Şimdi Kabuğunuzu Kırıp Mutlu Olmanın Zamanıdır
Mutlu olmak için neye ihtiyacınız var? Sıcak bir aile ortamı, para, aşk, sağlık, tatil, eğlence, güven, sevgili? Hemen şimdi ilk sıraya koyduğunuz hangisi? Demek bu sizin hayatınızın son dönemindeki en büyük özleminiz. Zaman akarken ve hayat değişirken yaşamımızda türlü özlemler yaşıyoruz. Bu özlemlerimizin sıklığı ve şiddeti bizim mutluluk derecemizi belirliyor.
Devlet İstatistik Enstitüsü (2004) araştırmasına göre halkımızın yalnızca % 56’sı mutlu veya çok mutlu olduğunu bildirmiştir. Mutlu olan % 56’mızın özelliklerine baktığımızda yetişkin, genç, kadın, erkek, fakir, zengin gibi farklı demografik özellikleri olduğunu görüyoruz; bu kişilerin ortak noktaları ise yaşamlarında mutluluğu yakalayabilecekleri bazı hamleler yapmalarıdır. İşte bu hamlelerden en önemlileri;
Kendi başarılarınızı takdir edin
Hayat tempomuzu devam ettirmek için çoğu zaman yaptıklarımızdan çok yapacaklarımıza yöneliriz. Geleceğe yönelik planlar yaparak soluk almadan maraton koşmaya çalışmak hem oldukça yorucudur hem de motivasyonumuzu azaltır. Zaman zaman hayat koşumuzda molalar vererek başarılarımızın keyfini çıkarıp mutlu olabiliriz. Başarımız bir şirkette müdür olmak olabileceği gibi bir sokak köpeğinin karnını doyurmak da olabilir. Hiçbir başarıyı göz ardı etmeyin.
Olumlu hayaller kurun
Piyasada son zamanlarda “hayal edin ki gerçekleşsin” ve “düşüncenin gücü” konulu yazıların en çok satanlar listelerinde yer aldığını görüyoruz. Dünya gizemli beynimizin bir gücünü daha keşfetmiş gibi, değil mi? Doğru, hayal kurmak beynimizi hedefe kilitlemek gibidir. Beynimize gösterdiğimiz birçok hayalin, iyi ya da kötü düşüncenin, gerçekleştiğini görüyoruz; çünkü beynimiz vücudumuza bizim farkındalığımızın dışında birçok mesaj gönderiyor ve farkında olmasak da düşüncelerimiz ile tutarlı davranmamızı sağlıyor.
Örneğin; “Ben çok yetersizim, konuşmamı yaparken herkes bunu anlayacak” diye düşünerek giriştiğimiz bir sunumda muhtemelen sunumun kendisi yerine başkalarının bizim hakkımızda neler düşündüğüne odaklandığımızdan sunum performansımız yeterince iyi geçmeyecektir. Düşüncemiz hayatta kendini gerçekleştirmiş olacaktır. Bu yüzden gözümüzün önüne korkularımızdan ziyade isteklerimizi getirmemiz, hayatımızda daha olumlu gelişmeler olmasına yarayacaktır.
“Aklına gelen başına da gelir” sözü bu durumu güzelce özetliyor.
Stres, öfke, kaygı, umutsuzluk durumları ile başa çıkmak için yeni arayışlara girin, pes etmeyin
Olumsuzluk durumu yaşıyorsak ve her zaman kullandığımız yöntemlerle kendimizi mutluluğa taşıyamıyorsak, çevremizdekilere bakıp onlardan kopya çekebiliriz. Başkalarının benzer durumlarla nasıl başa çıktıklarını gözlemlemek ve kendimize uyarlamakla tekrar mutluluğa ve dinginliğe erişebiliriz.
Belli aralıklarla duyularınızın pasını açın
Uzun süredir yapmamışsanız farklı duyularınızı kullanabileceğiniz deneyimler yaşayın. Güzelliklere doya doya bakın, renk geçişlerini görün, güneşin hareketiyle günün bin bir renge girişine tanık olun ve gözlerinize şenlik verin. Hoşunuza giden bir melodiye zaman ayırın, ritim tutun, hatta kendiniz bu melodiye ortaklık edin, konsere gidin veya gözlerini kapayıp sevdiğiniz müziği dinleyerek duygularınızı harekete geçirin. Güzel yemekleri yemeden önce koklayın, veya ne yiyeceğinize karar vermeden önce kokuları aklınızdan geçirin. Koku hafızası hala bilimsel olarak açıklanamamış çok gizemli bir kaynağımızdır. Değişik tatlar keşfedin, farklı yiyecekleri birleştirerek tat deneyleri yapın. Çiçeklerin, çimenin, denizin, sevdiklerinizin kokularını içinize çekin. Alışveriş yaparken vitrinlerde ellemeyin deseler de siz inadına dokunun, malzemeleri, dokuları, sevdiklerinizin tenlerini hissedin.
Duyularınızı kullanın ki güzellikleri fark edebilin. Böylece kendi mutluluk reçetenizi oluşturun. Siz en çok nasıl mutlu oluyorsunuz? Yaşam kazandığınız en büyük oyunsa bu oyunun kurallarını, yani mutluluğunuzun formülünü, siz bulun. Özlemlerinizi karşılayın. Baharın gösterişinden ilham alın ve kabuğunuzu kırıp mutlu olmaya zaman verin.
Uzman Klinik Psikolog
Canan Devletkuşu Sayıoğlu
Devlet İstatistik Enstitüsü (2004) araştırmasına göre halkımızın yalnızca % 56’sı mutlu veya çok mutlu olduğunu bildirmiştir. Mutlu olan % 56’mızın özelliklerine baktığımızda yetişkin, genç, kadın, erkek, fakir, zengin gibi farklı demografik özellikleri olduğunu görüyoruz; bu kişilerin ortak noktaları ise yaşamlarında mutluluğu yakalayabilecekleri bazı hamleler yapmalarıdır. İşte bu hamlelerden en önemlileri;
Kendi başarılarınızı takdir edin
Hayat tempomuzu devam ettirmek için çoğu zaman yaptıklarımızdan çok yapacaklarımıza yöneliriz. Geleceğe yönelik planlar yaparak soluk almadan maraton koşmaya çalışmak hem oldukça yorucudur hem de motivasyonumuzu azaltır. Zaman zaman hayat koşumuzda molalar vererek başarılarımızın keyfini çıkarıp mutlu olabiliriz. Başarımız bir şirkette müdür olmak olabileceği gibi bir sokak köpeğinin karnını doyurmak da olabilir. Hiçbir başarıyı göz ardı etmeyin.
Olumlu hayaller kurun
Piyasada son zamanlarda “hayal edin ki gerçekleşsin” ve “düşüncenin gücü” konulu yazıların en çok satanlar listelerinde yer aldığını görüyoruz. Dünya gizemli beynimizin bir gücünü daha keşfetmiş gibi, değil mi? Doğru, hayal kurmak beynimizi hedefe kilitlemek gibidir. Beynimize gösterdiğimiz birçok hayalin, iyi ya da kötü düşüncenin, gerçekleştiğini görüyoruz; çünkü beynimiz vücudumuza bizim farkındalığımızın dışında birçok mesaj gönderiyor ve farkında olmasak da düşüncelerimiz ile tutarlı davranmamızı sağlıyor.
Örneğin; “Ben çok yetersizim, konuşmamı yaparken herkes bunu anlayacak” diye düşünerek giriştiğimiz bir sunumda muhtemelen sunumun kendisi yerine başkalarının bizim hakkımızda neler düşündüğüne odaklandığımızdan sunum performansımız yeterince iyi geçmeyecektir. Düşüncemiz hayatta kendini gerçekleştirmiş olacaktır. Bu yüzden gözümüzün önüne korkularımızdan ziyade isteklerimizi getirmemiz, hayatımızda daha olumlu gelişmeler olmasına yarayacaktır.
“Aklına gelen başına da gelir” sözü bu durumu güzelce özetliyor.
Stres, öfke, kaygı, umutsuzluk durumları ile başa çıkmak için yeni arayışlara girin, pes etmeyin
Olumsuzluk durumu yaşıyorsak ve her zaman kullandığımız yöntemlerle kendimizi mutluluğa taşıyamıyorsak, çevremizdekilere bakıp onlardan kopya çekebiliriz. Başkalarının benzer durumlarla nasıl başa çıktıklarını gözlemlemek ve kendimize uyarlamakla tekrar mutluluğa ve dinginliğe erişebiliriz.
Belli aralıklarla duyularınızın pasını açın
Uzun süredir yapmamışsanız farklı duyularınızı kullanabileceğiniz deneyimler yaşayın. Güzelliklere doya doya bakın, renk geçişlerini görün, güneşin hareketiyle günün bin bir renge girişine tanık olun ve gözlerinize şenlik verin. Hoşunuza giden bir melodiye zaman ayırın, ritim tutun, hatta kendiniz bu melodiye ortaklık edin, konsere gidin veya gözlerini kapayıp sevdiğiniz müziği dinleyerek duygularınızı harekete geçirin. Güzel yemekleri yemeden önce koklayın, veya ne yiyeceğinize karar vermeden önce kokuları aklınızdan geçirin. Koku hafızası hala bilimsel olarak açıklanamamış çok gizemli bir kaynağımızdır. Değişik tatlar keşfedin, farklı yiyecekleri birleştirerek tat deneyleri yapın. Çiçeklerin, çimenin, denizin, sevdiklerinizin kokularını içinize çekin. Alışveriş yaparken vitrinlerde ellemeyin deseler de siz inadına dokunun, malzemeleri, dokuları, sevdiklerinizin tenlerini hissedin.
Duyularınızı kullanın ki güzellikleri fark edebilin. Böylece kendi mutluluk reçetenizi oluşturun. Siz en çok nasıl mutlu oluyorsunuz? Yaşam kazandığınız en büyük oyunsa bu oyunun kurallarını, yani mutluluğunuzun formülünü, siz bulun. Özlemlerinizi karşılayın. Baharın gösterişinden ilham alın ve kabuğunuzu kırıp mutlu olmaya zaman verin.
Uzman Klinik Psikolog
Canan Devletkuşu Sayıoğlu
Yazan
|
Bu makaleden alıntı yapmak
için alıntı yapılan yazıya aşağıdaki ibare eklenmelidir: "Şimdi Kabuğunuzu Kırıp Mutlu Olmanın Zamanıdır" başlıklı makalenin tüm hakları yazarı Psk.Canan SAYIOĞLU'e aittir ve makale, yazarı tarafından TavsiyeEdiyorum.com (http://www.tavsiyeediyorum.com) kütüphanesinde yayınlanmıştır. Bu ibare eklenmek şartıyla, makaleden Fikir ve Sanat Eserleri Kanununa uygun kısa alıntılar yapılabilir, ancak Psk.Canan SAYIOĞLU'nun izni olmaksızın makalenin tamamı başka bir mecraya kopyalanamaz veya başka yerde yayınlanamaz. |






Yazan Uzman
|
Makale Kütüphanemizden | ||||
|
Sitemizde yer alan döküman ve yazılar uzman üyelerimiz tarafından hazırlanmış ve pek çoğu bilimsel düzeyde yapılmış çalışmalar olduğundan güvenilir mahiyette eserlerdir. Bununla birlikte TavsiyeEdiyorum.com sitesi ve çalışma sahipleri, yazıların içerdiği bilgilerin güvenilirliği veya güncelliği konusunda hukuki bir güvence vermezler. Sitemizde yayınlanan yazılar bilgi amaçlı kaleme alınmış ve profesyonellere yönelik olarak
hazırlanmıştır. Site ziyaretçilerimizin o meslekle ilgili bir uzmanla görüşmeden, yazı içindeki bilgileri kendi başlarına kullanmamaları gerekmektedir. Yazıların telif hakkı tamamen yazarlarına aittir, eserler sahiplerinin muvaffakatı olmadan hiçbir suretle çoğaltılamaz, başka bir
yerde kullanılamaz, kopyala yapıştır yöntemiyle başka mecralara aktarılamaz. Sitemizde yer alan herhangi bir yazı başkasına ait telif haklarını ihlal ediyor, intihal içeriyor veya yazarın mensubu bulunduğu mesleğin meslek için etik kurallarına aykırılıklar taşıyorsa, yazının kaldırılabilmesi için site yönetimimize bilgi verilmelidir.