Afakide Sekonder Göz İçi Lens Sonuçlarımız
Amaç: Bu çalışmada önceden geçirilmiş katarakt cerrahisinde afak bırakılmış olgularda sekonder arka kamara göz içi lens implantasyonu sonuçlarımızı sunmak amaçlanmıştır.
Gereç ve Yöntem: Ocak 2002 ile Aralık 2003 tarihleri arasında afaki nedeniyle kliniğimize başvuran 35 hastanın 40 gözü çalışma kapsamına alındı. Hastaların tümüne sekonder arka kamara göz içi lens implantasyonu uygulandı. Hastalar ameliyat öncesi ve sonrası görme keskinliği, refraksiyon, göz içi basıncı değişimleri ve lens pozisyonu açısından değerlendirildi.
Bulgular: Hastaların (17 erkek, 18 bayan) yaşları ortalama 43,3±23,59 idi. 40 gözün 8'de arka kapsül desteği yeterli, 32'de yetersiz idi. Arka kapsül desteği yetersiz olanlara skleraya sütürlü, diğerlerine ise sulkusa göz içi lens implantasyonu uygulandı. Hastaların ameliyat öncesi düzeltilmiş en iyi görme keskinlikleri 0,29±0,22 iken, ameliyat sonrası ise 0,5±0,29 idi. Ameliyat öncesi göz içi basıncı 14,75±2,08 mmHg iken, ameliyat sonrası ise 15,93±1,73 mmHg idi. Ameliyat öncesi sferik eşdeğer 10±1,36 iken, ameliyat sonrası ise 1,82±0,85 idi. Cerrahi sonrasında gelişen komplikasyonlar: klinik olarak belirgin göz içi lens desantralizasyonu (2-%5); görme aksında opasifikasyon, (3-%7,5); göz içi lens dislokasyonu, (2-%5); ‘pupil capture', (1-%2,5), geçici ön kamara veya vitre hemorajisi, (5-%12,5), ve subkonjonktival hemoraji (6-%15) hastada izlendi.
Sonuç: Önceden geçirdikleri katarakt cerrahisi sonrası afak olan olgularda arka kamara göz içi lens implantasyonu, cerrahi sonrası görmeyi etkileyen kalıcı bir komplikasyonun görülmemesi nedeniyle güvenilir ve başarılı bir tedavi seçeneği olacağı görüşündeyiz.Amaç: Bu çalışmada önceden geçirilmiş katarakt cerrahisinde afak bırakılmış olgularda sekonder arka kamara göz içi lens implantasyonu sonuçlarımızı sunmak amaçlanmıştır.
Gereç ve Yöntem: Ocak 2002 ile Aralık 2003 tarihleri arasında afaki nedeniyle kliniğimize başvuran 35 hastanın 40 gözü çalışma kapsamına alındı. Hastaların tümüne sekonder arka kamara göz içi lens implantasyonu uygulandı. Hastalar ameliyat öncesi ve sonrası görme keskinliği, refraksiyon, göz içi basıncı değişimleri ve lens pozisyonu açısından değerlendirildi.
Bulgular: Hastaların (17 erkek, 18 bayan) yaşları ortalama 43,3±23,59 idi. 40 gözün 8'de arka kapsül desteği yeterli, 32'de yetersiz idi. Arka kapsül desteği yetersiz olanlara skleraya sütürlü, diğerlerine ise sulkusa göz içi lens implantasyonu uygulandı. Hastaların ameliyat öncesi düzeltilmiş en iyi görme keskinlikleri 0,29±0,22 iken, ameliyat sonrası ise 0,5±0,29 idi. Ameliyat öncesi göz içi basıncı 14,75±2,08 mmHg iken, ameliyat sonrası ise 15,93±1,73 mmHg idi. Ameliyat öncesi sferik eşdeğer 10±1,36 iken, ameliyat sonrası ise 1,82±0,85 idi. Cerrahi sonrasında gelişen komplikasyonlar: klinik olarak belirgin göz içi lens desantralizasyonu (2-%5); görme aksında opasifikasyon, (3-%7,5); göz içi lens dislokasyonu, (2-%5); ‘pupil capture', (1-%2,5), geçici ön kamara veya vitre hemorajisi, (5-%12,5), ve subkonjonktival hemoraji (6-%15) hastada izlendi.
Sonuç: Önceden geçirdikleri katarakt cerrahisi sonrası afak olan olgularda arka kamara göz içi lens implantasyonu, cerrahi sonrası görmeyi etkileyen kalıcı bir komplikasyonun görülmemesi nedeniyle güvenilir ve başarılı bir tedavi seçeneği olacağı görüşündeyiz.Amaç: Bu çalışmada önceden geçirilmiş katarakt cerrahisinde afak bırakılmış olgularda sekonder arka kamara göz içi lens implantasyonu sonuçlarımızı sunmak amaçlanmıştır.
Gereç ve Yöntem: Ocak 2002 ile Aralık 2003 tarihleri arasında afaki nedeniyle kliniğimize başvuran 35 hastanın 40 gözü çalışma kapsamına alındı. Hastaların tümüne sekonder arka kamara göz içi lens implantasyonu uygulandı. Hastalar ameliyat öncesi ve sonrası görme keskinliği, refraksiyon, göz içi basıncı değişimleri ve lens pozisyonu açısından değerlendirildi.
Bulgular: Hastaların (17 erkek, 18 bayan) yaşları ortalama 43,3±23,59 idi. 40 gözün 8'de arka kapsül desteği yeterli, 32'de yetersiz idi. Arka kapsül desteği yetersiz olanlara skleraya sütürlü, diğerlerine ise sulkusa göz içi lens implantasyonu uygulandı. Hastaların ameliyat öncesi düzeltilmiş en iyi görme keskinlikleri 0,29±0,22 iken, ameliyat sonrası ise 0,5±0,29 idi. Ameliyat öncesi göz içi basıncı 14,75±2,08 mmHg iken, ameliyat sonrası ise 15,93±1,73 mmHg idi. Ameliyat öncesi sferik eşdeğer 10±1,36 iken, ameliyat sonrası ise 1,82±0,85 idi. Cerrahi sonrasında gelişen komplikasyonlar: klinik olarak belirgin göz içi lens desantralizasyonu (2-%5); görme aksında opasifikasyon, (3-%7,5); göz içi lens dislokasyonu, (2-%5); ‘pupil capture', (1-%2,5), geçici ön kamara veya vitre hemorajisi, (5-%12,5), ve subkonjonktival hemoraji (6-%15) hastada izlendi.
Sonuç: Önceden geçirdikleri katarakt cerrahisi sonrası afak olan olgularda arka kamara göz içi lens implantasyonu, cerrahi sonrası görmeyi etkileyen kalıcı bir komplikasyonun görülmemesi nedeniyle güvenilir ve başarılı bir tedavi seçeneği olacağı görüşündeyiz.Amaç: Bu çalışmada önceden geçirilmiş katarakt cerrahisinde afak bırakılmış olgularda sekonder arka kamara göz içi lens implantasyonu sonuçlarımızı sunmak amaçlanmıştır.
Gereç ve Yöntem: Ocak 2002 ile Aralık 2003 tarihleri arasında afaki nedeniyle kliniğimize başvuran 35 hastanın 40 gözü çalışma kapsamına alındı. Hastaların tümüne sekonder arka kamara göz içi lens implantasyonu uygulandı. Hastalar ameliyat öncesi ve sonrası görme keskinliği, refraksiyon, göz içi basıncı değişimleri ve lens pozisyonu açısından değerlendirildi.
Bulgular: Hastaların (17 erkek, 18 bayan) yaşları ortalama 43,3±23,59 idi. 40 gözün 8'de arka kapsül desteği yeterli, 32'de yetersiz idi. Arka kapsül desteği yetersiz olanlara skleraya sütürlü, diğerlerine ise sulkusa göz içi lens implantasyonu uygulandı. Hastaların ameliyat öncesi düzeltilmiş en iyi görme keskinlikleri 0,29±0,22 iken, ameliyat sonrası ise 0,5±0,29 idi. Ameliyat öncesi göz içi basıncı 14,75±2,08 mmHg iken, ameliyat sonrası ise 15,93±1,73 mmHg idi. Ameliyat öncesi sferik eşdeğer 10±1,36 iken, ameliyat sonrası ise 1,82±0,85 idi. Cerrahi sonrasında gelişen komplikasyonlar: klinik olarak belirgin göz içi lens desantralizasyonu (2-%5); görme aksında opasifikasyon, (3-%7,5); göz içi lens dislokasyonu, (2-%5); ‘pupil capture', (1-%2,5), geçici ön kamara veya vitre hemorajisi, (5-%12,5), ve subkonjonktival hemoraji (6-%15) hastada izlendi.
Sonuç: Önceden geçirdikleri katarakt cerrahisi sonrası afak olan olgularda arka kamara göz içi lens implantasyonu, cerrahi sonrası görmeyi etkileyen kalıcı bir komplikasyonun görülmemesi nedeniyle güvenilir ve başarılı bir tedavi seçeneği olacağı görüşündeyiz.Amaç: Bu çalışmada önceden geçirilmiş katarakt cerrahisinde afak bırakılmış olgularda sekonder arka kamara göz içi lens implantasyonu sonuçlarımızı sunmak amaçlanmıştır.
Gereç ve Yöntem: Ocak 2002 ile Aralık 2003 tarihleri arasında afaki nedeniyle kliniğimize başvuran 35 hastanın 40 gözü çalışma kapsamına alındı. Hastaların tümüne sekonder arka kamara göz içi lens implantasyonu uygulandı. Hastalar ameliyat öncesi ve sonrası görme keskinliği, refraksiyon, göz içi basıncı değişimleri ve lens pozisyonu açısından değerlendirildi.
Bulgular: Hastaların (17 erkek, 18 bayan) yaşları ortalama 43,3±23,59 idi. 40 gözün 8'de arka kapsül desteği yeterli, 32'de yetersiz idi. Arka kapsül desteği yetersiz olanlara skleraya sütürlü, diğerlerine ise sulkusa göz içi lens implantasyonu uygulandı. Hastaların ameliyat öncesi düzeltilmiş en iyi görme keskinlikleri 0,29±0,22 iken, ameliyat sonrası ise 0,5±0,29 idi. Ameliyat öncesi göz içi basıncı 14,75±2,08 mmHg iken, ameliyat sonrası ise 15,93±1,73 mmHg idi. Ameliyat öncesi sferik eşdeğer 10±1,36 iken, ameliyat sonrası ise 1,82±0,85 idi. Cerrahi sonrasında gelişen komplikasyonlar: klinik olarak belirgin göz içi lens desantralizasyonu (2-%5); görme aksında opasifikasyon, (3-%7,5); göz içi lens dislokasyonu, (2-%5); ‘pupil capture', (1-%2,5), geçici ön kamara veya vitre hemorajisi, (5-%12,5), ve subkonjonktival hemoraji (6-%15) hastada izlendi.
Sonuç: Önceden geçirdikleri katarakt cerrahisi sonrası afak olan olgularda arka kamara göz içi lens implantasyonu, cerrahi sonrası görmeyi etkileyen kalıcı bir komplikasyonun görülmemesi nedeniyle güvenilir ve başarılı bir tedavi seçeneği olacağı görüşündeyiz.Amaç: Bu çalışmada önceden geçirilmiş katarakt cerrahisinde afak bırakılmış olgularda sekonder arka kamara göz içi lens implantasyonu sonuçlarımızı sunmak amaçlanmıştır.
Gereç ve Yöntem: Ocak 2002 ile Aralık 2003 tarihleri arasında afaki nedeniyle kliniğimize başvuran 35 hastanın 40 gözü çalışma kapsamına alındı. Hastaların tümüne sekonder arka kamara göz içi lens implantasyonu uygulandı. Hastalar ameliyat öncesi ve sonrası görme keskinliği, refraksiyon, göz içi basıncı değişimleri ve lens pozisyonu açısından değerlendirildi.
Bulgular: Hastaların (17 erkek, 18 bayan) yaşları ortalama 43,3±23,59 idi. 40 gözün 8'de arka kapsül desteği yeterli, 32'de yetersiz idi. Arka kapsül desteği yetersiz olanlara skleraya sütürlü, diğerlerine ise sulkusa göz içi lens implantasyonu uygulandı. Hastaların ameliyat öncesi düzeltilmiş en iyi görme keskinlikleri 0,29±0,22 iken, ameliyat sonrası ise 0,5±0,29 idi. Ameliyat öncesi göz içi basıncı 14,75±2,08 mmHg iken, ameliyat sonrası ise 15,93±1,73 mmHg idi. Ameliyat öncesi sferik eşdeğer 10±1,36 iken, ameliyat sonrası ise 1,82±0,85 idi. Cerrahi sonrasında gelişen komplikasyonlar: klinik olarak belirgin göz içi lens desantralizasyonu (2-%5); görme aksında opasifikasyon, (3-%7,5); göz içi lens dislokasyonu, (2-%5); ‘pupil capture', (1-%2,5), geçici ön kamara veya vitre hemorajisi, (5-%12,5), ve subkonjonktival hemoraji (6-%15) hastada izlendi.
Sonuç: Önceden geçirdikleri katarakt cerrahisi sonrası afak olan olgularda arka kamara göz içi lens implantasyonu, cerrahi sonrası görmeyi etkileyen kalıcı bir komplikasyonun görülmemesi nedeniyle güvenilir ve başarılı bir tedavi seçeneği olacağı görüşündeyiz.Amaç: Bu çalışmada önceden geçirilmiş katarakt cerrahisinde afak bırakılmış olgularda sekonder arka kamara göz içi lens implantasyonu sonuçlarımızı sunmak amaçlanmıştır.
Gereç ve Yöntem: Ocak 2002 ile Aralık 2003 tarihleri arasında afaki nedeniyle kliniğimize başvuran 35 hastanın 40 gözü çalışma kapsamına alındı. Hastaların tümüne sekonder arka kamara göz içi lens implantasyonu uygulandı. Hastalar ameliyat öncesi ve sonrası görme keskinliği, refraksiyon, göz içi basıncı değişimleri ve lens pozisyonu açısından değerlendirildi.
Bulgular: Hastaların (17 erkek, 18 bayan) yaşları ortalama 43,3±23,59 idi. 40 gözün 8'de arka kapsül desteği yeterli, 32'de yetersiz idi. Arka kapsül desteği yetersiz olanlara skleraya sütürlü, diğerlerine ise sulkusa göz içi lens implantasyonu uygulandı. Hastaların ameliyat öncesi düzeltilmiş en iyi görme keskinlikleri 0,29±0,22 iken, ameliyat sonrası ise 0,5±0,29 idi. Ameliyat öncesi göz içi basıncı 14,75±2,08 mmHg iken, ameliyat sonrası ise 15,93±1,73 mmHg idi. Ameliyat öncesi sferik eşdeğer 10±1,36 iken, ameliyat sonrası ise 1,82±0,85 idi. Cerrahi sonrasında gelişen komplikasyonlar: klinik olarak belirgin göz içi lens desantralizasyonu (2-%5); görme aksında opasifikasyon, (3-%7,5); göz içi lens dislokasyonu, (2-%5); ‘pupil capture', (1-%2,5), geçici ön kamara veya vitre hemorajisi, (5-%12,5), ve subkonjonktival hemoraji (6-%15) hastada izlendi.
Sonuç: Önceden geçirdikleri katarakt cerrahisi sonrası afak olan olgularda arka kamara göz içi lens implantasyonu, cerrahi sonrası görmeyi etkileyen kalıcı bir komplikasyonun görülmemesi nedeniyle güvenilir ve başarılı bir tedavi seçeneği olacağı görüşündeyiz.Amaç: Bu çalışmada önceden geçirilmiş katarakt cerrahisinde afak bırakılmış olgularda sekonder arka kamara göz içi lens implantasyonu sonuçlarımızı sunmak amaçlanmıştır.
Gereç ve Yöntem: Ocak 2002 ile Aralık 2003 tarihleri arasında afaki nedeniyle kliniğimize başvuran 35 hastanın 40 gözü çalışma kapsamına alındı. Hastaların tümüne sekonder arka kamara göz içi lens implantasyonu uygulandı. Hastalar ameliyat öncesi ve sonrası görme keskinliği, refraksiyon, göz içi basıncı değişimleri ve lens pozisyonu açısından değerlendirildi.
Bulgular: Hastaların (17 erkek, 18 bayan) yaşları ortalama 43,3±23,59 idi. 40 gözün 8'de arka kapsül desteği yeterli, 32'de yetersiz idi. Arka kapsül desteği yetersiz olanlara skleraya sütürlü, diğerlerine ise sulkusa göz içi lens implantasyonu uygulandı. Hastaların ameliyat öncesi düzeltilmiş en iyi görme keskinlikleri 0,29±0,22 iken, ameliyat sonrası ise 0,5±0,29 idi. Ameliyat öncesi göz içi basıncı 14,75±2,08 mmHg iken, ameliyat sonrası ise 15,93±1,73 mmHg idi. Ameliyat öncesi sferik eşdeğer 10±1,36 iken, ameliyat sonrası ise 1,82±0,85 idi. Cerrahi sonrasında gelişen komplikasyonlar: klinik olarak belirgin göz içi lens desantralizasyonu (2-%5); görme aksında opasifikasyon, (3-%7,5); göz içi lens dislokasyonu, (2-%5); ‘pupil capture', (1-%2,5), geçici ön kamara veya vitre hemorajisi, (5-%12,5), ve subkonjonktival hemoraji (6-%15) hastada izlendi.
Sonuç: Önceden geçirdikleri katarakt cerrahisi sonrası afak olan olgularda arka kamara göz içi lens implantasyonu, cerrahi sonrası görmeyi etkileyen kalıcı bir komplikasyonun görülmemesi nedeniyle güvenilir ve başarılı bir tedavi seçeneği olacağı görüşündeyiz.
Gereç ve Yöntem: Ocak 2002 ile Aralık 2003 tarihleri arasında afaki nedeniyle kliniğimize başvuran 35 hastanın 40 gözü çalışma kapsamına alındı. Hastaların tümüne sekonder arka kamara göz içi lens implantasyonu uygulandı. Hastalar ameliyat öncesi ve sonrası görme keskinliği, refraksiyon, göz içi basıncı değişimleri ve lens pozisyonu açısından değerlendirildi.
Bulgular: Hastaların (17 erkek, 18 bayan) yaşları ortalama 43,3±23,59 idi. 40 gözün 8'de arka kapsül desteği yeterli, 32'de yetersiz idi. Arka kapsül desteği yetersiz olanlara skleraya sütürlü, diğerlerine ise sulkusa göz içi lens implantasyonu uygulandı. Hastaların ameliyat öncesi düzeltilmiş en iyi görme keskinlikleri 0,29±0,22 iken, ameliyat sonrası ise 0,5±0,29 idi. Ameliyat öncesi göz içi basıncı 14,75±2,08 mmHg iken, ameliyat sonrası ise 15,93±1,73 mmHg idi. Ameliyat öncesi sferik eşdeğer 10±1,36 iken, ameliyat sonrası ise 1,82±0,85 idi. Cerrahi sonrasında gelişen komplikasyonlar: klinik olarak belirgin göz içi lens desantralizasyonu (2-%5); görme aksında opasifikasyon, (3-%7,5); göz içi lens dislokasyonu, (2-%5); ‘pupil capture', (1-%2,5), geçici ön kamara veya vitre hemorajisi, (5-%12,5), ve subkonjonktival hemoraji (6-%15) hastada izlendi.
Sonuç: Önceden geçirdikleri katarakt cerrahisi sonrası afak olan olgularda arka kamara göz içi lens implantasyonu, cerrahi sonrası görmeyi etkileyen kalıcı bir komplikasyonun görülmemesi nedeniyle güvenilir ve başarılı bir tedavi seçeneği olacağı görüşündeyiz.Amaç: Bu çalışmada önceden geçirilmiş katarakt cerrahisinde afak bırakılmış olgularda sekonder arka kamara göz içi lens implantasyonu sonuçlarımızı sunmak amaçlanmıştır.
Gereç ve Yöntem: Ocak 2002 ile Aralık 2003 tarihleri arasında afaki nedeniyle kliniğimize başvuran 35 hastanın 40 gözü çalışma kapsamına alındı. Hastaların tümüne sekonder arka kamara göz içi lens implantasyonu uygulandı. Hastalar ameliyat öncesi ve sonrası görme keskinliği, refraksiyon, göz içi basıncı değişimleri ve lens pozisyonu açısından değerlendirildi.
Bulgular: Hastaların (17 erkek, 18 bayan) yaşları ortalama 43,3±23,59 idi. 40 gözün 8'de arka kapsül desteği yeterli, 32'de yetersiz idi. Arka kapsül desteği yetersiz olanlara skleraya sütürlü, diğerlerine ise sulkusa göz içi lens implantasyonu uygulandı. Hastaların ameliyat öncesi düzeltilmiş en iyi görme keskinlikleri 0,29±0,22 iken, ameliyat sonrası ise 0,5±0,29 idi. Ameliyat öncesi göz içi basıncı 14,75±2,08 mmHg iken, ameliyat sonrası ise 15,93±1,73 mmHg idi. Ameliyat öncesi sferik eşdeğer 10±1,36 iken, ameliyat sonrası ise 1,82±0,85 idi. Cerrahi sonrasında gelişen komplikasyonlar: klinik olarak belirgin göz içi lens desantralizasyonu (2-%5); görme aksında opasifikasyon, (3-%7,5); göz içi lens dislokasyonu, (2-%5); ‘pupil capture', (1-%2,5), geçici ön kamara veya vitre hemorajisi, (5-%12,5), ve subkonjonktival hemoraji (6-%15) hastada izlendi.
Sonuç: Önceden geçirdikleri katarakt cerrahisi sonrası afak olan olgularda arka kamara göz içi lens implantasyonu, cerrahi sonrası görmeyi etkileyen kalıcı bir komplikasyonun görülmemesi nedeniyle güvenilir ve başarılı bir tedavi seçeneği olacağı görüşündeyiz.Amaç: Bu çalışmada önceden geçirilmiş katarakt cerrahisinde afak bırakılmış olgularda sekonder arka kamara göz içi lens implantasyonu sonuçlarımızı sunmak amaçlanmıştır.
Gereç ve Yöntem: Ocak 2002 ile Aralık 2003 tarihleri arasında afaki nedeniyle kliniğimize başvuran 35 hastanın 40 gözü çalışma kapsamına alındı. Hastaların tümüne sekonder arka kamara göz içi lens implantasyonu uygulandı. Hastalar ameliyat öncesi ve sonrası görme keskinliği, refraksiyon, göz içi basıncı değişimleri ve lens pozisyonu açısından değerlendirildi.
Bulgular: Hastaların (17 erkek, 18 bayan) yaşları ortalama 43,3±23,59 idi. 40 gözün 8'de arka kapsül desteği yeterli, 32'de yetersiz idi. Arka kapsül desteği yetersiz olanlara skleraya sütürlü, diğerlerine ise sulkusa göz içi lens implantasyonu uygulandı. Hastaların ameliyat öncesi düzeltilmiş en iyi görme keskinlikleri 0,29±0,22 iken, ameliyat sonrası ise 0,5±0,29 idi. Ameliyat öncesi göz içi basıncı 14,75±2,08 mmHg iken, ameliyat sonrası ise 15,93±1,73 mmHg idi. Ameliyat öncesi sferik eşdeğer 10±1,36 iken, ameliyat sonrası ise 1,82±0,85 idi. Cerrahi sonrasında gelişen komplikasyonlar: klinik olarak belirgin göz içi lens desantralizasyonu (2-%5); görme aksında opasifikasyon, (3-%7,5); göz içi lens dislokasyonu, (2-%5); ‘pupil capture', (1-%2,5), geçici ön kamara veya vitre hemorajisi, (5-%12,5), ve subkonjonktival hemoraji (6-%15) hastada izlendi.
Sonuç: Önceden geçirdikleri katarakt cerrahisi sonrası afak olan olgularda arka kamara göz içi lens implantasyonu, cerrahi sonrası görmeyi etkileyen kalıcı bir komplikasyonun görülmemesi nedeniyle güvenilir ve başarılı bir tedavi seçeneği olacağı görüşündeyiz.Amaç: Bu çalışmada önceden geçirilmiş katarakt cerrahisinde afak bırakılmış olgularda sekonder arka kamara göz içi lens implantasyonu sonuçlarımızı sunmak amaçlanmıştır.
Gereç ve Yöntem: Ocak 2002 ile Aralık 2003 tarihleri arasında afaki nedeniyle kliniğimize başvuran 35 hastanın 40 gözü çalışma kapsamına alındı. Hastaların tümüne sekonder arka kamara göz içi lens implantasyonu uygulandı. Hastalar ameliyat öncesi ve sonrası görme keskinliği, refraksiyon, göz içi basıncı değişimleri ve lens pozisyonu açısından değerlendirildi.
Bulgular: Hastaların (17 erkek, 18 bayan) yaşları ortalama 43,3±23,59 idi. 40 gözün 8'de arka kapsül desteği yeterli, 32'de yetersiz idi. Arka kapsül desteği yetersiz olanlara skleraya sütürlü, diğerlerine ise sulkusa göz içi lens implantasyonu uygulandı. Hastaların ameliyat öncesi düzeltilmiş en iyi görme keskinlikleri 0,29±0,22 iken, ameliyat sonrası ise 0,5±0,29 idi. Ameliyat öncesi göz içi basıncı 14,75±2,08 mmHg iken, ameliyat sonrası ise 15,93±1,73 mmHg idi. Ameliyat öncesi sferik eşdeğer 10±1,36 iken, ameliyat sonrası ise 1,82±0,85 idi. Cerrahi sonrasında gelişen komplikasyonlar: klinik olarak belirgin göz içi lens desantralizasyonu (2-%5); görme aksında opasifikasyon, (3-%7,5); göz içi lens dislokasyonu, (2-%5); ‘pupil capture', (1-%2,5), geçici ön kamara veya vitre hemorajisi, (5-%12,5), ve subkonjonktival hemoraji (6-%15) hastada izlendi.
Sonuç: Önceden geçirdikleri katarakt cerrahisi sonrası afak olan olgularda arka kamara göz içi lens implantasyonu, cerrahi sonrası görmeyi etkileyen kalıcı bir komplikasyonun görülmemesi nedeniyle güvenilir ve başarılı bir tedavi seçeneği olacağı görüşündeyiz.Amaç: Bu çalışmada önceden geçirilmiş katarakt cerrahisinde afak bırakılmış olgularda sekonder arka kamara göz içi lens implantasyonu sonuçlarımızı sunmak amaçlanmıştır.
Gereç ve Yöntem: Ocak 2002 ile Aralık 2003 tarihleri arasında afaki nedeniyle kliniğimize başvuran 35 hastanın 40 gözü çalışma kapsamına alındı. Hastaların tümüne sekonder arka kamara göz içi lens implantasyonu uygulandı. Hastalar ameliyat öncesi ve sonrası görme keskinliği, refraksiyon, göz içi basıncı değişimleri ve lens pozisyonu açısından değerlendirildi.
Bulgular: Hastaların (17 erkek, 18 bayan) yaşları ortalama 43,3±23,59 idi. 40 gözün 8'de arka kapsül desteği yeterli, 32'de yetersiz idi. Arka kapsül desteği yetersiz olanlara skleraya sütürlü, diğerlerine ise sulkusa göz içi lens implantasyonu uygulandı. Hastaların ameliyat öncesi düzeltilmiş en iyi görme keskinlikleri 0,29±0,22 iken, ameliyat sonrası ise 0,5±0,29 idi. Ameliyat öncesi göz içi basıncı 14,75±2,08 mmHg iken, ameliyat sonrası ise 15,93±1,73 mmHg idi. Ameliyat öncesi sferik eşdeğer 10±1,36 iken, ameliyat sonrası ise 1,82±0,85 idi. Cerrahi sonrasında gelişen komplikasyonlar: klinik olarak belirgin göz içi lens desantralizasyonu (2-%5); görme aksında opasifikasyon, (3-%7,5); göz içi lens dislokasyonu, (2-%5); ‘pupil capture', (1-%2,5), geçici ön kamara veya vitre hemorajisi, (5-%12,5), ve subkonjonktival hemoraji (6-%15) hastada izlendi.
Sonuç: Önceden geçirdikleri katarakt cerrahisi sonrası afak olan olgularda arka kamara göz içi lens implantasyonu, cerrahi sonrası görmeyi etkileyen kalıcı bir komplikasyonun görülmemesi nedeniyle güvenilir ve başarılı bir tedavi seçeneği olacağı görüşündeyiz.Amaç: Bu çalışmada önceden geçirilmiş katarakt cerrahisinde afak bırakılmış olgularda sekonder arka kamara göz içi lens implantasyonu sonuçlarımızı sunmak amaçlanmıştır.
Gereç ve Yöntem: Ocak 2002 ile Aralık 2003 tarihleri arasında afaki nedeniyle kliniğimize başvuran 35 hastanın 40 gözü çalışma kapsamına alındı. Hastaların tümüne sekonder arka kamara göz içi lens implantasyonu uygulandı. Hastalar ameliyat öncesi ve sonrası görme keskinliği, refraksiyon, göz içi basıncı değişimleri ve lens pozisyonu açısından değerlendirildi.
Bulgular: Hastaların (17 erkek, 18 bayan) yaşları ortalama 43,3±23,59 idi. 40 gözün 8'de arka kapsül desteği yeterli, 32'de yetersiz idi. Arka kapsül desteği yetersiz olanlara skleraya sütürlü, diğerlerine ise sulkusa göz içi lens implantasyonu uygulandı. Hastaların ameliyat öncesi düzeltilmiş en iyi görme keskinlikleri 0,29±0,22 iken, ameliyat sonrası ise 0,5±0,29 idi. Ameliyat öncesi göz içi basıncı 14,75±2,08 mmHg iken, ameliyat sonrası ise 15,93±1,73 mmHg idi. Ameliyat öncesi sferik eşdeğer 10±1,36 iken, ameliyat sonrası ise 1,82±0,85 idi. Cerrahi sonrasında gelişen komplikasyonlar: klinik olarak belirgin göz içi lens desantralizasyonu (2-%5); görme aksında opasifikasyon, (3-%7,5); göz içi lens dislokasyonu, (2-%5); ‘pupil capture', (1-%2,5), geçici ön kamara veya vitre hemorajisi, (5-%12,5), ve subkonjonktival hemoraji (6-%15) hastada izlendi.
Sonuç: Önceden geçirdikleri katarakt cerrahisi sonrası afak olan olgularda arka kamara göz içi lens implantasyonu, cerrahi sonrası görmeyi etkileyen kalıcı bir komplikasyonun görülmemesi nedeniyle güvenilir ve başarılı bir tedavi seçeneği olacağı görüşündeyiz.Amaç: Bu çalışmada önceden geçirilmiş katarakt cerrahisinde afak bırakılmış olgularda sekonder arka kamara göz içi lens implantasyonu sonuçlarımızı sunmak amaçlanmıştır.
Gereç ve Yöntem: Ocak 2002 ile Aralık 2003 tarihleri arasında afaki nedeniyle kliniğimize başvuran 35 hastanın 40 gözü çalışma kapsamına alındı. Hastaların tümüne sekonder arka kamara göz içi lens implantasyonu uygulandı. Hastalar ameliyat öncesi ve sonrası görme keskinliği, refraksiyon, göz içi basıncı değişimleri ve lens pozisyonu açısından değerlendirildi.
Bulgular: Hastaların (17 erkek, 18 bayan) yaşları ortalama 43,3±23,59 idi. 40 gözün 8'de arka kapsül desteği yeterli, 32'de yetersiz idi. Arka kapsül desteği yetersiz olanlara skleraya sütürlü, diğerlerine ise sulkusa göz içi lens implantasyonu uygulandı. Hastaların ameliyat öncesi düzeltilmiş en iyi görme keskinlikleri 0,29±0,22 iken, ameliyat sonrası ise 0,5±0,29 idi. Ameliyat öncesi göz içi basıncı 14,75±2,08 mmHg iken, ameliyat sonrası ise 15,93±1,73 mmHg idi. Ameliyat öncesi sferik eşdeğer 10±1,36 iken, ameliyat sonrası ise 1,82±0,85 idi. Cerrahi sonrasında gelişen komplikasyonlar: klinik olarak belirgin göz içi lens desantralizasyonu (2-%5); görme aksında opasifikasyon, (3-%7,5); göz içi lens dislokasyonu, (2-%5); ‘pupil capture', (1-%2,5), geçici ön kamara veya vitre hemorajisi, (5-%12,5), ve subkonjonktival hemoraji (6-%15) hastada izlendi.
Sonuç: Önceden geçirdikleri katarakt cerrahisi sonrası afak olan olgularda arka kamara göz içi lens implantasyonu, cerrahi sonrası görmeyi etkileyen kalıcı bir komplikasyonun görülmemesi nedeniyle güvenilir ve başarılı bir tedavi seçeneği olacağı görüşündeyiz.Amaç: Bu çalışmada önceden geçirilmiş katarakt cerrahisinde afak bırakılmış olgularda sekonder arka kamara göz içi lens implantasyonu sonuçlarımızı sunmak amaçlanmıştır.
Gereç ve Yöntem: Ocak 2002 ile Aralık 2003 tarihleri arasında afaki nedeniyle kliniğimize başvuran 35 hastanın 40 gözü çalışma kapsamına alındı. Hastaların tümüne sekonder arka kamara göz içi lens implantasyonu uygulandı. Hastalar ameliyat öncesi ve sonrası görme keskinliği, refraksiyon, göz içi basıncı değişimleri ve lens pozisyonu açısından değerlendirildi.
Bulgular: Hastaların (17 erkek, 18 bayan) yaşları ortalama 43,3±23,59 idi. 40 gözün 8'de arka kapsül desteği yeterli, 32'de yetersiz idi. Arka kapsül desteği yetersiz olanlara skleraya sütürlü, diğerlerine ise sulkusa göz içi lens implantasyonu uygulandı. Hastaların ameliyat öncesi düzeltilmiş en iyi görme keskinlikleri 0,29±0,22 iken, ameliyat sonrası ise 0,5±0,29 idi. Ameliyat öncesi göz içi basıncı 14,75±2,08 mmHg iken, ameliyat sonrası ise 15,93±1,73 mmHg idi. Ameliyat öncesi sferik eşdeğer 10±1,36 iken, ameliyat sonrası ise 1,82±0,85 idi. Cerrahi sonrasında gelişen komplikasyonlar: klinik olarak belirgin göz içi lens desantralizasyonu (2-%5); görme aksında opasifikasyon, (3-%7,5); göz içi lens dislokasyonu, (2-%5); ‘pupil capture', (1-%2,5), geçici ön kamara veya vitre hemorajisi, (5-%12,5), ve subkonjonktival hemoraji (6-%15) hastada izlendi.
Sonuç: Önceden geçirdikleri katarakt cerrahisi sonrası afak olan olgularda arka kamara göz içi lens implantasyonu, cerrahi sonrası görmeyi etkileyen kalıcı bir komplikasyonun görülmemesi nedeniyle güvenilir ve başarılı bir tedavi seçeneği olacağı görüşündeyiz.
Beğenin
Yazan Uzman
|
Makale Kütüphanemizden | ||||
|
Sitemizde yer alan döküman ve yazılar uzman üyelerimiz tarafından hazırlanmış ve pek çoğu bilimsel düzeyde yapılmış çalışmalar olduğundan güvenilir mahiyette eserlerdir. Bununla birlikte TavsiyeEdiyorum.com sitesi ve çalışma sahipleri, yazıların içerdiği bilgilerin güvenilirliği veya güncelliği konusunda hukuki bir güvence vermezler. Sitemizde yayınlanan yazılar bilgi amaçlı kaleme alınmış ve profesyonellere yönelik olarak
hazırlanmıştır. Site ziyaretçilerimizin o meslekle ilgili bir uzmanla görüşmeden, yazı içindeki bilgileri kendi başlarına kullanmamaları gerekmektedir. Yazıların telif hakkı tamamen yazarlarına aittir, eserler sahiplerinin muvaffakatı olmadan hiçbir suretle çoğaltılamaz, başka bir
yerde kullanılamaz, kopyala yapıştır yöntemiyle başka mecralara aktarılamaz. Sitemizde yer alan herhangi bir yazı başkasına ait telif haklarını ihlal ediyor, intihal içeriyor veya yazarın mensubu bulunduğu mesleğin meslek için etik kurallarına aykırılıklar taşıyorsa, yazının kaldırılabilmesi için site yönetimimize bilgi verilmelidir.