GÜZEL ÜLKEME DOKUNAN YANIYOR

"Oh olsun" demiyorum, denilmez de. Denirse eleştirmeye hakkımız olmaz, aynı hatanın bir benzerini kendimiz yapmış oluruz. Üzülüyoruz elbette. Bir an evvel huzurun ve sükunetin gelmesini bekliyoruz. Çünkü çocukların, kadınların, yaşlıların, velhasılı halkın bir kabahati olmadığının farkındayız. Ancak bir vakıa ortaya çıkmış ve karşımızda gün gibi duruyorsa üstüne parmak basmak, altını çizmek, böylece bir gerçeği nazarlara sunmak da gerekiyor. İşte bunun için bir kaç örnek…

BİR ZAMANLAR SURİYE

Hatırlayın! PKK terörüyle yıllardır çetin bir mücadele veriyoruz. En zor, en kanlı yıllar yaşandı ülkemizde. Nice masum vatan evlatlarını yitirdik bu uğurda. Ancak komşu ülkelerden en ufak bir destek göremedik. Özellikle Suriye bu konuda Beka vadisinde eğitilen PKK lılar ve kampları hususunda bir adım atmadı. Hatta Abdullah Öcalan Suriye’ye sığındığında ülkemizin savaşı bile göze alan kararlı tutumu olmasaydı şayet, bir caniyi himayesinde barındırmayı dahi göze alabilmişti.

ŞİMDİLERDE SURİYE

Bir Rus atasözü, “Evi camdan olan pencereme taş atmasın” der. Evinin camdan olduğunu unutan, evinin avlusundaki karanlık holden komşusunun camına taş atılmasına göz yuman Suriye ne acıdır ki şimdilerde her geçen gün kızışan bir iç kargaşayla, hatta iç savaşla boğuşuyor. Masum vatandaşlarımızın ölümüne yıllarca ses çıkarmayan, hatta bunu bir kazanım sanarak dolaylı yollarla destekleyen ülkede bugün nice masum kanı akıyor. Terör belasına çanak tutarak ülkemizin karışmasına göz yuman, siyasetini sıkıştırarak komşuluk ahlakıyla ve etiğiyle bağdaşır davranmayan Suriye yönetimi şimdilerde ne hazindir ki kendisi sıkışmış durumda. Hayır, kesinlikle halkı için söylemiyorum, ancak hakkım var, yönetimi için söylüyorum: Zalimin zulmü varsa mazlumun da Allah’ı var. Ve O Allah’ın sopası yok. Ve yine görülüyor ki gayrı meşru tarik (yol) her zaman için maksadının zıddına gidiyor. Ahlak dışı çıkarcı gaye ve duygularla hedeflenen yere varılamıyor. Varılsa bile orada uzun süre sükun ve huzur içinde kalıcı olarak durulamıyor.

BİR ZAMANLAR YÜNANİSTAN

Bir zamanlar komşu Yunanistan da tıpkı Suriye ile aynı politikayı izledi. Sanırım hala ülkesinde PKK Kampları mevcut. Komşu ülke terörle kıvranırken muhtemelen içerde kikir kikir gülünüyordu. Her şehit haberi ile tarihsel düşmanlarına bir darbe daha indiğini mi düşünüyorlardı, bu şekilde sonunda 70 milyonun tükenerek ülkenin doğudan batıya tamamen kendilerine kalacağını mı hayal ediyorlardı bilinmez ama bu işe üzülmedikleri, empatik yaklaşmadıkları, düşmanımın düşmanı dostumdur mantığıyla hareket ettikleri çok açıktı.

ŞİMDİLERDE YÜNANİSTAN

Bir İstanbul’la aşağı yukarı aynı nüfusta olan, onlarca adası ve yüksek düzeyde turizm girdisi bulunan, ayrıca Avrupa üyesi de olan ülke nehazindir ki şimdilerde iflasın eşiğinde. Dünya arenasında itibarı bitik, üç – beş kuruş borca muhtaç, zaman zaman sokak kavgalarına şahit olunan bir komşu, şimdilerde Yunanistan… (Anti parantez, demek ülkemiz Yunanistan kadar bir nüfusa sahip olsaymış milli geliri ve gelişmişlik düzeyi itibariyle komşuyu beşe, ona katlarmış, mevcut gelişmeler vesilesiyle bu gerçek de ortaya çıkmış oluyor. O yüzden de ülkemize ve gelmiş geçmiş yöneticilerimize çok da haksızlık etmemek lazım.)

Nüfus az, AB üyesi, turizm potansiyeli çok yüksek bir ülke ve iflas. Akıl alır gibi değil. Sanki işin içinde, mantık kurallarının ötesinden uzanmış bir metafizik el dolaşıyor gibi. Yoksa izahı zor, olup bitenlerin…

IRAK, İRAN VE RUSYA'NIN HALİ

Terörü destekleyen, en azından komşuluk hakkının bir gereği olarak dostane davranmayan Irak’ın, paramparça olmuş, pençesi kopmuş haliyle Rusya'nın ve sürekli diken üzerindeki durumuyla, yarınki huzuru meçhul haliyle İran'ı söylemeye bile gerek yok sanırım. PKK terörönü dolaylı yollardan destekleyen diğer batılı ülkelere gelince. Onlar da şimdilik ekonomik krizin ve sosyal boyutlu diğer sorunlarların pençesinde.

BU İLKE DEVLETLER İÇİN DE GEÇERLİ: DOĞRU DUVAR YIKILMAZ

Düşmanı için bile bu tarz etik dışı ve illegal yollara tevessül etmemiş, bir güne bir gün sevmediği bir ülke için herhangi bir teröre destek vermemiş, cephede dahi düşmanla suyunu paylaşmış bu aziz ülkenin evlatları aynı dönemde kendi uçağını, kendi uydusunu yapmanın hayalini kuruyor. Kanal projeleri gibi devasa işlere kalkışabilecek ekonomik güce erişmiş bulunuyor. Görülüyor ki düz duvar insan bağlamında da olsa ülke bazında da olsa kolay kolay yıkılmıyor.

YILMA, SEN BU YOLDA DEVAM ET GÜZEL ÜLKEM

Sen sadece ülke çıkarlarını değil, hakkaniyeti esas almaya, dünya arenasında buna örnek olmaya devam et, güzel ülkem. Her şeyin düz beşer mantığı çerçevesinde işlemediğini bu güne kadar olduğu gibi bundan sonra da unutma. Gerisini yaştan kuruyu, kurudan da yaşı halk edebilen kudreti sonsuzun açık yahut gizli hikmetine bırak! Görüyorsun işte, O nelere kadir değil ki…

Psikolog
İzzet Güllü
MDH
MALATYA BAKIŞ GAZETESİ