2007'den Bugüne 92,301 Tavsiye, 28,216 Uzman ve 19,976 Bilimsel Makale
Site İçi Arama
Yeni Tavsiye Ekleyin!



“ertesi Durakların Kesilmemiş Biletleri”
YAZI #1794 © Yazan Psk.Nevhan VAROL | Yayın Ağustos 2013
“Hep aynı durakta iniyordu. Nereye giderse gitsin, aynı durakta inmek sanki hep hareket etmek ama hiç ilerlememek gibiydi.Her seferinde aynı sokaklarda gezip, bilmediği sokaklara, kentlere, binalara girmeyi bir sonraki yolculuğa bırakıyordu. ”
Hayatta kalmak ile yaşamak arasında bir fark olmalı. Elimizdekilerle idare etmek, onları ekonomik kullanmak aslında sadece hayatta kalmaktır. Alıştığımız düzeni bozmadan, bu düzen içindekilerin yoksunluğunu çekmemek üzerine kurulan bir hayat ne kadar yaşanılasıdır? Böyle yaparak, sadece kaybetmekten korktuğumuz çeperimizi korurken, o çeperin içinde patlayıp, gelişecek nice tohumların serpilmesini, çiçeklenmesini, üreme ve üretmesini baltaladığımızı fark etmeden, tüketiriz zamanımızı. Gelişmeden, geliştirmeden. Yitirme kaygısı yüzünden, yiterek. Bir gaz lambasını idareli kullanarak, odamızdaki ışığın kaybolmasını engellemek istemek gibidir hayatta kalmak. Oysa, merak etmek, aramak, çalışmak, üretmek ve bulmaktır; hayat. Işığı, gazlı bir ipin ucundan, havası alınmış bir cam fanusun içinde titretme sürecine yapılan yolculuktur; yaşamak. Tüm yoksunluklarımız ve çaresizliğimiz içinden bir imkan, bir seçenek, bir yol, bir ışık bulmaktır. Üretmek ve devinmektir.
“Ne kadar çok korktuğunu anladı aslında yolculuk etmekten, bu kadar çok isterken. ‘Gidipte bulamamaktan değil, dönüpte bulamamaktan’ dediği gibi yazarın, döndüğünde kaybedeceklerinden kortuğu için ertelediğini anladı. O yüzdendi hep yola çıkması ama hiç yolcu olmaması. Kendini yola çıkarak inandırıyor ama aynı durakta inerek kandırıyordu. Ertesi durakların kesilmemiş biletlerini biriktiriyordu.”
Ne zaman karar verdik olduğumuz yerde saymaya? Ne zamana kadar, bize gidebilirsin diye bakan gözler için bekleyeceğiz? Kendi gözümüzle gördüğümüz, merak ettiğimiz bu dünyada yaşamak için daha ne kadar ve kimden bekleyeceğiz izin almayı?
Kimbilir, kaç dosya birikti her birimizin kişisel tarihinde? Her dosyanın içinde bitmemiş işler, yarım kalmış projeler, hayal edilmiş ama hedeflenmemiş istekler, söylenmemiş sözler, yaşanmamış ilişkiler, doğmamış çocuklar, gıpta ettiğimiz ama güdük bıraktığımız kadınlık ve erkeklik suretleri, verilmiş ama yerine getirilmemiş sözler, yazılmamış yazılar, gidilmemiş ülkeler, aranmayan arkadaşlar, akrabalar, eşler, dostlar... “Daha var nasılsa, hele bugün de geçsin yarın yaparım” dediğimiz, nelerimiz var? Zorlanmaktan, yorulmaktan, red edilmekten, sorumluluk almaktan, aldığımız sorumlulukların sonuçlarını göğüslemek cesaretinden kaçmak ve şu anın keyfini kaçırmamak için nasıl da salıvermişizdir kendimizi. Şu rehavet çukuru içinde, sıkışıp, uyuşup, sızıp ertesi gün bir iç sıkıntısıyla uyanmadığımız kaç gün vardır? İpliğimiz pazara çıkmadan, üstünü inandırıcı bir sürü bahane ile duyanlara, görenlere kendimizi aklamaya çalışırken, aslında kendimizden kaçtığımızı yakaladığımız kaç an, kaç gün, kaç yıl var arkamızda? Ya önümüde ?
“Günahlarını Tanrı değil, sen affetmeyeceksin. Kendine yaptıklarının cezasını bir ömür boyu peşinden koşan mahşerin atlılarından kaçarak çekeceksin. Sen ertelediğin kadarsın. Sen ertelediğin herşeyin toplamısın. Sen kendi yaşamının boynuna ilmik geçiren, kendini bilmez cellatsın. Bu repliklerle uyandı, kapalı gözler sinemasından, içi soru işaretleri ile dolu. Yüzünü yıkarken baktığı suretinde, aklına biriktirdiği biletler geldi. İçinden rastgele birini seçti ve bavulunu hazırladı. Artık yolcuydu.”
Harekete geçmek... Hem de kendiliğinden... Birinin desteğini, sopasını hissetmeden.. Ne zaman bu hareketlenmenin sınırına gelsek duyduğumuz korku, suçluluk, boşluk, hiçlik, çaresizlik ve depresyon duyguları. Bunlarla başa çıkamayınca harekete geçmek yerine vazgeçmek ya da ertelemek... Vazgeçmenin dayanılmaz rahatlığını yaşarken, bağımsız ve özerk sınırlarımızdan lime lime devrettiğimiz topraklar, kaybettiğimiz kaleler, ödediğimiz bedeller. Zordur, oyundan çıkmak. Öğrendiğimiz ve hayatta kalmamızı sağlayan kuralları red etmek, bize biçilen rollerin içinden sıyrılmak. Bağımsız filmler için ne kadar zorsa bütçe bulmak bir yönetmene, o kadar zordur kendi senaryosunu yazmak hayatın içine.
Artık o çocuk zihnimizle verdiğimiz kararı değiştirme zamanı, değil mi ahali? Artık yapmamız gerekenlerin değil “yaşama”nın zamanı, ahali. Ve artık, yolcu yolunda gerek, ahali. Yoksa iki elimiz yakamızdan düşmeyecek ömür boyu, ertelediklerimizin rehavetinin gölgesinde.

“nereye gittiğini bilmiyordu
içi sıkkın hazırlandı
nesi varsa aldı geçmişten
şu andan
kafasının içine tıktı, bavulunu tıkıştırır gibi
nereye gittiğini bilmiyordu
sadece vaktinden önce,
tren kalkmadan,
istasyonda olmalıydı
bineceği tren, hep aynı duraklardan geçecekti nasılsa
endişelenmesine gerek yoktu
arka kompartmanları geçti, geçmişini geride bırakır gibi
oturduğu kompartmanda yalnızdı
öndekiler ise tanımadıklarıyla doluydu
yabancı kalmamak için yalnız kaldı
geçmişini ve geleceğini barıştıramadı
ne arkasına baktı
ne önüne
öylece kaldı.
tren kalktı”
yabancı kalmamak için yalnız kaldı..
geçmişini ve geleceğini barıştıramadı...
ne arkasına baktı..
ne önüne..
öylece kaldı.
tren kalktı.

Nevhan Varol/ Mayıs-Haziran, 2013 Psikeart
     Beğenin    
Facebook'ta paylaş Twitter'da paylaş Linkin'de paylaş Pinterest'de paylaş Epostayla Paylaş
Yazan Uzman
Nevhan VAROL Fotoğraf
Psk.Nevhan VAROL
İstanbul
Psikolog
TavsiyeEdiyorum.com Üyesi10 kez tavsiye edildiİş Adresi Kayıtlı
Makale Kütüphanemizden
İlgili Makaleler Psk.Nevhan VAROL'un Makale ve Yazıları
TavsiyeEdiyorum.com Bilimsel Makaleler Kütüphanemizdeki 19,976 uzman makalesi arasında '“ertesi Durakların Kesilmemiş Biletleri”' başlığıyla eşleşen başka makale bulunamadı.
Sitemizde yer alan döküman ve yazılar uzman üyelerimiz tarafından hazırlanmış ve pek çoğu bilimsel düzeyde yapılmış çalışmalar olduğundan güvenilir mahiyette eserlerdir. Bununla birlikte TavsiyeEdiyorum.com sitesi ve çalışma sahipleri, yazıların içerdiği bilgilerin güvenilirliği veya güncelliği konusunda hukuki bir güvence vermezler. Sitemizde yayınlanan yazılar bilgi amaçlı kaleme alınmış ve profesyonellere yönelik olarak hazırlanmıştır. Site ziyaretçilerimizin o meslekle ilgili bir uzmanla görüşmeden, yazı içindeki bilgileri kendi başlarına kullanmamaları gerekmektedir. Yazıların telif hakkı tamamen yazarlarına aittir, eserler sahiplerinin muvaffakatı olmadan hiçbir suretle çoğaltılamaz, başka bir yerde kullanılamaz, kopyala yapıştır yöntemiyle başka mecralara aktarılamaz. Sitemizde yer alan herhangi bir yazı başkasına ait telif haklarını ihlal ediyor, intihal içeriyor veya yazarın mensubu bulunduğu mesleğin meslek için etik kurallarına aykırılıklar taşıyorsa, yazının kaldırılabilmesi için site yönetimimize bilgi verilmelidir.


22:17
Top