Her kuşağın kendine has karakteristik özellikleri bulunur. Bu özellikler giyim tarzından saç stiline, düşünce ve davranış biçimlerinden yaşam anlayışlarına kendini ortaya koyar. Bir duruştur kuşağın sergilediği ve bunu korumak ister. Sonra gelen kuşak da kendi dönem özelliklerini yaşamakla sorumludur. Kendi gibi düşünen akranlarıyla eski kuşağa kafa tutar adeta veya eski kuşak bunu böyle hisseder. Böylece değişimi istemeyen, kendi düşünce ve davranış yapısının ideal olduğunu hisseden taraf olarak bastırır yeni kuşağı. İşte buna ‘Kuşak Çatışması’ denir.

İnsanlık gün geçtikçe gelişmekte ve bilincin yeni boyutları insanlığa açılmaktadır. Bu gelişmeler sadece bilim ve teknolojide değil insanın yapısal özelliklerinde de kendini göstermektedir. Bilimsel araştırmalar göstermektedir ki insanoğlu şu an beyin kapasitesinin sadece % 10 unu kullanmaktadır ve kullanılmayı bekleyen büyük bir potansiyel geride bizlerin keşfini beklemektedir. Bu keşif gerçekleştiğinde telepati, telekınezi özellikleri insanlığa açılacak ve bir devrim yaşanacağı tahmin edilmektedir.. Bu devrime yakın olan genç nesillerdir.

Yeryüzüne doğan her yeni nesil bir üst basamakta gözlerini açar. Hal böyleyken egoları bir kenara bırakıp eski kuşakların yenileri destekleyici olmaları ve yollarını açmaları; yeni kuşakların da kendi nesillerinin gerekliliklerini eski kuşağın deneyimlerinin üstüne koyarak gerçekleştirmeleri ideal olacak ve insanlık tarihi daha hızlı ve barış içinde gelişecek, çatışma yerine sinerji doğacaktır; ‘Kuşaklararası Sinerji’



Hilal Usta
Psikolojik Danışman