2007'den Bugüne 92,307 Tavsiye, 28,219 Uzman ve 19,976 Bilimsel Makale
Site İçi Arama
Yeni Tavsiye Ekleyin!



Psikiyatrik Hastalıkların Doğasına ve Tedavisine Farklı Bir Yaklaşım
MAKALE #9632 © Yazan Psk.İzzet GÜLLÜ | Yayın Eylül 2012 | 5,924 Okuyucu
FELSEFE PAKETLENEMEZ. KUTULARA SADECE İLAÇ SIĞABİLİR. BUNUN İÇİN DE HASTALIK ŞARTTIR

Bir: Psikiyatrik hastalıklar bilimsel bir olgu değil; tamamen felsefi bir kanaat işidir. Üstelik de bu kanaat mağarada özgürce düşünen adamın zihninin değil; kapitalizmin mabedinde, ilaç lobisinin gölgesinde karar veren bir grubun düşüncesinin ürünüdür.

İki: Bir düşman size musallat olduğunda tek çözüm onu öldürmek / yok etmek değildir; bu illetten kaçarak yahut saklanarak veya anlaşarak vs. kurtulmak da mümkündür. Kim demiş; görünen çözüm tek çözümdür diye!



Hastalıktan olan halsizlik sizi son derece tedirgin ederken üç gün boyunca uyumayınca yaşadığınız halsizlikten dolayı neden kaygılanmazsınız? Oysa ikisi de halsizlik değil midir? Evet, ikincisinde kaygılanmazsınız çünkü böyle bir durumda bunun normal olduğunu bilirsiniz!

Beyinsel bir ağrıdan ötürü korkuya kapılırsınız ancak uzun süre bilgisayar başında oturunca veya saatlerce ders çalışınca ortaya çıkan baş ağrısı sizi asla endişeye düşürmez. Buradaki ağrının da aynı şekilde hastalık olmadığını, sadece beyinsel yorgunluğa bağlı olduğunu bilirsiniz.

Durup dururken kalbiniz çarptığında veya otururken terlediğinizde tedirginliğiniz had safhaya çıkarken bu tepkileri bir süre hızlı koştuğunuzda verirseniz olup bitenleri son derece sükunetle karşılarsınız!

Görüyorsunuz, insan psikolojisi söz konusu olduğunda sonucu bir belirtiyi yaşayıp yaşamadığımız değil; o tepkiyi nasıl bildiğimiz (yorumladığımız) belirliyor! Çünkü kişi için gerçek, algıladığıdır. İnsan dış veya iç dünyadaki gerçeğe değil; bu gerçeğin zihninde oluşan algısına tepki verir. Ve, verdiği bu tepki biçimine göre etkilenir olaylardan.



Yine karşınızda iki insan düşünün: Biri akıl hastası olsun, diğeri ise son derece sağlıklı birisi. Bu iki kişinin her ikisi de size aynı cümlelerle, hatta aynı ses tonuyla hakaret etsin! Bu iki kişinin her bakımdan aynı olan hakaretinden aynı şekilde mi etkilenirsiniz? “Elbette ki hayır” diyorsunuz, duyuyorum! Birininkine belki de gülüp geçerken öbürünün hakareti için deliye dönersiniz muhtemelen!

Neden peki?

Sorulduğunda, “Hakaret beni etkiledi” diye cevap verirsiniz muhtemelen. Eğer sizi etkileyen hakaret ise neden birbiriyle tıpa tıp aynı olan her iki hakaretten aynı şekilde etkilenmediniz?

Hayır, aslında sizi etkileyen işittiğiniz hakaret değildir; bu hakareti değerlendirme biçiminizdir. Siz hakaret işittiğiniz için değil; bu hakareti yorumlama biçiminize bağlı olarak girdiniz, içinde bulunduğunuz ve adına, “Hakaretten dolayı” dediğiniz olumsuz psikolojiye!



Bunlar ve daha da çoğaltabileceğimiz örnekler bize neyi gösteriyor?

İnsan psikolojisinin fizyolojik tarafımızdan ve kimyasal yanımızdan farklı bir mekanizmaya sahip olduğunu, dolayısı ile sırf bir dizi belirtiyi yaşadığımız için değil; bunları nasıl yorumlayıp yorumlamadığımıza bağlı olarak (Psikolojide ABC modelindeki B faktörü) etkilendiğimizi ortaya koyuyor! Yani yağmur yağdığında ıslanıp ıslanmayacağımızı belirleyen bizatihi yağmurun yağıyor olması değil; şemsiye kullanıp kullanmama faktörüdür.

Mevcut psikiyatri yukarıdan yağan yağmurun şiddetine ve bu sağanak altında koşarak sağa sola kaçışan kişilerin ayak seslerine bakarak ilgili tabloyu “tabiat bozukluğu” olarak okur; kişilere, “Yağmur yağdığı için ıslanıyorsunuz” telkininde bulunur.


Psikoloji ise aynı tabloya, “Hayır, suçlu yağmur değil; siz sadece ve sadece şemsiye kullanmadığınız için su gibisiniz” şeklinde yaklaşır.

Birisi zaten bir süre sonra dinecek olan yağmuru vaktinden önce dindirmeye çalışır, haliyle eşyanın tabiatına aykırı iş yapar; öteki ise bu geçici süreçte şemsiye kullanmayı salık vererek kuru kalmayı öğretir. Şemsiye kullanarak kuru kalınabildiğini, bunun için illa ki yağmurun dinmesinin gerekmediğini gören bir kişinin ne tabiatla sorunu kalır, ne de yağan yağmurla.

Bu farkındalığı yakaladığında üstelik yağmurun bir patoloji değil; bilakis tabiat için bir nimet / rahmet olduğunu kavrar! Aslında yağmurla bir derdi olmadığını, sorununun sadece ıslanıp ıslanmamak meselesi olduğunu görür. Bu görece durumu da şemsiye kullanarak problem olmaktan çıkarır, böylece boş yere doğa ile, tabiatla savaşmaz. (Bana kalırsa şemsiyeye bile gerek yoktur. Yağmur her daim yağmalı ve insan da bu doğal olayda sırılsıklam ıslanmalı. Gerekirse de grip olmalı karşılığında. Yağmurda grip – nezle olmayınca sanki hiç olmuyor muyuz! Önce nezleye bile hastalık diyorlar, sonra da, “Aman hasta olursunuz, sakın ıslanmayın.” Böylece hastalıkları azaltmıyor, bilakis daha da artırıyorlar. Çünkü doğal olan her şeyden uzaklaştırıyorlar)

O halde;

Söz konusu ruhsal sıkıntılar olduğunda sırf birkaç belirtiyi bir arada yaşadınız diye hasta değilsiniz.

Şikayetçi olduğunuz ve adı o, bu veya şu olabilen sorunlarınızdan kurtulmanın en temel şartı evvela kendinizi hasta olarak görmemektir. Çünkü hasta değilsiniz; sadece başa gelen olumsuz yaşam olaylarına, “Bunları yorumlama biçiminize bağlı olarak” bir dizi tepkiler veriyorsunuz. Aslında organizma olumsuz olaylara verdiği olumsuz reaksiyonlarla uyum sağlamaya çalışıyor. Olumsuz olaylara uyum olumsuz nitelikli tepkilerle sağlanır. Cenaze törenine uyum gülerek ve kahkaha patlatarak değil; üzülerek, en çok da ağlayarak olur.

Bilirsiniz; “Şunlar şunlar var, demek ki ben X (mesela panik atak) hastasıyım” denilir genellikle.




Neden?

Bize böyle öğretilmiştir de ondan! Bize bunu kim öğretmiştir peki? Birçok şeyi insan doğasına zıt, fıtrata aykırı iş yapma konusunda son derece mahir olan psikiyatri.

“Değilim kardeşim; o, hatta bu, üstelik de şu şu belirtilerin hepsi var bende ama ben hasta değilim. Hasta olmadığım için “bilinen manada” (alakasız antidepresanlarla) tedavi almam gerekmiyor. Ben o belirtileri hastalık olarak değil; merdiven çıkarken ki kalp çarpıntısı veya üç – beş gün uyumadığımdaki halsizlik yahut sandalyede uzun süre oturduğumdaki doğal bel ağrısı gibi yorumluyorum, öyle görüyorum” dediğinizde, kendilerini dünyanın merkezi olarak gören bir lobi tarafından sizlere hastalık kriteri olarak sunulan belirtilere aslında sağlık ve uyum işareti olarak bakmayı başarabildiğinizde inanın, “Ben tedavi alıyorum” dediğinizdeki süreçten çok daha çabuk ve çok daha kesin iyileşirsiniz. Ben bunun sayısız örneğini görüyorum, o sebeple bunları bu kadar emin bir dille söylüyorum!

Unutmayın:

“Hastayım” dediğinizde bilinen klasik tedavi yaklaşımı, tedavi dendiğinde ise etkisi tartışmalı ve muhtemelen de mevcut sorununuzla alakasız olacak (mesela panik atağa, okb’ye, hatta fobiye bile antidepresan başlanması gibi) ilaçlar girer devreye. Bu hatalı adımlar ise azıcık ağrıyan elinize karşılık sizden kolunuzu talep eder! Hem de kökünden!

Ancak işe, “Hayır hasta değilim, sadece organizmam doğası olumsuz olan durumlara olumsuz tepkiler vererek uyum sağlamam için çalışıyor” diyerek yaklaştığınızda, yani “dert” dediğiniz şeyden “kurtulma” adını taktığınız gömleği giyerek sıyrılma işine ilk düğmeyi doğru ilikleyerek başladığınızda diğer düğmeler de doğru olarak peş peşe gelir; bu tabii olan süreçte işi sizin lehinize doğal savunma ve savaşım mekanizmalarınız ve beyniniz daha net halleder! Psikoloji ve psikiyatri bu işi son 100 senedir yapıyor; bu mekanizma ise bunu Hz. Adem’den bu yana! Haliyle çok daha ustadır! Güvenin ona! Bu evrede gerekirse danışmanlık edici ve destekleyici nitelikli psikolojik yardım alın!

İşte o zaman yaşadıklarınıza, “Az önce kalbim yine küt küt çarptı, demek ki hastalığım nüksetti, ilacım nerde” olarak değil; “Bugünkü yemeği kalbim çarpa çarpa yapacağım sanırım; olsun, ziyanı yok. Yemek pekala öyle de yapılabilir” diyerek yaklaşırsınız, psikolojiniz de ona göre tepkiler üretir!

Aksi halde, “Hastayım, o halde iyileşmeliyim, ama iyileşemiyorum, neden böyle oluyor ki, üstelik de son dönemde…” vs. diyerek, tüm zihin fonksiyonlarınızı sonradan icat edilmiş, adına birilerince “hastalık” etiketi yapıştırılmış, aslında son derece doğal olan tepkilerinizle bu şeytan beşgeninde boğuşup durursunuz!

Mühim not:

Aslında doğru bir felsefi yaklaşımla tüm ruhsal sorunlardan herkesin tek bir kalemde kurtulması mümkündür. Ancak, "Bunlar hastalık" diyerek kişilerle tek tek ilgilenmek hem hekimliğin varoluşu için gereklidir hem de ilaç lobisi için bu daha karlıdır. Çünkü felsefeyi paketleyip satamaz! Kutulara ancak ilaçlar sığar. Bunun için de hastalık şarttır. Oysa tüm ruhsal sorunları bir çırpıda çözecek olan doğru felsefeyi bir yerlerden beleşe öğrenerek de edinmek mümkündür! Yazılarımla bu felsefi bakış açısını vererek kitleleri ruhsal hastalık büyüsünün etkisinden kurtarmaya devam edeceğim. Yeter ki sizler, "Senin ne haddine" diyerek baştan ön yargıyla yaklaşmayın, bunları mantık süzgecinizden geçirerek anlamaya çalışmaya devam edin.

(Not: Yazıdaki yaklaşımın tam ve doğru anlaşılabilmesi için benzer muhtevalı diğer yazılarımın da okunması önemle rica olunur!)

Psikolog
İzzet Güllü

Yazan
Bu makaleden alıntı yapmak için alıntı yapılan yazıya aşağıdaki ibare eklenmelidir:
"Psikiyatrik Hastalıkların Doğasına ve Tedavisine Farklı Bir Yaklaşım" başlıklı makalenin tüm hakları yazarı Psk.İzzet GÜLLÜ'e aittir ve makale, yazarı tarafından TavsiyeEdiyorum.com (http://www.tavsiyeediyorum.com) kütüphanesinde yayınlanmıştır.
Bu ibare eklenmek şartıyla, makaleden Fikir ve Sanat Eserleri Kanununa uygun kısa alıntılar yapılabilir, ancak Psk.İzzet GÜLLÜ'nün izni olmaksızın makalenin tamamı başka bir mecraya kopyalanamaz veya başka yerde yayınlanamaz.
     11 Beğeni    
Facebook'ta paylaş Twitter'da paylaş Linkin'de paylaş Pinterest'de paylaş Epostayla Paylaş
Yazan Uzman
İzzet GÜLLÜ Fotoğraf
Psk.İzzet GÜLLÜ
Sakarya (Online hizmet de veriyor)
Psikolog
TavsiyeEdiyorum.com Üyesi18 kez tavsiye edildiİş Adresi KayıtlıTavsiyeEdiyorum.com'u sıkça ziyaret ediyor.
Makale Kütüphanemizden
İlgili Makaleler Psk.İzzet GÜLLÜ'nün Yazıları
► Hastalıkların Gizli Dili Psk.Şahin UÇAR
TavsiyeEdiyorum.com Bilimsel Makaleler Kütüphanemizdeki 19,976 uzman makalesi arasında 'Psikiyatrik Hastalıkların Doğasına ve Tedavisine Farklı Bir Yaklaşım' başlığıyla benzeşen toplam 50 makaleden bu yazıyla en ilgili görülenleri yukarıda listelenmiştir.
◊ Bir Veda Yazısı Haziran 2018
◊ Bu Yazıyı İyi Anla ÇOK OKUNUYOR Haziran 2018
Sitemizde yer alan döküman ve yazılar uzman üyelerimiz tarafından hazırlanmış ve pek çoğu bilimsel düzeyde yapılmış çalışmalar olduğundan güvenilir mahiyette eserlerdir. Bununla birlikte TavsiyeEdiyorum.com sitesi ve çalışma sahipleri, yazıların içerdiği bilgilerin güvenilirliği veya güncelliği konusunda hukuki bir güvence vermezler. Sitemizde yayınlanan yazılar bilgi amaçlı kaleme alınmış ve profesyonellere yönelik olarak hazırlanmıştır. Site ziyaretçilerimizin o meslekle ilgili bir uzmanla görüşmeden, yazı içindeki bilgileri kendi başlarına kullanmamaları gerekmektedir. Yazıların telif hakkı tamamen yazarlarına aittir, eserler sahiplerinin muvaffakatı olmadan hiçbir suretle çoğaltılamaz, başka bir yerde kullanılamaz, kopyala yapıştır yöntemiyle başka mecralara aktarılamaz. Sitemizde yer alan herhangi bir yazı başkasına ait telif haklarını ihlal ediyor, intihal içeriyor veya yazarın mensubu bulunduğu mesleğin meslek için etik kurallarına aykırılıklar taşıyorsa, yazının kaldırılabilmesi için site yönetimimize bilgi verilmelidir.


05:38
Top