Anne - Babalara Üç - Beş Tavsiye
ANNE - BABALARA BAZI TAVSİYELER
Az önce otururken birden aklıma düşen üç - beş tavsiyeyi sizlerle paylaşmak istiyorum:
"Çocuklara "sonunda iyiler hep kazanır" ile biten masallar anlatmayın!
"İyiler her zaman kazanmaz yavrum; çünkü kazanmak her şey demek değildir. Bazen kaybetmek kazanmaktan daha hayırlıdır. Bu yüzden Allah bazen iyilerin kaybetmesine izin verir. Dürüst olup kaybetmek yalan ve dolanla kazanmaktan daha iyidir" deyin.
Böylece hem Allah'a itimatlarını kaybetmesinler hem de kaybetmeyi gözlerinde bu denli büyütüp uğrunda her değeri feda edecek bir zihniyetle inşa olmasınlar!
Çocuklarınıza bir şey alacağınız zaman "NE İSTİYORSUN" demeyin! "NEYE İHTİYACIN VAR" diye sorun! Böylece istek odaklı değil; ihtiyaç odaklı bir anlayış gelişsin!
Asla, "Yalan söyleme yavrum" demeyin! "Yalan söyleyebilirsin ama bunun mahcup olma, alışkanlık, günah türünden bazı bedelleri vardır yavrum" diye mesaj verin! Birincisi inandırıcı olmaz; diğeri daha gerçekçidir ve farkındalığını artırır!
Çocukların yanlışlarını yüzüne vurmayın! Çünkü çocuklar asla yanlış yapmazlar! Onlar için doğru - yanlış ayrımı yoktur; istemek ve istememek vardır sadece! Hele hele bunu başkalarının yanında asla yapmayın! Arsız ve yanlışlara karşı duyarsız ve duygusuz bir hale getirmiş olursunuz!
Çocuklarınızı psikoloğa ihtiyaç hisseden bir çocuk gibi algılamayın! İlla bir sorun var ve psikolog lazım diye düşünüyorsanız çocuğu okula bırakın; geçerken siz uğrayın psikoloğa zahmet olmazsa! Çünkü sorunlu çocuk yoktur; sorunlu anne baba vardır!
Çocuklarınızı bir kez suçlayıp eleştirdiyseniz en az beş kere takdir etmeye ve iltifat etmeye mecbursunuz demektir artık! Aksi halde hakları üzerinize geçer; alacaklı duruma gelirler. Siz de borçlu konumuna... "Yavrum, dürüstlüğünle, iyi niyetli oluşunla, sözünde durma huyunla gurur duyuyorum" deyin! Hem de sık sık! Velev ki böyle olmasa bile! Böyle olsun istiyorsanız böyle davranın! Böyle olmasın, olduğu gibi olmaya devam etsin diyorsanız bol bol eleştirin; suçlayın; hatta kızın onlara! (Bunu eşinize de yapın)
Çocuklarınıza asla sesinizi yükseltmeyin. Sadece sakin bir ses tonu ile ilgili davranışına karşılık bir ceza verin. Ceza yani mahrum bırakma! Böylece bağırıp çağırarak sonuca gitmeyi değil; kurallara uymayı öğrensin; bunu içselleştirsin! (Not: Süper Dadıya özenip de evi çilehaneye çevirmeyin)
Çocukları evinizde daha özgür bırakın; eviniz, hele hele odasını kışladaki koğuşa çevirmeyin! Siz evde pijamayla gezerken ondan gereksiz düzenlilik vs. beklemeyin! Sizin pijamayla vs. gezdiğiniz evde o da biraz haylazlık kılığıyla dolaşmak istiyor sadece! Evinde, kendi özgür alanında yaşadığını sık sık hissetmek istiyor! Tıpkı siz gibi.
Bir şey dediniz ve yapmadıysa hemen vazgeçin; tekrar tekrar söyleyerek bari sözünüze karşı onu iyice duyarsızlaştırmayın. Madem dediğinizi yapmadı; olsun, canı sağ olsun; hiç olmazsa sözünüzün ağırlığı azalmasın! Çünkü sözlerinizin tesirine daha çok ihtiyacınız olacak!
Az sözcükle ve net konuşun onlarla! Konuşmanızın gereği ne ise onu mutlaka yapın! Biri ruhunu daha az yorar diğeri ise karakteri sağlam çocuklar inşa eder!
Her gece 1 saat televizyonu kapatın; hep birlikte kitap okuyun!
Sık sık onun fikirlerini sorun, görüşlerini alın! Bu aileye bağlılığını artırır, aidiyet ve özsaygı duygusunu geliştirir!
Gerekli gereksiz canım, tatlı kızım vb. şekillerde hitap ederek bu sözcüklerin etkisine karşı onları hissizleştirmeyin! Bu sözleri yeri geldiğinde söyleyin; ucuza tüketmeyin! Çünkü onların bu ve benzeri sözlere sürekli ihtiyaçları olacak!
Düzenli harçlık verin! Ufak - tefek şeyleri bu harçlığıyla yani kendi parasıyla kendisinin almasını sağlayın! Krakeri, gofreti bile siz almayın; düzenli harçlığıyla kendisi alsın bu tür şeyleri...
Ödül olarak çikolata vs. almayın! Böylece yapay tatlılarla ilgili çok değerli gıdalar algısı inşa etmeyin beyinlerinde. Kayısı vb. doğal tatlılara alıştırın onları!
İstediğiniz yemekleri yemediğinde başka / yan yiyeceklerle takviye etmeyin! Gerekirse o öğünde aç kalsın! Böylece nitelikli acıkmasına fırsat tanıyın ki nitelikli beslenme ortaya çıkabilsin!
Dengeli ve düzenli beslenme adına ruhlarını boğmayın; iştahlarını iyice kovmayın! Zeka eşittir beslenme olsaydı Afrika'dan tek bir zeki insan çıkmazdı! Tüm zeki kişiler hep zengin aile çocukları olurdu!
Psikolog
İzzet Güllü
Az önce otururken birden aklıma düşen üç - beş tavsiyeyi sizlerle paylaşmak istiyorum:
"Çocuklara "sonunda iyiler hep kazanır" ile biten masallar anlatmayın!
"İyiler her zaman kazanmaz yavrum; çünkü kazanmak her şey demek değildir. Bazen kaybetmek kazanmaktan daha hayırlıdır. Bu yüzden Allah bazen iyilerin kaybetmesine izin verir. Dürüst olup kaybetmek yalan ve dolanla kazanmaktan daha iyidir" deyin.
Böylece hem Allah'a itimatlarını kaybetmesinler hem de kaybetmeyi gözlerinde bu denli büyütüp uğrunda her değeri feda edecek bir zihniyetle inşa olmasınlar!
Çocuklarınıza bir şey alacağınız zaman "NE İSTİYORSUN" demeyin! "NEYE İHTİYACIN VAR" diye sorun! Böylece istek odaklı değil; ihtiyaç odaklı bir anlayış gelişsin!
Asla, "Yalan söyleme yavrum" demeyin! "Yalan söyleyebilirsin ama bunun mahcup olma, alışkanlık, günah türünden bazı bedelleri vardır yavrum" diye mesaj verin! Birincisi inandırıcı olmaz; diğeri daha gerçekçidir ve farkındalığını artırır!
Çocukların yanlışlarını yüzüne vurmayın! Çünkü çocuklar asla yanlış yapmazlar! Onlar için doğru - yanlış ayrımı yoktur; istemek ve istememek vardır sadece! Hele hele bunu başkalarının yanında asla yapmayın! Arsız ve yanlışlara karşı duyarsız ve duygusuz bir hale getirmiş olursunuz!
Çocuklarınızı psikoloğa ihtiyaç hisseden bir çocuk gibi algılamayın! İlla bir sorun var ve psikolog lazım diye düşünüyorsanız çocuğu okula bırakın; geçerken siz uğrayın psikoloğa zahmet olmazsa! Çünkü sorunlu çocuk yoktur; sorunlu anne baba vardır!
Çocuklarınızı bir kez suçlayıp eleştirdiyseniz en az beş kere takdir etmeye ve iltifat etmeye mecbursunuz demektir artık! Aksi halde hakları üzerinize geçer; alacaklı duruma gelirler. Siz de borçlu konumuna... "Yavrum, dürüstlüğünle, iyi niyetli oluşunla, sözünde durma huyunla gurur duyuyorum" deyin! Hem de sık sık! Velev ki böyle olmasa bile! Böyle olsun istiyorsanız böyle davranın! Böyle olmasın, olduğu gibi olmaya devam etsin diyorsanız bol bol eleştirin; suçlayın; hatta kızın onlara! (Bunu eşinize de yapın)
Çocuklarınıza asla sesinizi yükseltmeyin. Sadece sakin bir ses tonu ile ilgili davranışına karşılık bir ceza verin. Ceza yani mahrum bırakma! Böylece bağırıp çağırarak sonuca gitmeyi değil; kurallara uymayı öğrensin; bunu içselleştirsin! (Not: Süper Dadıya özenip de evi çilehaneye çevirmeyin)
Çocukları evinizde daha özgür bırakın; eviniz, hele hele odasını kışladaki koğuşa çevirmeyin! Siz evde pijamayla gezerken ondan gereksiz düzenlilik vs. beklemeyin! Sizin pijamayla vs. gezdiğiniz evde o da biraz haylazlık kılığıyla dolaşmak istiyor sadece! Evinde, kendi özgür alanında yaşadığını sık sık hissetmek istiyor! Tıpkı siz gibi.
Bir şey dediniz ve yapmadıysa hemen vazgeçin; tekrar tekrar söyleyerek bari sözünüze karşı onu iyice duyarsızlaştırmayın. Madem dediğinizi yapmadı; olsun, canı sağ olsun; hiç olmazsa sözünüzün ağırlığı azalmasın! Çünkü sözlerinizin tesirine daha çok ihtiyacınız olacak!
Az sözcükle ve net konuşun onlarla! Konuşmanızın gereği ne ise onu mutlaka yapın! Biri ruhunu daha az yorar diğeri ise karakteri sağlam çocuklar inşa eder!
Her gece 1 saat televizyonu kapatın; hep birlikte kitap okuyun!
Sık sık onun fikirlerini sorun, görüşlerini alın! Bu aileye bağlılığını artırır, aidiyet ve özsaygı duygusunu geliştirir!
Gerekli gereksiz canım, tatlı kızım vb. şekillerde hitap ederek bu sözcüklerin etkisine karşı onları hissizleştirmeyin! Bu sözleri yeri geldiğinde söyleyin; ucuza tüketmeyin! Çünkü onların bu ve benzeri sözlere sürekli ihtiyaçları olacak!
Düzenli harçlık verin! Ufak - tefek şeyleri bu harçlığıyla yani kendi parasıyla kendisinin almasını sağlayın! Krakeri, gofreti bile siz almayın; düzenli harçlığıyla kendisi alsın bu tür şeyleri...
Ödül olarak çikolata vs. almayın! Böylece yapay tatlılarla ilgili çok değerli gıdalar algısı inşa etmeyin beyinlerinde. Kayısı vb. doğal tatlılara alıştırın onları!
İstediğiniz yemekleri yemediğinde başka / yan yiyeceklerle takviye etmeyin! Gerekirse o öğünde aç kalsın! Böylece nitelikli acıkmasına fırsat tanıyın ki nitelikli beslenme ortaya çıkabilsin!
Dengeli ve düzenli beslenme adına ruhlarını boğmayın; iştahlarını iyice kovmayın! Zeka eşittir beslenme olsaydı Afrika'dan tek bir zeki insan çıkmazdı! Tüm zeki kişiler hep zengin aile çocukları olurdu!
Psikolog
İzzet Güllü
20 Beğeni
Yazan Uzman
|
Sitemizde yer alan döküman ve yazılar uzman üyelerimiz tarafından hazırlanmış ve pek çoğu bilimsel düzeyde yapılmış çalışmalar olduğundan güvenilir mahiyette eserlerdir. Bununla birlikte TavsiyeEdiyorum.com sitesi ve çalışma sahipleri, yazıların içerdiği bilgilerin güvenilirliği veya güncelliği konusunda hukuki bir güvence vermezler. Sitemizde yayınlanan yazılar bilgi amaçlı kaleme alınmış ve profesyonellere yönelik olarak
hazırlanmıştır. Site ziyaretçilerimizin o meslekle ilgili bir uzmanla görüşmeden, yazı içindeki bilgileri kendi başlarına kullanmamaları gerekmektedir. Yazıların telif hakkı tamamen yazarlarına aittir, eserler sahiplerinin muvaffakatı olmadan hiçbir suretle çoğaltılamaz, başka bir
yerde kullanılamaz, kopyala yapıştır yöntemiyle başka mecralara aktarılamaz. Sitemizde yer alan herhangi bir yazı başkasına ait telif haklarını ihlal ediyor, intihal içeriyor veya yazarın mensubu bulunduğu mesleğin meslek için etik kurallarına aykırılıklar taşıyorsa, yazının kaldırılabilmesi için site yönetimimize bilgi verilmelidir.