2007'den Bugüne 92,259 Tavsiye, 28,210 Uzman ve 19,973 Bilimsel Makale
Site İçi Arama
Yeni Tavsiye Ekleyin!



Olumlu Düşünme Bireysel Motivasyon Teknikleri
MAKALE #9810 © Yazan Dr.Timur HARZADIN | Yayın Ekim 2012 | 6,979 Okuyucu
OLUMLU DÜŞÜNME BİREYSEL MOTİVASYON TEKNİKLERİ

Yaşamak ve yaşam kalitesini yüksek tutmayı istemek genetik bir özelliğimizdir. İnsanlardaki merak duygusu sonucunda yeni bir şeyler öğrenme isteği ve devamlı olarak farklı ihtiyaçlar oluşur. Taş devrindeki insan yandaki mağarada ne olduğunu merak eder ve buna önlem alırsa, hayatta kalma ihtimali artar. Merak duygusu sonucu yeni bir alet icat eder ve tehlikelerden korunabilir. Bahsedilen bu durumları sağlıklı bir şekilde yapabilmek için motivasyon enerjisine ihtiyaç vardır.

Motivasyon, bir ihtiyacı gidermek için gerekli davranışları başlatan, harekete geçmeyi ve sürekliliği sağlayan duygudur. İhtiyaçlarımızı bu sayede sonuçlandırabiliriz. Motivasyonu düşük, olumsuz düşünen kişilerde fiziksel ve ruhsal hastalıklar daha fazla gözlemlenir. Motivasyonu düşük kişiler bu döngüden çıkamadığında, belki de bir sonraki aşamada tükenmişlik ve ümitsizlik başlar.


Bu insanlar kendisini yeterli hissederler. Ayrıca bu enerji sayesinde ilk mücadelede kaybetse bile denemeye devam edilebilir. Başarı sonrası kendini ödüllendiren kişinin özgüveni artar ve yeni hedeflere odaklanması kolaylaşır. Tersine motivasyonu düşük kişiler başarısızlık yaşadığında kısa sürede ruhsal çöküş görülebilir.


Motivasyon için dışsal ve içsel uyarılara ihtiyaç vardır. Dışsal olanlar övgü, para, kabul görme, eleştiriden gibi dışarıdan gelen uyarılardır. İçsel motivasyon ise keyif almak, kendine değer vermek gibi duygulardır. Yeni bir şey öğrenmek zihnimizi uyarır. Bu çok önemli bir motivasyon kaynağıdır. İçsel motivasyon daha güçlü bir uyaran olmakla birlikte, hem dışsal, hem içsel motivasyonun bir arada olması daha etkilidir. Bununla birlikte motivasyonun çok yüksek olması kişinin muhakeme yapmasını, doğru karar vermesini bozar. Böylece giderek performans azalır ve hata yapma ihtimali artar.


Ümitsizlik ve hayal kırıklığı, olumsuz düşünceyi tetikleyen, motivasyonu en fazla bozan duygulardır. Bu duyguları yaşayan kişiler öncelikle kazanmak veya kaybetmenin kendisi için ne anlama geldiğini tekrar sorgulamalıdır. Kaybetme ya da kazanma kişinin çoğunlukla ruhsal özellikleri ile ilgili bir meseledir. Görev odaklı kişiler için kaybetmek veya hata yapmak son derece incitici olabilir. Başarısızlığın iç dünyadaki duygusal anlamını fark etmek bu süreçte önemlidir. Çünkü yarın için ümidi olan kişiler gelecek planları yapabilirler. Çocukluk çağında başarıya veya sonuca odaklı yetiştirilen kişiler, başarısızlıkta hayal kırıklığını daha yoğun yaşarlar.


Hedefleri olan kişilerde olumlu düşünce ve motivasyonu daha güçlüdür. Ancak hayata dair hedeflerin belirsiz olması ruhsal yapı için bir anlam ifade etmez. Örneğin başarılı bir insan olmak istiyorum yerine, şu alanda başarılı olmak istiyorum daha gerçekçi bir ifadedir. Geleneksel olarak bizim toplumumuz kadercidir. Birçok insan şansız olduğunu, kaderin ondan yana olmadığını ifade eder. Bununla birlikte şans çalışandan yanadır. Hedef koyup bununla ilgili çalışmalar yapılması kötü kaderi silen en önemli etkendir.


Beynimiz olumsuz cümlelerle hedef belirleyemez. Olumsuz cümleler bizi harekete geçirmez. Örnek verecek olursak, başarısız olmak istemiyorum gibi bir ifade hedef belirlemekte yardımcı değildir. Olumlu kurulan cümleler ise beyni harekete geçirir ve düşünce üretilir. Şu konuda başarılı olmak istiyorum cümlesi, zihnimiz için çok daha fazla anlam ifade eder. Hedef belirlerken olumlu olmak yanında, bu hedefin benim için duygusal anlamı ne, ben bunu gerçekten istiyor muyum, bunu kendim için mi istiyorum yoksa birilerini memnun etmek için mi gibi soruların da sorulması gerekir.


Hedefler gerçekçi, motive eden ve biraz da zorlayıcı olabilmelidir. Bununla birlikte gereksiz mükemmeliyetçilik kısa bir süre sonra kişinin çökmesine ve vazgeçmesine neden olabilir. Zorlayıcı hedefler için fiziksel dayanıklılık gerekir. Yeterince uyumak, sağlıklı beslenmek, spor ya da en azından yürüyüş yapmak hem vücut hem de zihin açısından çok yararlıdır.


Hedeflerin bir yerde yazılı olarak tutulmasının, sonuca ulaşma şansını ciddi şekilde artırdığını gösteren birçok araştırma vardır. Bu yüzden hedeflerin kısa, orta, uzun vadeli olarak yazıya dökülmesi önerilir. Bu durum kişinin hedefe bağlanmasını ve sahiplenmesini artırır. Ayrıca ne kadar başarılı olmak istendiğinin ortaya konması hedefe ölçülebilirlik kazandırır. Ölçülemeyecek nitelikteki hedeflere ulaşılıp ulaşılmadığı anlaşılamaz. Örneğin 60 dakikada bitirilen bir sınavı 50 dakikada bitirebilmeyi hedeflemek, ölçülebilen bir durumdur.


Bunun dışında yazmak, aynı zamanda bu hedeflerin sizin için gerekli olup olmadığına daha kolay karar vermenizi sağlar. Böylece hedefi seçilme nedenleri kolaylıkla açıklanabilir ve bu konudaki farkındalık artar. Hedefleri yazıya dökerken spesifikleştirmek, örneğin bu projeyi 12 Ekim 2012’de bitireceğim demek başarıyı artırır.


Uzun süreli hedefler kişinin nereye gideceğini gösterir. Kısa süreli hedefler ise adım adım uzun süreli hedeflere ulaşmayı sağlar. Ancak öncelikle hedefin gerçekçi olması gerekir. Ulaşılamayacak hedef gerçekçi değildir. Bu yüzden hedef belirleme ilk aşama kendini olabildiğince tanımak, yapabileceklerinin ve nereye kadar gücünün yettiğinin farkında olmaktır. Öncelikle hedef için doğru zaman olup olmadığı, yeterli kaynakların var olup olmadığı gözden geçirilmelidir. Sağlıklı bir ruhsal yapı, gücünün yettiği ve yetmediği durumları ayırt eder. Gücünün yettiği durumları geliştirirken, yetmediği durumları ise kabullenir. Burada esas olan hedefi başarmak yerine, bu süreçte öğrenilenler ve yaşanılan deneyimlerden alınan keyif olabilmelidir.


Hedefe ulaşıldığı anın zihinde canlandırılması, hayal edilmesi de önemlidir. Hedefe ulaşıldığında hissedilecek duygu ve düşüncelerin önceden deneyimlenmesi başarı ihtimalini artırır. Çünkü zihnimiz hayal edemediği bir şeyi başaramaz. Yapacağı şeyi hayal edebilmek, hayal kırıklığı ve ümitsizliğe karşı direnç oluşturur. Örneğin hayaliniz bir işyeri açmaksa, kendinizi açılış gününde, müşterileriniz, çalışanlarınız ile hayal etmek ve daha sonraki hedefleri düşünmek sonucunda hayaller somutlaşabilir. Bir futbolcunun penaltıyı atmadan önce bunun gol olduğunu, hatta daha sonra gol sevincini diğer futbolcularla paylaştığını hayal etmesi başarı ihtimalini artırır.


Eğer geçmiş yaşantıları gözünüzde canlandırırsanız, daha önce nerede olduğunuzu ve ne kadar yol kat ettiğinizi ya da edemediğinizi fark edersiniz. Planlı hedeflerinize ne kadar ulaştığınızı ve nerelerde hata yaptığınızı anlarsınız. Bu sizin yol haritanızı yeniden yapılandırmanızı sağlayacaktır. Böylece hedef ya da hayaliniz ile ilgili yeni bir şeyler öğrenmek, okumak, dinlemek ve bu bilgileri denemek arzusu oluşur.


Bir problemin çözüme varmamasının en önemli sebebi yeterli istek ve kararlılığa sahip olmamaktır. Başaramama korkusu, risk almamak, esnek düşünememek diğer önemli sebeplerdir. İnsanlarla olan iletişim kalitesinin yetersiz olması da bu süreçte çok önemlidir. Etkili iletişimin anahtarı, önce karşıdakini anlamaya çalışmak, sonra anlaşılmayı beklemektir. Halbuki birçok kişi iletişimde öncelikle kendisini anlatabilmeye çalışır. Buradaki iletişim genellikle karşıdakini kontrol etmek ya da yönlendirme şeklinde olabilir.


Erteleme davranışı ve plansızlık da engellerden biridir. Ertelenen her iş, bir öteki işin yapılmasını engeller. Bazı bireyler birçok plan yapar, ancak karşısındakilere hayır diyemediği için kendi işlerini aksatır.


Zaman biriktirilemez, başlatılıp durdurulamaz ve geçen zamanın yerini hiçbir şey dolduramaz. Yaşam bir fırsattır ve çok değerlidir. Her insan da özünde değerlidir. Hiçbir şeye ihtiyaç duymadan, sadece insan olduğu için bu değeri zaten hak eder. Sonuçta her birey biriciktir ve eşsizdir. Her türlü özen ve güzelliği fazlasıyla hak eder. Şu ana kadar gelip birtakım şeyler öğrenebildiğimiz gibi, bundan sonra da öğrenebileceğiz demektir. Herkesin içinde bir cevher, başkalarından farklı yetenekler ve değerler vardır. Eğer onu işlemek için olumlu düşünebiliyorsak ve motivasyonumuz varsa gerisini zihnimiz halledecektir. Hayattaki hiçbir hedef için geç kalınmış değildir.


Dr. Timur Harzadın
     1 Beğeni    
Facebook'ta paylaş Twitter'da paylaş Linkin'de paylaş Pinterest'de paylaş Epostayla Paylaş
Makale Kütüphanemizden
İlgili Makaleler  
► Olumlu Düşünme Teknikleri ÇOK OKUNUYOR Psk.Ceren AKBOYAR
► Düşünme Becerileri Psk.Dnş.Nuray ÖZBEN AVŞAR
► Pozitif Düşünme Zorlantısı Psk.Elif TERZİKÖY
TavsiyeEdiyorum.com Bilimsel Makaleler Kütüphanemizdeki 19,973 uzman makalesi arasında 'Olumlu Düşünme Bireysel Motivasyon Teknikleri' başlığıyla benzeşen toplam 21 makaleden bu yazıyla en ilgili görülenleri yukarıda listelenmiştir.
 
Sitemizde yer alan döküman ve yazılar uzman üyelerimiz tarafından hazırlanmış ve pek çoğu bilimsel düzeyde yapılmış çalışmalar olduğundan güvenilir mahiyette eserlerdir. Bununla birlikte TavsiyeEdiyorum.com sitesi ve çalışma sahipleri, yazıların içerdiği bilgilerin güvenilirliği veya güncelliği konusunda hukuki bir güvence vermezler. Sitemizde yayınlanan yazılar bilgi amaçlı kaleme alınmış ve profesyonellere yönelik olarak hazırlanmıştır. Site ziyaretçilerimizin o meslekle ilgili bir uzmanla görüşmeden, yazı içindeki bilgileri kendi başlarına kullanmamaları gerekmektedir. Yazıların telif hakkı tamamen yazarlarına aittir, eserler sahiplerinin muvaffakatı olmadan hiçbir suretle çoğaltılamaz, başka bir yerde kullanılamaz, kopyala yapıştır yöntemiyle başka mecralara aktarılamaz. Sitemizde yer alan herhangi bir yazı başkasına ait telif haklarını ihlal ediyor, intihal içeriyor veya yazarın mensubu bulunduğu mesleğin meslek için etik kurallarına aykırılıklar taşıyorsa, yazının kaldırılabilmesi için site yönetimimize bilgi verilmelidir.


15:57
Top