2007'den Bugüne 92,260 Tavsiye, 28,210 Uzman ve 19,973 Bilimsel Makale
Site İçi Arama
Yeni Tavsiye Ekleyin!



Astım
MAKALE #9299 © Yazan Dr.Sevin KARALAR | Yayın Temmuz 2012 | 5,400 Okuyucu
Astım ataklar halinde gelen nefes darlığı ve hırıltı ile karakterize geriye dönüşebilen hava yolu daralmasıdır. Astım çocuk ve erişkinler arasında en sık görülen bir kaç kronik hastalıktan biridir. Dünyanın birçok yerinden bildirilen araştırmalarda son yıllarda astım hastalığının görülme sıklığının giderek arttığı belirtilmektedir. Değişik toplumlarda farklı sıklıkta olmakla birlikte, çocuklarda yaklaşık %5-15, erişkinlerde %5-10 oranında rastlanmaktadır.

Astım görülme sıklığı sanayileşmiş ülkelerde daha yüksektir. Tüm dünyada astım görülme sıklığı artmakta, özellikle çocuklarda acil servislere başvuru nedenlerinin başında gelmektedir. Astımın görülme sıklığındaki artışın nedenleri tam olarak bilinmemekle birlikte modern toplumlarda değişen yaşam şekilleri, sanayileşme ve yoğun trafiğin neden olduğu iç ortam ve dış ortam atmosfer havasının kirlenmesi ve allerjen yoğunluğunun artması sorumlu tutulmaktadır. Aynı toplum kökenli insanların büyük şehirde yaşayanlarında, ya da büyük şehirlere göç edenlerinde alerji ve astım görülme sıklığının arttığının gösterilmesi çevresel faktörlerin önemini ortaya çıkarmaktadır.


Risk faktörleri


Bronşial astım ailesel geçişi olan, kalıtımın önemli rol oynadığı bir hastalıktır. Genel popülasyonda astım %8-10 oranında görülürken, anne ya da babadan birisi astımlı ise doğacak bebekte astım görülme olasılığı %20-30'a yükselmekte, anne ve babanın her ikisi de astımlı ise oran %60-70'lere çıkmaktadır. Bu bulgular astımlı hastalarda genetik faktörlerin ne kadar önemli olduğunu göstermektedir. Ancak, genetik yatkınlığı olan herkeste astım ortaya çıkmamaktadır.

Yeni Gine de 1970'li yılların başlarında astım görülme sıklığı %1.1 iken, ülkeye battaniyenin girmesi ve evlerde yaygın olarak kullanılmaya başlanması ile birkaç yıl içinde astım görülme sıklığı %7.3'lere çıkmıştır. Görülme sıklığındaki bu hızlı artış battaniyeler ile birlikte ev tozu akarlarının evlere girmesi ve kişilerin akarlar ile yoğun olarak karşılaşmasına bağlanmaktadır.

İkinci dünya savaşından sonra doğu ve batı olmak üzere iki ülkeye ayrılan Almanya'da yaşayan ve genetik olarak aynı kökenden gelen çocuklarda yapılan çalışmalarda atopi ve astım görülme sıklığı farklı bulunmuştur. Batı Almanya'da yaşayan çocuklarda astım %5.9. alerjik rinit %8.6 oranlarında saptanırken, Doğu Almanya'da bu oranlar astım için %3.9. alerjik rinit için ise %2.7 olarak bulunmuştur. Aynı etnik kökenli, ancak farklı çevresel özellikleri olan bu iki ülke arasında görülen anlamlı farklılık çevresel faktör ile açıklanabilmektedir. Modern yaşamdan kaynaklanan ev içi allerjenlerinin ve egzoz kirliliğinin daha fazla olması, çocukluk çağı enfeksiyonlarının daha az görülmesi, anne sütü verilmemesinin yaygın olmaması gibi faktörler nedeniyle Batı Almanya 'da atopi ve astım görülme sıklığının daha yüksek olduğu kabul edilmektedir.

1981-1987 yılları arasında Barselona'da astım epidemileri ortaya çıkmıştır. Yapılan çalışmalar bu epidemilerin Barselona limanına soya fasulyesi getiren gemilerin yüklerini boşalttıkları günlere rastladığını göstermiştir. Gemilerden silolara soya fasulyesi boşaltırken antijenik yapıdaki soya tozunun şehre yayıldığı, buna paralel olarak da astım epidemilerinin oluştuğu kanıtlanmıştır.

Çevresel faktörlerin önemini gösteren diğer bir kanıt ise mesleksel astımdır. Yıllarca astım ile uyumlu hiçbir yakınması olmayan kişide, belirli iş kollarında çalışmaya başladıktan sonra astımın ortaya çıkabilmesi bunu desteklemektedir. Tüm bu bulgular genetik faktörlerin yanı sıra çevresel faktörlerin de astım oluşmasında önemli roller üstlendiğini göstermektedir.

A) Genetik Faktörler

Astım'da bilinen en önemli risk faktörü atopidir. Atopi çevresel alerjilere karşı aşırı miktarda IgE sentez edilmesi demektir. Atopik kişilerde astım riski atopik olmayanlara göre 10-20 kat daha fazladır. Atopik dermatitli ya da alerjik rinitli hastalarda bronş astımının %40-70 gibi yüksek oranlarda görülmesi de astımda atopinin önemli bir risk faktörü olduğunu göstermektedir. Atopinin ortaya çıkmasında ise genetik faktörlerin rolü vardır.

B) Çevresel Faktörler

Astım gelişiminde diğer önemli etken ise çevresel faktörlerdir. Çevrenin önemi ana karnındayken başlar. Gebelikte sigara içen annelerin bebeklerinde astım ve diğer solunum sistemi hastalıkları sigara içmeyen annelere göre daha sık görülmektedir.

Evlerinde sigara içilen çocukların idrarında sigara metaboliti olan kotinin düzeyleri anlamlı derecede yüksek bulunmuş ve sigara balkonda bile içilse sigara içilen evlerde çocukların yoğun olarak sigara dumanına maruz kaldıkları gösterilmiştir ve sigara içilen evlerdeki bebeklere astım içilmeyenlere göre 3 kat fazla bulunmuştur.

Bebek henüz doğmadan, intrauterin dönemde (ana rahminde iken) annenin karşılaştığı çevresel faktörlerden etkilenir. Dolayısıyla annenin yaşadığı ortam bebekte astım oluşması riskini arttırabilir. Gebelikte sigara içen annelerin bebeklerinde astım ve diğer solunum sistemi hastalıkları sigara içmeyen annelere göre daha sıktır.
  • Allerjenler
    Genetik yatkınlığı olan bebeklerde yaşamın ilk yıllarında allerjenlerle yoğun olarak karşılaşma bilinen en önemli çevresel risk faktörüdür. Ev tozu akarları tüm dünyada astım nedenlerinin başında gelmektedir. Epidemiyolojik çalışmalarda genel popülasyonda akar duyarlılığı %5-30 arasında değişirken, astımlı hastaların %85'inde akar duyarlılığı gösterilmiştir.
  • Sigara
    Bebeklik döneminde sigara dumanına maruz kalan kişilerde solunum yolu enfeksiyonları, astım ve diğer solunum sistemi hastalıkları daha sık görülmektedir. Bebeklerde sigara dumanı ortamdaki allerjenlere karşı duyarlanmayı kolaylaştırmaktadır.
  • Hava kirliliği
    Sanayileşme ve egzoz gazları dış ortam havasını kirletirken, ev içinde kullanılan sobalar, fırınlar, vernikler, boyalar vb. iç ortam havasının kirlenmesine neden olmaktadır. Oluşan hava kirliliği allerjene karşı kişinin duyarlanmasını kolaylaştırır ve astımın ortaya çıkmasında rol oynar.
  • Mesleksel maruziyet
    İş yeri ortamında bulunan, kişinin duyarlaşmasına neden olan izosiyanat gibi maddeler ile karşılaşma tek başına astım için önemli bir risk faktörüdür. Daha önce hiç astım öyküsü olmayan kişilerde mesleksel maruziyet sonrası astımın ortaya çıktığı oldukça sık görülen bir durumdur. Erişkin astımlarının %2-15'i mesleksel kaynaklıdır.
BRONŞİAL HİPERREAKTİVİTE
Hava yolları değişik uyarılara yanıt olarak çapını değiştirebilen esnek yapılardır. Egzersiz gibi aşırı miktarda hava gerektiren durumlarda hava yolları genişler, ya da toz, duman ile karşılaşınca savunma amacı ile hava yolları daralır. Sağlıklı kişilerde çeşitli uyarılar karşısında hava yollarının çapını değiştirebilme yeteneğine "Bronşial reaktivite" denir. Bronşial astımda ise hava yolları nonspesifik uyarılara karşı aşırı duyarlıdır. Duyarlılığı artmış olan hava yolları, sağlıklı kişileri etkilemeyecek kadar küçük uyarılar karşısında bile abartılı bronkokonstriktör (bronş daralması ile) yanıt verirler, buna da "Bronşial hiperreaktivite" denir.

ASTIMIN TANISI

1) Klinik bulgular

Astımlı hasta için tipik olan bulgular öksürük, hışıltılı solunum, nefes darlığı ve göğüste sıkışma hissidir. Bu bulguların hepsi aynı anda görülmeyebilir. Bulguların çeşidi ve ağırlığı hastadan hastaya ve aynı hastada zaman içinde değişebilir. Bulgular özellikle gece sabaha karşı artar. Astımlı hastalarda bulguların iki özelliği tanıda çok yardımcı olur.
Bunlar;

Viral solunum yolu enfeksiyonları, allerjenler egzersiz gibi tetik çeken faktörlerle karşılaşma sonucu bulgularda belirgin bir artmanın olması, şikayeti olmayan, stabil seyreden bir hastanın gribal enfeksiyonu takiben, ya da duyarlı olduğu allerjen ile karşılaşma sonucu nöbete girdiği sık görülen bir durumdur.

Bu bulguların kendiliğinden ya da, bronkodilatatör (bronş genişletici) ve antiinflamatuar (ödem çözücü, koruyucu) tedavi ile azalması ya da kaybolmasıdır. Ağır bulgularlarla gelen astımlı hastanın birkaç gün gibi kısa sürede uygun tedavi ile tamamen düzeldiği, bulguların kaybolduğu da sık görülen bir durumdur.

Ayrıca, özellikle alerjik astımlı hastalarda bulguların mevsimsel değişmeler göstermesi, ailede astım veya atopi öyküsünün olması tanıda yardımcı olur. Astım ile uyumlu bulguları olan erişkin hastalarda birlikte yıl boyu süren rinit, nazal polip ve aspirin duyarlılığı öyküsü olması da allerjik olmayan astım tanısı için önemli ipuçlarıdır.
Çocuklarda ve ileri yaştaki astımlı hastalarda bulgular tipik olmayabilir. Çocuklarda öksürük ön plana çıkan bir bulgudur. İleriki yaştaki hastalarda ise hava yolu obstrüksiyonu geri dönüşümsüz olabilir. Ataklar dışında hastalarda fizik muayene bulguları genellikle normaldir.

2) Solunum fonksiyon testleri

Bulgular ve fizik muayene bulguları subjektifdir. Aynı derecede hava yolu obstrüksiyonu (daralması) gösteren hastalardan biri aşırı nefes darlığı hissederken, diğer hastada nefes darlığı yakınması belirgin olmayabilir. Bu nedenle bronşial astımın tanısında daha objektif sonuçlar vermesi nedeniyle solunum fonksiyon testleri önemlidir. Astımda solunum fonksiyonlarının üç özelliği hastalık için oldukça tipiktir.

Bunlar;

Hava yolu obstrüksiyonu değişken olması

Hava yolu obstrüksiyonu reversibl olması (kısa etkili bronş genişletici ilaç sonrası solunum fonksiyon testlerinde belli oranlarda düzelme olması)
Bronşların aşırı duyarlı olması

3) Diğer laboratuar incelemeleri

Akciğer grafisi : Genellikle normaldir. Akut atakta havalanma artışı olabilir. Astım atağının akciğer zarları arasına hava dolması (pnömotorax) vb durumlar ile ayırıcı tanısı açısından yaralıdır.

Alerji testleri : Cilt testleri kişinin duyarlı olduğu allerjenin saptanması bu allerjenin uzaklaştırılması açısından önemlidir.

Balgam incelemesi : Astım ile uyumlu bulguları olan bir hastada balgamda eozinofillerin artmış olduğunun saptanması astım tanısı için yardımcı olur.

Özet olarak; bronşial astım tanısı hastanın öyküsü ve klinik bulguları ile konur. Solunum fonksiyon testleri ve alerji düşünülüyorsa allerjik deri testleri tanıda yardımcı olur. Diğer laboratuar incelemelerinin ise tanıda önemli rolleri yoktur.


ASTIMIN TEDAVİSİ

Bronşial astım hava yollarının kronik inflamatuar bir hastalığıdır. Bu nedenle astımda tedavinin amacı hava yollarındaki inflamasyonu kontrol altına almaktır. Günümüzde astımın kesin tedavisi olmamakla birlikte uzun süre kullanılan antiinflamatuar ilaçlarla hava yollarındaki inflamasyon kontrol altında tutulabilir. Hastalar ilaçları kullandıkları sürece inflamasyon baskılanır, buna bağlı olarak bulgular kaybolur, solunum fonksiyonlarında ve bronş hiperreaktivitesinde düzelmeler sağlanır. Antiinflamatuar tedavi (Ödem giderici, koruyucu tedavi) kesilecek olursa ataklar görülür. Bu nedenle astımlı hastanın şikayeti olmasa bile antiinflamatuar ilaçlarını düzenli olarak kullanması gerekir. Bu arada hastanın yakınmaları ortaya çıkarsa bronkodilatatör (bronş genişletici, nefes açıcı) ilaçlarla bulguları giderilir. Dolayısıyla, astım tedavisinde kullanılan ilaçlar iki ana grupta toplanabilir. Bunlar;
  • Astımı kontrol altına alan ilaçlar (Antiinflamatuarlar)
  • Bulguları gideren ilaçlar (Bronkodilatatörler)
Göğüs Hastalıkları Uzm. Dr. Sevin Karalar
Yazan
Bu makaleden alıntı yapmak için alıntı yapılan yazıya aşağıdaki ibare eklenmelidir:
"Astım" başlıklı makalenin tüm hakları yazarı Dr.Sevin KARALAR'e aittir ve makale, yazarı tarafından TavsiyeEdiyorum.com (http://www.tavsiyeediyorum.com) kütüphanesinde yayınlanmıştır.
Bu ibare eklenmek şartıyla, makaleden Fikir ve Sanat Eserleri Kanununa uygun kısa alıntılar yapılabilir, ancak Dr.Sevin KARALAR'ın izni olmaksızın makalenin tamamı başka bir mecraya kopyalanamaz veya başka yerde yayınlanamaz.
     Beğenin    
Facebook'ta paylaş Twitter'da paylaş Linkin'de paylaş Pinterest'de paylaş Epostayla Paylaş
Yazan Uzman
Sevin KARALAR Fotoğraf
Dr.Sevin KARALAR
İstanbul
Doktor "Göğüs Hastalıkları"
TavsiyeEdiyorum.com Üyesi28 kez tavsiye edildiİş Adresi Kayıtlı
Makale Kütüphanemizden
İlgili Makaleler Dr.Sevin KARALAR'ın Yazıları
► Astım Dr.Fatih DEMİRCAN
► Spor ve Astım Prof.Dr.Cengiz KIRMAZ
► Yaşlılık ve Astım Prof.Dr.Cengiz KIRMAZ
► Astım ve Gebelik Prof.Dr.Cengiz KIRMAZ
► Allerji ve Astım Prof.Dr.Nihat SAPAN
► Gebelik ve Astım Dr.Sevin KARALAR
► Astım Sıklığı Artıyor Dr.Sevin KARALAR
► Soru ve Cevaplarla Astım Prof.Dr.Cengiz KIRMAZ
► Sigara, Alerji ve Astım Prof.Dr.Cengiz KIRMAZ
TavsiyeEdiyorum.com Bilimsel Makaleler Kütüphanemizdeki 19,973 uzman makalesi arasında 'Astım' başlığıyla benzeşen toplam 14 makaleden bu yazıyla en ilgili görülenleri yukarıda listelenmiştir.
► Dünya Koah Günü Kasım 2016
► Öksürük ve Tedavisi Mayıs 2015
► Nefes Darlığı Nisan 2015
► Hıçkırık Neden Olur? Nasıl Geçer? ÇOK OKUNUYOR Haziran 2014
◊ Bronşit Mayıs 2012
Sitemizde yer alan döküman ve yazılar uzman üyelerimiz tarafından hazırlanmış ve pek çoğu bilimsel düzeyde yapılmış çalışmalar olduğundan güvenilir mahiyette eserlerdir. Bununla birlikte TavsiyeEdiyorum.com sitesi ve çalışma sahipleri, yazıların içerdiği bilgilerin güvenilirliği veya güncelliği konusunda hukuki bir güvence vermezler. Sitemizde yayınlanan yazılar bilgi amaçlı kaleme alınmış ve profesyonellere yönelik olarak hazırlanmıştır. Site ziyaretçilerimizin o meslekle ilgili bir uzmanla görüşmeden, yazı içindeki bilgileri kendi başlarına kullanmamaları gerekmektedir. Yazıların telif hakkı tamamen yazarlarına aittir, eserler sahiplerinin muvaffakatı olmadan hiçbir suretle çoğaltılamaz, başka bir yerde kullanılamaz, kopyala yapıştır yöntemiyle başka mecralara aktarılamaz. Sitemizde yer alan herhangi bir yazı başkasına ait telif haklarını ihlal ediyor, intihal içeriyor veya yazarın mensubu bulunduğu mesleğin meslek için etik kurallarına aykırılıklar taşıyorsa, yazının kaldırılabilmesi için site yönetimimize bilgi verilmelidir.


21:02
Top