Omega-3 Yağ Asitleri ve Krill Yağı Mucizesi
Kırmızı et ve tavuk etine göre daha az düzeyde yağ ve doymuş yağ içerikleri nedeniyle balık ve diğer deniz ürünleri, sağlık beslenmenin en iyi parçalarından biridir. Balık ve deniz ürünlerinin sağlıklı beslenme açısından, günümüzdeki ilgi çekici özelliği, yapılarında bulunan omega-3 yağ asitlerinin kalp-damar hastalıkları üzerinde yarattığı olumlu etkilerden kaynaklanmaktadır.
Omega-3 yağ asitleri nedir ?
Besinlerde bulunan yağlar; iyi ve kötü yağlar olarak ifade edebileceğimiz doymuş yağlar ve doymamış yağlar olarak iki gruba ayrılırlar. Doymuş yağlar; hayvansal kaynaklı olan; kırmızı et, tereyağı ve tam süt gibi besinlerde bulunan yağ çeşididir. Bu tür yağlar oda sıcaklığında katı durumda bulunan yağlardır. Doymamış yağlar ise; daha çok bitkisel kaynaklı; mısır, soya, ayçiçek, zeytin ve fındık gibi besinlerin yağlarında bulunan ve oda sıcaklığında sıvı veya yumuşak formda olan yağlardır. İşte omega-3 yağ asitleri doymamış yağ asitlerinden biridir ve özellikle uskumru, ton ve somon balıklarında yüksek miktarlarda bulunur. Omega-3 yağ asitleri insan vücudu tarafından üretilemez ve bu nedenle de günlük yediğimiz besinlerle alınmak zorundadır.
Omega-3 yağ asitleri ne işe yarar ?
Omega-3 yağ asitleri büyüme ve gelişme için mutlak gerekli olan besin öğelerinden biridir. Bebeklik döneminde; göz ve beyin gelişimi için önemli görevleri olduğu gibi, birçok kronik hastalığın önlenmesinde de etkin görevlerde bulunmaktadır. Bebeklik dönemi; beyin gelişiminin en hızlı olduğu dönemdir ve bu hızlı dönemde birçok besin öğesi gibi, omega-3 yağ asitlerine de fazlasıyla gereksinim vardır. Özellikle bebeklik, çocukluk ve ergenlik döneminde yeterli miktarlarda alınan omega-3 yağ asitleri; vücutta zarar görmüş hücrelerin onarılması ve yeni hücrelerin üretilmesi için gereklidir. Yapılan çalışmalar; omega-3 yağ asitlerinin alımıyla, ileriki yaşlarda meydana gelebilecek kanser ve kalp-damar hastalığı riskini en aza indirdiğine işaret etmektedir. Ayrıca balık tüketimi, alerji, deride kuruma-pullanma, egzemalar ve enfeksiyonların engellenmesinde de yararlı etkileri söz konusudur. Tabiki omega-3 yağ asitleri tek başlarına kalp-damar ve kanser gibi kronik hastalıkların çaresi olamazlar. Ancak, balık ve diğer deniz ürünlerinin yapısında bulunan diğer besin öğeleri ile birlikte bu etkiyi güçlendirirler. Gebelik döneminde alınan omega-3 yağ asitleri ile anne karnındaki bebeğin sinir sisteminin gelişimi arasında olumlu etkiler söz konusudur. Omega-3 yağ asitleri, kanda bulunan kötü kolesterolün düşürülmesinde de etkindir. Kötü kolesterolü düşürürken, bunun yanında iyi kölesterolün yükselmesini sağlamaktadır. Aynı zamanda damar sağlığının korunmasını da sağlar.
Bebek, çocuk ve ergenlerde omega-3 yağ asiti alımını nasıl karşılayabiliriz ?
Aslında bu sorunun cevabı çok da zor değil. Omega-3 yağ asitleri eşsiz bir besin olan anne sütünde bebeğe yetecek miktarlarda bulunmaktadır. Günümüzde, piyasada bulunan hazır mamaların birçoğuna da bu yağ asidi eklenmiştir. Haftada en az 2-3 kez balık tüketimi ile günlük omega-3 yağ asitlerinin alımını karşılamak mümkündür. Ayrıca balık gibi deniz ürünlerinin tüketimi yalnızca içerdiği yağ asitleri açısından önemli değildir. Çünkü, bu ürünler iyi miktarlarda kalsiyum ve fosfor içermeleri yanında, vücutta önemli görevleri olan selenyum ve iyot mineralleri ile E vitamini ve D vitamini içinde iyi bir kaynaktır.
Balık yağı tabletleri bir çözüm mü ?
Balık yağı tabletleri omega-3 yağ asitleri içermekle birlikte, balık yerine önerilen bir çözüm değildir. Ancak balık tüketemeyenler için bir alternatif olabilir. Balık yağı tabletlerinin kullanım dozları, etkinlikleri ve güvenirlilikleri hakkında kesin ve net bilgiler bulunmamaktadır. Bu nedenle sağlık uzmanına danışmadan kullanılmamalıdır. Her şeyin doğal olanının en iyisi olduğundan yola çıkarsak, en iyi çözüm günlük beslenme alışkanlıklarımız içerisine balık çeşitlerini yerleştirmektir.
Krill yağı nedir?
Kırmızı et ve tavuk etine göre daha az düzeyde yağ ve doymuş yağ içerikleri nedeniyle deniz ürünleri, sağlık beslenmenin en iyi parçalarından biridir. Balık ve deniz ürünlerinin sağlıklı beslenme açısından, günümüzdeki ilgi çekici özelliği, yapılarında bulunan omega-3 yağ asitlerinin kalp-damar hastalıkları başta olmak üzere birçok hastalık üzerinde yarattığı olumlu etkilerden kaynaklanmaktadır. Karides benzeri kabuklu bir deniz canlısı olan krill, Güney ve Kuzey Antarktika denizlerinde bulunur. Krillden elde edilen krill yağı, omega-3 yağ asitlerinden ve fosfolipidlerden zengin bir yağ türüdür. Besinlerde bulunan yağlar; iyi ve kötü yağlar olarak ifade edebileceğimiz doymuş yağlar ve doymamış yağlar olarak iki gruba ayrılırlar. Doymuş yağlar; hayvansal kaynaklı olan; kırmızı et, tereyağı ve tam süt gibi besinlerde bulunan yağ çeşididir. Bu tür yağlar oda sıcaklığında katı durumda bulunan yağlardır. Doymamış yağlar ise; daha çok bitkisel kaynaklı; mısır, soya, ayçiçek, zeytin ve fındık gibi besinlerin yağlarında bulunan ve oda sıcaklığında sıvı veya yumuşak formda olan yağlardır. İşte omega-3 yağ asitleri doymamış yağ asitlerinden biridir ve özellikle deniz ürünlerinde yüksek miktarlarda bulunur. Omega-3 yağ asitleri insan vücudu tarafından üretilemez ve bu nedenle de günlük yediğimiz besinlerle alınmalıdırlar.
Faydaları nelerdir?
Krill yağında bulunan omega-3 yağ asitleri, balık yağından farklı olarak fosfolipid formdadır. Bu özelliği nedeniyle suda çözünme özelliğine sahiptir ve balıkyağına oranla çok daha fazla miktarlarda kana geçerler. Krill yağı vücut tarafından daha kolay emilir ve kullanılır. Omega-3 yağ asitleri büyüme ve gelişme için mutlak gerekli olan besin öğelerinden biridir. Bebeklik döneminde; göz ve beyin gelişimi için önemli görevleri olduğu gibi, birçok kronik hastalığın önlenmesinde de etkin görevlerde bulunmaktadır. Özellikle bebeklik, çocukluk ve ergenlik döneminde yeterli miktarlarda alınan omega-3 yağ asitleri; vücutta zarar görmüş hücrelerin onarılması ve yeni hücrelerin üretilmesi için gereklidir. Yapılan çalışmalar; omega-3 yağ asitlerinin alımıyla, ileriki yaşlarda meydana gelebilecek kanser ve kalp-damar hastalığı riskini en aza indirdiğine işaret etmektedir. Ayrıca krill yağı; alerji, deride kuruma-pullanma, egzemalar ve enfeksiyonların engellenmesinde de yararlı etkileri söz konusudur. Tabiki omega-3 yağ asitleri tek başlarına kalp-damar ve kanser gibi kronik hastalıkların çaresi olamazlar. Ancak, balık ve diğer deniz ürünlerinin yapısında bulunan diğer besin öğeleri ile birlikte bu etkiyi güçlendirirler.Gebelik döneminde alınan omega-3 yağ asitleri ile anne karnındaki bebeğin sinir sisteminin gelişiminde olumlu etkiler söz konusudur. Krill yağında bulunan Omega-3yağ asitleri, kanda bulunan kötü kolesterolün düşürülmesinde de etkindir. Kötü kolesterolü düşürürken, bunun yanında iyi kolesterolün yükselmesini sağlamaktadır. Aynı zamanda damar sağlığının korunmasını da sağlar.
Krill yağını, balık yağından üstün hale getiren diğer bir özellik içerdiği güçlü bir antioksidan olana sanksantinlerdir. Krill yağı yüksek miktarda güçlü bir antioksidanolan astaksantin içerir. Astaksantin, mikroalglerden elde edilen ve yüksek ticari değere sahip olan, güçlü antioksidan özelliginden ötürü insan sağlığı üzerine olumlu etkileri bulunan bir karotenoittir. Astaksantin, som balığına,karidese ve flamingoya pembe-kırmızı rengini veren kırmızı bir pigmenttir.Kimyasal olarak karotene ve A vitaminine benzerdir. Antioksidan özelliği diğer bildiğimiz antioksidanlara göre çok daha yüksektir. Astaksantinler, kana daha çabuk karışırlar. Alzheimer ve Parkinson hastalıklarının iyileştirilmesinde kullanılırlar ve çok iyi antikanserojenik etkileri vardır. Özellikle kolon ve üriner sistem kanserlerinin önlenmesinde etkili olduğuna dair bilimsel çalışmalar mevcuttur. Ayrıca, eklem romatizması ve kalp-damar sağlığı açısından son derece yararlı etkileri vardır.
Kimlere öneriyorsunuz?
Toplum olarak üç yanımız denizlerle çevrili olmasına rağmen balık ve diğer deniz ürünleri tüketimimiz önerilen miktarların çok altında yer alıyor. Normalde haftada en az 2 kez balık tüketimi önerilmesine rağmen, ülkemizdeki birçok eve balık ayda bir kez ya giriyor ya da girmiyor. Bu nedenle, günlük beslenme alışkanlıklarında omega-3 yağ asitleri alımı yeterli olmayan tüm bireyler, menstüral sendromu olan bayanlar krill yağını rahatlıkla kullanabilirler. Aynı zamanda ileri yaşlar için kendini hazırlamak isteyen herkes krill yağı kullanabilir.
Hangi alanlarda daha çok işe yarıyor?
Kardiyovasküler hastalıklar yönünden problemi olanlar,hamile bayanlar, romatizmal sorunları olanlar, menapoz dönemindeki bayanlar,kan kolesterol seviyesi yüksek olanlar, depresyon sorunu olanlar ve ailesel olarak hastalıklara karşı risk taşıyanlarda krill yağı fayda sağlayabiliyor.
Omega-3 yağ asitleri nedir ?
Besinlerde bulunan yağlar; iyi ve kötü yağlar olarak ifade edebileceğimiz doymuş yağlar ve doymamış yağlar olarak iki gruba ayrılırlar. Doymuş yağlar; hayvansal kaynaklı olan; kırmızı et, tereyağı ve tam süt gibi besinlerde bulunan yağ çeşididir. Bu tür yağlar oda sıcaklığında katı durumda bulunan yağlardır. Doymamış yağlar ise; daha çok bitkisel kaynaklı; mısır, soya, ayçiçek, zeytin ve fındık gibi besinlerin yağlarında bulunan ve oda sıcaklığında sıvı veya yumuşak formda olan yağlardır. İşte omega-3 yağ asitleri doymamış yağ asitlerinden biridir ve özellikle uskumru, ton ve somon balıklarında yüksek miktarlarda bulunur. Omega-3 yağ asitleri insan vücudu tarafından üretilemez ve bu nedenle de günlük yediğimiz besinlerle alınmak zorundadır.
Omega-3 yağ asitleri ne işe yarar ?
Omega-3 yağ asitleri büyüme ve gelişme için mutlak gerekli olan besin öğelerinden biridir. Bebeklik döneminde; göz ve beyin gelişimi için önemli görevleri olduğu gibi, birçok kronik hastalığın önlenmesinde de etkin görevlerde bulunmaktadır. Bebeklik dönemi; beyin gelişiminin en hızlı olduğu dönemdir ve bu hızlı dönemde birçok besin öğesi gibi, omega-3 yağ asitlerine de fazlasıyla gereksinim vardır. Özellikle bebeklik, çocukluk ve ergenlik döneminde yeterli miktarlarda alınan omega-3 yağ asitleri; vücutta zarar görmüş hücrelerin onarılması ve yeni hücrelerin üretilmesi için gereklidir. Yapılan çalışmalar; omega-3 yağ asitlerinin alımıyla, ileriki yaşlarda meydana gelebilecek kanser ve kalp-damar hastalığı riskini en aza indirdiğine işaret etmektedir. Ayrıca balık tüketimi, alerji, deride kuruma-pullanma, egzemalar ve enfeksiyonların engellenmesinde de yararlı etkileri söz konusudur. Tabiki omega-3 yağ asitleri tek başlarına kalp-damar ve kanser gibi kronik hastalıkların çaresi olamazlar. Ancak, balık ve diğer deniz ürünlerinin yapısında bulunan diğer besin öğeleri ile birlikte bu etkiyi güçlendirirler. Gebelik döneminde alınan omega-3 yağ asitleri ile anne karnındaki bebeğin sinir sisteminin gelişimi arasında olumlu etkiler söz konusudur. Omega-3 yağ asitleri, kanda bulunan kötü kolesterolün düşürülmesinde de etkindir. Kötü kolesterolü düşürürken, bunun yanında iyi kölesterolün yükselmesini sağlamaktadır. Aynı zamanda damar sağlığının korunmasını da sağlar.
Bebek, çocuk ve ergenlerde omega-3 yağ asiti alımını nasıl karşılayabiliriz ?
Aslında bu sorunun cevabı çok da zor değil. Omega-3 yağ asitleri eşsiz bir besin olan anne sütünde bebeğe yetecek miktarlarda bulunmaktadır. Günümüzde, piyasada bulunan hazır mamaların birçoğuna da bu yağ asidi eklenmiştir. Haftada en az 2-3 kez balık tüketimi ile günlük omega-3 yağ asitlerinin alımını karşılamak mümkündür. Ayrıca balık gibi deniz ürünlerinin tüketimi yalnızca içerdiği yağ asitleri açısından önemli değildir. Çünkü, bu ürünler iyi miktarlarda kalsiyum ve fosfor içermeleri yanında, vücutta önemli görevleri olan selenyum ve iyot mineralleri ile E vitamini ve D vitamini içinde iyi bir kaynaktır.
Balık yağı tabletleri bir çözüm mü ?
Balık yağı tabletleri omega-3 yağ asitleri içermekle birlikte, balık yerine önerilen bir çözüm değildir. Ancak balık tüketemeyenler için bir alternatif olabilir. Balık yağı tabletlerinin kullanım dozları, etkinlikleri ve güvenirlilikleri hakkında kesin ve net bilgiler bulunmamaktadır. Bu nedenle sağlık uzmanına danışmadan kullanılmamalıdır. Her şeyin doğal olanının en iyisi olduğundan yola çıkarsak, en iyi çözüm günlük beslenme alışkanlıklarımız içerisine balık çeşitlerini yerleştirmektir.
Krill yağı nedir?
Kırmızı et ve tavuk etine göre daha az düzeyde yağ ve doymuş yağ içerikleri nedeniyle deniz ürünleri, sağlık beslenmenin en iyi parçalarından biridir. Balık ve deniz ürünlerinin sağlıklı beslenme açısından, günümüzdeki ilgi çekici özelliği, yapılarında bulunan omega-3 yağ asitlerinin kalp-damar hastalıkları başta olmak üzere birçok hastalık üzerinde yarattığı olumlu etkilerden kaynaklanmaktadır. Karides benzeri kabuklu bir deniz canlısı olan krill, Güney ve Kuzey Antarktika denizlerinde bulunur. Krillden elde edilen krill yağı, omega-3 yağ asitlerinden ve fosfolipidlerden zengin bir yağ türüdür. Besinlerde bulunan yağlar; iyi ve kötü yağlar olarak ifade edebileceğimiz doymuş yağlar ve doymamış yağlar olarak iki gruba ayrılırlar. Doymuş yağlar; hayvansal kaynaklı olan; kırmızı et, tereyağı ve tam süt gibi besinlerde bulunan yağ çeşididir. Bu tür yağlar oda sıcaklığında katı durumda bulunan yağlardır. Doymamış yağlar ise; daha çok bitkisel kaynaklı; mısır, soya, ayçiçek, zeytin ve fındık gibi besinlerin yağlarında bulunan ve oda sıcaklığında sıvı veya yumuşak formda olan yağlardır. İşte omega-3 yağ asitleri doymamış yağ asitlerinden biridir ve özellikle deniz ürünlerinde yüksek miktarlarda bulunur. Omega-3 yağ asitleri insan vücudu tarafından üretilemez ve bu nedenle de günlük yediğimiz besinlerle alınmalıdırlar.
Faydaları nelerdir?
Krill yağında bulunan omega-3 yağ asitleri, balık yağından farklı olarak fosfolipid formdadır. Bu özelliği nedeniyle suda çözünme özelliğine sahiptir ve balıkyağına oranla çok daha fazla miktarlarda kana geçerler. Krill yağı vücut tarafından daha kolay emilir ve kullanılır. Omega-3 yağ asitleri büyüme ve gelişme için mutlak gerekli olan besin öğelerinden biridir. Bebeklik döneminde; göz ve beyin gelişimi için önemli görevleri olduğu gibi, birçok kronik hastalığın önlenmesinde de etkin görevlerde bulunmaktadır. Özellikle bebeklik, çocukluk ve ergenlik döneminde yeterli miktarlarda alınan omega-3 yağ asitleri; vücutta zarar görmüş hücrelerin onarılması ve yeni hücrelerin üretilmesi için gereklidir. Yapılan çalışmalar; omega-3 yağ asitlerinin alımıyla, ileriki yaşlarda meydana gelebilecek kanser ve kalp-damar hastalığı riskini en aza indirdiğine işaret etmektedir. Ayrıca krill yağı; alerji, deride kuruma-pullanma, egzemalar ve enfeksiyonların engellenmesinde de yararlı etkileri söz konusudur. Tabiki omega-3 yağ asitleri tek başlarına kalp-damar ve kanser gibi kronik hastalıkların çaresi olamazlar. Ancak, balık ve diğer deniz ürünlerinin yapısında bulunan diğer besin öğeleri ile birlikte bu etkiyi güçlendirirler.Gebelik döneminde alınan omega-3 yağ asitleri ile anne karnındaki bebeğin sinir sisteminin gelişiminde olumlu etkiler söz konusudur. Krill yağında bulunan Omega-3yağ asitleri, kanda bulunan kötü kolesterolün düşürülmesinde de etkindir. Kötü kolesterolü düşürürken, bunun yanında iyi kolesterolün yükselmesini sağlamaktadır. Aynı zamanda damar sağlığının korunmasını da sağlar.
Krill yağını, balık yağından üstün hale getiren diğer bir özellik içerdiği güçlü bir antioksidan olana sanksantinlerdir. Krill yağı yüksek miktarda güçlü bir antioksidanolan astaksantin içerir. Astaksantin, mikroalglerden elde edilen ve yüksek ticari değere sahip olan, güçlü antioksidan özelliginden ötürü insan sağlığı üzerine olumlu etkileri bulunan bir karotenoittir. Astaksantin, som balığına,karidese ve flamingoya pembe-kırmızı rengini veren kırmızı bir pigmenttir.Kimyasal olarak karotene ve A vitaminine benzerdir. Antioksidan özelliği diğer bildiğimiz antioksidanlara göre çok daha yüksektir. Astaksantinler, kana daha çabuk karışırlar. Alzheimer ve Parkinson hastalıklarının iyileştirilmesinde kullanılırlar ve çok iyi antikanserojenik etkileri vardır. Özellikle kolon ve üriner sistem kanserlerinin önlenmesinde etkili olduğuna dair bilimsel çalışmalar mevcuttur. Ayrıca, eklem romatizması ve kalp-damar sağlığı açısından son derece yararlı etkileri vardır.
Kimlere öneriyorsunuz?
Toplum olarak üç yanımız denizlerle çevrili olmasına rağmen balık ve diğer deniz ürünleri tüketimimiz önerilen miktarların çok altında yer alıyor. Normalde haftada en az 2 kez balık tüketimi önerilmesine rağmen, ülkemizdeki birçok eve balık ayda bir kez ya giriyor ya da girmiyor. Bu nedenle, günlük beslenme alışkanlıklarında omega-3 yağ asitleri alımı yeterli olmayan tüm bireyler, menstüral sendromu olan bayanlar krill yağını rahatlıkla kullanabilirler. Aynı zamanda ileri yaşlar için kendini hazırlamak isteyen herkes krill yağı kullanabilir.
Hangi alanlarda daha çok işe yarıyor?
Kardiyovasküler hastalıklar yönünden problemi olanlar,hamile bayanlar, romatizmal sorunları olanlar, menapoz dönemindeki bayanlar,kan kolesterol seviyesi yüksek olanlar, depresyon sorunu olanlar ve ailesel olarak hastalıklara karşı risk taşıyanlarda krill yağı fayda sağlayabiliyor.
|
Yazan
|
Bu makaleden alıntı yapmak
için alıntı yapılan yazıya aşağıdaki ibare eklenmelidir: "Omega-3 Yağ Asitleri ve Krill Yağı Mucizesi" başlıklı makalenin tüm hakları yazarı Prof.Dr.Dyt.Murat BAŞ'e aittir ve makale, yazarı tarafından TavsiyeEdiyorum.com (http://www.tavsiyeediyorum.com) kütüphanesinde yayınlanmıştır. Bu ibare eklenmek şartıyla, makaleden Fikir ve Sanat Eserleri Kanununa uygun kısa alıntılar yapılabilir, ancak Prof.Dr.Dyt.Murat BAŞ'ın izni olmaksızın makalenin tamamı başka bir mecraya kopyalanamaz veya başka yerde yayınlanamaz. |
1 Beğeni 
Yazan Uzman
|
krill yağı, omega-3, omega 3, omega 3 yağı, omega yağı, balık yağı, krill, krill yağı nedir, yağ asiti, krill yağının faydaları, krill yağının kaynakları, krill yağı kaynakları
Sitemizde yer alan döküman ve yazılar uzman üyelerimiz tarafından hazırlanmış ve pek çoğu bilimsel düzeyde yapılmış çalışmalar olduğundan güvenilir mahiyette eserlerdir. Bununla birlikte TavsiyeEdiyorum.com sitesi ve çalışma sahipleri, yazıların içerdiği bilgilerin güvenilirliği veya güncelliği konusunda hukuki bir güvence vermezler. Sitemizde yayınlanan yazılar bilgi amaçlı kaleme alınmış ve profesyonellere yönelik olarak
hazırlanmıştır. Site ziyaretçilerimizin o meslekle ilgili bir uzmanla görüşmeden, yazı içindeki bilgileri kendi başlarına kullanmamaları gerekmektedir. Yazıların telif hakkı tamamen yazarlarına aittir, eserler sahiplerinin muvaffakatı olmadan hiçbir suretle çoğaltılamaz, başka bir
yerde kullanılamaz, kopyala yapıştır yöntemiyle başka mecralara aktarılamaz. Sitemizde yer alan herhangi bir yazı başkasına ait telif haklarını ihlal ediyor, intihal içeriyor veya yazarın mensubu bulunduğu mesleğin meslek için etik kurallarına aykırılıklar taşıyorsa, yazının kaldırılabilmesi için site yönetimimize bilgi verilmelidir.
