2007'den Bugüne 92,301 Tavsiye, 28,216 Uzman ve 19,976 Bilimsel Makale
Site İçi Arama
Yeni Tavsiye Ekleyin!



Deprem ve Tusunami Üzerine Birkaç Tespit
YAZI #1053 © Yazan Psk.İzzet GÜLLÜ | Yayın Mart 2011
Suni olan doğal olanın yerini asla tutmuyor. O yüzden de yediklerimizin doğal olması esastır. Bu gerçeğin sadece yediklerimizde değil yaşadıklarımızda da geçerli olduğu bir kez daha görüldü. Son deprem ve tusunami olguları insan eliyle üretilen ve bize üstesindan gelinemeyecek kadar ileri ve teknik bir dünya izlenimi veren her şeyin doğa-l (olan) eliyle nasıl da pamuk ipliği gibi sağa sola dağıtılıverdiğini gösterdi.

Japonya’daki depremi ve sonrasındaki tusunami görüntüleri gözümüzün önünden kolayca gidecek, hafızalarımızdan üç beş günde silinecek gibi değil. O nasıl bir manzara yarabbi… Koca koca vapurlar yere düşen bir sumo güreşçisi gibi takla atıyor, arabalar nasıl da üst üste biniyor, evler sandal gibi suyun üzerinde ne de kolay yüzüyor. Her şeyin sadece maddeden ibaret olduğu izlenimi veren, madde ötesi gerçekliği algılamamızı güçleştiren o teknoloji harikası nesneler nasıl da doğanın basit bir su taşkınlığı önünde bile kağıttan kartonmuşçasına etkisiz kalıyor, hayret etmemek elde değil.

Bu iki doğal afet neticesinde dikkatimi çeken bir diğer husus depremin neden 8, 9 ve 10 ile sınırlı olduğu gerçeği... Sayılar sıfır ile başlıyor belki ama dokuzda, onda bitmiyor. Yüz, bin, on bin, milyon, miyar… Sayılar sonsuza kadar peş peşe uzayıp gidiyor, malum.

Depremin en fazla sekiz ile, bilemediniz dokuzla - on ile sınırlanması sizce bir tesadüf mü?

Deprem denilen doğal afetin yüz şiddetinde, bin yahut bir milyon şiddetinde olmaması için hiçbir neden yoktur oysa. Yer kabuğunun yapısı bu şiddetlerde bir deprem oluşumuna izin vermiyor denilebilir belki ancak dünyanın yaratılışı evvelinde buna müsaade eden bir jeolojik oluşum da ortaya çıkabilirdi pekala.

Ama öyle olmamış, rakam sayısınca şiddet derecesi mümkünken gitmiş yedi, sekiz, dokuz ve onla sınırlı kalmış depremler. Yani tedbir alınırsa zarar görülmeyecek, tedbir alınmazsa ancak o zaman yıkıcı sonuçlara yol açabilecek bir aralıkta, eşikte ve kıvamda. Sizce bu düşündürücü değil mi? Bence ziyadesiyle düşündürücü...

Şiddeti üçü dördü geçmeseydi varlığını bile zor algılayabilecekken, sekizi ve dokuzu geçmesi halinde ise belki de uygarlığın sonu olabilecekken buna, yani her deprem sonrası yaşama sıfırdan başlamamamıza, kim bilir belki de yaşamın son bulmasına yol açabilecek bir afet düzeyine besbelli ki müsaade edilmemiş. “Salla, oynat, korkut, hatırlat ama tedbir alırlarsa çok da fazla zarar verme” diye emir verilmiş sanki.

Bu hususta dikkatimi çeken bir diğer ayrıntı da şu:

Tedbirlerle takdirin tamamen önüne geçilmesine de sanki izin verilmemiş gibi görülüyor. Düşünsenize bizim gibi ülkelerde dokuz şiddetinde deprem olsa her şey yerle bir olabilecekken bu şiddette bir deprem pek görülmüyor. Japonya gibi tedbir seviyesi üst düzeydeki ülkelerde ise bizdeki gibi en fazla yedi küsur ile sınırlı kalsa bu sefer de hiçbir zararı bulunmuyor. “Allah dağına göre kar verir” misali oralarda herkesin değil ama belli sayıda kişinin ölümüne yetecek derecede, bizde de aynı şekilde herkesin değil fakat belli sayıda insanın yaşamına mal olacak derecede deprem şiddetine izin çıkmış sanki, galu belada. Sallayacak, korkutacak, belki de birilerinin ölüm vasıtası illaki bu olacak… Tedbir seviyesini artırırsan o da şiddetini artırıyor ama yine de haddini aşmıyor, tam sınırda duruyor sanki.

Yeryüzündeki deprem grafiğine bakıldığında son yirmi, otuz yıl içinde büyük bir artış olduğu çok açık. Demek ki yaşayan her canlı ve cansız organizma gibi dünyamızda da artık ziyadesiyle yaşlanmış, eskimiş durumda. İç organlarından, özellikle de midesinden daha güçlü sesler gelmeye başlamış. Eldeki mevcut imkanlara bakılırsa yaşlanmaya olduğu gibi dünyamızdaki bu eskimeye de yapılabilecek fazla bir şey yok gibi görünüyor. Diğer yandan sorunun sadece dünyamızın yaşlanması olmadığı da anlaşılıyor. NASA’nın tespitlerine göre dünyamızın çevresini saran zararsız gök taşlarının da son otuz yıl içinde hızla arttığı biliniyor. Sanki bu gök taşları ölmek üzere olan kuzgunun etrafını saran leş yiyici akbabalar misali yaşlanan dünyamızı yutmak, bunun için de her bir ısırıkla ölümünü ve yem oluşunu hızlandırmak üzere çoğaldıkça çoğalıyorlar adeta. Bütün bunlar dini kaynaklarda geçen ve dünyanın sonunu getirecek olan kıyamete ne kadar yaklaştığımızı mı gösteriyor yoksa?

Öyle mi ya da böyle mi… Ondan mı yoksa şundan mı… Bunu bilemiyoruz ama dünyamızda son dönemde garip gelişmeler olduğu kesin. Arap dünyasındaki son ayaklanmalar da bunun farklı bir boyuttaki ancak benzer bir örneği. Normalde mevcut yöneticilere karşı yıllardır ayaklanmanın a’sını ağzına almamış, ayaklansalar bile iki cop yiyince dağılmış halkların sanki üzerlerine sihirli bir el değmişçesine birden ve peş peşe harekete geçmeleri, adeta aslan kesilmeleri, bu silkelenişin sanki biri bitince diğeri başlayacak şekilde peş peşe bir sıra izlemesi, harekete geçen kalabalıkların bırakın cop yemeyi ölseler bile asla vazgeçmemeleri, hatta sivil halkın Libya’da olduğu üzere işi düzenli orduyla savaşacak ve onları geri püskürtecek boyuta vardırmaları, velhasılı korkamamaları ve yılmamaları da yeryüzünde farklı bir şeylerin olduğunun bir başka delili olsa gerek.

Önce insandaki bozulma ve yiyeceklerdeki değişimle başlayan, sonra iklimdeki değişimle devam eden negatif gidişat şimdilerde sosyal ve jeolojik alanlarda şiddetini artıran farklı seslerle bambaşka bir boyut kazanmış durumda. Önümüzdeki günler ve yıllar çok daha büyük gelişmelere gebe gibime geliyor.

Öyleyse “Mevlam görelim neyler, neylerse güzel eyler” diyelim ve bekleyelim.

İzzet Güllü
Psikolog
MDH
     5 Beğeni    
Facebook'ta paylaş Twitter'da paylaş Linkin'de paylaş Pinterest'de paylaş Epostayla Paylaş
Yazan Uzman
İzzet GÜLLÜ Fotoğraf
Psk.İzzet GÜLLÜ
Sakarya (Online hizmet de veriyor)
Psikolog
TavsiyeEdiyorum.com Üyesi18 kez tavsiye edildiİş Adresi KayıtlıTavsiyeEdiyorum.com'u sıkça ziyaret ediyor.
Makale Kütüphanemizden
İlgili Makaleler Psk.İzzet GÜLLÜ'nün Makaleleri
► Deprem ve Çocuk Psk.Burcu BAŞOĞLU KUNDAK
► Deprem ve Psikolojik Etkileri Psk.Dnş.Ökkeş GÜMÜŞOLUK
► Deprem ve İnsan Psikolojisi Psk.Mehmet Fatih YİĞİT
► Deprem Travması ve İnsan Psikolojisi Psk.Sabahattin ZENGER
TavsiyeEdiyorum.com Bilimsel Makaleler Kütüphanemizdeki 19,976 uzman makalesi arasında 'Deprem ve Tusunami Üzerine Birkaç Tespit' başlığıyla benzeşen toplam 23 makaleden bu yazıyla en ilgili görülenleri yukarıda listelenmiştir.
Sitemizde yer alan döküman ve yazılar uzman üyelerimiz tarafından hazırlanmış ve pek çoğu bilimsel düzeyde yapılmış çalışmalar olduğundan güvenilir mahiyette eserlerdir. Bununla birlikte TavsiyeEdiyorum.com sitesi ve çalışma sahipleri, yazıların içerdiği bilgilerin güvenilirliği veya güncelliği konusunda hukuki bir güvence vermezler. Sitemizde yayınlanan yazılar bilgi amaçlı kaleme alınmış ve profesyonellere yönelik olarak hazırlanmıştır. Site ziyaretçilerimizin o meslekle ilgili bir uzmanla görüşmeden, yazı içindeki bilgileri kendi başlarına kullanmamaları gerekmektedir. Yazıların telif hakkı tamamen yazarlarına aittir, eserler sahiplerinin muvaffakatı olmadan hiçbir suretle çoğaltılamaz, başka bir yerde kullanılamaz, kopyala yapıştır yöntemiyle başka mecralara aktarılamaz. Sitemizde yer alan herhangi bir yazı başkasına ait telif haklarını ihlal ediyor, intihal içeriyor veya yazarın mensubu bulunduğu mesleğin meslek için etik kurallarına aykırılıklar taşıyorsa, yazının kaldırılabilmesi için site yönetimimize bilgi verilmelidir.


18:29
Top