Birçok kişi son dönemde hayatımızdaki olumlu değişikliklerle her sabah özenle hazırlayıp içtiğimiz meyve ve sebze suyu arasındaki bağı farkedince içine neler koyduğumuz, nasıl bir alet kullandığımız gibi sorular soruyorlar. O kadar çok kişiye anlatmam gerekti ki sonunda bir yazıya dökerek paylaşmaya karar verdim.

Ben ve ailem için 18 Mart 2013 bir dönüm noktası oldu. Eşim Fotoğraf Sanatçısı ve Yazar Stephen Bray fotoğraf üzerine 3 kitaptan oluşan bir dizi yazma hazırlığı kapsamında araştırmalarına yoğunlaşmıştı. 17 Mart günü bana bir belgesel gösterdi (http://www.fatsickandnearlydead.com/). Bu belgeselde birçok hastalıkla hayatı tehlikeye girmiş olan obez bir profesyonelin meyve ve sebze suyu içerek yaşamını nasıl değiştirdiğinin hikayesini izledik. Çok etkilendik. Bizim meyve sebze suyu maceramız da ertesi günü başladı.

Önce 10 gün ile başladık; kendimizi o kadar iyi hissettik ki, 30 güne uzattık. Eşim 15kg kadar vermişti, hafiflemek, eski giysilerine girmek, düşüncelerinde ve duygularındaki netlik ve rahatlamayı da ekleyince 1 hafta daha uzattık. Bu süre boyunca katı gıdaların hiçbirini yemedik. Sabahları daha çok meyve ağırlıklı, öğlenleri daha çok sebze ağırlıklı suyumuzu içtik. 40 günün sonunda yeme içme alışkanlıklarımız tamamen değişmişti. Artık neyi yememeliyiz diye değil, yeni hayatımızda diyetimize neyi katalım diye düşünmeye başlamıştık. Bu gerçekten müthiş bir rahatlama idi. Geleneksel sağlık diyetlerinin, ‘3 beyazı hayatından çıkar (un, tuz, şeker)’ bakış açısının mahrumiyet duygusu yerine yeni keşfettiğimiz sağlıklı halimizi devam ettirmek için meyve sebze suyu diyetimize ne ekleyebiliriz diye düşünmeye başladık.

Sözünü ettiğim tarihten beri her sabah çoğunlukla kahvaltı olarak meyve suyu içmeye devam ediyoruz. Öğlen yemeklerinde de çiğ salata ve sebze ağırlıklı renk renk bir tabak hazırlıyoruz. Zaman zaman sebzeli mercimek çorbası, peynir, yuımurta, az pişmiş sebzeler, evde yaptığım yoğurt, çiğ köfte gibi eklemeler yapıyoruz. Özel günlerde balık yiyoruz. Dışarıda yemek yediğimizde eşim arada etli mönüleri tercih ediyor.

Bugün, 2013’ün son günlerinde Stephen 100kg yerine 75kg, harıl harıl hayatının en önemli eserlerinden biri olarak gördüğü ‘Fotoğraf ve Zen’ isimli 2. kitabını yazıyor, hergün en az 2 saat yürüyüş yapıyor ve fotoğraf çekerek üretmeye devam ediyor. Ben danışanlarımla seanslarımı yapıyorum, onlar için kısa ve öz yazılar, videolar hazırlıyorum. Genç meslektaşlarıma eğitim ve süpervizyon veriyorum. Kas hastaları için Online Psikolojik Danışmanlık Projesi’nde (OPDP) liderlik yapıyorum. En önemlisi kızımıza büyürken karşılaştığı zorlanmalarla başetmekte yol gösterici ve model oluyoruz.

İşte size bu sabah içtiğimiz meyve sebze suyunun hazırlanışı ve içindekiler:
Arçelik’in katı meyve ve sebze sıkacağını hazırlıyoruz (fiyatı 150TL civarı, biz geçtiğimiz Nisan ayında kampanyada olduğu için 99TL’ye almıştık)
Yarım çay bardağı sirke koyduğumuz su dolu bir tencereye yıkadığımız meyve ve sebzeleri 5dakika kadar koyarak üzerlerinde kimyevi ilaçlar varsa olabildiğince bunlardan arındırıyoruz.

Pancar
Taze zencefil
Dereotu
Bol maydanoz
Limon,
Mandalina
Portakal
Üzüm çeşitleri
Havuç
Yer elması (bazen)
Balkabağı ve kabak (bazen)
Salatalık (yazın bazen)
Yeşil yapraklı sebze yaprakları
Elma
Greyfurt (az miktarda, yoksa tadını çok etkiliyor)
Yaban mersini
Nar
Kivi
Mevisiminde kavun, karpuz, erik, kayısı, çilek, Malta eriği gibi meyveler de koyuyoruz.

Çekirdeği büyük olan erik gibi meyvelerin çekirdeklerini çıkarıyoruz, kalın kabuklu portakal ve mandalinayı soyarak koyuyoruz. Elmaları kesinlikle soymadan ve çekirdekleri ile makineden geçiriyoruz.

Bunların tümünün suyu makineden çıkınca bardaklarımızı dolduruyoruz. Üzerine bol bol kakao, keten tohumu ve çörekotu koyuyoruz. Birkaç adet ceviz, badem ve fındık da ekleyebiliyoruz.

Kalan posayı da toprak olması için bahçemizdeki kompost çukuruna koyuyoruz, birkaç ay sonra bahçemize serip sebze yetiştirmek için sağlıklı ve verimli bir toprak elde etmiş oluyoruz.

Sorularınız olursa bana her zaman yazabilirsiniz.

Kolay gelsin.