Bir Kanada atasözü "genç ve dinç kalmak için yüzen besinler yiyin" der.
Damak tadına düşkün bazı kimseler ise, anadoluda bu sözü "Denizden babam çıksa yerim" deyimiyle dile getirirler.
Balık son derece sağlıklı bir besindir.Çünkü içeriğinde karbonhidratın yok denecek kadar az , protein ise son derece yüksektir.Balıkta yaklaşık 15-22 gram arasında protein bulunur.Ucuz balıkla pahalı balık arasında lezzeti dışında protein ve besin değerleri açısından pek bir farklılık yoktur.Ayrıca balıktaki protein, kırmızı et ve diğer beyaz etlerdeki proteinden daha fazla vücutta kullanılır(%93'ü kullanılır.) Balık A ve D vitaminleri yönünden zengindir. Bu vitaminler özellikle kemik gelişimini, ileriki yaşlarda kemiklerin kırılmasının engellenmesini, gözlerimizin daha iyi görmesini sağlayan vitaminlerdir.
Minerallerden de fosfor, çinko, iyot, tatlı su balıklarında bunlara ek olarak k vitamini de bol miktarda bulunur. Bu minerallerde yine kemik gelişiminde, saç sağlığında, kadınların güzelleşmesinde, insulin hormonu yapımında, yaygın olarak görülen guatr hastalığının engellemesinde, kanın normal cıvıklıkta olmasında görevli minerallerdir.Balık doğal aspirindir.Hamsi gibi küçük balıklar da kılçıkları ile yenilirse kalsiyum minerali açısından da iyi bir kaynak olurlar.
Balık özellikle gebeler için son 3 aylık dönemde bebeğin beyin gelişimi ve göz gelişimi için çok önemlidir. Bebeğinizin daha zeki olmasını istiyorsanız gebelik döneminde düzenli balık tüketmeli ve bebek beslenmesinde ek besinlerde balık tüketilmeye başlandığı zamanda çocuğunuza düzenli balık tükettirmelisiniz. Çünkü beyin gelişimi 5 yaşına kadar devam eder. Bu dönemde bebek ve çocuğun beslenmesi çok önemlidir.
Balıkta Omega 3 yağ asidi yüksektir.Omega 3 yağ asitleri kalp-damar rahatsızlığı riski taşıyan kişiler için koruyucu, kötü huylu kolesterol yüksekliği ve iyi huylu kolesterol düşüklüğü olan kişiler içinde iyi bir ilaçtır. Kötü huylu kolesterolü düşürür karaciğeri koruyan iyi huylu kolesterolü yükseltir.
Karadenizde yaklaşık olarak 32 çeşit yenilebilen balık türü bulunmaktadır.Bunlardan beyaz etli balıklar; barbunya-tekir, mırmır, mezgit levrek (kötek diğer adı minekopta levrek ailesi grubundandır)kefal, lüfer,kal kan, çipura, dil… Bu balıklar yağsız olup, sindirimleri kolay ve jelatini fazladır.Bu nedenle bu gibi balıkların yağlı oldukları zaman ızgarası, yağsızken de kızartması ve haşlaması yapılır.Bu balıkların kağıt kebabı da yapılabilir.Siyah etli balıklar; Torik,palamut,uskumru,kolyos,kılıç,hamsi, izmarit, tirsi, zargana, sarkan…Bu balıklar daha yağlı ve daha lezzetli olmakla birlikte sindirimleri kolay değildir.Siyah etli balıklar omega 3 yağ asitlerinden de daha zengindir. Jelatinleri bulunmadığı için haşlamaya da elverişli değildir. Izgaraları, tava ve buğulamaları yapılır. Balığın doğru pişirilmesi çok önemlidir.Kızartma yapıldığında balık besin değerlerini kaybeder.
Not; Beyaz et balıkları haşlandıktan sonra sebzeler(patates, soğan, havuç) de katılarak çorbası yapılabilir.Kereviz ve defne yaprağı da kattıktan sonra limon suyu ve maydanozla da servis edebilirsiniz.
Kolyosun tuzlaması yapılabilir.Ocak ayı en yağlı zamanı olduğu için tuzlama için idealdir. Tuzlaması çok güzel olur. Kefalin buğulaması ve pilakisi çok güzel olur. Sarı kulak kefalin tavası ve fileto ızgarası da yapılır.Kalkanın kağıt kebabı; levreğin çorbası, mayonezlisi, kağıt kebabı, Mezgiti yumurtalı tava veya domates soslu olarak yapabilirsiniz.

Mevsiminde haftada 2-3 kez taze balık tüketin. Sağlıklı günler…