2007'den Bugüne 92,260 Tavsiye, 28,210 Uzman ve 19,973 Bilimsel Makale
Site İçi Arama
Yeni Tavsiye Ekleyin!



Nörolojik Gelişme Geriliği Riski Olan Sütçocuklarının Erken Belirlenmesinin Önemi ve Klinisyenin Rolü
MAKALE #9763 © Yazan Prof.Dr.Semra HIZ | Yayın Ekim 2012 | 4,663 Okuyucu
Gelişme geriliği riski olan sütçocuklarının erken tanınması uygun rehabilitasyonunzamanında başlanması açısından büyük önem taşır. Bu sadece çocuk için değil aile için de yararlıdır. Gelişme geriliği açısından risk taşıyan sütçocuklarının erken dönemde ayırt edilmesi çocuk hastalar ile ilgilenen tüm klinisyenleri, özellikle çocuk sağlığı ve hastalıkları uzmanlarını ilgilendirmektedir. Gelişme geriliği riskini erken belirleyebilmek için çocuğun doğum öncesi, doğum esnasındaki ve doğumdan sonraki öyküsü, genel fizik ve nörolojik bakısı ve gelişimsel düzeyi ile ilgili ayrıntılı bilgi sahibi olunmalıdır. Spesifik gelişimsel tarama testleri tanıda objektif veri sağlayan diğer yöntemlerdir. Sonuç olarak, gelişimsel desteğe ihtiyacı olan çocukların özellikle yaşamın ilk yılında yakalanmaları erken tanı ve rehabilitasyona gecikmeden başlanması açısından büyük önem taşır. Çocuk sağlığı ve hastalıkları ile ilgilenen klinisyenlerin çocuğun gelişimini değerlendirme konusunda bilgili ve uyanık olmaları gerekmektedir.

Çocukları erişkinden ayıran en önemli özellik sürekli büyüme ve gelişme içinde olmalarıdır. Büyüme terimi vücut boyutlarının artmasını, gelişme ise biyolojik fonksiyonların değişimini ve olgunlaşmasını ifade eder. Büyüme ve gelişme süreçleri çeşitli çağlarda hızlanma ve yavaşlama göstermekle birlikte sürekli bir olaydır ve belli bir sırayı izler. Merkezi sinir sisteminin büyüme ve gelişme süreci fetal yaşamda ve doğumdan sonraki ilk aylarda çok hızlıdır. Yaşına göre kazanması gereken psikomotor yetenekleri sergilemekte gecikme gösteren ve bu nedenle nörolojik gelişme geriliği riski olan sütçocuklarının klinisyenlerce erken dönemde belirlenmeleri, gerekli özel eğitim, fizik tedavi ve rehabilitasyon ve diğer medikal veya cerrahi tedavi yaklaşımlarının zamanında uygulanabilmesi açısından çok önemlidir. Sadece serebral palsi ya da öğrenme güçlükleri değil, bilişsel ve motor fonksiyonlar, iletişim, dil, duygu ve davranış olmak üzere psikomotor gelişimin tüm alanlarını içeren gelişme geriliklerinin erken tanınması önemlidir.

Riskli süt çocuklarının saptanmasında en iyi bilgileri detaylı öykü ve dikkatli fizik ve nörolojik inceleme sağlar.

Öykü:

Perinatal Öykü: Dikkatli alınmış bir perinatal öykü çocuğun ileriki gelişim aşamalarında karşılaşabileceği sorunlarla ilgili çok çarpıcı ipuçları sağlayabilir. Perinatal öyküde sadece gestasyonel yaş, doğum ağırlığı ve Apgar skorlarının sorgulanması ile yetinilmemeli, ayrıntılı gebelik öyküsü de alınmalıdır. Bebeğin doğumundan önce annenin prenatal bakım alıp almadığı ve bunun kalitesi fetal prognozu doğrudan etkilemektedir. Yüksek riskli gebelik tanımı anne ya da sütçocuğunun artmış komplikasyon riski ile karşı karşıya olduğuna işaret etmektedir. Gebelikte çok az ya da çok fazla kilo alımı, diabetes mellitus, sistemik lupus eritematozus, epilepsi ve diğer kronik hastalıkların mevcudiyeti gibi maternal faktörler sütçocuğunun genel sağlığı yanısıra gelişimsel fonksiyonlarını da etkiler. Annenin yaşının ileri olması çocukta artmış kromozomal anormallik sıklığı ile doğrudan ilişkilidir. Plasental yetmezlik, enfeksiyon, preterm doğum, çoğul gebelik, alkol, sigara ve doktor kontrolü dışında ilaç kullanımı gibi durumlar da sütçocuğunun gelişimsel prognozunda doğrudan etkilidir. Yapılan çalışmalarda kokain kullanan annelerin çocuklarında bilişsel fonksiyonlarda gerilik ve ilk iki yaşta iki kat daha sık gelişimsel gerilik olduğu saptanmıştır. Uzamış ya da çok hızlı eylem gibi doğumla ilişkili bazı durumlar yenidoğanın genel durumunu doğrudan etkileyen faktörlerdendir. Bireysel farklılıklar olmakla birlikte doğumun birinci evresi ortalama olarak nulliparlarda yedi saat, multiparlarda dört saattir. İkinci veya aktif evre nullipar-larda ortalama 50 dakika, multiparlarda 20 dakikadır. Çok hızlı ya da uzamış ikinci evre yenidoğanın iyiliğini büyük ölçüde olumsuz yönde etkiler. Sezaryan doğum işlemi bebeği riske sokan bir durum değildir, ancak sezaryan doğumun gerekçesi bebeği riske sokabilir. Fetal kalp hızı anormallikleri, enfeksiyon ya da eylemin ilerlememesi cerrahi doğum endikasyonları olabilir. Sezaryan doğumda bebekte fetal akciğer sıvısının absorbsiyonunun gecikmesine bağlı olan ve ilk olarak 1966’da Avery tarafından tanımlanan geçici takipne ortaya çıkabilir. Doğumdan önce veya doğum sırasında granüllü mekonyum görülmesi fetal distres işaretidir ve bebeğin mekonyum aspirasyon sendromu geliştirebileceği konusunda uyarıcıdır. Mekonyum doğumların %8-20’sinde bulunur ve genellikle mekonyum boyanması denen partikülsüz mekonyum varlığı şeklindedir. Mekonyumlu amnion sıvısının varlığı ileri dönem nörolojik problemler için zayıf bir belirleyicidir. Bir çalışmada doğum ağırlığı 2500 g üzerinde olup mekon-yumlu doğan bebeklerin %0,5’inde nörolojik problem saptandığı bildirilmiştir. Fetal hipoksi varlığı da benzer şekilde geç nörolojik problemler için güvenilir bir belirleyici olarak kabul edilmemektedir.

Neonatal Sorunlar: Anesteziyolojist Dr. Virginia Apgar tarafından 1952’de ilk kez kullanılan Apgar skoru yenidoğanın değerlendirilmesinde yararlanılan ilk klinik değerlendirme araçlarındandır. Sütçocuğunun doğum anında değerlendirilmesine yarar. Düşük Apgar skoru asfiksi ile eşanlamlı değildir. Asfiksi metabolik asidoza yol açabilen fetal hiperkarbi ve hipoksemiyi tanımlar. Medikasyonlar, konjenital anomaliler, gestasyon yaşı ve akut olaylar Apgar skorunu etkiler. Birinci dakika Apgar skoru ileri izlem ve müdahale endikasyonunu gösterir. Çalışmalar düşük Apgar skorunun ileride serebral palsi gelişmesi ile ilişkisinin zayıf olduğunu göstermiştir. Nelson ve Ellenberg çalışmalarında serebral palsili çocukların % 55’inde 1. dakika Apgar skorlarının 7-10, %73’ünde de 5. dakika Apgar skorunun 7-10 olduğunu saptamışlardır. Apgar skoru 10. dakika ve sonrasında 0-3 olan yaşayan çocukların %80’inde okul çağında ciddi nörolojik sekel saptanmadığı bildirilmiştir. Yenidoğanın gestasyonel yaşının hesaplanıp büyüme parametrelerinin kontrol edilmesi çok önemlidir. Yenidoğanın büyüme parametreleri intrauterin ortamın göstergesidir. Doğum ağırlığı gestasyon yaşına göre 10 persentilin altında olduğunda düşük doğum ağırlığı, 90 persentilin üstünde olduğunda yüksek doğum ağırlığı sözkonudur. Maternal diabet ve obezite yüksek doğum ağırlığının en bilinen nedenlerindendir. Diğer nedenler multiparite, maternal yaş, sürterm gebelik, ırk ve etnik faktörlerdir. Bu bebeklerde obstetrik komplikasyonlar ve doğum asfiksisi daha sıktır. Diabetik anne bebeklerinde ise neonatal respiratuvar distres, hipoglisemi, hipokalsemi, polisitemi, kardiyomiyopati ve konjenital anomali riski daha fazladır. Düşük doğum ağırlığı olan bebeklerde perinatal depresyon, hipoglisemi, polisitemi ve bağışıklık yetmezliği riski artmıştır. Bu bebeklerin çocukluk dönemlerinde sağlık ve gelişim sorunları sıktır ve çalışmalarda geç dönemde bilişsel fonksiyonlarının geri olduğu, okul başarılarının düşük ve sık olarak psikolojik sorunlar sergiledikleri saptanmıştır. Sonuç olarak, gelişme geriliği riski olan sütçocuklarının ilk yıl içinde tanınması uygun müdahalenin zamanında başlatılması açısından çok önemlidir. Bu konuda çocuğu ilk gören pratisyen hekim ya da çocuk hekiminin rolü çok önemli olup bu olguları tanımlayarak aileyi bilgilendirmeli, hastayı ileri tetkik ve tedavi için uygun merkezlere refere etmelidir. Erken tanı için çocuğun öyküsü iyi alınmalı, ayrıntılı genel fizik ve nörolojik inceleme yapılmalı ve yaşına göre kazanması gereken yetiler açısından değerlendirilerek gelişimsel düzeyi belirlenmelidir. Sütçocukluğundan sonraki motor gelişim basamaklarındaki geriliği fark etmek daha kolaydır. Fakat önemli olan geç kalmadan, ek komplikasyonlar eklenmeden nöronal plastisitenin yoğun olduğu ilk bir yaşta çocuğun maksimum yardım almasını sağlayabilmek için bu olguları tanımlamaktır.

Prof. Dr. Semra HIZ KURUL
Dokuz Eylül Üniversitesi Tıp Fakültesi, Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı Çocuk Nörolojisi Bilim Dalı

Derleme Dokuz Eylül Üniversitesi Tıp Fakültesi Dergisi Nörolojik Gelişme Geriliği Riski Olan Sütçocuklarının Erken Belirlenmesinin Önemi ve Klinisyenin Rolü
THE IMPORTANCE OF THE EARLY RECOGNITION OF INFANTS AT RISK FOR DEVELOPMENTAL DELAY AND THE ROLE OF THE PHYSICIAN
Yazan
Bu makaleden alıntı yapmak için alıntı yapılan yazıya aşağıdaki ibare eklenmelidir:
"Nörolojik Gelişme Geriliği Riski Olan Sütçocuklarının Erken Belirlenmesinin Önemi ve Klinisyenin Rolü" başlıklı makalenin tüm hakları yazarı Prof.Dr.Semra HIZ'e aittir ve makale, yazarı tarafından TavsiyeEdiyorum.com (http://www.tavsiyeediyorum.com) kütüphanesinde yayınlanmıştır.
Bu ibare eklenmek şartıyla, makaleden Fikir ve Sanat Eserleri Kanununa uygun kısa alıntılar yapılabilir, ancak Prof.Dr.Semra HIZ'ın izni olmaksızın makalenin tamamı başka bir mecraya kopyalanamaz veya başka yerde yayınlanamaz.
     Beğenin    
Facebook'ta paylaş Twitter'da paylaş Linkin'de paylaş Pinterest'de paylaş Epostayla Paylaş
Yazan Uzman
Semra HIZ Fotoğraf
Prof.Dr.Semra HIZ
Doktor "Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları"
TavsiyeEdiyorum.com Üyesi
Makale Kütüphanemizden
İlgili Makaleler Prof.Dr.Semra HIZ'ın Makaleleri
► Kürtaj Sırasında Kanama Riski Op.Dr.Kutlugül YÜKSEL
► Başdönmesi ve Nörolojik Değerlendirme Prof.Dr.Ertuğrul UZAR
TavsiyeEdiyorum.com Bilimsel Makaleler Kütüphanemizdeki 19,973 uzman makalesi arasında 'Nörolojik Gelişme Geriliği Riski Olan Sütçocuklarının Erken Belirlenmesinin Önemi ve Klinisyenin Rolü' başlığıyla benzeşen toplam 89 makaleden bu yazıyla en ilgili görülenleri yukarıda listelenmiştir.
Sitemizde yer alan döküman ve yazılar uzman üyelerimiz tarafından hazırlanmış ve pek çoğu bilimsel düzeyde yapılmış çalışmalar olduğundan güvenilir mahiyette eserlerdir. Bununla birlikte TavsiyeEdiyorum.com sitesi ve çalışma sahipleri, yazıların içerdiği bilgilerin güvenilirliği veya güncelliği konusunda hukuki bir güvence vermezler. Sitemizde yayınlanan yazılar bilgi amaçlı kaleme alınmış ve profesyonellere yönelik olarak hazırlanmıştır. Site ziyaretçilerimizin o meslekle ilgili bir uzmanla görüşmeden, yazı içindeki bilgileri kendi başlarına kullanmamaları gerekmektedir. Yazıların telif hakkı tamamen yazarlarına aittir, eserler sahiplerinin muvaffakatı olmadan hiçbir suretle çoğaltılamaz, başka bir yerde kullanılamaz, kopyala yapıştır yöntemiyle başka mecralara aktarılamaz. Sitemizde yer alan herhangi bir yazı başkasına ait telif haklarını ihlal ediyor, intihal içeriyor veya yazarın mensubu bulunduğu mesleğin meslek için etik kurallarına aykırılıklar taşıyorsa, yazının kaldırılabilmesi için site yönetimimize bilgi verilmelidir.


21:38
Top