2007'den Bugüne 92,301 Tavsiye, 28,216 Uzman ve 19,976 Bilimsel Makale
Site İçi Arama
Yeni Tavsiye Ekleyin!



Vajinismus ve Tedavi Yaklaşımı
MAKALE #9837 © Yazan Dr.Timur HARZADIN | Yayın Ekim 2012 | 3,157 Okuyucu
Vajinismus, bir kadının istem dışı olarak kendini kasması sonucu cinsel ilişkiye girememesi veya son derece ağrılı bir şekilde ilişkiye girebilmesidir. İlişki öncesi kişinin bel ve bacak kasları, hatta tüm vücudu kasılır ve sonuçta ilişkiye giremez. Aslında sanki bir çeşit panik atak gibidir.

Vajinismus, vajina girişinde bulunan, vajinanın dış üçte birini çevreleyen kaslarda istemsiz kasılmaların olmasıdır. Çoğunlukla cinsel birleşmeye olanak vermeyen bu kasılmayı, kadın kendi isteği ile yapamaz veya kendi isteği ile sona erdiremez. Bu kasılmaya bedenin diğer bölgelerinde, hatta bazen tüm bedende kasılmalar eşlik eder. Sıklıkla ilave olarak bacakların kapanması, korku, titreme, çarpıntı, terleme, bulantı, fenalık hissi ve ağlama gibi belirtiler görülür.


Vajinismus ülkemizde çok sık görülen bir rahatsızlıktır. Batılı ülkelerdeki kadınlar daha çok cinsel isteksizlik sorunları için yardım aramakta iken, Türkiye’de en çok kadın başvuru nedeni vajinismustur. Cinsel terapi için başvuran her 4 kadından 2 veya 3 tanesinin, başvuru sebebidir. Bu rahatsızlık tedavi edilmezse, ömür boyu bile sürebilir.


En sık sebebi korku ve kültürel kodlar.


En sık görülen sebebi, ilk cinsel ilişki sırasında çok şiddetli ağrı, acı veya aşırı kanama olacak gibi korku ve inanışların olmasıdır. Bu durumdaki kadınlar, jinekolojik muayene için hekime gittiğinde de çok fazla sıkıntı ve kaygı hisseder. İlk cinsel ilişkide şiddetli ağrı ve şiddetli kanama olabilmekle beraber bu aslında düşünüldüğünden daha nadir olan bir durumdur.

Toplumdaki ve ailedeki bireylerin bu şekilde yanlış bilgilendirmeleri, kişide haklı olarak cinsellikten korkma ve kaçınma duygularına neden olur. Bir araştırmada ilk ilişkide aşırı acı hissi %18 bulunmuştur. Bununla birlikte kadınların %57’si ilk ilişkide aşırı ağrı ve acı duyma olacağından korkar. Ayrıca ilk cinsel ilişkide, kadınların sadece %43'ünde çeşitli derecelerde kanama görülmektedir. Yani kadınların yarıdan fazlasında ilk cinsel ilişkide kanama olmamaktadır.


Bazı kişiler yaşadığı cinsel problemleri çok fazla abartarak, karşısındaki kişilere korku ve panik yüklemek isteyebilir. Türkiye’de uygulanan bir gelenek, ilk geceden önce ailedeki büyük bir kadın üyenin kendi ilk gece deneyimini geline anlatmasıdır. Burada paylaşılan bilgi genellikle cinsel birleşmenin kadında dayanılmaz bir acı ve birkaç gün süren rahatsızlıklara yol açtığı şeklindedir. Bunu dinleyen gelin için ise, ilk cinsel ilişki korku dolu bir hale gelir. Kızlık zarının patlayacağını, kontrol edilemez bir acı ve kanama olacağını, rahminin hasar görebileceğini düşünür. Bu arada erkeğin kendisinin bakire olup olmadığını test edeceği bir sınava da girmektedir. Bu korku edebiyatı nesilden nesile sözlü tarih şeklinde, sürekli yeni hikayeler eklenerek aktarılır.


Bazı bölgelerde aile bireyleri düğün gecesi kapıda bekler ve kanlı çarşaf görmek isterler. Hatta bu kanın çok olması makbul olarak kabul edilir. Bu durum da doğal olarak vajinismus sebebi olabilir. Kalabalık evde yaşama, cinsel ilişkinin başkaları tarafından bilinmesi veya duyulma ihtimali de bu rahatsızlığa sebep olabilir. Kalabalık evde banyo yapmak sıkıntı hissini artırır.


Bazı ailelerde kızlık zarına verilen abartılı önem, cinsel bilgi eksikliği, vajinanın çok küçük olduğu ve penisin oraya giremeyeceğinin düşünülmesi vajinismus nedenidir. Dini ve ahlaki değerlerin yüksek olduğu ailelerde, cinselliğin ayıp veya günah olarak düşünülmesi vajinismus sebebi olabilir. Bu kişi cinsellik düşündüğünde veya eyleme geçmek istediğinde, sıkıntı ve suçluluk duyguları hisseder.


Bu kişiler duygusal olarak kırılgandır.


Vajinismusu olan kişilerde depresyon ve kendini aşağılama, küçümseme duyguları çok daha fazladır. Cinsel bölgesinin çirkin olduğu ve rahatsızlık verici bir görüntüsü olduğuna inanır. Kendisini ve eşini cinsel bilgi düzeyi açısından yetersiz hisseder. Duygusal onay ihtiyacı fazladır. Hastalanma, zarar görme, beden bütünlüğünde bozulma gibi korkuları yaşadığı gözlenir.

Sonuçta bu rahatsızlık hem kişilik, hem de kültürel bir probleminin cinsel yansıması gibidir. Mesela vajinismus tanısı alan kadınlarda diğer korku tiplerine de daha fazla rastlanır. Kapalı küçük odalar, yüksek yerlerde bulunma, kan görme, kusmuk görme, diş hekimine gitme korkuları ortalama insanlara göre daha şiddetlidir. Bu kişilerde vajinanın penisi içine alamayacak kadar küçük olduğu ve bu yüzden vajinal giriş sırasında vajinal duvarların yırtılacağı düşüncesi sıktır. Vajinal girişin gerçekleşmesi halinde hastalık kapma, kirlenme ve hamile kalma kaygıları da olabilir. Türkiye’de yapılan bir araştırmada, vajinismus tanısı alan kadınların aile ve yakın akrabalarında vajinismusa daha sık rastlanmıştır.


Hamile kalma korkusunun temelinde, bir çocuk sahibi olup ona bakamama korkusu yatar. Yine bir erkeğe bağlanma, işgal edilme veya erkek tarafından kontrol altında tutulma gibi korkular olabilir. Bu kişiler bunu, sanki nefes alamıyorum, boğuluyorum, boğazım sıkılıyor, göğsümde çok büyük sıkıntı hissi oluyor şeklinde tarif edebilir.


Çocukluk çağı anıları önemli.


Çocuk yetiştirmede aşırı müdahaleci veya bağımlı anne modeli, çocuğun ruhsal ve cinsel kimlik yönünden gelişimini olumsuz etkiler. Cinselliği bir günah olarak empoze eden otoriter aileler, diğer alanlarda da mesela tuvalet eğitimi sırasında da katı ve cezalandırıcı bir tutum sergiler. Kültürel inançlar gereği “iyi” kızlar yetiştirmeye çalışılır. Cinselliğin kötü olduğuna inandırılma, cinsellik ile ilgili bilgi eksikliği ve yanlış bilgilendirme vajinismusa giden yolun başlangıcıdır.

Çocukların cinsel kimlik gelişim dönemi genel olarak 3-6 yaş arasıdır. Bu dönemde kız çocuklarında babaya, erkek çocuklarda anneye karşı sevgi ve bağlanma duygusu olur. Bu doğal bir süreçtir ve her çocukta olmaktadır. Bu dönemi sağlıklı tamamlamayan kız çocuklarında vajinismus gelişebilir. İlgisiz veya otoriter bir babanın bu sevgiyi verememesi ya da öfkeli bir annenin kızını babadan uzak tutması ve rekabete girmesi bu dönemin tamamlanmasını bozar. Yine kız çocuğunun anne ve baba ile aynı yatakta yatması, çocuğun babaya olan ilgisini babanın aşırı beslemesi, annenin çocuğu sürekli rakibi gibi görmesi bu dönemin patolojik yapılanmasına neden olur. Tüm bu durumlar vajinismus sebebi olabilir.


Çocukluk çağındaki cinsel istismar yetişkin hayatta hem cinsel işlevler, hem de yakın duygusal ilişkilerde problemlere yol açar. Çocuklukta yaşanan istenmeyen cinsel deneyimler cinsel sorunların ortaya çıkmasına zemin hazırlar. Cinsel travma veya taciz yaşamış kadınların pek çoğunda temel güven duygusu bozulmuştur. Bu kişilerde sadece vajinismus değil, cinsel istekte azalma, cinsel korkular, orgazm güçlüğü gibi cinsel problemler görülebilir.


Hem batı hem doğu kültürlerinde bekarete büyük önem verilmiştir. Kadın cinselliği mümkün olduğunca bastırılmıştır. Özellikle erkek merkezli kültürü olan ailelerde genç kızlara cinselliğin üreme ve eşin memnuniyeti için kullanılacağı öğretilir. Cinsellik kadın için zevk veren bir aktivite olmamalıdır. Batıda bekaret kavramına verilen abartılı önemin azalması ve kadının erkeğe giderek eşitlenmesi sonucu vajinismus vakaları azalmıştır.


Daha nadir olarak ise, anne-babanın cinsel ilişkisine tanık olma, bir doğuma tanık olma, cinsel bölgede fiziksel travma yaşama gibi durumlar vajinismusa neden olabilir. Kişi cinsel ilişkiyi düşündüğünde veya hazırlandığında, beyni bu olayı hatırlayabilir ve cinsellikten kaçınabilir. Eğer bu olaylar çok travmatik olmuşsa, bu anıları bilgi olarak hatırlayamaz, ancak o anıdaki duyguları tekrar tekrar hisseder. Örneğin sıkıntı hissi, korku ve suçluluk gibi duygular olur.


Anne tarafından ruhsal olarak büyütülmeyen ve hep çocuk kalan bireyler, genç kızlıktan kadınlığa geçmek istemezler. O güne kadar hep çocuk gibi davranılan kişiden, 1 gün sonra büyümesi istenilmektedir. Ruhsal olarak buna hazır olmayan kişide vajinismus gelişebilir. Eşle ilgili sorunlar, istenmeyen bir evlilik yapma bir başka sebep olabilir.


Vajinismusun erkeğe hissettirdikleri neler olabilir?


Bu erkekler eşlerine karşı 3 çeşit tepki gösterebilir. 1)Eşini çözüme yönelik davranışlar için cesaretlendiren 2)Kızgınlık şeklinde tepkiler veren 3)Teselli etmeye odaklanan. Tedaviye en geç gelenler, teselli edici eşe sahip olanlardır. Kızgınlık tepkisi verenlerin oranı ise sadece %10’dur. Ancak sanılanın tersine evlilik uyumu açısından vajinismus, çoğu ailede ciddi bir sorun yaratmamıştır. Çünkü bu kadınların eşlerinden hoşnut olma oranları yüksek bulunmuştur.

Vajinismuslu kadınların genellikle otoriter bir babaları vardır. Eşleri ise çoğunluğu bunun tersi bir şekilde anlayışlı, hoşgörülü, kısmen pasif erkeklerdir. Cinsel anlamda girişken değillerdir. Bu yüzden eşler arasında sanki gizli bir anlaşma var ve bu yüzden de karşılıklı bir kaçınma var gibidir. Bu gibi çiftlerin tedaviye başvurma nedeni çoğunlukla çocuk sahibi olamamaktır.


Vajinismus erkekte reddedilme, yok sayılma ve istenmeme duyguları uyandırabilir. Bu duyguların yerine daha sonra eşe karşı öfke ve kırgınlık yaratabilir. Bazıları ise bekaret konusunda şüphe duyar. Bu erkeklerde çeşitli cinsel işlev bozuklukları görülür. En sık görüleni erken boşalmadır. Vajinismusun başarılı bir şekilde tedavi edilmesiyle bazı erkeklerde sorunlar kendiliğinden sona erer. Bazılarında ise sorunlar daha da artar. Örneğin ereksiyon problemleri başlar ve bunun için terapi ihtiyacı olabilir.


Yukarıda tüm bahsedilen konular doğrultusunda eşin ruhsal yapısının bu problemi etkilediği anlaşılmaktadır. Eşin tepkisi kadının problemini giderek daha da pekiştirir. Bu yüzden eğer mümkün ise erkeği de bu sürece katmak gerekir. Eşin duygusal tepkilerinin değişimi, kadının duygusal tepkilerinin değişimini hızlandırır.


Tedavide terapi dışı çarelere başvurma işe yaramaz.


Hocaya gidip okutulması, ilişki öncesi ağrı kesici ilaç ve kremlerin kullanımı gibi yaklaşımların genellikle bir yararı yoktur. Birçok kişinin düşündüğünün tersine vajinismusun kızlık zarı ile de ilgisi yoktur. Buna rağmen birçoğunun tedavi öykülerinde kızlık zarının cerrahi olarak çıkartılması vardır. Bu tür tedavi girişimleri etkisiz ve etik açıdan uygunsuzdur. Muayenehanede anestezi altında cinsel ilişkiye girme için de benzer durum geçerlidir. Yanlış doktor tutumları problemin daha ağırlaşmasına sebep olabilir.

Bu girişimler başka ruhsal ve fiziksel rahatsızlıklar gelişmesine neden olabilir. Çünkü bu gibi girişimler rahatsızlığın ruhsal travmasını daha da artırır. İnsandaki en önemli cinsel organ beyindir, insan öncelikle beyni ile sex yapar. Bu yüzden beyindeki yanlış inanışlar düzeltilirse zaten cinsel sorunlar da düzelecektir. Bu inanışlar devam ederken yaşanan cinsellik, kişiyi daha da travmatize edecektir.


Tedavisi genellikle kolaydır.


Vajinismus her zaman tedavi edilebilen ve tedavisi kolay bir durumdur. Ancak çoğu kişi bunun nadir bir sorun olduğunu, belki de sadece kendisinde olduğunu düşünmektedir. Özellikle bilgi eksikliği en sık görülen sebeptir ve bu kişiler 8-10 seans terapi ile düzelir. Hatta 1-2 seans bile çoğu kişide yeterli olabilmektedir. Burada kişi bu konuda bilgilendirilir ve zihindeki yanlış inanışlar değiştirilir.

Tedaviye başlangıcında kadının cinsel konuları rahat bir şekilde ifade etmesi sağlanmalıdır. Daha sonra cinsel bilgisi, dinsel inançları, aile değerleri ve tabuları belirlenir. Mutlaka cinsel fonksiyon ve cinsel anatomi hakkında bilgilendirilmesi gerekir.


Korku, anksiyete ve iğrenmenin önemli rol oynadığı kişilerde davranışçı tedavilerden sonra birçok kadın cinsel ilişkiye girebilir. Altta yatan en önemli korku nedeni şiddetli ağrı olacağını düşünmektir. Diğer sık korku sebepleri aşırı kanama, yırtılma, parçalanma korkusudur. Davranışçı tedavide çeşitli büyüklükteki plastik, cam ya da metal çubuklar (dilatör) kullanılır. Erkeğin ya da kadının parmağı vajinaya yerleştirilerek korkunun ve vajinal spazmın azaltılması amaçlanır. Kegel egzersizi, sistematik duyarsızlaştırma, aşamalı kas gevşetme yöntemleri uygulanır. Burada yapılan uygulamalar bazı yönlerden bizim kültürümüze uygun olmayabilir. Çünkü halen Türkiye için birçok bölgede cinsellik sıkıntılı bir konudur. Hem en çok yasaklanan, hem en çok konuşulan, hem en çok merak edilen, hem de en çok konuşulması istenmeyen ve utanılandır. Bu yüzden terapistin bu uygulamalarda hastanın kültürel kodlarını göz önünde tutması, bu gibi durumlarda uygulamalarda dikkatli olması gerekir.


Daha az sıklıkla görülen cinsel taciz veya çocukluk çağı anılarına bağlı durumlarda ise tedavide acele edilmez. Burada tedavi şikayet odaklı değil, birey odaklı olarak yapılır. Dilatörlerin kullanılması, maruz bırakma, kas gevşetme egzersizleri çok fazla yarar sağlamaz. Hastalar hem bireysel hem cinsel terapi yönünden değerlendirilir. Bu kişilerde dinamik psikoterapi teknikleri uygulanır. Geçmiş yaşantılardaki anılar ve duygulanımlar tekrar konuşulur ve değerlendirilir. Bu olayların beyin tarafından yeniden yapılandırılması ve yüklenilen anlamın değişmesi sağlanır. Burada tedavi süresi daha uzundur. Temel ruhsal sorunlar çözülmeden bu yapıda kişiyi cinselliğe zorlamak sıkıntısını daha da artırabileceği için, bu konuya özellikle dikkat edilir. Aksi takdirde başka ruhsal veya fiziksel rahatsızlıklar ortaya çıkabilir.


Dr. Timur Harzadın
     Beğenin    
Facebook'ta paylaş Twitter'da paylaş Linkin'de paylaş Pinterest'de paylaş Epostayla Paylaş
Makale Kütüphanemizden
İlgili Makaleler  
► Disleksi ve Tedavi Yaklaşımı Gökhan KARATEPE
► Vajinismus Tedavi Yöntemleri Psk.Burcu MUŞDAL ÇELEBİ
► Vajinismus %100 Tedavi Edilebilir Dr.Psk.Dnş.Ayavar Cem KEÇE
► Vajinismus Nedir? Nasıl Tedavi Edilir? Psk.Pınar ŞİMŞEK
► Vajinismus Nedir ve Nasıl Tedavi Edilir? Psk.Dilek ÇELEBİ ÇELİK
► Vajinismus Nedir ve Nasıl Tedavi Edilir Psk.Övül MENGÜLOĞUL
TavsiyeEdiyorum.com Bilimsel Makaleler Kütüphanemizdeki 19,976 uzman makalesi arasında 'Vajinismus ve Tedavi Yaklaşımı' başlığıyla benzeşen toplam 46 makaleden bu yazıyla en ilgili görülenleri yukarıda listelenmiştir.
 
Sitemizde yer alan döküman ve yazılar uzman üyelerimiz tarafından hazırlanmış ve pek çoğu bilimsel düzeyde yapılmış çalışmalar olduğundan güvenilir mahiyette eserlerdir. Bununla birlikte TavsiyeEdiyorum.com sitesi ve çalışma sahipleri, yazıların içerdiği bilgilerin güvenilirliği veya güncelliği konusunda hukuki bir güvence vermezler. Sitemizde yayınlanan yazılar bilgi amaçlı kaleme alınmış ve profesyonellere yönelik olarak hazırlanmıştır. Site ziyaretçilerimizin o meslekle ilgili bir uzmanla görüşmeden, yazı içindeki bilgileri kendi başlarına kullanmamaları gerekmektedir. Yazıların telif hakkı tamamen yazarlarına aittir, eserler sahiplerinin muvaffakatı olmadan hiçbir suretle çoğaltılamaz, başka bir yerde kullanılamaz, kopyala yapıştır yöntemiyle başka mecralara aktarılamaz. Sitemizde yer alan herhangi bir yazı başkasına ait telif haklarını ihlal ediyor, intihal içeriyor veya yazarın mensubu bulunduğu mesleğin meslek için etik kurallarına aykırılıklar taşıyorsa, yazının kaldırılabilmesi için site yönetimimize bilgi verilmelidir.


23:28
Top