Günümüzde ki, ekonomik sıkıntıların ve zorlu yaşam koşullarının, kadını da erkek kadar çalışmaya mecbur bırakması çalışan anne sayısını çoğalttı, tabii bu durum bakıcı tutmayı ve daha da ötesinde bakıcı seçerken dikkatli davranma gerekliliğine sebep oldu.
***
Tabii ki ebeveynler çocukların rastgele insanlara emanet edemezler dürüstlük, temizlik, titizlik, güvenilirlik vs. gibi özellikleri bakıcı olarak tutacakları kişide ararlar. Ancak bu durumun bir de çocuğun psikolojisi, ileriki yaşlarda çocuğun gelişimi ve kişilik yapısı açısından etkisi var. Şöyle ki;
Çocuk ilk üç yılda bağlanma ilişkileri kurmaya başlar. Bu sebeple eğer anne ilk üç yılda çalışmak zorundaysa, anne yerine geçecek bakıcının, çocuk ile ilişkisinde sevecen sabırlı anlayışlı kararlı, işvereniyle de tutarlı, dürüst, devamlı bir ilişki içerisinde olması gerekiyor. Çocuk bakıcıyla kurduğu bağ ile güven hisseder. Bu çocuk da temel güven duygusunu oluşturur. Bu temel güven duygusunun üzerine çocuğun kişiliği kurulur. Bu nedenle çocuğun kendini güvende hissedebileceği, seviliyor hissedebileceği, önemli hissedebileceği bir ortam sağlamak gerekmektedir.
***
Sık bakıcı değiştirmek çocuğun hem sosyal hayatında, hem iç dünyasında, ileriki yaşlarda tutarlılık gösterememesine sebep olur. Sık bakıcı değiştirmenin yarattığı tutarsızlık ileriki yaşlarda kreş ve okul hayatında da kendini göstermeye devam eder.
***
Bakıcının veya bakıcı adayının işverenine yani size saygılı davranması size işe uygun biri gibi gözükmesi tek başına yeterli değildir.
Bir bakıcıda anne ve babaların araması gereken özelliklerden bazılarını sıralayacak olursak öncelikle anne-babaların, çocuğa bakacak kişinin, istekli olduğundan emin olmaları, işine devamını engelleyecek fiziksel ya da psikolojik bir rahatsızlığının olmadığına, bakıcının tutarlı, düzenli, dürüst, çocukla sıcak ve iyi iletişim kurabilen, dengeli, sabırlı ve bilinçli bir insan olmasına, evde siz yokken meydana gelebilecek acil durumlarda akıllı ve soğukkanlı davranabilecek, anne-baba ile uyum ve işbirliği içerisinde hareket edecek, kalıcı, yani en ufak bir sıkıntıda terk edip gidecek yapıda biri olmadığına dikkat etmelilerdir.
***
Çocuğa bakıcı seçmek demek günlük ihtiyaçlarının karşılanması, beslenmesi, sıcak ortamın sağlanması demek değildir. Aynı zamanda çocuğa sempati gösterebilecek, çocukla duygusal bağ kurabilecek, çocuğun oyun ihtiyaçlarını karşılayabilecek, çocuğun bilişsel ve duygusal gelişimini destekleyebilecek, Anne-babanın olmadığı durumlarda çocuğa yol gösterici kapasitede birisi olmalıdır.
***
Bütün bu yazılanların ışığında bakıcıyı seçerken titiz davranılması gerektiği gibi bakıcının devamlılığının sağlanması açısından da dikkatli ve özverili davranılması, mümkün olduğunca baştan iyi seçim yapılması ve bu seçim yapıldıktan sonra en az 3 yaşına kadar devamlılığın sağlanması gerekir. Sudan sebeplerle işten çıkarılma akla getirilmemelidir. Gündüz mesai saatlerinde çocuğun iletişim halinde olacağı tek kişi ve çocuğun duygusal bağ geliştireceği biri olacağı için, bakıcıya bir hizmetçi gibi değil, aileden biriymiş gibi davranılması da çocuğunuzun bakıcısıyla olan ilişkinizde dikkat edilmesi gereken önemli bir noktadır.


Psikolog
Özlem CAN
SEV Amerikan Hastanesi