2007'den Bugüne 92,313 Tavsiye, 28,222 Uzman ve 19,980 Bilimsel Makale
Site İçi Arama
Yeni Tavsiye Ekleyin!



Safra Kesesi Hastalıkları
YAZI #1233 © Yazan Op.Dr.Tolga HÜNER | Yayın Eylül 2011
Op.Dr.Tolga HÜNER
Genel Cerrahi UZMANI

Safra Kesesi Hastalıkları ve Cerrahisi
Safra kesesi nedir?
Safra kesesi karaciğerin alt yüzünde karaciğere yapışık kese şeklinde bir organdır. Safra kesesinin görevleri, safrayı depolamak, konsantre etmek ve yiyeceklerin sindirilmesine yardımcı olmak üzere, doğru zamanda safrayı ince barsaklara salgılamaktır. Safra kesesi, karaciğere ve ince barsaklara, safra taşıyan bir seri kanal ve tüp benzeri yapılarla bağlıdır. Genellikle açlık halinde safra kesesinde biriken safra, burada konsantre edilerek depolanır. Sindirim sırasında ise, safra kesesi kasılarak içindeki safrayı bağırsağa boşaltır. Safranın görevi ise yağların emilimini sağlamaktır. Safra, karaciğer tarafından üretilen, sarı-kahverengi bir sıvıdır. Suya ek olarak, safra kolesterol, lipidler (yağlar), safra tuzları (yağı çözen doğal deterjanlar) ve bilirubin (safraya ve dışkıya rengini veren safra pigmenti) içerir. Karaciğer, bir günde ya da her hangi bir anda 3 bardak safra üretebilir. Safra kesesi,1 bardak konsantre safrayı depolayabilir.
Safra kesesi taşı nedir, nasıl oluşur, kimlerde olur?
Safra kesesi içinde normalde eriyik halde bulunan, kolesterol veya pigmentlerin çökelek oluşturması sonucu ortaya çıkan yapılardır. Safra içerisindeki maddeler belli bir oranda bulunur ve bu denge onların eriyik şeklinde kalmasını sağlar. Safra kesesi safrayı konsantre ederken bu oranların bozulması halinde, safra içinde çökelekler (kolesterol kristalleri, pigment birikintileri...) oluşur. Bunlar giderek büyürler ve saptadığımız taşları oluştururlar.
Safra kesesi taşlarının oluşmasına yol açan birden çok faktör var. Safra yoğunluğunun artması, bazı kan hastalıkları, safra yolu tıkanıklıkları, kanda bazı maddelerin fazlalaşması en önemli faktörler. Yaş ilerledikçe, kilo arttıkça, kolesterol seviyesi yükseldikçe taş oluşması riski artıyor. Kadınlarda (özellikle fazla kilolu, beyaz ten, şarışın, çok doğum yapmış kadınlarda) risk yükseliyor. Aile hikayesinin de önemli bir faktör olduğu biliniyor.
Sanılanın aksine yiyecek ve içeceklerin safra taşı oluşumuna doğrudan bir etkisi söz konusu değil. Ama eğer safra kesenizde taş varsa bazı yiyecekler (özellikle yumurta, yağlı yiyecekler, kabuklu bakliyat grubu besinler, alkol) safra taşının ağrı yapması ihtimalini yükseltiyor.

Safra taşına ait şikayetler nelerdir?
Safra kesesi taşı olanlarda gıdaların sindirimi etkilenir, özellikle yağlı gıda alımında bazı yakınmalar oluşur. Bu yakınmalar:
-Karında şişkinlik
-Karın ağrısı
-Geğirti
-Gaz
-Hazımsızlık gibi yakınmalardır.
Safra taşları sıklıkla 'safra kesesi atağı' denilen ani oluşan semptomlar yaparlar. Bu ataklar genellikle yağlı yemekleri takip eder, gece uyku esnasında başlayabilir.Tipik bir atakta:
- Karın üst kısmında ani oluşan, devamlı, şiddetli bir ağrı vardır, yarım saat ile saatler boyu sürebilir.
- Sırta, orta kısma veya sağ kürek kemiği altına yayılan ağrı olur.
- Bulantı veya kusma olur.
Özellikle terleme, titreme, ateş, sarılık yakınmaları olan hastaların derhal bir doktora başvurmaları gereklidir.

Safra kesesinde taş olan bazı kişilerde ise hiçbir semptom yoktur, bu kişilere 'asemptomatik' ve bunlardaki safra taşlarına da 'sessiz safra kesesi taşları' denir. Bu taşlar hiçbir belirgin yakınma olmadan uzun yıllar sessiz kalabileceği gibi hiç ummadığımız anlarda ciddi sağlık problemlerine yol açabilmektedir


Safra taşı tanısı nasıl konur?
Safra taşı tanısı günümüzde en kolay ve zahmetsiz olarak ultrasonografi ile konur. Ya da tesadüfen başka tetkikler sırasında saptanır.
Safra kesesi taşının tedavisi nedir?
Safra kesesine ve safrayı ve diğer sindirim enzimlerini karaciğer,safra kesesi ve pankreastan ince barsaklara taşıyan kanallara topluca bilier sistem denir. Safra taşları bu kanallardan herhangi birini tıkayarak normal safra akışını durdurabilirler. Tıkanabilecek bu kanallar safrayı karaciğer dışına taşıyan hepatik kanallar,safra kesesinin kanalı olan sistik kanal veya hepatik ve sistik kanallardan gelen safrayı ince barsaklara taşıyan ana safra kanalı olabilir. Bu kanallarda birikip akamayan safra; safra kesesi,kanallar veya nadiren karaciğer içinde iltahaba yol açabilir. Pankreas kanalı da ana safra kanalı ile birleşerek barsağa açılır. Eğer safra taşı bu kanalı tıkar ise pankreas enzimleri akamaz ve bu kez aşırı ağrılı ve bazen de tehlikeli bir rahatsızlık olan pankreatite yol açabilir. Eğer kanallardan herhangi biri uzun süre tıkalı kalacak olursa safra kesesi,karaciğer ve pankreası etkileyecek oldukca ağır ve bazen ölümcül hasarlar oluşabilir.Bu ciddi problemin belirtiler ateş,sarılık ve devamlı ağrıdır.
Safra kesesi taşlarının tedavisinin cerrahi olduğunu belirten Op.Dr.Tolga HÜNER. Günümüzde yapılan standart ameliyatın laparoskopik (kapalı) safra kesesi ameliyatı olduğunu belirtti.
Safra kesesi taşı oluşumunda esas neden, kesenin konsantrasyon yeteneğindeki bozukluk olduğundan, hasta olan kesedir. Bu neden ile esas tedavi safra kesesinin ameliyatla çıkarılması yani kolesistektomi'dir. Böylece, hem safra kesesi taşı çıkarılmış, hem de tekrar taş oluşturabilecek kese ortadan kaldırılmış olur.
Açık kolesistektomi (açık ameliyat) - kapalı kolesistektomi (kapalı ameliyat) ne demektir?
Açık kolesistektomi, ya da halk arasındaki adı ile açık ameliyat, genel anestezi altında, karın duvarına yapılan cerrahi bir kesi ile karın boşluğuna girilmesi ve safra kesesinin çıkarılması işlemidir. Hastanın iyileşip taburcu olması için 5 ila 7 günlük bir süreye ihtiyaç vardır. Kapalı kolesistektomi, kapalı ameliyat, ya da tıbbi adı ile "laparoskopik kolesistektomi" 1990 larda ortaya atılan bir yöntemdir. Bunda da işlem safra kesesinin çıkarılmasıdır. Ancak, karın duvarında genişçe bir kesi yapmaya gerek yoktur. Tüm ameliyat 3 ila 5 kadar delikten karın içine sokulan aletler ve bir kamera yardımı ile ameliyat bir televizyon ekranından izlenerek gerçekleştirilir. Bu işlem de genel anestezi (bayıltılarak) ile yapılmakla birlikte, karın duvarında büyükçe bir kesi olmadığından hastanın konforu ve iyileşmesi çok daha iyidir. Hasta ertesi gün evine gidebilir.
Açık ameliyat mı, kapalı ameliyat mı tercih edilmeli?
Günümüzde kapalı ameliyat (laparoskopik) standart yöntemdir. Emniyetli bir kapalı ameliyat birinci tercih olmalıdır. Hatta, genellikle bu hastanın tercihi bile olmamalıdır. Birinci görevi hastasına ziyan vermemek olan doktor, doğal olarak karnın kesilmesi yerine birkaç delikten ameliyatı hastaya daha az zarar verici bulup onu tercih eder.Ancak her hasta kapalı ameliyat olamayabilir. Daha önce üst karın bölgesi ameliyatı geçirmiş olanlarda (ör.: mide, Karaciğer...) karın içerisinde yapışıklıklar olabilir ve bu yöntemin uygulanmasını zorlaştırabilir. Karın içi basıncın artmasının (gazla şişirildiği için) zararlı olduğu durumlarda (bazı kalp hastalıkları) bu ameliyat yapılamayabilir. Bazen ameliyata kapalı olarak başlansa bile ameliyat sırasında açığa dönülebilir.
Safra Kesesinin Yokluğu Vücutta Problem Yaratırmı?
Kişide safra kesesi olmadığı zaman da normal yaşam sürdürülebilmektedir. Safra kesesinin olmaması diyette bir değişikliği gerektirmez. Safra kesesi alındığında karaciğerin yapmış olduğu safra, safra kesesinde depolanmak yerine direkt olarak kanallarla barsağa akar.
Unutmamalıyız ki; dikkatsiz ve aşırı beslenme gaz, şişkinlik, hazımsızlık, mide bulantısı, mevcut olan safra kesesi hastalıklarımızın alevlenmesi gibi sağlık problemlerine yol açabilir.
Safra kesesi taşları uzun zaman sessiz kalabileceği gibi hiç ummadığımız zaman ve yerde safra kanallarında tıkanmalara ve iltihaplanmalara yol açabilir. Sık ve üst üste geçirilen fazla sayıda safra kesesi iltihaplanma atakları kapalı ameliyat olabilme şansımızı azaltmaktadır. Günümüzde kapalı ameliyat olmak artık bir lüks olmaktan çıkıp standart bir ameliyat yöntemi iken açık ameliyat olmak zorunda kalmak vücudumuza yapılan bir haksızlıktır. Diğer hastalıklarda da olduğu gibi safra kesesi taşlarında geç kalmamak için doktor önerilerine dikkat etmek gerekir. Sağlıklı günler dileklerimle.
Op.Dr.Tolga HÜNER
Genel Cerrahi Uzmanı
     Beğenin    
Facebook'ta paylaş Twitter'da paylaş Linkin'de paylaş Pinterest'de paylaş Epostayla Paylaş
Yazan Uzman
Tolga HÜNER Fotoğraf
Op.Dr.Tolga HÜNER
Eskişehir
Doktor "Genel Cerrahi"
TavsiyeEdiyorum.com Üyesi5 kez tavsiye edildi
Makale Kütüphanemizden
İlgili Makaleler Op.Dr.Tolga HÜNER'in Yazıları
► Safra Taşı Hastalığı Op.Dr.Yıltan DEVECİ
► Kış Hastalıkları Op.Dr.Tamer HALİLOĞLU
► Postür Hastalıkları Dr.Fzt.Gökhan AYGÜL
TavsiyeEdiyorum.com Bilimsel Makaleler Kütüphanemizdeki 19,980 uzman makalesi arasında 'Safra Kesesi Hastalıkları' başlığıyla benzeşen toplam 47 makaleden bu yazıyla en ilgili görülenleri yukarıda listelenmiştir.
◊ Meme Küçültme Aralık 2012
◊ Anal Abse Anal Fistül Aralık 2011
◊ Hemoroid (Basur) Kasım 2010
◊ Anal Fissur (Makatta Çatlak) ÇOK OKUNUYOR Kasım 2010
◊ Meme Kanseri Nisan 2010
Sitemizde yer alan döküman ve yazılar uzman üyelerimiz tarafından hazırlanmış ve pek çoğu bilimsel düzeyde yapılmış çalışmalar olduğundan güvenilir mahiyette eserlerdir. Bununla birlikte TavsiyeEdiyorum.com sitesi ve çalışma sahipleri, yazıların içerdiği bilgilerin güvenilirliği veya güncelliği konusunda hukuki bir güvence vermezler. Sitemizde yayınlanan yazılar bilgi amaçlı kaleme alınmış ve profesyonellere yönelik olarak hazırlanmıştır. Site ziyaretçilerimizin o meslekle ilgili bir uzmanla görüşmeden, yazı içindeki bilgileri kendi başlarına kullanmamaları gerekmektedir. Yazıların telif hakkı tamamen yazarlarına aittir, eserler sahiplerinin muvaffakatı olmadan hiçbir suretle çoğaltılamaz, başka bir yerde kullanılamaz, kopyala yapıştır yöntemiyle başka mecralara aktarılamaz. Sitemizde yer alan herhangi bir yazı başkasına ait telif haklarını ihlal ediyor, intihal içeriyor veya yazarın mensubu bulunduğu mesleğin meslek için etik kurallarına aykırılıklar taşıyorsa, yazının kaldırılabilmesi için site yönetimimize bilgi verilmelidir.


23:27
Top