2007'den Bugüne 92,301 Tavsiye, 28,216 Uzman ve 19,976 Bilimsel Makale
Site İçi Arama
Yeni Tavsiye Ekleyin!



Din ve Cinsellik
YAZI #1200 © Yazan Psk.Gökhan GÖKSU | Yayın Temmuz 2011
İnsan hayatında bedensel ve ruhsal anlamda büyük ve önemi azımsanamayacak bir haz kaynağı, aynı zamanda en temel istek ve arzulardan biri kabul edilen “cinsellik” yada “cinsel yaşam”, evliliklerin ve birlikteliklerin esas dinamiklerinden bir tanesidir diyebiliriz.
Tabiî ki burada bahsettiğimiz cinsellik kavramı penis vajina ilişkisine indirgenmeden düşünülmeli. Dokunmak,dokunulmak,sarılmak,güvende hissetmek,şevkatle yaklaşmak,paylaşmak gibi yakınlıkları içinde barındıran bir kavramdan bahsetmekteyiz.
Cinsellik kavramı; biyolojik ve fizyolojik manada bakıldığında hormonal süreçleri içeren bir durum gibi görülsede, arka planda bir takım dinamiklerin yer aldığı, içinde psiko- sosyo kültürel durumları barındıran ve bu manada çok geniş bir yelpazeye sahip önemli bir kavramdır.

Yukarıdaki açıklamalara dayanarak sağlıklı ve sorunsuz bir cinselliği şu şekilde tanımlayabiliriz; cinsellik:”Karşılıklı rızanın ve isteklerin esas olduğu, bedensel ve ruhsal manada yaşanan tam bir boşalma ya da orgazm olma halidir.”
Peki toplumun vazgeçilmez unsuru olan insanlar cinselliği, yukarıda yapmış olduğumuz tarif doğrultusunda sağlıklı ve sorunsuz bir şekilde mi yaşıyorlar?
Tabiî ki hayır. Tam tersine sosyo kültürel değerlerin hala çok önemsendiği toplumumuzda bu sorun ve sorunlar, oldukça vahim bir tabloyla karşımıza çıkmaktadır.Peki var olan problemlerin altında hangi nedenler, etmenler yatıyor ve yapılması gereken nedir?

Yaptığım çalışmalar ve görüşmeler neticesinde organik nedenler dışında, cinsel yaşantılarda karşımıza çıkan problemlerin en önemlileri; temelinde yanlış öğretilerin bulunduğu sorunlardır.Bu yanlış bilgilenmeye,bilgilendirmeye ve öğrenmeye sebep olan ana faktörlerden bir tanesi dini ve kültürel kıstasları esas alan yanlış inanışlardır.
Özellikle toplumumuzda, öteden beri dini ve kültürel buyrukların davranışlarımızı ve kişiliğimizi şekillendirici bir özelliğe sahip olduğu yadsınamaz bir gerçektir.İslam dini bireyin gerek dünyevi, gerek uhrevi hayatının her yerine müdahale edip tanzim ettiğinden dolayı, ortaya koyduğu bazı kavramlarla kişiliğin; ahlaki,kültürel,yaşantısal anlamda yapılanmasında önemli bir rol oynamaktadır.Cinsel yaşantıda bunlardan bir tanesidir.
Kökeninde organik nedenlerin olmadığı cinsel sorunların ve dinlediğim cinsel öykülerin altında, yapmış olduğum vaka çalışmalarında şunu gördüm; büyük bir oranda yanlış öğrenmeler, çarpıtılmış bilişsel yapılanmalar ve genellikle dini argümanlar referans alınarak düzenlenen düşünsel yapı, bütün yanlışlığına rağmen gün geçtikçe aynı kaynaklardan beslenerek büyümekte ve sorun daha da içinden çıkılmaz bir hal almaktadır.

Genellikle bu argümanlar ayıp,günah,yasak gibi kavramlarla karşımıza çıkmaktadır. Doğru, sağlıklı bilginin olmadığı ve konuşulmadığı koşullarda, varsayımlar, efsaneler, yanlış inanışlar bir müddet sonra doğruymuş gibi kabul edilmekte ve davranışlarımıza sirayet etmektedir.Bunun neticesinde ise bilişsel ve davranışsal süreçlere bağlı psikolojik kökenli cinsel patolojiler açığa çıkmaktadır.( vajinismus,erken boşalma,iktidarsızlık,cinsel isteksizlik vb)

Bu düşüncelerin şekillenmesinde referans alınan “din”, gerçekte cinselliğin konuşulmasını ve öğrenilmesini ayıp,günah,yasak mı görmekte, yoksa doğru öğrenilmesi için adeta çırpınmakta mıdır? Bu konuda yapmış olduğum küçük bir çalışma sonrasında size kesinlikle “din bu konunun doğru öğrenilebilmesi için çırpınmaktadır” diyebilirim.

İslam litaratüründe güvenilir kaynakları incelediğimizde, İslam dini ve bu dinin peygamberi, bireyin gerek dini, gerek dünyevi hayatında gerekli olan fakat sorulmasından kaçınılan ve utanılan meselelerde dahi müslümanları bizzat soru sormaya teşvik etmiş, bu konuda onların cesaretlendirici tavırlarla müslümanların önlerini açmış, kırıcı en ufak bir davranış dahi sergilememiş,yersiz ve gereksiz olan utangaçlıkla adeta mücadele etmiştir.Aşağıda İslam litaratüründe en güvenilir kaynaklardan birisi olan hadis ansiklopedisi Kütüb-üs Sitte’ de(Kütüb-üs Sitte Hz.Muhamed’in müslümanların dünyevi ve uhrevi hayatına dair söylemiş olduğu sözleri içeren bir kitapdır ) bu konuyla alakalı hadisleri derlemeye çalıştım.

Hz. Enes (r.a) Rivayetine göre; Ümmü Süleym bir gün Hz.Peygamber (a.s.m) gelerek “ ya Resulullah, kadın rüyasında erkeğin rüyada gördüğünü görürse bu olayda gusül icab edermi?” diye sorar. ( erkeğin rüyada gördüğünden kasıt rüyada yaşanılan cinsel birliktelikden bahsedilmektedir.) Orada bulunan Hz.Aişe “Ey Ümmü Süleym, kadınları rezil ettin, Allah canını almasın” der,bunun üzerine Peygamber (a.s.m) Hz.Aişey’e “hayır kadınları rezil eden sensin. Allah senin canını almasın! Evet ya Ümmü Süleym, kadında erkeğin gördüğünü rüyada görürse kadına da gusül gerekir” der.

Gene İslam bilginlerinden ve hadis alimlerinden biri olan Nevevi’nin, konuşulmasından ve öğrenilmesinden utanılan,çekinilen konulara dair söylemiş olduğu söz çok manidardır;”Hakkı öğrenme konusunda haya etmek dinin talep ettiği hakiki haya değildir, zira haya hayırdır,haya hayırdan başka bir şey getirmez.Dini ilgilendiren fakat utandırıcı meselelerde sualden ve öğrenmekten vazgeçmek hayır değil şerdir.Öyle ise şer getiren şey nasıl haya olur”der.

Bir diğer örneğimizde Hz Muhammed döneminde Medine’li kadınların cinsellikle alakalı sorular sormaları ve bu konuda oldukça cesur davranmaları Hz Aişe’nin dikkatini çekiyor ve bu duruma binaen Medine’li kadınlar için şu sözleri kullanıyor;”Ensar kadınları ne iyi kadınlar, onların dini öğrenmelerine haya mani olmamıştır.”

Buradan da anlaşılacağı gibi, cinsel konulara karşı duyulan merakın asla yasaklanmadığı, ayıp,yasak,günah gibi bir takım kavramlarla nitelendirilmediği, aksine böyle soruların sorulmasının doğru bilgilenmek maksadı ile teşvik edildiğini görmekteyiz.
Yapmış olduğum evlilik ve aile terapisi seanslarında, çiftlerin sorunlarının bir çoğunun altında, gizlenen ve yadsınan cinsel sorunlar yatmaktadır.Bu sorunların, bırakın üçüncü şahıslarla paylaşılmasını, bu sorunların çiftlerin kendi aralarında dahi konuşulmaması , yanlış ama yadsınamaz bir gerçektir..Çiftlerin bir çoğunun bu sorunu gizlemek ve konuşmamakta direndiğini ve bunun neticesinde bu sorunun, örtülü bir şekilde, başka sorunlarla birlikte karşımıza çıktığını görmekteyiz.Terapotik manadaki alyansın ve güvenin sağlandığı, daha sonraki seanslarda böyle bir problemin varlığına dair sormuş olduğum sorular neticesinde gelen itiraflar, bunun altında yatan nedenin, yukarıda bahsettiğim ayıp, yasak, günah vb. kavramlarında etkisiyle problemin sürekli bastırıldığını yada ötelendiğini göstermektedir.Örneğin; 38 yaşında 16 yıllık evli okb tanısı konmuş, kendine zarar verme ve zarar görme obsesyonları olan bir hastam obsesyonlarının birini de şu şekilde dile getiriyordu; “hocam, sanki gördüğüm her erkeğe onunla yatma teklifi edecekmişim gibi geliyor ve kendimi bu teklifi yapmamak için o kadar sıkıyorum ki, ne yapsam bir türlü bu düşünceyi kovamıyorum, bu beni çok geriyor ve rahatsız ediyor” şeklindeydi. Psikiyatr tarafından gerekli görülen farmokolojik tedavi planlaması yapıldıkdan sonra psikoterapi alması için bana gönderilen bir bayan danışanımız, uzun seanslar sonrasında on altı yıllık evli olduğunu on altı yıllık evliliğinde eşiyle yaşamış olduğu cinsel ilişkilerinin hiç birinde orgazm olamadığını ve her birliktelik sonrasında masturbasyon yaparak orgazm olduğunu itiraf etti. Masturbasyon yaparken başka erkekleri hayal ettiğini bu sebepden dolayı eşinin ve çocuklarının yüzüne bakamadığını, çok utandığını, kendini sürekli suçladığını ve değersiz hissettiğini, eşinden ayrılmayı düşündüğünü, bunun yüzünden her defasında bir sebep bularak sürekli kavgalar çıkardığını söyledi.Almış olduğumuz cinsel öykü sonrasında, eşinin erken boşalma sorunun olduğunu ve son derece eğitimli ve iyi bir makamı işgal eden bir memur olmasına rağmen kadınların nasıl orgazm olması gerektiği konusunda hiçbir fikrinin ve bilgisinin olmadığını söylemişti.Gerekli bilgilendirmeleri verdikten ve cinsel terapi almaları yönündeki telkinlerimizden bir müddet sonra tekrar görüştük, doğru cinsel bilgilendirme ve cinsel terapi seansları sonunda obsesyonlarının artık çok azaldığını, kendisini suçlamadığını, eşiyle eskisine oranla hemen hemen her şeyi konuşur hale geldiklerini söylemişti.Burada küçücük bir doğru bilgilendirmenin bir anda evlilikleri başka bir boyuta nasıl soktuğunu ve bazı şeylerin nasıl yoluna girdiğini görmekteyiz.
Yukarıda yüzeyselde olsa değindiğim vaka örneklerinden sadece birisi bu…İnanıyorum ki meslektaşlarım bu olayların onlarcası hatta yüzlercesi ile karşılaşmakta. Özetle; cinsel literatürde var olan problemlerin çoğunun altında yatan dini ve kültürel referanslı yanlış inanışların, esasında tam tersine olduğu ve bunun önüne geçmenin yolunun sormak, öğrenmek ve araştırmak, gerekirse doğru yerlerden destek almak olduğunu anlamaktayız.Bu manada sorunları minumuma indirmenin en önemlisi yolu budur.

Psk.Gökhan Göksu
     Beğenin    
Facebook'ta paylaş Twitter'da paylaş Linkin'de paylaş Pinterest'de paylaş Epostayla Paylaş
Yazan Uzman
Psk.Gökhan GÖKSU
Psikolog
 
Makale Kütüphanemizden
İlgili Makaleler Psk.Gökhan GÖKSU'nun Makale ve Yazıları
TavsiyeEdiyorum.com Bilimsel Makaleler Kütüphanemizdeki 19,976 uzman makalesi arasında 'Din ve Cinsellik' başlığıyla benzeşen toplam 16 makaleden bu yazıyla en ilgili görülenleri yukarıda listelenmiştir.
► Porno Bağımlılığı Kasım 2013
► Erektil Disfonksiyon Kasım 2013
◊ Evlilik Piramidi Temmuz 2011
Sitemizde yer alan döküman ve yazılar uzman üyelerimiz tarafından hazırlanmış ve pek çoğu bilimsel düzeyde yapılmış çalışmalar olduğundan güvenilir mahiyette eserlerdir. Bununla birlikte TavsiyeEdiyorum.com sitesi ve çalışma sahipleri, yazıların içerdiği bilgilerin güvenilirliği veya güncelliği konusunda hukuki bir güvence vermezler. Sitemizde yayınlanan yazılar bilgi amaçlı kaleme alınmış ve profesyonellere yönelik olarak hazırlanmıştır. Site ziyaretçilerimizin o meslekle ilgili bir uzmanla görüşmeden, yazı içindeki bilgileri kendi başlarına kullanmamaları gerekmektedir. Yazıların telif hakkı tamamen yazarlarına aittir, eserler sahiplerinin muvaffakatı olmadan hiçbir suretle çoğaltılamaz, başka bir yerde kullanılamaz, kopyala yapıştır yöntemiyle başka mecralara aktarılamaz. Sitemizde yer alan herhangi bir yazı başkasına ait telif haklarını ihlal ediyor, intihal içeriyor veya yazarın mensubu bulunduğu mesleğin meslek için etik kurallarına aykırılıklar taşıyorsa, yazının kaldırılabilmesi için site yönetimimize bilgi verilmelidir.


16:35
Top