Ramazan Ayında Kilo Vermek
Malumunuz Müslüman alemi için önemli bir yeri olan Ramazan ayına girmek üzereyiz. Ramazanda yapılan en büyük hatalardan birisi oruç tutarak kilo verme eğilimidir. Kaldı ki bu düşünce hem dini hem de fizyolojik kurallara olarak uygun olmayacaktır. Ramazan ayı kalan diğer 11 aya nazaran ağırlık kaybının gerçekleşmesinde diyet uygulamalarının başarı oranını düşürmektedir. Neden: - Günlük olarak en fazla 3 saatte bir beslenmeye alışmış vücut yaklaşık 12 saat aç kalmakta ve beslenme alışkanlığı ciddi anlamda değişmektedir.
- Gün boyunca yaşana açlık sebebiyle kan şekeri düşmekte ; bu durum yorgunluk, baş ağrısı , üşüme ve bunlara bağlı dikkat yetersizliğine sebebiyet vermektedir.
- Uzun süren açlık dönemi sonrasında yüksek kalorili ve karbonhidrat ağırlıklı beslenme tarzı hızlı glikoz salınımına sebep olmakta ; sonrasında vücuda ağırlık vermakte, aşırı uyku hali sonrasındaki hareketsizlik neticesinde metabolizma hızı yavaşlamaktadır.
- Sahurda tok tutacağına inanılan börek, çörek tarzı hamur işleri uykudan kalkıldığında midede ağırlık, yanma ve ekşimeye sebep olabilmektedir.
- Kilo verme eğilimi olanlar sahursuz oruç tutmaya çalışarak zaten yavaşlamış metabolizma hızını daha da düşürerek vücudun yağ depolama oranını arttırmakta ve ağırlık kazanımına katkıda bulunmaktadır.
- Yetersiz sıvı tüketimi sonucunda dehidratasyon (aşırı su kaybı) riski olan vücudun direnci kırılmakta ve metabolizma yine yavaşlamaktadır.
- Ramazan ayında artan sedanter yaşam sebebiyle vücudun ağırlık kazanma hızı daha da aktifleşmekte ve ağırlık kontrolü sağlanamamaktadır.
- Yanlış beslenme uygulamaları neticesinde vücudun vitamin ve mineral dengesi bozulacak , hastalıklara karşı direnç azalmakta; dolayısıyla metabolizma hızı düşmektedir.
- Dengesiz ve yüksek yağ ağırlıklı beslenme sonucunda vücudun uzun açlık döneminden sonra yağ depolamaya açık olması da eklenince ağırlık kazanımı hızlanmaktadır.
Peki Ramazan ayında nasıl bir beslenme programı uygulayabilir ve nasıl sağlıklı bir diyet menüsüyle açıklarımızı azaltabiliriz:
1) Beslenme programı toplamda sahur, iftar ve bir ara öğün olmak üzere en az 3 öğün şeklinde olmalıdır.
2) Kesinlikle sahursuz oruç tutulmamalıdır. Sahursuz tutulan oruç hipoglisemi riskini arttırarak vücut için olumsuz sebepleri ortaya çıkaracaktır.
3) Sahurda kahvaltı ağırlıklı beslenmilmeli ve mineral ile vitamin açısından zengin olan kuru meyveler mutlaka tüketilmelidir.
4) Sahurda su tüketimi arttırılmalı , 1 lt’ ye yakın tüketilmelidir. İftarda öncelikle vücudun sıvı ihtiyacı karşılanmalıdır. İçerisindeki kateşin ve teofilin gibi antioksidan madde içeriğinden dolayı açık şekilde siyah çay veya yeşil çay tüketimi uygun olacaktır.
5) İftarda bir kase çorbayla açılışı yapmak ve yavaş tüketerek sindirimi kolaylaştırmak amaç olmalıdır.
6) Sonrasında zeytinyağlı yemekler ara sıcak tercih edilmeli, sonrasında 3-4 köfte kadar et ve et ürünlerinde tüketilmelidir.
7) Karbondihrat ağırlıklı beslenmek yukarıda da bahsettiğim gibi ağırlık kazanımını arttıracağı ve sindirimi zorlaştıracağı için uygun miktarda ve lif oranı yüksek buğdaylı ya da kepekli ekmek tüketimi uygun olacaktır. 1/8 ramazan pidesinin 1 dilim ekmeğe eşdeğer olduğu unutulmamalıdır.
8) Kalsiyum , fosfor ihtiyacını karşılamaya yönelik iftarda süt ve süt ürünlerinden bir su bardağı kadar tüketilmelidir.
9) Yemek sonrasında şeker tüketimi hitiyacını karşılamka amaçlı elma çayı ya da kuşburnu gibi hem mideyi rahatlatan hem de şeker isteğini kesen bitki çayları tüketilmelidir.
10) Tatlı olarak şerbetli ve hayvansal yağ içeriği yüksek olanları yerine sütlü tatlılar , dondurma ve meyve tercih edilmedilir.
11) Ayrıca metabolik sendromu olanlar, hamileler, yaşlılar ve adölesan dönemindeki bireyler doktora başvurmadan oruç tutmamalıdırlar
Bu tarz bir beslenme programı sonrasında mevcut kilonuzu koruyabilir ve ramazanda kilo artışı riskini en alt seviyede tutabilirsiniz. Sağlıklı günler dilerim.
Uzman Dyt.Yeşim İŞGÜZAR
- Gün boyunca yaşana açlık sebebiyle kan şekeri düşmekte ; bu durum yorgunluk, baş ağrısı , üşüme ve bunlara bağlı dikkat yetersizliğine sebebiyet vermektedir.
- Uzun süren açlık dönemi sonrasında yüksek kalorili ve karbonhidrat ağırlıklı beslenme tarzı hızlı glikoz salınımına sebep olmakta ; sonrasında vücuda ağırlık vermakte, aşırı uyku hali sonrasındaki hareketsizlik neticesinde metabolizma hızı yavaşlamaktadır.
- Sahurda tok tutacağına inanılan börek, çörek tarzı hamur işleri uykudan kalkıldığında midede ağırlık, yanma ve ekşimeye sebep olabilmektedir.
- Kilo verme eğilimi olanlar sahursuz oruç tutmaya çalışarak zaten yavaşlamış metabolizma hızını daha da düşürerek vücudun yağ depolama oranını arttırmakta ve ağırlık kazanımına katkıda bulunmaktadır.
- Yetersiz sıvı tüketimi sonucunda dehidratasyon (aşırı su kaybı) riski olan vücudun direnci kırılmakta ve metabolizma yine yavaşlamaktadır.
- Ramazan ayında artan sedanter yaşam sebebiyle vücudun ağırlık kazanma hızı daha da aktifleşmekte ve ağırlık kontrolü sağlanamamaktadır.
- Yanlış beslenme uygulamaları neticesinde vücudun vitamin ve mineral dengesi bozulacak , hastalıklara karşı direnç azalmakta; dolayısıyla metabolizma hızı düşmektedir.
- Dengesiz ve yüksek yağ ağırlıklı beslenme sonucunda vücudun uzun açlık döneminden sonra yağ depolamaya açık olması da eklenince ağırlık kazanımı hızlanmaktadır.
Peki Ramazan ayında nasıl bir beslenme programı uygulayabilir ve nasıl sağlıklı bir diyet menüsüyle açıklarımızı azaltabiliriz:
1) Beslenme programı toplamda sahur, iftar ve bir ara öğün olmak üzere en az 3 öğün şeklinde olmalıdır.
2) Kesinlikle sahursuz oruç tutulmamalıdır. Sahursuz tutulan oruç hipoglisemi riskini arttırarak vücut için olumsuz sebepleri ortaya çıkaracaktır.
3) Sahurda kahvaltı ağırlıklı beslenmilmeli ve mineral ile vitamin açısından zengin olan kuru meyveler mutlaka tüketilmelidir.
4) Sahurda su tüketimi arttırılmalı , 1 lt’ ye yakın tüketilmelidir. İftarda öncelikle vücudun sıvı ihtiyacı karşılanmalıdır. İçerisindeki kateşin ve teofilin gibi antioksidan madde içeriğinden dolayı açık şekilde siyah çay veya yeşil çay tüketimi uygun olacaktır.
5) İftarda bir kase çorbayla açılışı yapmak ve yavaş tüketerek sindirimi kolaylaştırmak amaç olmalıdır.
6) Sonrasında zeytinyağlı yemekler ara sıcak tercih edilmeli, sonrasında 3-4 köfte kadar et ve et ürünlerinde tüketilmelidir.
7) Karbondihrat ağırlıklı beslenmek yukarıda da bahsettiğim gibi ağırlık kazanımını arttıracağı ve sindirimi zorlaştıracağı için uygun miktarda ve lif oranı yüksek buğdaylı ya da kepekli ekmek tüketimi uygun olacaktır. 1/8 ramazan pidesinin 1 dilim ekmeğe eşdeğer olduğu unutulmamalıdır.
8) Kalsiyum , fosfor ihtiyacını karşılamaya yönelik iftarda süt ve süt ürünlerinden bir su bardağı kadar tüketilmelidir.
9) Yemek sonrasında şeker tüketimi hitiyacını karşılamka amaçlı elma çayı ya da kuşburnu gibi hem mideyi rahatlatan hem de şeker isteğini kesen bitki çayları tüketilmelidir.
10) Tatlı olarak şerbetli ve hayvansal yağ içeriği yüksek olanları yerine sütlü tatlılar , dondurma ve meyve tercih edilmedilir.
11) Ayrıca metabolik sendromu olanlar, hamileler, yaşlılar ve adölesan dönemindeki bireyler doktora başvurmadan oruç tutmamalıdırlar
Bu tarz bir beslenme programı sonrasında mevcut kilonuzu koruyabilir ve ramazanda kilo artışı riskini en alt seviyede tutabilirsiniz. Sağlıklı günler dilerim.
Uzman Dyt.Yeşim İŞGÜZAR
Yazan
|
Bu makaleden alıntı yapmak
için alıntı yapılan yazıya aşağıdaki ibare eklenmelidir: "Ramazan Ayında Kilo Vermek" başlıklı makalenin tüm hakları yazarı Dyt.Yeşim İŞGÜZAR'e aittir ve makale, yazarı tarafından TavsiyeEdiyorum.com (http://www.tavsiyeediyorum.com) kütüphanesinde yayınlanmıştır. Bu ibare eklenmek şartıyla, makaleden Fikir ve Sanat Eserleri Kanununa uygun kısa alıntılar yapılabilir, ancak Dyt.Yeşim İŞGÜZAR'ın izni olmaksızın makalenin tamamı başka bir mecraya kopyalanamaz veya başka yerde yayınlanamaz. |






Yazan Uzman
|
Makale Kütüphanemizden | ||||
|
Sitemizde yer alan döküman ve yazılar uzman üyelerimiz tarafından hazırlanmış ve pek çoğu bilimsel düzeyde yapılmış çalışmalar olduğundan güvenilir mahiyette eserlerdir. Bununla birlikte TavsiyeEdiyorum.com sitesi ve çalışma sahipleri, yazıların içerdiği bilgilerin güvenilirliği veya güncelliği konusunda hukuki bir güvence vermezler. Sitemizde yayınlanan yazılar bilgi amaçlı kaleme alınmış ve profesyonellere yönelik olarak
hazırlanmıştır. Site ziyaretçilerimizin o meslekle ilgili bir uzmanla görüşmeden, yazı içindeki bilgileri kendi başlarına kullanmamaları gerekmektedir. Yazıların telif hakkı tamamen yazarlarına aittir, eserler sahiplerinin muvaffakatı olmadan hiçbir suretle çoğaltılamaz, başka bir
yerde kullanılamaz, kopyala yapıştır yöntemiyle başka mecralara aktarılamaz. Sitemizde yer alan herhangi bir yazı başkasına ait telif haklarını ihlal ediyor, intihal içeriyor veya yazarın mensubu bulunduğu mesleğin meslek için etik kurallarına aykırılıklar taşıyorsa, yazının kaldırılabilmesi için site yönetimimize bilgi verilmelidir.