Mutsuz Evliliğin Sırrı
Kendinizinki de dahil çevrenizdeki evliliklere ve ilişkilere bir bakın. Bunlardan hangilerinin ideal çift olduklarını düşünün. Bir elin parmaklarını geçmesi hemen hemen imkansızdır.
Evlilik ve ilişkilerdeki denge yaşam kalitesini en çok etkileyen alan olmasına rağmen bireyler kendi rollerine giderek daha az önem vermekteler.
Herkes kendini hak eden birini bulmak ve mutlu olmak/edilmek için beklentiler oluşturabilir ama sadece kendi adına düşen rolleri dahi nitelikli biçimde yerine getirmediği ortada.
Pek çok evliliğin problem alanına baktığınızda belirgin ya da patolojik bir problem göremezsiniz. Aldatma, şiddet, bağımlılıklar, sevgisizlik yoktur. Ama evliliğin ruhu da yoktur. Hep diğerini suçlama, eleştirme vardır ve özeleştiri iki tarafta da yoktur.
Yani sıkıcı ve yetersiz bir eş oluyor.
Peki nasıl?
Sıkıcı bir eş olma yoluna girdiyseniz ve bundan vazgeçmek gibi bir niyetiniz yoksa şunları gönül rahatlığıyla yapabilirsiniz.
Eşinizle giderek daha az konuşun.
Onu daha az dinleyin.
Özel günleri unutun ya da sıradanlaştırın.
Bakımınıza özen göstermeyin.
Sürekli geçmişten bahsedin ve yakının.
Takıntılı olun.
Elinizden telefon ya da bilgisayar düşmesin.
Çocuklarla yeteri kadar ilgilenmeyin.
İşe öyle odaklanın ki eve geldiğinizde adeta robot gibi olun.
Dışarıda şen şakrak, esprili, enerjik olun ama eşinizle baş başa iken bundan eser olmasın.
Cinselliği mekanikleştirin.
Kendinizi geliştirmeyin.
Böyle biri olmaktan rahatsız olmayın.
Not: Lütfen böyle biri olmayın. Kendinizi değerlendirin ve değişim için hiçbir zaman geç olmadığını unutmayın.
Bu sürece girmenizde eşinizin rolü büyükse bunu onunla paylaşın. Değişen bir şey olmuyorsa çift terapileri alın.
Ama böyle devam etmeyin.
Sadece fiziksel değil ruhsal sağlınız da yaşam süreniz ve kalitenizi belirliyor.
Aynı yastığa baş koyduğunuz insanla birer yabancıya dönüşmek geri dönülmez uçurumlar açar. Sizi “olmak istemediğiniz” biri haline getirir.
Lütfen ilişkideki rolünüzü ve yaşam kalitenizi elden bırakmayın!
Evlilik ve ilişkilerdeki denge yaşam kalitesini en çok etkileyen alan olmasına rağmen bireyler kendi rollerine giderek daha az önem vermekteler.
Herkes kendini hak eden birini bulmak ve mutlu olmak/edilmek için beklentiler oluşturabilir ama sadece kendi adına düşen rolleri dahi nitelikli biçimde yerine getirmediği ortada.
Pek çok evliliğin problem alanına baktığınızda belirgin ya da patolojik bir problem göremezsiniz. Aldatma, şiddet, bağımlılıklar, sevgisizlik yoktur. Ama evliliğin ruhu da yoktur. Hep diğerini suçlama, eleştirme vardır ve özeleştiri iki tarafta da yoktur.
Yani sıkıcı ve yetersiz bir eş oluyor.
Peki nasıl?
Sıkıcı bir eş olma yoluna girdiyseniz ve bundan vazgeçmek gibi bir niyetiniz yoksa şunları gönül rahatlığıyla yapabilirsiniz.
Eşinizle giderek daha az konuşun.
Onu daha az dinleyin.
Özel günleri unutun ya da sıradanlaştırın.
Bakımınıza özen göstermeyin.
Sürekli geçmişten bahsedin ve yakının.
Takıntılı olun.
Elinizden telefon ya da bilgisayar düşmesin.
Çocuklarla yeteri kadar ilgilenmeyin.
İşe öyle odaklanın ki eve geldiğinizde adeta robot gibi olun.
Dışarıda şen şakrak, esprili, enerjik olun ama eşinizle baş başa iken bundan eser olmasın.
Cinselliği mekanikleştirin.
Kendinizi geliştirmeyin.
Böyle biri olmaktan rahatsız olmayın.
Not: Lütfen böyle biri olmayın. Kendinizi değerlendirin ve değişim için hiçbir zaman geç olmadığını unutmayın.
Bu sürece girmenizde eşinizin rolü büyükse bunu onunla paylaşın. Değişen bir şey olmuyorsa çift terapileri alın.
Ama böyle devam etmeyin.
Sadece fiziksel değil ruhsal sağlınız da yaşam süreniz ve kalitenizi belirliyor.
Aynı yastığa baş koyduğunuz insanla birer yabancıya dönüşmek geri dönülmez uçurumlar açar. Sizi “olmak istemediğiniz” biri haline getirir.
Lütfen ilişkideki rolünüzü ve yaşam kalitenizi elden bırakmayın!
Beğenin
Yazan Uzman
|
Makale Kütüphanemizden | ||||
|
Sitemizde yer alan döküman ve yazılar uzman üyelerimiz tarafından hazırlanmış ve pek çoğu bilimsel düzeyde yapılmış çalışmalar olduğundan güvenilir mahiyette eserlerdir. Bununla birlikte TavsiyeEdiyorum.com sitesi ve çalışma sahipleri, yazıların içerdiği bilgilerin güvenilirliği veya güncelliği konusunda hukuki bir güvence vermezler. Sitemizde yayınlanan yazılar bilgi amaçlı kaleme alınmış ve profesyonellere yönelik olarak
hazırlanmıştır. Site ziyaretçilerimizin o meslekle ilgili bir uzmanla görüşmeden, yazı içindeki bilgileri kendi başlarına kullanmamaları gerekmektedir. Yazıların telif hakkı tamamen yazarlarına aittir, eserler sahiplerinin muvaffakatı olmadan hiçbir suretle çoğaltılamaz, başka bir
yerde kullanılamaz, kopyala yapıştır yöntemiyle başka mecralara aktarılamaz. Sitemizde yer alan herhangi bir yazı başkasına ait telif haklarını ihlal ediyor, intihal içeriyor veya yazarın mensubu bulunduğu mesleğin meslek için etik kurallarına aykırılıklar taşıyorsa, yazının kaldırılabilmesi için site yönetimimize bilgi verilmelidir.