Eş Seçimi
Evlilik falı-eş seçimi
Son yıllarda eş seçimi ile ilgili birçok kitap, dergi, internet siteleri gibi araçlar, insanlara iyi bir eş bulma konusunda tavsiyelerde bulunmaktadır. İnsanlar karşılıklı olarak birbirlerinde görmek istedikleri özellikleri listelemekte ancak iş ciddiye bindiğinde bizim için hiç de uygun olmadığını bizim dışımızda herkesin bilebileceği seçimler yapmaktayız. “Evlenmeden önce böyle değildi”, “ böyle olacağını bilsem hiç evlenmezdim”, “neden hep yanlış seçim?”. “Tam babamdan kurtuldum derken neden ona çok benzeyen birisini seçtim?” gibi cümleleri herhalde bir çoğumuz düşünüyor ya da duyuyoruzdur.
Siz eşinizi nasıl seçtiniz?, onu neden seçtiniz? Bakışları mı?, şakacı yanı mı? , sıcaklığı mı?, enerjisi mi?, kendine olan güveni mi? yoksa sizi hemen sahiplenmesi mi sizi etkiledi?. Bu sorunun yanıtı düşündüğünüz gibi olsaydı herhalde çok az insan evlilik sorunu yaşar ve boşanmayı düşünmezdi.
Peki neden artık neredeyse her 2 kişiden bir tanesi eş seçiminde hata yaptığını düşünüp boşanıyor ya da boşanmayı istiyor?
Bu sorunun yanıtı çok büyük oranda bilinçaltımızda gizli. Yani bir anlamda nasıl bir eş seçeceğimiz aşağı yukarı 5-10 yaşlarında belli oluyor. Abarttığımızı düşünenler için biraz daha açıklayalım. İlk doğduğumuzdan itibaren başrollerini anne-babamızın oynadığı bir film seyretmeye başlıyoruz- bu filmde en küçük oyuncu biz olduğumuzdan sadece söylenenleri yapıp oyunu izlemekle yetiniyoruz. Başroldeki anne-babamızın birbirleriyle olan etkileşimleri filmin konusunu oluşturuyor. Örneğin belli sahnelerde hep aynı şey oluyor-anne ağlıyor, baba bağırıyor. Filmdeki kötü ve korkutucu sahneleri büyüdükçe unutup bastırırken güzel sahneler yaş ilerlese de hatırlanıyor. Ancak unuttuğumuzu zannettiğimiz olumsuz sahneler aslında enerjisini hiçbir zaman yitirmiyor ve bir gün karşımıza bu filmi tekrarlayabileceğimiz biri çıktığında, anında etkileniyor bazen ilk görüşte aşık oluyoruz. Bazen de hayretler içinde hiç düşünemezdim dediğimiz birisiyle birlikte olmaya başlıyoruz. Örnek: babam anneme çok soğuk davranıyor, ona cevap bile vermiyor ve bu annemi çok incitiyor bu filmi seyreden ben de çaresiz bir biçimde inciniyorum ve çocuk olarak elimden bir şey gelmiyor, ben bu olayı unuttuğumu zannederken bir gün aslında bana soğuk ve mesafeli davranan birinden hoşlanmaya başlıyorum ve bunun sebebini anlayamıyorum. Çünkü ben babam gibi soğuk insanları sevmediğimi düşüyorum. Ama bu sorumun cevabını bilinç dışım çok iyi biliyor ve annem ve babam için yazılmış senaryo bu defa eşimle benim için tekrar işlemeye başlıyor; ‘işte fırsat!! bu kişiyle birlikte olacağım, bana soğuk ve ilgisiz davranacak, ancak ben onun ilgisini kazanacağım ve içimdeki küçük, çaresiz incinmiş çocuğu kurtaracağım’. Bazılarımız bu senaryonun kendilerine hiç uymadığını düşünebilir, ancak onlar için de bilinçdışında her zaman bir senaryo mevcuttur. Demin ki örneğe dönersek. Ben öyle birini seçtim ki ona soğuk davranabilir ve onu incitebilirim ve oda buna katlanır, ve bir süre sonra belki bana isyan eder ve annemin yapamadığını yapıp beni terk eder yada değiştirir ve böylece içimdeki küçük, çaresiz, incinmiş çocuk rahatlar. Ancak şimdiki ben rahatlamaz. Maalesef bilinçdışımızın ürettiği senaryolar çoğunlukla işe yaramaz çünkü dünü yaşayarak bugünü düzeltemeyiz.
“Evlenmeden önceki eşimle şimdiki o kadar farklı ki onu artık tanıyamıyorum”. Evlilikte yaşanan hemen her krizde, ya da sorunda eşler en iyi bildikleri savunmalara yani ana-babalarının kullandığı savunmalara sarılıyorlar. Bu anadili Türkçe olup Amerika’ da yaşayan birinin stres anında Türkçe küfür ya da dua etmesi gibi bir şey, yani artık neredeyse genlere işlemiş bir özellik kabul edilebilir.
Peki uygun bir eş seçmek mümkün mü? Bu uygunla ne kastettiğinize bağlı, çünkü karşınıza çıkan anlayışlı, sevecen, kültürlü bir insan size hiçbir şey hissettirmeyebilirken, ömür boyu çektiğiniz alkolik babanıza benzer, kaba, ilgisiz birisini seçip ömür boyu onunla boğuşmak belkide incinmiş ruhunuzun acısını unutturabilecek birkaç yöntemden birisi, diğeri ne derseniz önerim evlilik terapisi derim, yani evliyseniz ve sorunlarla boğuşuyorsanız alacağınız iyi bir evlilik danışmanlığı sayesinde, savrulan enerjinizi işinize kendinize ve sizin filminizi seyretmekte olan çocuklarınıza harcayabilirsiniz, ya da bekârsanız ve birliktelik düşünüyorsanız eş adayını niye seçtiğinizi anlamak, onun size uygun olup olmadığını anlamak ya da seçtiyseniz ileride yaşayabileceğiniz sorunları şimdiden tahmin etmek mümkün. Yani bir anlamda kastettiğim, modern bilimsel bir fal evlilik falı. Artık çok geç diyenlere ise kendileri için yardım alamıyorlarsa içlerindeki küçük, çaresiz, incinmiş ve hep aynı kötü sahneleri seyretmek zorunda olan çocuk için yardım almalarını öneriyorum.
Psikiyatrist
Dr. M . Levent Soylu
Son yıllarda eş seçimi ile ilgili birçok kitap, dergi, internet siteleri gibi araçlar, insanlara iyi bir eş bulma konusunda tavsiyelerde bulunmaktadır. İnsanlar karşılıklı olarak birbirlerinde görmek istedikleri özellikleri listelemekte ancak iş ciddiye bindiğinde bizim için hiç de uygun olmadığını bizim dışımızda herkesin bilebileceği seçimler yapmaktayız. “Evlenmeden önce böyle değildi”, “ böyle olacağını bilsem hiç evlenmezdim”, “neden hep yanlış seçim?”. “Tam babamdan kurtuldum derken neden ona çok benzeyen birisini seçtim?” gibi cümleleri herhalde bir çoğumuz düşünüyor ya da duyuyoruzdur.
Siz eşinizi nasıl seçtiniz?, onu neden seçtiniz? Bakışları mı?, şakacı yanı mı? , sıcaklığı mı?, enerjisi mi?, kendine olan güveni mi? yoksa sizi hemen sahiplenmesi mi sizi etkiledi?. Bu sorunun yanıtı düşündüğünüz gibi olsaydı herhalde çok az insan evlilik sorunu yaşar ve boşanmayı düşünmezdi.
Peki neden artık neredeyse her 2 kişiden bir tanesi eş seçiminde hata yaptığını düşünüp boşanıyor ya da boşanmayı istiyor?
Bu sorunun yanıtı çok büyük oranda bilinçaltımızda gizli. Yani bir anlamda nasıl bir eş seçeceğimiz aşağı yukarı 5-10 yaşlarında belli oluyor. Abarttığımızı düşünenler için biraz daha açıklayalım. İlk doğduğumuzdan itibaren başrollerini anne-babamızın oynadığı bir film seyretmeye başlıyoruz- bu filmde en küçük oyuncu biz olduğumuzdan sadece söylenenleri yapıp oyunu izlemekle yetiniyoruz. Başroldeki anne-babamızın birbirleriyle olan etkileşimleri filmin konusunu oluşturuyor. Örneğin belli sahnelerde hep aynı şey oluyor-anne ağlıyor, baba bağırıyor. Filmdeki kötü ve korkutucu sahneleri büyüdükçe unutup bastırırken güzel sahneler yaş ilerlese de hatırlanıyor. Ancak unuttuğumuzu zannettiğimiz olumsuz sahneler aslında enerjisini hiçbir zaman yitirmiyor ve bir gün karşımıza bu filmi tekrarlayabileceğimiz biri çıktığında, anında etkileniyor bazen ilk görüşte aşık oluyoruz. Bazen de hayretler içinde hiç düşünemezdim dediğimiz birisiyle birlikte olmaya başlıyoruz. Örnek: babam anneme çok soğuk davranıyor, ona cevap bile vermiyor ve bu annemi çok incitiyor bu filmi seyreden ben de çaresiz bir biçimde inciniyorum ve çocuk olarak elimden bir şey gelmiyor, ben bu olayı unuttuğumu zannederken bir gün aslında bana soğuk ve mesafeli davranan birinden hoşlanmaya başlıyorum ve bunun sebebini anlayamıyorum. Çünkü ben babam gibi soğuk insanları sevmediğimi düşüyorum. Ama bu sorumun cevabını bilinç dışım çok iyi biliyor ve annem ve babam için yazılmış senaryo bu defa eşimle benim için tekrar işlemeye başlıyor; ‘işte fırsat!! bu kişiyle birlikte olacağım, bana soğuk ve ilgisiz davranacak, ancak ben onun ilgisini kazanacağım ve içimdeki küçük, çaresiz incinmiş çocuğu kurtaracağım’. Bazılarımız bu senaryonun kendilerine hiç uymadığını düşünebilir, ancak onlar için de bilinçdışında her zaman bir senaryo mevcuttur. Demin ki örneğe dönersek. Ben öyle birini seçtim ki ona soğuk davranabilir ve onu incitebilirim ve oda buna katlanır, ve bir süre sonra belki bana isyan eder ve annemin yapamadığını yapıp beni terk eder yada değiştirir ve böylece içimdeki küçük, çaresiz, incinmiş çocuk rahatlar. Ancak şimdiki ben rahatlamaz. Maalesef bilinçdışımızın ürettiği senaryolar çoğunlukla işe yaramaz çünkü dünü yaşayarak bugünü düzeltemeyiz.
“Evlenmeden önceki eşimle şimdiki o kadar farklı ki onu artık tanıyamıyorum”. Evlilikte yaşanan hemen her krizde, ya da sorunda eşler en iyi bildikleri savunmalara yani ana-babalarının kullandığı savunmalara sarılıyorlar. Bu anadili Türkçe olup Amerika’ da yaşayan birinin stres anında Türkçe küfür ya da dua etmesi gibi bir şey, yani artık neredeyse genlere işlemiş bir özellik kabul edilebilir.
Peki uygun bir eş seçmek mümkün mü? Bu uygunla ne kastettiğinize bağlı, çünkü karşınıza çıkan anlayışlı, sevecen, kültürlü bir insan size hiçbir şey hissettirmeyebilirken, ömür boyu çektiğiniz alkolik babanıza benzer, kaba, ilgisiz birisini seçip ömür boyu onunla boğuşmak belkide incinmiş ruhunuzun acısını unutturabilecek birkaç yöntemden birisi, diğeri ne derseniz önerim evlilik terapisi derim, yani evliyseniz ve sorunlarla boğuşuyorsanız alacağınız iyi bir evlilik danışmanlığı sayesinde, savrulan enerjinizi işinize kendinize ve sizin filminizi seyretmekte olan çocuklarınıza harcayabilirsiniz, ya da bekârsanız ve birliktelik düşünüyorsanız eş adayını niye seçtiğinizi anlamak, onun size uygun olup olmadığını anlamak ya da seçtiyseniz ileride yaşayabileceğiniz sorunları şimdiden tahmin etmek mümkün. Yani bir anlamda kastettiğim, modern bilimsel bir fal evlilik falı. Artık çok geç diyenlere ise kendileri için yardım alamıyorlarsa içlerindeki küçük, çaresiz, incinmiş ve hep aynı kötü sahneleri seyretmek zorunda olan çocuk için yardım almalarını öneriyorum.
Psikiyatrist
Dr. M . Levent Soylu
|
Yazan
|
Bu makaleden alıntı yapmak
için alıntı yapılan yazıya aşağıdaki ibare eklenmelidir: "Eş Seçimi" başlıklı makalenin tüm hakları yazarı Dr.Mehmet Levent SOYLU'e aittir ve makale, yazarı tarafından TavsiyeEdiyorum.com (http://www.tavsiyeediyorum.com) kütüphanesinde yayınlanmıştır. Bu ibare eklenmek şartıyla, makaleden Fikir ve Sanat Eserleri Kanununa uygun kısa alıntılar yapılabilir, ancak Dr.Mehmet Levent SOYLU'nun izni olmaksızın makalenin tamamı başka bir mecraya kopyalanamaz veya başka yerde yayınlanamaz. |
1 Beğeni 
Yazan Uzman
|
Sitemizde yer alan döküman ve yazılar uzman üyelerimiz tarafından hazırlanmış ve pek çoğu bilimsel düzeyde yapılmış çalışmalar olduğundan güvenilir mahiyette eserlerdir. Bununla birlikte TavsiyeEdiyorum.com sitesi ve çalışma sahipleri, yazıların içerdiği bilgilerin güvenilirliği veya güncelliği konusunda hukuki bir güvence vermezler. Sitemizde yayınlanan yazılar bilgi amaçlı kaleme alınmış ve profesyonellere yönelik olarak
hazırlanmıştır. Site ziyaretçilerimizin o meslekle ilgili bir uzmanla görüşmeden, yazı içindeki bilgileri kendi başlarına kullanmamaları gerekmektedir. Yazıların telif hakkı tamamen yazarlarına aittir, eserler sahiplerinin muvaffakatı olmadan hiçbir suretle çoğaltılamaz, başka bir
yerde kullanılamaz, kopyala yapıştır yöntemiyle başka mecralara aktarılamaz. Sitemizde yer alan herhangi bir yazı başkasına ait telif haklarını ihlal ediyor, intihal içeriyor veya yazarın mensubu bulunduğu mesleğin meslek için etik kurallarına aykırılıklar taşıyorsa, yazının kaldırılabilmesi için site yönetimimize bilgi verilmelidir.
