Panik bozukluğu tehlikeli bir hastalık değildir. Öldürmez, sakat bırakmaz, ömrünü kısaltmaz, kalp krizi geçirtmez, aklını kaybetmez, felç olunmaz. Panik bozukluk geçiren kişilerin çevresi tarafından ilgi çekmeye çalıştığı söylenir fakat söylenenin tam aksine ilgi çekmemek için her şeyi yapar..

SEV Amerikan Hastanesinde görev yapan Psikolog Özlem B.CAN Panik Atak ve tedavisi ile ilgili olarak “bilinçlenerek Panik Bozukluğu olan kişilere yardım etmeliyiz dedi.
Panik atak kişiye göre hayatında hiçbir sebep yokken her şey yolunda giderken, en iyi ve ya en mutlu günündeyken aniden kişinin vücudunda şiddetli belirtilerle ortaya çıkar. Kişi bir tür kriz geçirmeye başlar. Kişinin kalbi büyük bir hızla çarpmaya başlar, göğsü sıkışır nefes alamaz hale gelir veya boğazında bir düğümleme ya da sıkışma olabilir terler, titremeye başlar, başı döner, düşecekmiş gibi bir sersemlik bir boşluk hissedebilir, ayrıca vücutta uyuşma, yanma, karıncalanma gibi belirtiler hâkimdir. Ve eyvah ölüyorum hissine kapılır, büyük bir kısmı kalp krizi geçiriyorum, bazen felç oluyorum, bazen beyin kanaması geçirme kaygısı görülür. Bazen de aklımı kaçırıyorum, kontrolümü kaybedeceğim hissi ortaya çıkar, bu belirtiler dayanılmayacak şiddetten olduğu için kişi genellikle acile başvurur. Bütün tahlilleri ve tetkikleri yapılır ve hiçbir şey çıkmaz.
Panik atak, yaklaşık 15 - 20 dk. Sürer. Kişi anlatırken hayatımın en kötü 15 dakikasıydı der. Yarım saat kadar sonra geçmeye başlar. Panik bozukluk bazen 1 gün sonra bazen 1 yıl sonra tekrarlayabilir bazen de tekrarlamayabilir.O kadar şiddetlidir ki, bütün bu belirtileri bastıran tek bir belirti şiddetli bir kokudur. Genellikle ölüm korkusu olur. İnsan ecelim geldi hissini yaşar.
Panik bozukluğu olan kişiler asansöre binemez, uçağa binemez, kapalı alanlarda bazılarında açık alanlarda şiddetli bir kaygı yaşarlar. Panik bozukluk geçiren kişilerin uçağa binmeme nedeni uçak düşerse korkusu değildir. Uçakta panik bozukluk geçirirsem ne yaparım korkusudur. Rezil olurum, mahcup olurum şeklinde düşünmelerinin yanında en büyük korkuları da‘ya bir daha panik atak geçirirsem’ dir.
Kişinin hayatını bu durum çok zorlaştırır ve hep hastalık düşünerek yaşamaya başlar. Hep kalbini dinleyerek yaşamaya başlar. Sürekli hastalık konusunda araştırmalar yapmaya başlar, ansiklopediler okur, internetten bilgi edinmeye çalışır. Bir sürü bilgi edinir. Her okuduğu hastalığı kendine yakıştırmaya başlar. Buda hastalığı yıkıcı hale getirir ve hiçbir işe yaramaz.
Panik bozukluk da Sadece ilaç tedavisi yeterli değildir. Psikoterapi’nin de yeri önemlidir. Psikoterapilerde kişi hastalığının farkında lığını hisseder. Bu hastalıkta ki en büyük problemler kişide ki kaçınmalardır. Kişinin hayatı bozulur hiçbir yere gidemez hale gelir. Kişi psikoterapi görmezse, kaçındığı zaman ilaç kullansa bile panik bozukluk tekrarlayabilir. Psikoterapi seanslarında, panik atak sırasında kişiye ne yapması ya da neleri yapmaması gerektiği öğretiliyor. Panik bozukluk da anlamlı sonuçlar elde edilebiliyor. Panik bozukluğu olan kişiler tedaviye başladıkların da en hızlı iyileşebilen, tedaviye en hızlı cevap verebilen rahatsızlıklardan biridir. Hızla hastalar bu belirtilerden kurtulur. Ağır panik bozukluk olan hastalarda bile başarı şansı yüksektir.