozukluğa ne oldu? Web sitesi kurmak yapısal anomaliyi tedavi mi etti? Web sitesi kurmakla beyindeki hasar tamir mi oldu? Web sitesi beyindeki anomaliyi gideriyorsa devlet neden pahalı ilaçlar için boş yere ücret ödüyor? En az altı aylık bir tedavi için ödenecek ücret hastaların bizatihi kendilerine ödense, böylece kişiler pc başında site işiyle meşgulken bu ücretle çekirdek, içecek falan alsalar, böylece daha şevkle bu işle iştigal etseler iyi olmaz mı!
Sonuç
Ruhsağlığı alanında parayı eczaneye değil, “hastaya” verin. Çekirdek alıp yesinler, böylece daha bir keyifle siteler kursunlar. Hem hiç yan etkisi de yok…
Benden söylemesi…
(Not: Akşam öğrendim, danışanımın site kurmanın dışında çok daha büyük bir derdi varmış. "İyileştim" diyormuş ancak hekimi ısrarla ilaca devam etmesi gerektiğini söylüyormuş. O şimdilerde, "Depresyondan kurtuldum ancak bu işten nasıl kurtulacağım" diyerek kara kara düşünüyor. "Bundan da başka bir web sitesi kurmakla kurtulabilir" miyim diye espri yapıyor!)
Psikolog
İzzet Güllü
|
Yazan
|
Bu makaleden alıntı yapmak
için alıntı yapılan yazıya aşağıdaki ibare eklenmelidir: "Depresyon Hastalık mı? Peki Web Sitesi Kurmak İlaç mı?" başlıklı makalenin tüm hakları yazarı Psk.İzzet GÜLLÜ'e aittir ve makale, yazarı tarafından TavsiyeEdiyorum.com (http://www.tavsiyeediyorum.com) kütüphanesinde yayınlanmıştır. Bu ibare eklenmek şartıyla, makaleden Fikir ve Sanat Eserleri Kanununa uygun kısa alıntılar yapılabilir, ancak Psk.İzzet GÜLLÜ'nün izni olmaksızın makalenin tamamı başka bir mecraya kopyalanamaz veya başka yerde yayınlanamaz. |
12 Beğeni 
Yazan Uzman
|
Sitemizde yer alan döküman ve yazılar uzman üyelerimiz tarafından hazırlanmış ve pek çoğu bilimsel düzeyde yapılmış çalışmalar olduğundan güvenilir mahiyette eserlerdir. Bununla birlikte TavsiyeEdiyorum.com sitesi ve çalışma sahipleri, yazıların içerdiği bilgilerin güvenilirliği veya güncelliği konusunda hukuki bir güvence vermezler. Sitemizde yayınlanan yazılar bilgi amaçlı kaleme alınmış ve profesyonellere yönelik olarak
hazırlanmıştır. Site ziyaretçilerimizin o meslekle ilgili bir uzmanla görüşmeden, yazı içindeki bilgileri kendi başlarına kullanmamaları gerekmektedir. Yazıların telif hakkı tamamen yazarlarına aittir, eserler sahiplerinin muvaffakatı olmadan hiçbir suretle çoğaltılamaz, başka bir
yerde kullanılamaz, kopyala yapıştır yöntemiyle başka mecralara aktarılamaz. Sitemizde yer alan herhangi bir yazı başkasına ait telif haklarını ihlal ediyor, intihal içeriyor veya yazarın mensubu bulunduğu mesleğin meslek için etik kurallarına aykırılıklar taşıyorsa, yazının kaldırılabilmesi için site yönetimimize bilgi verilmelidir.
