2007'den Bugüne 92,260 Tavsiye, 28,210 Uzman ve 19,973 Bilimsel Makale
Site İçi Arama
Yeni Tavsiye Ekleyin!



Dil(Siz) Düş(Ün)Mek
YAZI #1318 © Yazan Uzm.Psk.Tuğba DEMİRÖZ | Yayın Ocak 2012
Hep düşünürüz değil mi? Dilimiz neden kapalı alanda muhafaza edilir?

.

.

.

Neden lastik gibidir? Neden başparmağımız kadar katı değil ki? Ya da saç gibi çabuk kopmuyor?

Ya olmasaydı?

.

.

Düşünsenize ağzımızı açıyoruz dişlerimiz yerli yerinde 32si de. Neredeeee? Dediğinizi duyar gibiyimJ

.

Diş Hekimi Fatma Hanım’ı hatırladım şimdi, son 20 yaş dişime de o göz dikmişti. Hayır, hiç anlamıyorum şu diş hekimlerini, ne istiyorlar 20 yaş dişlerinden? “Yok hiçbir işe yaramazmış, yok çürüyecekmiş zaten.” Tabi ya, onları oraya koyan diş hekimliği fakültesinin seçilme oranını artırmak için 32 tane yaratmıştır. Hatta göz doktorlarına gıcığı kesin var. Tövbe estağfirullah.

Gerçekten anladığım bir konu değil, anlayabileceğimi de sanmıyorum.

.

Zaten ben göz doktorlarını da anlayamadım ki.

Onlar hepi topu 2 gözle ilgileniyor ve ben onları anlamıyorum, 32 diş ile çalışanları nasıl anlayayım?

Biliyor musunuz gözlerime göz dikmeyen göz doktoruyla henüz tanışmadım. Nereden bileceksiniz. Benim ki de soru işte. Gözlük düşmanı diyeceğim onlara. Çoğu gözlüklü. Kıskanç denebilir mi bilmiyorum göz doktorlarına? -Hani en güzel gözlük benim olsun, “Tuğba zevkli kız, güzel gözlük çerçeveleri buluyor, bizimkiler dandik” -desem yok bu da değildir sebep. GÖZLÜKLÜ GÖZLÜK DÜŞMANLARI. En son göz doktoruyla yaşadığım muhabbete bakın şimdi.

-Ya Tuğba gel seni ameliyat edelim.

-Yok hocam gözlüklerle iyi böyle.

-Bak teknoloji çok ilerledi, 2 dakikada ayna gibi göreceksin.

-O kadar yani. Peki siz neden hala gözlük kullanıyorsunuz o halde?

Aldığım şu cevap sinir katsayımı pire gibi aniden 600 kat fırlatmasında ne fırlatsın? Buyurun cevap

-BENİM İÇİN GÖZLERİM ÇOK KIYMETLİ.

Artık yüzüm ne kadar şaşkınlığını yansıtabildi bilemiyorum, her nasıl bir nefes aldıysam bana ait olmayan bir sesle sözcükler ardı sıra aniden fırlayıverdi ağzımdan.

-Benim için gözlerim hiç önemli değil. Kıl, tüy gibi yani. Hayır canım kökü ben de uzar.

Alındı, niye alınıyorsa?

-Siz beni yanlış anladınız, demek istiyorum ki ben gözlerim sayesinde ameliyat yapıyorum. En ufak bir yanlışlıkla işimi yapamayabilirim.

Yani beni nasıl rahatlattı bu cümleler anlatamam. İçime bir su serpti bir su serpti sanki içim sıcak ağustos ayında duş alan biri gibiydi. Ferahladım yani.

-“Tabi ben psikoloğum, gözlerimle çalışmıyorum. Dalga mı geçiyorsunuz siz benimle” deyivermişim sakince, sakince dedim. Nasıl o kadar kibar kalabildim, borsa gibi aniden yükselen o ani sinir değişimi içinde.

Gidin ya anlamayacağım sizi, kapasitem yetmiyor ne yapayım? Kapasitem 2 ile çalışanları anlamaya yetmiyorken 32 ile çalışanları anlamam daha normal ne olabilir?

Hı dil diyorduk değil mi? Çağrışımlarımdan anladığım bir manik kadar iyiyim bu gece. Ağzımızda dişler yerli yerinde duruyor (32 demeyeceğim deyince manikleşiyorum, göz doktoruna kadar gidiyorum). Ve oturduk yemek yiyoruz. Ayakta da olabilir tabi bir şey demiyorum diyeceğim, oturarak yemek daha eftal demezsem çatlarım. Çatlamamak için diyorum ki

-“Yemeğinizi oturarak yiyin.“

Dişler yerli yerinde, dilin yerinde yeller esiyor. Yok. Başladık yemeğe, aldık ilk lokmayı çiğniyoruz. Çiğnedik çiğnedik. Ne yapacağız şimdi? Evet ne yapacağız? Ağzımızın içinde dil yok. Kaldı mı yemekler ağzımızda? Onları gırtlağa nasıl göndereceğiz?

Onsuz konuşabilir miydik sizce?

Onsuz konuşabilir miydik? Dedim de aklıma küçüklüğüm geldi. Bir abi vardı, onunla konuşmaya çalıştığımda değişik, anlaşılmaz sesler dökülmüştü ağzından. Biraz korkmuştum hatırlıyorum. Sonra “dilsiz” demişlerdi onun için. Çok üzülmüştüm, somut işlemler dönemindeydim galiba ki, bir gün o abinin dilini gördüm, vardı. Dilsiz falan değildi. Dili vardı. Dilsiz değilmiş diye sevinç içinde bağıra bağıra koşturmaya başladım. Archimet’in hamamdan fırladığı gibi, sanırsın suyun kaldırma kuvvetini falan bulmuşum?

Konuşabilir miydik onsuz? Yanlışlıkla ısırınca bile doğru dürüst konuşmazken.

10-15 santimetre uzunluğunda olurmuş dil, niyeyse bana çok uzun geldi bu ölçü, 10-15 metre gibi uzun geldi yani. Öyle algıladım. Baktım, adamlar haklı vardır o kadar.

60-100 gr arasında değişen ağırlıkta olurmuş, var mıdır o kadar gerçekten? Hadi ağnaya gidip dil çıkarıp bakmak kolaydı, kesip tartacak kadar aklımı kaçırmadım henüz.

Tüm organların ihtiyarladığı, dilinse yıllara meydan okuduğunu biliyor muydunuz? Yıllar geçmesine rağmen tat ve lezzet alma özelliğini kaybetmezmiş. Size de Ajda Pekkanı’ı hatırlattı mı? O olmasa tat alamazdık biliyorsunuz. Dilden bahsediyorum Ajda’dan değil.

Ya şunu biliyor muydunuz? Dilin üzerinde tat almaya yarayan binlerce tomurcuk olduğunu, bu tomurcukların yapısal olarak aynı olduğu halde binlerce ayrı tadı alabildiğini

Tat alıcıların yıpranıp yok olsa da yerine haftalık olarak yenisinin üretildiğini. Dilin çalışkan bir sihirbaz olduğu söylenebilir mi?

Tat alıcıların tat hücrelerinden yapılma elbiseler giyindiğini, rüzgar, yağmur, fırtına gibi şartlardan böylece korunduğunu, sert gıdaların tadını alabilmek için bu gıdaların tükürükle yumuşatılması gerektiğini

Tomurcukların, tadı beyne hemen ilettiğini, böylece zararlı ve tehlikeli şeylerin yutulmasının engellendiğini

Hayatımızı ona mı borçluyuz, bana mı öyle geldi?

Gözlerimiz bazen dilleşiyor olabilir mi? Limon görünce ona bir haller olmuyor mu sizde de?

Bırakın tüm bunları da DİLİN ASLİ GÖREVİ NE?
     Beğenin    
Facebook'ta paylaş Twitter'da paylaş Linkin'de paylaş Pinterest'de paylaş Epostayla Paylaş
Yazan Uzman
Tuğba DEMİRÖZ Fotoğraf
Uzm.Psk.Tuğba DEMİRÖZ
İstanbul
Uzman Psikolog
TavsiyeEdiyorum.com Üyesi244 kez tavsiye edildiİş Adresi Kayıtlı
Makale Kütüphanemizden
İlgili Makaleler Uzm.Psk.Tuğba DEMİRÖZ'ün Makaleleri
TavsiyeEdiyorum.com Bilimsel Makaleler Kütüphanemizdeki 19,973 uzman makalesi arasında 'Dil(Siz) Düş(Ün)Mek' başlığıyla eşleşen başka makale bulunamadı.
► Manüplasyon Ocak 2017
► Empati Kasım 2016
Sitemizde yer alan döküman ve yazılar uzman üyelerimiz tarafından hazırlanmış ve pek çoğu bilimsel düzeyde yapılmış çalışmalar olduğundan güvenilir mahiyette eserlerdir. Bununla birlikte TavsiyeEdiyorum.com sitesi ve çalışma sahipleri, yazıların içerdiği bilgilerin güvenilirliği veya güncelliği konusunda hukuki bir güvence vermezler. Sitemizde yayınlanan yazılar bilgi amaçlı kaleme alınmış ve profesyonellere yönelik olarak hazırlanmıştır. Site ziyaretçilerimizin o meslekle ilgili bir uzmanla görüşmeden, yazı içindeki bilgileri kendi başlarına kullanmamaları gerekmektedir. Yazıların telif hakkı tamamen yazarlarına aittir, eserler sahiplerinin muvaffakatı olmadan hiçbir suretle çoğaltılamaz, başka bir yerde kullanılamaz, kopyala yapıştır yöntemiyle başka mecralara aktarılamaz. Sitemizde yer alan herhangi bir yazı başkasına ait telif haklarını ihlal ediyor, intihal içeriyor veya yazarın mensubu bulunduğu mesleğin meslek için etik kurallarına aykırılıklar taşıyorsa, yazının kaldırılabilmesi için site yönetimimize bilgi verilmelidir.


07:48
Top