2007'den Bugüne 92,313 Tavsiye, 28,222 Uzman ve 19,980 Bilimsel Makale
Site İçi Arama
Yeni Tavsiye Ekleyin!



Alternatif Ruhsal Tedavi: Örnekleri İyi Anla, Sonra da İkna Ol ve Kurtul
MAKALE #9655 © Yazan Psk.İzzet GÜLLÜ | Yayın Eylül 2012 | 14,272 Okuyucu
ALTERNATİF RUHSAL TEDAVİ: ÖRNEKLERİ İYİ ANLA, SONRA DA İKNA OL VE KURTUL

KÖPEĞİN HER HAVLAMASI TEHLİKE OLDUĞUNU DEĞİL, ONUN KÖPEK OLDUĞUNU GÖSTERİR

Önce bilim olabilme, böylece camiada yer edinebilme, sonra da bu yeri kökleştirme kaygısıyla insan psikolojisinde kategorilere gittiler. Bu süreçte normal ve anormal kavramlarını icat ettiler. Sonra, “Ayırt etmek çok zor, çünkü çizgileri iç içe…” dedikleri halde nelerin normal nelerin anormal olduğuna bir çırpıda karar verdiler.

Normal ve anormal dedikleri şey yıllar içinde sürekli değişti. “Şunlar ile şunlar varsa hastasınız” dediler ardından. Oysa bir şey varsa başka şeylerin de beraberinde görülmesi son derece tabii bir olguydu. Yani, “Üzüntü varsa, ayrıca yanında…” diyerek, “Bir duygu yekpare yaşanmalı, ona başka duygular yahut tepkiler eşlik etmemeli, ediyorsa hastasınız” diyerek en yaman hatanın içine düştüler. Çünkü bu anlayış yağmur olmalı ancak ıslaklık ve su birikintileri olmamalı demekten daha mantıklı değildi.

Böylece kişileri ruh halleriyle ilgili bazı belirtilere karşı aşırı hassas hale getirdiler. Yaşadıklarını hastalık olarak algılayan, çetin bir derdin içine düştüğüne inandırılan insan haklı olarak içinde bulunduğu duruma karşı duyarsız kalamadı!

Derken kişiler, “Maazallah hasta mıyım neyim” diyerek beyinlerini dış dünyadan kopararak kendi vücutları, en çok da tabii, en fazla dalgalı ruh halleri üzerinde yoğunlaştırmaya başladılar. Yoğunlaştıkça olmadık şeyleri fark ettiler, fark ettiklerinin hastalık olduğuna, “Uzmanlık, bilim, eğitim, telkin” büyüsü ile zaten inandırıldıkları için, “Eyvah, hasta oldum ben” dediler. “Eyvah” dedikçe, “Hasta oldum” şeklinde düşündükçe beyin, “Demek ki tehlike var” diye yorumladı durumu. Beynin temel görevi bizi korumak, bunun için de duruma uygun tepkiler üretmek olduğundan daha ağır kaygılar ve korkular üretti. Bu sonuç ilk başta sadece etiketleme ve hasta olunduğuna inandırma ile başladı. Evvela bilgi, sonra algı, ardından da (oluşan algıya bağlı olarak) duygular ve bunlara karşı kişilerin verdikleri reaksiyon biçimleri değiştirildi. Bu reaksiyon bir bakıma kurtulmak için gölgeleri ile savaşmaya başlamalarıydı. Oysa insanoğlu gölgesinden savaşarak değil, ancak ilgisiz kalarak kurtulabilirdi.



Bir köpekten sırf o köpek diye değil; ısırır, en azından böyle bir risk var, yani tehlikeli diye korkarsınız. O köpeğin ısırmayan bir köpek olduğunu öğrendiğinizde ise rahatlarsınız. Rahatlamanız için köpeği öldürmeniz, ondan onu yok ederek kurtulmanız şart değildir. Köpek ortada dursa, siz de yine aynı siz olsanız bile köpekle ilgili bilginiz değişince algınız da değişeceğinden (aslında korkuya sebep olan şey algınızdır. Zarar göreceğiniz algısı) yaşadığınız korku da değişime uğrar, kısa sürede geçer gider.

İnsanları son derece olağan ruh hallerine, “Siz hastasınız, adı da şu” diyerek kilitleyen, böylece onları kendi elleriyle besleyip büyütmelerine sebep olan günümüz psikiyatrisi köpeğin hav hav seslerine bakarak, “Tehlike var, ancak köpeği öldürerek (yok ederek) kurtulabilirsiniz” der. Bunun için de size köpeğe taş atmanızı telkin eder. Hatta elinize o taşları da verir. Oysa köpek taşla ölmez, bilakis daha çok kışkırtılmış, gerçekte zararsız olduğu halde zararlı hale gelmiş olur.

Son yıllarda iyice psikiyatrinin dümen suyuna girmiş, bilinç altlarında hekimlik özentisi bulunan (kim yok derse yalan söyler), bu sebeple, “Hastalık, teşhis, tedavi” dedikçe dumanlı egoları bir karış daha fazla havaya sıçrayan (bunlar artık kraldan daha çok kralcılar. Mesela okul korkusuna bile okul fobisi yani bozukluk / patoloji diyorlar) biz psikologların bile tamamına yakını böyle yaklaşır. Onlar da havlayan köpeğe sesinin iticiliğine ve havlama sıklıklarına bakarak taş değil belki ancak terapi adındaki nesneleri atmamızı salık verirler.

Oysa basireti açık, birikimli, derin düşünen, sorgulayan, iz’ anı ve insafı bulunan psikologlar ısırmayacak bir köpekle sizi boğuşturmaz; sadece ortada havlayıp duran köpek hakkında doğru bilgilendirme yapar.

“Bu köpeğin ne havlama sıklığına ne havlarkenki sesinin şiddetine / yüksekliğine bakarak durumu yanlış okumayın. Gelin etmeyin eylemeyin, bu köpek zararsız. Tehlikeli olduğu için değil; köpek olduğu için havlıyor sadece. Her köpek az çok havlar. Bu köpek tehlikeli değil; bilakis o sizi tehlikeli gördüğü için, yani aslında kendisini korumak için havlamakta” der.

Doğru bilgi ile kısa sürede tatmin olursunuz. Rahatlarsınız. Köpek yine havlar belki ancak siz artık korkmaz, bilakis gülersiniz bile bu duruma! Hatta size çok sevimli dahi gelir bu. Halbuki köpek aynı köpektir. Siz de aynı sizsinizdir. Ama ruhunuz aynı ruh değildir artık. Bunun böyle olması için köpeği öldürmüş de değilsinizdir. Köpek capcanlıdır önünüzde. Ama her şey değişmiştir. Çünkü algınız değişmiştir. Öyle ya, kişi için gerçek algıladığıdır. Kişi gerçeğe değil, gerçekle ilgili zihninde oluşmuş bulunan algıya bakarak tepki verir.

Hala köpek havlar ancak siz çoktan onunla oynamaya başlamışsınızdır bile. Önce yanlış bilginiz doğrusuyla, sonra da bunun inşa ettiği gerçek dışı algınız yenisiyle değişmiştir. Bu değişince de ne korkunuz kalmıştır, ne kaygınız, ne de endişeniz!

Zaten sizin derdiniz köpek değildi ki! Köpeğin sizde yarattığı duygulardı! Sizde eskisi gibi olumsuz duygular yaratmayacak bir köpeğin zaman zaman ortalıkta gezinmesi sizin derdiniz değildir artık!



Ey etikete meftun, gerçeğe ise gönülsüz ve kibirli insan!

Biri yüksek sesle bağırınca ilk başta korkarsınız. Adamın zararsız bir akıl hastası olduğunu veya bunu şakadan yaptığını öğrenince aynı duruma gülümseyerek tepki verirsiniz. (Yine önce bilginiz, sonra algınız değişmiştir. Çünkü faydalı bilgi şifadır). Burada da ne adam ne bağırması değişmediği halde duygularınız bir anda değişivermiştir.

Buraya kadar anlatılanlarda durum böyle de depresyon kulpu takılan üzüntünüze, panik ataktaki yahut hamilelikteki bazen az bazen de çok olabilen kalp atış hızınıza bakışınız değiştiğinde şikayetleriniz neden değişmesin!

Sizi kalp çarpıntınız tedirgin ediyorsa şayet, kalp sırf hızlı çarptığı için hasta iseniz söyleyin; merdiven çıkarken ortaya çıkan atış hızından neden endişe etmiyorsunuz? O zamanki çarpıntı niçin hastalık değil?

Ondan neden korkmuyor, o zaman niçin onla, "Eyvah kötüyüm" diyerek savaşmıyorsunuz? Bu çifte standart neden? (Ona hastalık deselerdi aynı şeyi onla da yaşardınız. Demek ki mesele hasta olup olmamak meselesi değil; nelerin nasıl etiketlendiği meselesi)

Havlamak eşittir ısırmak demek olmadığını anladığınızda havlamaktan neden korkasınız!

Havlamaktan korkmamak için neden illa ki masum bir köpeği yok etmekle uğraşasınız!

Üstelik de onu taşla, sopayla yok edemeyeceğiniz bildiğiniz, yok edemediğiniz takdirde ise onu iyice kızdırıp kışkırttığınızı her gün defalarca gördüğünüz halde!

(Not: İçinde elmas değerinde hakikatler ihtiva eden bu yazıyı hakkıyla kavrayan psikoz dışındaki hemen her ruhsal sorunundan kurtulma yolunca ciddi adımlar atabilir. Bir de bu süreç doğru düşünce teknikleriyle desteklendi mi, sonuç büyük ölçüde tamamdır. Tüm bunlara rağmen ve makul bir zaman da geçtiği halde hala sonuç alınamıyorsa bilinmelidir ki bu yazıdaki gerçeklere inanma konusunda "ikna" sorunu yaşanıyor; bu sebeple de biraz desteğe ve telkine ihtiyaç duyuluyor demektir. Zihinlerde yıllar içinde oluşturulmuş olan papaz büyüsünü bir - kaç kişinin üç - beş yazısı ile çözmek kolay mı sanıyorsunuz!)

Psikolog
İzzet Güllü

Yazan
Bu makaleden alıntı yapmak için alıntı yapılan yazıya aşağıdaki ibare eklenmelidir:
"Alternatif Ruhsal Tedavi: Örnekleri İyi Anla, Sonra da İkna Ol ve Kurtul" başlıklı makalenin tüm hakları yazarı Psk.İzzet GÜLLÜ'e aittir ve makale, yazarı tarafından TavsiyeEdiyorum.com (http://www.tavsiyeediyorum.com) kütüphanesinde yayınlanmıştır.
Bu ibare eklenmek şartıyla, makaleden Fikir ve Sanat Eserleri Kanununa uygun kısa alıntılar yapılabilir, ancak Psk.İzzet GÜLLÜ'nün izni olmaksızın makalenin tamamı başka bir mecraya kopyalanamaz veya başka yerde yayınlanamaz.
     89 Beğeni    
Facebook'ta paylaş Twitter'da paylaş Linkin'de paylaş Pinterest'de paylaş Epostayla Paylaş
Yazan Uzman
İzzet GÜLLÜ Fotoğraf
Psk.İzzet GÜLLÜ
Sakarya (Online hizmet de veriyor)
Psikolog
TavsiyeEdiyorum.com Üyesi18 kez tavsiye edildiİş Adresi KayıtlıTavsiyeEdiyorum.com'u sıkça ziyaret ediyor.
Makale Kütüphanemizden
İlgili Makaleler Psk.İzzet GÜLLÜ'nün Yazıları
► İkna Psikolojisinde İkna Etme Yolları ÇOK OKUNUYOR Psk.Dnş.Abdullah TOPAL
► Ergenlik:Beni Anla Psk.Nesteren GAZİOĞLU
► Çocukları İkna Yöntemleri Psk.Serap DUYGULU
► 10 Adımda Stresten Kurtul Psk.Berivan ŞENTÜRK
TavsiyeEdiyorum.com Bilimsel Makaleler Kütüphanemizdeki 19,980 uzman makalesi arasında 'Alternatif Ruhsal Tedavi: Örnekleri İyi Anla, Sonra da İkna Ol ve Kurtul' başlığıyla benzeşen toplam 49 makaleden bu yazıyla en ilgili görülenleri yukarıda listelenmiştir.
◊ Bir Veda Yazısı Haziran 2018
◊ Bu Yazıyı İyi Anla ÇOK OKUNUYOR Haziran 2018
Sitemizde yer alan döküman ve yazılar uzman üyelerimiz tarafından hazırlanmış ve pek çoğu bilimsel düzeyde yapılmış çalışmalar olduğundan güvenilir mahiyette eserlerdir. Bununla birlikte TavsiyeEdiyorum.com sitesi ve çalışma sahipleri, yazıların içerdiği bilgilerin güvenilirliği veya güncelliği konusunda hukuki bir güvence vermezler. Sitemizde yayınlanan yazılar bilgi amaçlı kaleme alınmış ve profesyonellere yönelik olarak hazırlanmıştır. Site ziyaretçilerimizin o meslekle ilgili bir uzmanla görüşmeden, yazı içindeki bilgileri kendi başlarına kullanmamaları gerekmektedir. Yazıların telif hakkı tamamen yazarlarına aittir, eserler sahiplerinin muvaffakatı olmadan hiçbir suretle çoğaltılamaz, başka bir yerde kullanılamaz, kopyala yapıştır yöntemiyle başka mecralara aktarılamaz. Sitemizde yer alan herhangi bir yazı başkasına ait telif haklarını ihlal ediyor, intihal içeriyor veya yazarın mensubu bulunduğu mesleğin meslek için etik kurallarına aykırılıklar taşıyorsa, yazının kaldırılabilmesi için site yönetimimize bilgi verilmelidir.


08:41
Top