2007'den Bugüne 92,313 Tavsiye, 28,222 Uzman ve 19,980 Bilimsel Makale
Site İçi Arama
Yeni Tavsiye Ekleyin!



Tiroid Kanseri ve Gebelerde Tiroid
YAZI #1232 © Yazan Op.Dr.Tolga HÜNER | Yayın Eylül 2011
TİROİD KANSERİ
Tiroid kanseri, tiroid bezinin hücrelerinden köken alan bir kanserdir Amerika Birleşik Devletleri’nde her yıl 100.000 kişiden 40’ı tiroid kanseri olur. Tüm kanserlerin %1’inden azıdır. Her yıl bir milyon kişiden 6’sının ölüm nedeni tiroid kanseridir. Çoğu hastaya tanı boyunda kitle nedeni ile konur. Doğru tanı ve tedavi uygulanırsa hastalık tamamen ortadan kaldırılabilir. Hayat boyunca kadınlarda tiroid kanseri riski yaklaşık %0.7, erkeklerde ise %0,25'tir.
Tiroid kanseri, tek tip değildir. Sıklık sırasına göre papiller kanser, folliküler kanser, medüller kanser ve anaplastik kanser olmak üzere 4 gruba ayrılır.
TİROİD KANSERİ TİPLERİ
Papiller kanser: Tüm tiroid kanserlerinin en sık görülenidir. Genellikle iyi seyreden bir kanserdir. Bütün tiroid kanserlerinin %80'ine yakını papiller kanserdir. Belirti vermeyebilir ve uzun yıllar tiroid bezinde kalabilir. Hastanın bu durumda hiçbir şikayeti olmayabilir. Hastaların çoğunda tiroid hormon düzeyleri normaldir.Boyunda yavaş büyüyen ağrısız kitle ile tanınırlar.Her yaşta görülebilir ve gençlerde daha iyi seyreder. Çocuklarda tiroid kanserinin %75’i ve daha önce baş boyun bölgesine radyasyon uygulananlardaki tiroid kanserlerinin %85-90’ıdır. En sık 40'lı yaşlarda ortaya çıkar. Kadınlarda iki kat fazla görülür.Vücudun başka organlarına yayılabilir. Bu durumda hastalığın seyri daha kötüdür.
Folliküler kanser: Tüm tiroid kanserlerinin %10’unu oluşturur.Papiller kanserden sonra en sık görülen tiroid kanseridir. Fakat görülme sıklığı papillere göre oldukça azdır. Kadınlarda üç kat fazla ve papiller kansere göre daha ileri yaşta görülür(ortalama 50). Bu kanser de yayılabilir. Sıklıkla tiroid bezinin zarına ve damara yayılır. Eğer zara yayılma gösteriyorsa seyri damara yayılana göre daha iyidir. Bu kanser tipi en sık akciğer ve kemiğe yayılır. Ayrıca komşu yapılara, örneğin nefes borusuna yayılma ihtimali vardır. En sık 50 yaşından sonra ortaya çıkar. Folliküler kanser, daha hızlı seyreder, tekrar etme ihtimali fazladır. Folliküler kanser iyot eksikliği bölgelerinde daha sık görülür. Folliküler kanserler çoğu zaman uzun zamandır var olan guatrlarda hızlı büyüyen tek nodül olarak karşımıza çıkar.
Medüller kanser: Tiroidin parafolliküler ve C hücrelerinden köken alır.Tiroid bezi kalsitonin hormonu salgılar. Bu olayı tiroid bezindeki C hücreleri gerçekleştirir. Bu yüzden bu hormonun salgısı kanser vakalarında artmıştır. Bu kanserde tiroid bezinin çıkarılması gerekir. Eğer lenf bezlerine de yayılım yapmışsa, bu bezler de ameliyatla çıkarılır. Yukarıdaki iki kanserden daha az sıklıkta görülür. Hastaların yaklaşık 1/4'ünde ailesel geçiş vardır. Yani ailesinde medüller tiroid kanseri olanlarda risk artmıştır. Genelde boyunda kitle ve bazen (%15-20) eşlik eden boyun bezelerinde şişme ile başvururlar.
Anaplastik kanser: En az görülen tiroid kanseri tipidir. Bilinen en agresif tümörlerdendir. Çok hızlı seyreder. Çok az hasta tanıdan sonra 6 ay veya daha fazla yaşar. Tiroiddeki kitle hızlı gelişir ve büyür. Hastalar tipik olarak boyunda uzun zamandır var olan şişlik ve yakın zamanda hızlı ve ağrılı büyüme tanımlayan yaşlı kadınlardır. Sıklıkla ses kısıklığı, yutma güçlüğü,nefes darlığı eşlik eder.
TİROİD KANSERİNİN NEDENLERİ
Nedeni tam olarak bilinmemekle birlikte yapılan araştırmalara göre bazı radyoaktif maddelere maruz kalan kişilerde tiroid kanseri görülmüştür. Bu maddelerden en önemlisi uranyumdur. Örneğin Çernobil'deki nükleer santral kazasıyla beraber bu bölgede yaşayan kişilerde tiroid kanseri görülme sıklığı artmıştır. Bazı tiroid kanserlerinde ise genetik mutasyonların rol oynadığı düşünülmektedir.
Sık sorulan sorulardan birisi tanı sırasında ya da tedavide kullanılan bazı radyoaktif maddelerin kansere neden olup olmadığıdır. Bu amaçla kullanılan maddelerin miktarları oldukça azdır. Vücuttan atılma süreleri ise çok daha kısadır. Bu yüzden kansere neden olmazlar.
TİROİD KANSERİNİN BELİRTİLERİ NELERDİR?
Tiroid kanserlerinin birçoğunda hiçbir şikayet olmaz. Hastalık herhangi bir belirti vermez. Bazı vakalarda lenf bezleri büyümüş ya da boyunda kitle meydana gelmiştir. Hastaların az bir kısmında ise boğazda sıkıntı hissi, ağrı, nefes almada güçlük çekme, ses kısılması, yutma güçlüğü olabilir. Fakat dediğimiz gibi bunlar hastaların az bir kısmında görülür. Birçok tiroid kanseri belirti vermez. Hatta tanı anında hastaların bir kısmında başka organlara yayılma saptanır.
TİROİD KANSERİ TANISI NASIL KONUR?
Öncelikle kandaki hormonların miktarını belirlemek için testler yapılır. Hormon değerleri yüksek çıksa da çıkmasa da diğer tetkiklerin yapılması gerekir. Çünkü bazı tiroid kanserlerinde bu değerler yüksek bazılarında ise normaldir.
Yapılan ultrasonografi ile tiroiddeki nodül görülür. Fakat bu kitlenin kanser olup olmadığı anlaşılamaz. Tanıyı kesin koymak için biyopsi almak gerekir. Ayrıca tiroid kanseri tanısında en önemli tetkiklerden birisi olan sintigrafi uygulanır. Kitle ya da nodülün görüntüsü hakkında bilgi verir. Bunun dışında ince iğne aspirasyon biyopsisi dediğimiz yöntem uygulanır. Kanserin tipinin kötü olması, tümörün yayılım göstermesi, çapının büyük olması (>1cm), tedavinin geç başlaması hastalığın seyrinin kötü olmasına yol açar. Tümör tek bir odak halinde ise, yayılmamışsa, çapı küçükse hastalığın seyri daha iyidir.
TİROİD KANSERİ TEDAVİSİ
Ameliyat: Bütün tiroid kanserlerinde, tiroid bezi ameliyatla çıkarılır. Trioid bezinin tamamı çıkarılır ve gerekirse etrafındaki lenf bezleri de alınır. Tiroid bezinin tamamının çıkarılması, ameliyat sonrası uygulanan tedavinin etkili olması için şarttır. Yoksa, uygulanacak tedavi bir işe yaramaz.
Ameliyattan sonra radyokaktif iyot tedavisi gerekebilir. Böylece vücudun başka yerlerinde kalmış olan kanser hücrelerinin öldürülmesi hedeflenir. Bu radyokatif iyotun dozu, kanserin yayılma derecesine göre değişir. Bazı vakalarda bu yöntemin tekrarlanması gerekebilir. Medüller kanserde de ameliyat yapılıp, tiroid bezi ve lenf bezleri çıkarıldıktan 2-3 ay sonra kalsitonin miktarı ölçülür. Bu sürede ölçülen kalsitonin miktarı 10 pg/ml'den az ise tedavi başarılıdır ve tümör yok edilmiş demektir. Yine bu kanser tipinde de radyoaktif iyot tedavisi uygulanır. Anaplastik kanserde ise önce cerrahi ve radyoterapi, daha sonra kemoterapi uygulanır.
Tedaviden sonra hastalara tiroksin hormonu verilir. Çünkü TSH düzeyi düşürülmelidir. Yüksek TSH kanserin tekrarlamasına neden olur.
Hamilelikte Guatr
Hamilelerde hormonal sistemlerde ciddi değişimler olur. Tiroid bezi de bu değişimlerden nasibini almaktadır. Hamilelikte tiroit fonksiyonlarının bilinmesi birçok tiroit hastalığının tanısının konmasını ve bu hastalıkların hamileler üzerine olan istenmeyen etkilerinin önlenmesini sağlamaktadır.Vücudun iyot ihtiyacı ve tiroid hormonu ihtiyacı artmaktadır. Hamilelerde TSH’ın baskılandığı (normalden düşük olduğu) ve hormonların düşük veya yüksek olduğu durumlar çok nadir değildir. Bu nedenle hamilelerde tiroid hormonlarının her 3 ayda bir ölçülmesi gerekir; zira her üç aylık dönemlerde tiroid hormon ihtiyacı değişiklik göstermektedir. Hamilelerde en sık olarak iyot eksikliğine veya kronik tiroidite bağlı hipotroidi ve tirotoksikoz (zehirli guatr) görülür.
Tiroit hastalığı olmayan bir kadında gebelik sırasında birçok hormonal değişiklik ortaya çıkar. Bu değişiklikler iyot eksikliği olan veya olmayan bölgelerde farklılık gösterir. Hamileliğin erken döneminde iyodun böbrekten fazla atılımı nedeni ile hamilelerin iyot gereksinimi artar. Bunun için hamile kalmadan önce günde 150µg iyot tüketilmelidir. Hamilelik sırasında ise özellikle iyot içeren multivitamin tabletler kullanılmalıdır. Hipotiroidinin en büyük sebebi kronik tiroidittir (Hashimoto tiroiditi). Tedavi edilmeyen hastalarda hem doğumla hem de bebekle ilgili birtakım bozukluklar görülebilir. Özellikle düşük ve erken doğum ortaya çıkabilir. Tedavi edilen vakalarda ise komplikasyonlar minimal düzeyde görülür.
Hamilelerde tiroid hormonlarının düşük, TSH’ın yüksek olduğu durumlar ciddi bir durum olup yakından izlemek gereken bir tablodur. Aksi halde anne rahmindeki bebeğin fiziksel ve zeka gelişimi etkilenebilir.
Hamilelik sırasında tespit edilen tiroit nodüllerinin hamileliğe etkisi var mı?
Tiroit fonksiyonları normal olan hamilelerde tiroit nodülü bulunmasının hamileliğe ve bebeğe herhangi bir zararı olmaz.
Hamilelerde nodül tespit edilmesi durumunda tiroit kanseri açısından araştırılması gerekir. Bunun için ultrasonografi ve ince iğne aspirasyon biopsisi (İİAB) yapılr. İİAB genelde şu durumlarda yapılır:
• Nodül bir santimetreden büyükse
• Hamilelik sırasında nodül giderek büyüyorsa
• Boyunda ele gelen lenf nodülü varsa

Kanser açısından şüpheli veya kesin kanser tanısı konan hamileler hamilelik sırasında (ikinci 3 aylık zamanda) veya doğumdan sonra ameliyat edilir.
BEBEKLERDE TİROİD HORMON YETERSİZLİĞİ (Neonatal Hipotiroidizm)
Bebeklerde, en sık karşılaşılan ve en çok korkulan tiroid hastalığı tiroid hormonunun yetersiz salgılanmasıdır. Hipotiroidizm olarak adlandırılan bu klinik tabloda, bebeklerin tiroid bezinden yeterli tiroid hormonu salgılanmaz ve bebeğin fiizksel ve zeka gelişimi geri kalır. Bu bebeklerde başarılı tedavi genellikle tam sonuç verirken tedavi edilmeyen bebeklerde dramatik gelişme geriliği kaçınılmazdır. İşte bu nedenle erken teşhis çok önemlidir.
Yeni doğan bebeklerde “neonatal tarama testi” yapılarak TSH ve T4 hormonu ölçümü yapılmaktadır. Bu tarama testi doğum sonrası yapılan zorunlu testlerdendir. Bu sayede tiroid kökenli gelişme geriliği ortadan kalkmıştır.
Tiroid hormonu yetersiz olan bebeklerde tedavi yapılmazsa zeka geriliği ve boy kısalığı dikkat çekmektedir. Zeka düzeyi düşüklüğünün nedeni, tiroid hormon eksikliği sonucunda beyinde oluşan hasara bağlıdır. Aynı şekilde boy kısalığı aile tarafından farkedildiğinde artık geçen süreyi geriye döndürmek mümkün olamamakta, sadece ondan sonraki dönemde beklenen gelişme tedavi ile önemli ölçüde sağlanabilmektedir. Zeka geriliği ve boy kısalığı, kandaki hormonun düşüklüğü ile paralel gitmektedir; hormon düzeyine ne kadar düşükse zeka geriliği ve boy kısalığı da o kadar düşük olmaktadır.
Nedenleri Nelerdir?
Bu hastalığın nedeni çoğunlukla doğuştan tiroid bezinin gelişmesinde ve normal fonksiyon göstermesinde ortaya çıkan bozukluklardır. Bunun yanında bazen beyinden salgılanan TSH hormonunun eksikliği normal bir tiroid fonksiyonu oluşumunu engelleyebilir. Bebekte bazen doğumdan sonra ortaya çıkan nedenlerle de hormon yetersizliği olabilir. Bunların en yaygını “tiroidit denilen tiroid bezinin iltihabıdır.

Belirtileri Nelerdir?
Doğum sonrasında uzayan sarılık, vücutta ödem, doğumun gecikmesi, doğum ağırlığında düşüklük, vücut ısısında düşüklük, kafa arkasının büyük olması, emme güçlüğü, beslenme zorluğu, kilo almada yavaşlık, yavaş hareket, uykuya eğilim çok fazla olması, kabızlık, karın bölgesinin gergin ve şiş görünümü, solunum zorluğu, cilt kuruluğu, dil büyüklüğü, ağlarken sesinin kalın ve bozuk çıkması gibi belirtilerin bir kısmı görülebilir. BU belirtilerin tümünün bir bebekte olması şart değildir.
Tanı Nasıl Konulur?
Yeni doğan bebeklerdeki hipotiroidizm tanısının en kolay yolu doğum sonrası tarama testi yapılmasıdır. Daha sonraki dönemlerde ise kanda tiroid hormon düzeyi ile TSH ölçümü yapılır. Bu ölçümlerden elde edilen sonuca göre sintigrafi ve ultrasonografi gerekebilir. Sintigrafi, özellikle ultrasonda tiroid bezi görülmemiş ise (ektopik tiroid) yapılmalıdır. Aksi halde 15 yaş altındaki hastalarda sintigrafik inceleme tavsiye edilmez.
Nasıl tedavi Edilir?
Yeni doğan bebeklerdeki hipotiroidizm tedavisinde, eksik olan tiroid hormonunu bebeğe ağız yoluyla vermek esastır. Tedavinin takibi önemli olup verilen dozun yeterli olup olmadığının devamlı takibini gerektirir. Yeterli verilmezse gelişim geriliği devam ederken fazla verilmesi durumunda yan tesirler ortaya çıkabilir.
Op.Dr.Tolga HÜNER
Genel Cerrahi Uzmanı
     1 Beğeni    
Facebook'ta paylaş Twitter'da paylaş Linkin'de paylaş Pinterest'de paylaş Epostayla Paylaş
Yazan Uzman
Tolga HÜNER Fotoğraf
Op.Dr.Tolga HÜNER
Eskişehir
Doktor "Genel Cerrahi"
TavsiyeEdiyorum.com Üyesi5 kez tavsiye edildi
Makale Kütüphanemizden
İlgili Makaleler Op.Dr.Tolga HÜNER'in Yazıları
► Tiroid Kanseri Prof.Dr.Metin ÖZATA
► Tiroid Kanseri ve Tedavisi Prof.Dr.Metin ÖZATA
► Tiroid Kanserleri Prof.Dr.Gürcan KISAKOL
TavsiyeEdiyorum.com Bilimsel Makaleler Kütüphanemizdeki 19,980 uzman makalesi arasında 'Tiroid Kanseri ve Gebelerde Tiroid' başlığıyla benzeşen toplam 13 makaleden bu yazıyla en ilgili görülenleri yukarıda listelenmiştir.
◊ Meme Küçültme Aralık 2012
◊ Anal Abse Anal Fistül Aralık 2011
◊ Hemoroid (Basur) Kasım 2010
◊ Anal Fissur (Makatta Çatlak) ÇOK OKUNUYOR Kasım 2010
◊ Meme Kanseri Nisan 2010
Sitemizde yer alan döküman ve yazılar uzman üyelerimiz tarafından hazırlanmış ve pek çoğu bilimsel düzeyde yapılmış çalışmalar olduğundan güvenilir mahiyette eserlerdir. Bununla birlikte TavsiyeEdiyorum.com sitesi ve çalışma sahipleri, yazıların içerdiği bilgilerin güvenilirliği veya güncelliği konusunda hukuki bir güvence vermezler. Sitemizde yayınlanan yazılar bilgi amaçlı kaleme alınmış ve profesyonellere yönelik olarak hazırlanmıştır. Site ziyaretçilerimizin o meslekle ilgili bir uzmanla görüşmeden, yazı içindeki bilgileri kendi başlarına kullanmamaları gerekmektedir. Yazıların telif hakkı tamamen yazarlarına aittir, eserler sahiplerinin muvaffakatı olmadan hiçbir suretle çoğaltılamaz, başka bir yerde kullanılamaz, kopyala yapıştır yöntemiyle başka mecralara aktarılamaz. Sitemizde yer alan herhangi bir yazı başkasına ait telif haklarını ihlal ediyor, intihal içeriyor veya yazarın mensubu bulunduğu mesleğin meslek için etik kurallarına aykırılıklar taşıyorsa, yazının kaldırılabilmesi için site yönetimimize bilgi verilmelidir.


21:56
Top