2007'den Bugüne 92,309 Tavsiye, 28,219 Uzman ve 19,977 Bilimsel Makale
Site İçi Arama
Yeni Tavsiye Ekleyin!



Bir Hastanın Feryadı, Bir Psikoloğun Bedduası
YAZI #2180 © Yazan Psk.İzzet GÜLLÜ | Yayın Ağustos 2014
-I- BİR OKUYUCU GÖZÜYLE PSİKİYATRİ

"Merhaba. Sorun şu. Er kişi sevgisinden ayrılmış psikiyatriye gelmiş. Dayamışlar antidepresanı, yan etkilerine dayanamayıp atmış çöpe. Bunun adı da tedaviye uyumsuzluk. Er kişi yeni sevgili bulup, zulümden kurtulmuş. Er kişinin sorunları küçücük havuzda esir tutulan yunusa dokununca geçer, antidepresan kullanınca geçer. Terapi ne ki? Bir de İzzet Güllü'den kurtulsalar.

Mesleğin içinden muhalif bir kaç ses var. Psikiyatrik statüko ancak hastaları korkutarak ilerler. Siz bu konuda bir kırılma duvarısınız. Beni ilaçlar konusunda "içmezsen diye" çok korkuttular. Hastalığın kronikleşir yalanı ile.

Şu anda ilaçlardan 120 kiloyum. Korku faktörü olmasa kimse bu ilaçları kullanmazdı. Kliniğe gitmezdi bile.

İlerki günlerde size saldırılar daha da yoğunlaşacak. Türk insanının bilimsel merakının olmaması en büyük kozları. Doktor Bey herşeyi biliyor ya.

İlaca karşı olan psikiyatrist de daha kazançlı yollar bulmuştur. Boşu boşuna ilacı kötülemez.

İlaçlar ciddi bağımlılık yapıyor. Yapmaz diyorlar ki yalan. Hastalıklı şekilde şişmanlatıyor. Şeker hastalığı yapıyor, iç organları mahvediyor.

En önemlisi de aptallaştırıyor. Hastane tedavisi içinde kısa süreli kullanım dışında hiçbir şekilde kullanılmamalı. Özellikle genç talebelere bunları veriyorlar ya. O çok üzücü... Ya çocuklar.

Yeni klinik demek daha çok müşteri demek. Depremzedelere ilaç gönderelim. Onlar da bağımlı olsun. Dertleri o. Samimi olsalar psikologları safdışı bırakmazlardı. Nlp, kişisel gelişim ve kuantumcuları hapise gönderirlerdi." (Sedat - İzmir)

-2- BİR PSİKOLOĞUN BEDDUASI

Bakanlık da sadece istatistik tutuyor, tüm bunlar ve çok daha fazlası olup biterken!

"Ruhsal hastalıklar artıyor" diyerek millete, "Siz de hasta olabilirsiniz, durumunuzdan kaygılanın" mesajı veriyor, o da bu korku salma operasyonuna iştirak ediyor. Artan şeyin ruhsal sorunlar değil; ruhsal hastalık ve ruhsal tedavi suistimali olduğunu yok saymak, bu esas amili milletin gözünden saklamak (perdelemek) için kabahati sorunlar artıyor gerekçesinin üzerine yıkma şeklindeki sinsi algı oyununa alet oluyor.

Ülkemizdeki mevcut ruhsal tedavi harcamaları gelişmiş ülkeler seviyesine çıkarılmadan da bu uykudan kimse uyanacağa benzemiyor. O zaman küresel statüko emeline ulaşır da bu işler bir çizgiye oturur. Buna da şükretmek lazım. Çünkü şu zamanda sıfır sömürü imkansız. Ne kadar az sömürülme o kadar iyi...

Sonuç olarak yıllardır amansızca savaşını verdiğim bu statükonun sömürü ve suistimallerine rağmen hala tek bir çivi çakmayanların vebali boyunlarına olsun!

Allah bu sömürüye en ufak bir çıt çıkarmayanların, bile bile yıllardır alet olanların, insafsızca çanak tutanların, halkın sağlığıyla böylesine oynanmasına müsaade edip destek verenlerin, bu sömürüye hala susarak örtülü destek sunanların her iki cihanda da burnundan fitil fitil getirsin...

(Amin)

-III- "GRİPTE BÜYÜK VURGUN" FİLMİNİN YENİ BÖLÜMÜ YAYINDA

HER YIL YENİ BİR TÜR GRİP VİRÜSÜYLE KORKUTMA TAKTİĞİ TAM GAZ DEVAM EDİYOR... EBOLA VİRÜSÜ ÖLDÜRÜNCE TEHLİKE VAR, IŞİD VİRÜSÜ ÖLDÜRÜNCE YOK; ÖYLE Mİ!

Ebola virüsü çok tehlikeliymiş, hızla yayılıyormuş! Dünya genelinde 17 kişi daha ölmüş!

IŞİD virüsü de çoluk, çocuk, kadın demeden binlerce kişiyi öldürerek yayılıyor! Ama o tehlikeli değil! Çünkü onun arkasında onu tehlikeli diye takdim edecek güçlü bir ilaç lobisi yok! Virüs öldürünce insan canı değerlidir, hemen acil tedbir alınmalıdır. Tonlarca aşı alınmalıdır mesela! İlaçlar stoklanmalıdır! IŞİD öldürürse önemli değildir! İki yüzlü bir dünyada, münafık vicdanlılar zamanında başka ne beklenir!

"GRİPTE BÜYÜK VURGUN" FİLMİNİN YENİ BÖLÜMÜ YAYINDA

Bu oyun daha önce hem dünya genelinde hem de ülkemizde oynandı! İyi bir vurgun yapıldı! Tonlarca aşı elde kaldı! Bakanla başbakan bile ayrı düştü! Millet "aman ha aşı" diye her gün ekranlardan korkutuldu. Milyonlarca kişi ferasetiyle hareket etti, aşı falan olmadı! Kimseye de bir şey olmadı! Kimse özür dilemedi. "Ayıp ettik, global sermayeye alet olduk, sizi kandırdık" demedi.

Bağışıklık sistemi zaten çökmüş, özel bir tür virüsten değil, sıradan bir virüsten dahi ölmek için yatkın hale gelenlerin doğal ölümü o sene vitrine çıkarılan virüse maledildi. "Virüs öldürüyor" kara propagandası yapıldı.

Oysa virüs değil, çöken bağışıklık sistemi öldürüyordu. Bu kişilerin daha başka, daha kronik hastalıkları vardı ve ölmeleri için zaten herhangi bir sebep yeterliydi. Ancak bu noktayı bile bile kararttılar. Virüsü; sağlıklı olan - olmayan bulaştığı herkesi öldürüyormuş gibi yansıttılar, öyle bir algı oluşturdular.

Sonra ünlü bir ilaç firması sadece aşıdan yaptığı yıllık vurgunu sıkılmadan kamuoyuna takdim etti! Ardından WHO çıktı ve, "Biz bu grip işini abarttık galiba" diyerek o da sadede geldi. Sadece o yıl için ama! Çünkü zaten iş işten geçmiş, atı alan Üsküdar'ı çoktan aşmıştı!

Önemli olan o yıl abarttılarsa sonraki yıllar abartmamalarıydı lakin bu konuda bir değişim gözlenmedi. Aynı oyun hala sürüp gidiyor. Başka hiç bir hastalıktaki ölümler her gün ekranlarda tek tek çetele usulüyle kitlelere duyrulmazken bu grip için her yıl ısrarla yapılıyor. Böylece çoğu kişinin hastaneye dahi gitmeden geçirdiği ve alerji türü bir tepki olan uyduruk mevsimsel bir sorun belleklere ölümcül bir hastalık olarak kodlanıyor. "Masum hastalık: Grip" algısı "Tehlikeli hastalık: Grip" olarak yer değiştiriyor zihinlerde ve bilinçaltlarında! Amaç da zaten bu!

Ya benimki de ebola ise, ya çocuğumun gribi tehlikeli türden ise... kaygısı koşullanıyor sinelere! Böylece belleklerdeki masum grip algısı ürkütücü grip algısına dönüştürülüyor, korku koşullanması yaratılıyor. Çünkü grip çok karlı bir hastalık!

Malum, her yıl herkes en az iki - üç kere grip olur! Tek sorun milletin halihazırda bu sorunu adam yerine koymaması, dolayısı ile hastanelere dahi gitmemesidir! Bunun için gribi ürkütücü olarak kodlamak, böylece herkesin senede en az iki kere hastanelere ve ilaca koşmasını sağlamak gerekmektedir. Zaten bu algı oyunuyla yapılmak istenilen de budur! Sektör senede herkesin en az iki - üç kere yaşadığı bir sorunu milletin evinde bedavadan geçiştirmesine müsaade eder mi hiç! Ne yapıp edip insanları, mümkünse tek bir ferdi dahi dışarıda bırakmayacak şekilde, hastanelere yönlendirmesi gerekmektedir. Bunun yolu da mevcut grip algısını değiştirmekten ve yeni bir korkutucu grip algısı inşa etmekten geçmektedir.

AKLIMA GELMİŞKEN

Prof. Dr. Canan Karatay çıktı ve güçlü bir sesle, "Kolesterol diye bir hastalık yoktur, kolesterol bilakis faydalıdır" dedi. Buna tek bir tıp otoritesi ve hekim karşı gelemedi. O halde hala sorulmayan asıl soru şu: Prof. Canan hanım şayet yanlış söylüyorsa neden karşı çıkmıyorsunuz? Sustuğunuza göre demek ki doğru söylüyor! O halde bu doğruyu zamanında neden siz haykırmadınız? Niye bu konunun böyle yanlış algılanmasına bile bile yıllardır göz yumdunuz? Yoksa halkın sağlığı o denli mühim değil mi? Halk sağlığı sadece sahte bir hekim bir kaç hastayı tedavi etmeye kalktığında falan mı tehlikeye girer?

"Allah'ı zalimlerin yaptıklarını görmüyor sanma! Biz onlara ancak, günahları çoğalsın diye süre veriyoruz. Küçültücü azap onlaradır! (Âl-i İmran: 178)"

Psikolog
İzzet GÜLLÜ
     14 Beğeni    
Facebook'ta paylaş Twitter'da paylaş Linkin'de paylaş Pinterest'de paylaş Epostayla Paylaş
Yazan Uzman
İzzet GÜLLÜ Fotoğraf
Psk.İzzet GÜLLÜ
Sakarya (Online hizmet de veriyor)
Psikolog
TavsiyeEdiyorum.com Üyesi18 kez tavsiye edildiİş Adresi KayıtlıTavsiyeEdiyorum.com'u sıkça ziyaret ediyor.
Makale Kütüphanemizden
İlgili Makaleler Psk.İzzet GÜLLÜ'nün Makaleleri
TavsiyeEdiyorum.com Bilimsel Makaleler Kütüphanemizdeki 19,977 uzman makalesi arasında 'Bir Hastanın Feryadı, Bir Psikoloğun Bedduası' başlığıyla benzeşen toplam 8 makaleden bu yazıyla en ilgili görülenleri yukarıda listelenmiştir.
Sitemizde yer alan döküman ve yazılar uzman üyelerimiz tarafından hazırlanmış ve pek çoğu bilimsel düzeyde yapılmış çalışmalar olduğundan güvenilir mahiyette eserlerdir. Bununla birlikte TavsiyeEdiyorum.com sitesi ve çalışma sahipleri, yazıların içerdiği bilgilerin güvenilirliği veya güncelliği konusunda hukuki bir güvence vermezler. Sitemizde yayınlanan yazılar bilgi amaçlı kaleme alınmış ve profesyonellere yönelik olarak hazırlanmıştır. Site ziyaretçilerimizin o meslekle ilgili bir uzmanla görüşmeden, yazı içindeki bilgileri kendi başlarına kullanmamaları gerekmektedir. Yazıların telif hakkı tamamen yazarlarına aittir, eserler sahiplerinin muvaffakatı olmadan hiçbir suretle çoğaltılamaz, başka bir yerde kullanılamaz, kopyala yapıştır yöntemiyle başka mecralara aktarılamaz. Sitemizde yer alan herhangi bir yazı başkasına ait telif haklarını ihlal ediyor, intihal içeriyor veya yazarın mensubu bulunduğu mesleğin meslek için etik kurallarına aykırılıklar taşıyorsa, yazının kaldırılabilmesi için site yönetimimize bilgi verilmelidir.


07:49
Top