2007'den Bugüne 92,307 Tavsiye, 28,219 Uzman ve 19,976 Bilimsel Makale
Site İçi Arama
Yeni Tavsiye Ekleyin!



İletişimin Püf Noktaları
MAKALE #9644 © Yazan Psk.Burcu ATATÜR | Yayın Eylül 2012 | 10,116 Okuyucu
İyi ve verimli iletişim kurabilme becerisi, hayatımızın her alanını doğrudan etkiler. Çünkü insan her zaman, canlı cansız, etrafındaki her şeyle iletişim halindedir. Ancak iletişim kuruyor olmamız, istediğimiz mesajı, hedeflediğimiz kişiye, aklımızdaki şekliyle iletebildiğimiz anlamına asla gelmez. Hatta aynı dili konuşuyor olmamız dahi birbirimizi doğru anlayabildiğimiz anlamını taşımaz.

Biriyle tanıştığımız ilk andan sonra pozitif ya da negatif bir tavırla yargılanırız. Bu ilk anlarda, bilinçdışı zihnimiz hızla bu kişinin herhangi bir seviyede bir iletişim kurmaya değer olup olmadığı hakkında değerlendirmelerde bulunur. Ortalama olarak kadınların ve erkeklerin farklı iletişim biçimi tercihleri vardır. Ancak hem erkekler hem de kadınlar, ilk görüşmede dış görünüşten etkilenir. Etkili iletişim için en önemli ipuçlarından biri aynalama tekniğidir: Hepimiz, kendimize benzeyen insanları sevme eğilimi taşırız. Fiziksel anlamda bu, insanlar üzerinde iyi bir izlenim bırakmanın yolunun, onların fiziksel özelliklerini, duruşlarını ve hatta bazı sözsüz iletişim biçimlerini taklit etmek anlamına gelir.


Biriyle ilk kez karşılaştığımızda, karşımızdaki kişinin nasıl oturduğunu gözlemleyip onun fiziksel özelliklerini modellememiz, iyi bir ilk izlenim için oldukça faydalıdır. Bunu, benzer bir şekilde oturarak, kol ve bacaklarımızı karşımızdaki kişinin tutuşuna benzer şekilde yerleştirerek yapabiliriz. İnsanlar benzer fiziksel hareketler kullanmaya ve benzer yüz ifadeleri deneyimlemeye başlayınca neredeyse sihirli bir biçimde başka alanlarda da uyumlu hale gelir.


İletişimin önemli bir diğer püf noktası, insanların konuşma hızıdır. Herkesin konuşma hızı birbirinden farklıdır ve kendimizden farklı hızda konuşan insanlarla iletişim kurarken zorlanırız. Normalde hızlı konuşan insanlar, yavaş bir konuşmayı negatif algıladıklarında yavan ve sıkıcı, pozitif algıladıklarında ise nazik ve ilgili bir konuşma olarak değerlendirirler. Hızlı konuşanlar, genelde yavaş konuşanlardan sıkılırlar. Yavaş konuşan insanlar ise, hızlı konuşanları negatif algıladıklarında kaba ve saldırgan, pozitif algıladıklarında ise zeki ve hızlı düşünen kişiler olarak tanımlarlar.İlk karşılaşmada karşımızdaki kişinin konuşma hızına ayak uydurabilirsek bizi daha pozitif bir yaklaşımla algılamasını sağlarız. Hepimiz, karşımızdaki insanı ses tonuna, seçtiği kelimelere, tonlamasına ve özellikle de konuşma hızına göre değerlendirmeye eğilimliyiz.


Günlük bir konuşma içerisindeyken genellikle iki üç dakikalık anlatma süremiz olur. En kısa ve verimli şekilde konuyu toparlamak için önceden alıştırmalar yapabiliriz.

İnsanların dikkat süreleri oldukça kısadır. Vereceğimiz mesaj hızla ve kısaca anlatılmalıdır. Yavaş konuşmak karşımızdakini sıkıp dikkatini dağıtmamıza neden olur.
Konuşurken hitap edeceğimiz kitle de çok önemlidir. Net ve herkesin duyabileceği bir ses tonuyla konuşmak gerekir. İnsanların, anlattığımız hikâyeye nasıl tepki verdiklerine dikkat etmemiz bize büyük fayda sağlar. Beden dilleri bizim için önemli ipucudur. Konuyla ilgileniyorlar mı yoksa sabırsızlıkla bitmesini mi bekliyorlar onları gözlemleyerek fark edebilir ve kendimizi adapte edebiliriz.

İyi bir dinleyici olabilmek ve etkin dinleyebilmek de sağlıklı iletişimin vazgeçilmez bir parçasıdır. Dinlemekle duymak arasında büyük fark vardır. Öyle ki bazen, karşımızdaki kişiyi daha dinlemeden ne söyleyeceğini bildiğimizi farz ederiz. Sadece duymakla yetindiğimiz ve ne dediklerini dinlemediğimiz için de, kendimize odaklanır ve sabırsızca kendi vereceğimiz cevabı hazırlarız. Karşı tarafın konuşmasının bitmesi ve sıranın kendimize gelmesi için sabırsızlanır ancak bu esnada çok büyük bir ihtimalle içeriği kaçırırız.

Bu noktada ilk yapılması gereken; öncelikle, konuşan kişinin ne anlatmak istiyorsa onu anlatmasına izin vermek, sözünü kesmemek ve dikkatimizi iletmek istediği mesaja vermektir. Birinin bizi gerçekten dinlediğini hissettiğimizde o kişiye yakınlık duyarız. Kendimizi ortaya koymamıza, açmamıza ve genişletmemize olanak sağlamış olur ve kendimizi iyi hissederiz.

Dinlerken yargılamamak ve tavsiyeden kaçınmak gereklidir. Dinlediğimiz kişiye kendini dünyanın en önemli ve özel şeyini söylüyormuş hissini verebilmek iletişimimizi bir üst noktaya taşır. Kendi bakış açımızı ortaya koymak yerine hayatı, anlatıcının bakış açısından deneyimlemeye çalıştığımızda çok daha etkin dinlemiş oluruz.

Çatışma ve tartışma, iletişimin kaçınılmaz bileşenlerindendir. Ancak, bunlar iletişimi engellemez aksine, uygun şekilde gerçekleştirildiğinde çok daha başarılı ve verimli ilişkiler kurup hem kendimizi hem ilişkimizi geliştirmemize faydası dokunur. Adil çatışma ve tartışmanın bazı püf noktaları vardır:

1- Karşımızdaki kişiye tartışmaktan hoşlanmadığımızı ama olasılıkları ve fikirleri konuşabileceğimizi söyleyebiliriz.

2- Karşımızdakine, bakış açısına saygı duyduğumuzu ancak ona katılmadığımızı söyleyebiliriz.
3- Karşımızdaki kişiye, haklı olmak tüm diğer duygularından daha önemli mi diye sorabiliriz.
4- Karşımızdakine, yorumlarını ifade ederken “ben diliyle” konuşabileceğini, aksi takdirde bizim de savunmaya geçme ihtiyacı hissedebileceğimizi hatırlatabiliriz.
5- Daha fazla soru sorabiliriz.
6- Her zaman niyetimizi ön planda tutabilir, böylelikle, konunun maksadını aşmasını önleyebiliriz.
7- Yanlış anlaşılmaması için de niyetimizin doğru anlaşıldığından emin olabiliriz.

Eleştiri, iletişimde vazgeçilmezdir. Kelimeler eğer dikkatli seçilmezlerse can yakabilir. Öfkeyle söylenen kırıcı sözler, heves kırıcı ve alaycı sözler söyleyene de dinleyene de faydadan ziyade zarar getirir. Eleştirildiğimizde, duygularımız bizi ele geçirir. Acı veren öfkeli duygular savunmaya, savunma karşı saldırıya ve o da acı veren öfkeli duygular döngüsüne yol açar. Tüm bunlar bizim ortamı ustaca yönetebilmemizi engeller. Ancak, hayatta birçok kereler bu gibi durumlarla karşı karşıya kalmamız olasıdır. Belli bazı teknikler yardımıyla, bu tür stresli ortamları daha rahatça yönetmemiz sağlanabilir:


1- Uzun ve derin nefes almak

2- Karşımızdakinden zaman istemek. ( biraz düşüneyim.)
3- Ortamdan bir müddet uzaklaşıp, belki bir kısa yürüyüşle fazla enerjiyi atmak.
4- Eleştirinin bizi incitmek amacıyla yapılıp yapılmadığını farketmek.

Bir eleştirinin yıkıcı olup olmadığı şu şekilde anlaşılır:


• Can yakma ya da küçük düşürme amacı vardır.

• Yönlendirme ya da kontrol etme isteği vardır.
• Suçlamak amacı taşır.

Yapıcı eleştiri ise şu özelliklerdedir:


• Daha iyi olmamıza yardımcıdır.

• Bir şeyin farkına varmamızı sağlar
• Endişe ya da ilgi belli eder.
• İletişim kanallarını açık tutar.
• Bizi olumlu değişiklikler yapmaya motive eder.

Bazen insanlara eleştiride bulunmak veya geri bildirim vermek durumunda kalabiliriz. Çatışma yaratmadan, başarılı bir şekilde eleştiride bulunabilmek için dikkat edilmesi gereken önemli hususlar vardır:


1- Karşımızdaki kişinin kişiliğini değil, davranışını eleştirmemiz gerekir. Genelleme yapmak yerine spesifik bir olaydan bahsetmek ve eylemi hedef almak önem taşır.

2- Eleştirmeden önce empati kurmak, karşı tarafın bakışını daha net anlamamıza yardımcı olur.
3- Eleştirdiğimiz konunun değişebilecek bir konu olmasına dikkat etmek gereklidir. Kişinin elinde olmayan özelliklerini eleştirmenin kimseye bir faydası dokunmaz.
4- Karşımızdaki kişinin eleştirimizin sebebini anladığından emin olmak ve kızgınken eleştiri yapmamak çok daha verimli bir iletişim sağlar.
5- Konuyu uzatmadan kısa ve net bir şekilde belirtmek daha etkilidir. Söylemek istediğimiz şeyi tekrar tekrar söylemenin bir faydası yoktur.
6- Eleştirirken beden dilimizi de dikkate almamız gerekir. Bir kişiyi herkesin içinde kenara çekmek, kötü yüz ifadeleri veya tehditkar ses tonu kullanmak, korku ile üstünlük taslamaya kalkmak, vermek istediğimiz mesajı çok farklı ve verimsiz noktalara çekebilir. Amacımız karşımızdakini alaşağı etmek olmamalıdır.
7- Başkalarıyla kıyaslamamak da önemli bir noktadır.herkesin yapısı ve becerileri kendine özgüdür.
8- Karşımızdaki kişinin zihnini okumak veya ondan bizim içimizden geçeni doğru bilmesini beklemek gerçekçi bir iletişim şekli değildir. Açık, net ve anlaşılır olmak, çerçeveleri kesin bir şekilde çizmek ve tanımları belirginleştirmek, istediğimiz değişikliklerin yapılabilmesine olanak tanır.
9- Öfkeli ve alaycı ses tonundan uzak durmaya dikkat etmek gerekir.
10- Ne eleştireceksek eleştirelim, öncelikle karşımızdaki kişideki olumlu bir özelliği, iyi bir noktayı bulup söylemek, muhatabımızın hemen savunma kalkanlarını kullanmasını engeller.
11- Son olarak, karşımızdaki kişiye destek olacağımızı ve ona güvendiğimizi vurgulamamız işleri yoluna koyar.

Beden dili, iletişimde bahsedilmesi gereken en önemli konudur. İletişimin üçte ikisi sözel olmayan şekliyle yapılır. Sözsüz iletişimi çözememek, karşımızdaki kişi konuşurken, kullandığı kelimelerin yarıdan fazlasını duyamamak veya anlayamamak gibidir. Çok fazla yanlış anlaşılmalara yol açar ve büyük ihtimalle kimse kimseyi doğru anlamaz.


Biriyle ilk karşılaşmamızda, iyi bir izlenim bırakabilmemiz için on saniyeden daha az bir zamanımız vardır. Beden dili kullanımında ustalaşmak bize büyük avantaj sağlar. Beden dilinin birçok parçası bulunur. Bunlar arasında hem değiştirebileceğimiz hem değiştiremeyeceğimiz fiziksel özelliklerimiz, yüz ifadelerimiz, insanlara bilinçli ve bilinçsiz seviyelerde gönderdiğimiz sinyaller ve insanlarla iletişim kurarken seçtiğimiz mesafe vardır.

İçinde bulunulan coğrafi bölgeye, sosyo-ekonomik seviyeye, kişilik özelliklerine bağlı olarak değişme ihtimali bulunmasına karşın bazı beden dili özellikleri aşağı-yukarı aynı mesajı verirler:

• En iyi izlenim, sağ tarafta dururken bırakılır.

• Göz bebekleri, gördükleri şey ilgilerini çektiklerinde genişler.
• Hızlı göz kırpma genellikle endişe ve kandırmanın işaretidir.
• Öne doğru eğilmek, bir şeyden hoşlandığımızı gösterir.
• Gerekli olmadığında kurulan göz teması hemen hemen her zaman iyiye işarettir.
• Saç stiliniz hakkınızda çok şey söyler.
• Peruk ya da postiş genelde kendine güvensizliğin göstergesidir.
• İletişim, iki kişinin psikolojisinin uyuşmasıyla başlar.
• Kadınlar, tam karşılarına oturduğunuzda kendilerini daha rahat hissederler.
• Erkekler, onlara doksan derecelik bir açıyla oturduğunuzda kendilerini daha rahat hissederler.
• Dokunmak, hoşlanmanın bir göstergesidir.
• Başınızı sallayın. Karşı taraf bilin dışı bir seviyede sizi onaylayacaktır.
• Gergin olmanın kesin bir göstergesi terlemedir.
• Duruma uygun giyinmek önemlidir.
• Sıra dışı giysiler o kişinin bir duruşu olduğunu gösterir? Ancak nedir bu duruş?
• Ayakta duran birinin yanında oturan biri güçlü değildir.
• İletişim içindeki insanlar kendilerini birbirlerine göre senkronize etme eğilimi taşırlar.
• Fiziksel çekicilik, olmasını istediğimizden çok daha önemlidir.
• Negatif duygular genellikle beynin sağ yarımküresi tarafından tetiklenir. Sol taraftan uzak durmak bu sebepten önemlidir.
• Gülümseyin! İçten bir gülümsemeye karşı koymak çok zordur!
Yazan
Bu makaleden alıntı yapmak için alıntı yapılan yazıya aşağıdaki ibare eklenmelidir:
"İletişimin Püf Noktaları" başlıklı makalenin tüm hakları yazarı Psk.Burcu ATATÜR'e aittir ve makale, yazarı tarafından TavsiyeEdiyorum.com (http://www.tavsiyeediyorum.com) kütüphanesinde yayınlanmıştır.
Bu ibare eklenmek şartıyla, makaleden Fikir ve Sanat Eserleri Kanununa uygun kısa alıntılar yapılabilir, ancak Psk.Burcu ATATÜR'ün izni olmaksızın makalenin tamamı başka bir mecraya kopyalanamaz veya başka yerde yayınlanamaz.
     2 Beğeni    
Facebook'ta paylaş Twitter'da paylaş Linkin'de paylaş Pinterest'de paylaş Epostayla Paylaş
Makale Kütüphanemizden
İlgili Makaleler Psk.Burcu ATATÜR'ün Yazıları
► Etkili İletişimin Kuralları Psk.Dnş.Havva BAYAR
► Aile İçi İletişimin Arttırılması Psk.Melek SARIÇİÇEK
► İletişimin Sihirli Gücü Psk.İpek ERDEM
► Çocuklarla İletişimin Temeli Meral HASANDAYIOĞLU
TavsiyeEdiyorum.com Bilimsel Makaleler Kütüphanemizdeki 19,976 uzman makalesi arasında 'İletişimin Püf Noktaları' başlığıyla benzeşen toplam 35 makaleden bu yazıyla en ilgili görülenleri yukarıda listelenmiştir.
► Kendin Olmak Kasım 2012
◊ İnsanlar Kötü mü? Kasım 2013
Sitemizde yer alan döküman ve yazılar uzman üyelerimiz tarafından hazırlanmış ve pek çoğu bilimsel düzeyde yapılmış çalışmalar olduğundan güvenilir mahiyette eserlerdir. Bununla birlikte TavsiyeEdiyorum.com sitesi ve çalışma sahipleri, yazıların içerdiği bilgilerin güvenilirliği veya güncelliği konusunda hukuki bir güvence vermezler. Sitemizde yayınlanan yazılar bilgi amaçlı kaleme alınmış ve profesyonellere yönelik olarak hazırlanmıştır. Site ziyaretçilerimizin o meslekle ilgili bir uzmanla görüşmeden, yazı içindeki bilgileri kendi başlarına kullanmamaları gerekmektedir. Yazıların telif hakkı tamamen yazarlarına aittir, eserler sahiplerinin muvaffakatı olmadan hiçbir suretle çoğaltılamaz, başka bir yerde kullanılamaz, kopyala yapıştır yöntemiyle başka mecralara aktarılamaz. Sitemizde yer alan herhangi bir yazı başkasına ait telif haklarını ihlal ediyor, intihal içeriyor veya yazarın mensubu bulunduğu mesleğin meslek için etik kurallarına aykırılıklar taşıyorsa, yazının kaldırılabilmesi için site yönetimimize bilgi verilmelidir.


11:44
Top