Uyum Bozukluğu
UYUM BOZUKLUĞU
Günümüzde, globalleşen dünyaya ayak uydurmak neredeyse farkında olmadan icra ettiğimiz bir sanattır. Hızla ve sürekli değişen sistemler bu rutinin en açık örnekleridir. Yetişkin birey olma yolunda kat edilen sınav&eğitim programlarından teknolojik gelişim ve değişimlere her geçen gün yaşam tarzımız farkında olarak ya da olmayarak değişim göstermektedir.
Sistemsel güncellemelerin dışında yaşamın beraberinde getirdiği doğal süreçler de adapte olunması güç durumlar ortaya çıkarabilmektedir. Yakın ilişkilerdeki duygusal iniş-çıkışlar, yeni bir ilişki, bir ayrılık, evlilik, yakın çevrede yaşanan kayıp, yeni bir kardeşin ya da çocuğun dünyaya gelmesi, iş değiştirmek ya da zorunda kalmak, mekansal değişimler ve yaşantımızı etkileyen, duygusal,düşünsel ve davranışsal anlamda yeni bir adaptasyon gerektiren bir çok örnek verilebilir. Kişi yaşanılan ya da maruz kalınan bu değişime ayak uydurma süreçlerinde zorlanabilir, durumu yok sayabilir ya da reddedebilir. Bu noktada Uyum Bozukluğu’ndan söz edilebilir.
Uyum Bozukluğu; bireyin rutin yaşantısını olumsuz etkileyecek, köklü değişimler gerektirebilecek, dış kaynaklı ve kişi tarafından stres kaynağı olabilecek yeni bir adaptasyon süreciyle karşı karşıya kalması durumunda başa çıkma mekanizmalarındaki zayıflama ile ortaya çıkmaktadır. Uyum bozukluğunda birey kendini gergin, umutsuz, üzgün hissedebilir ve günlük aktivitelerine karşı ilgi kaybı yaşayabilir.
Dikkat çekilmesi gereken bir nokta olarak; Uyum Bozukluğu’nda, Depresyon belirtilerine çok benzer semptomların gözlemlenebilmesidir. Depresyon ile Uyum Bozukluğu arasındaki önemli iki fark;
1-Depresyon çoğunlukla içsel, Uyum Bozukluğu ise dışsal kaynaklara bağlı olarak ortaya çıkmaktadır.
2- Uyum Bozukluğu’nda, adaptasyon süreci sağlıklı bir şekilde tamamlandığında semptomlar ortadan kalkmaktadır. Depresyonda böyle bir durum söz konusu değildir.
Tedavi kapsamında; danışan ve terapist arasında kurulacak güçlü ve güvenilir bağ ile kişinin değişen yaşam şartlarından nasıl etkilendiği, düşünsel ve duygusal anlamda hangi alanlarda zorlandığı, stresörlerin nasıl tanımlandığı ve mevcut beklentileri gerçekçi sorgulama teknikleriyle değerlendirilerek bakış açısını değiştirmek ya da bakış açısı kazandırmak amaç edinilir.
H.Mert ÖZAYDIN
Psikolog
Günümüzde, globalleşen dünyaya ayak uydurmak neredeyse farkında olmadan icra ettiğimiz bir sanattır. Hızla ve sürekli değişen sistemler bu rutinin en açık örnekleridir. Yetişkin birey olma yolunda kat edilen sınav&eğitim programlarından teknolojik gelişim ve değişimlere her geçen gün yaşam tarzımız farkında olarak ya da olmayarak değişim göstermektedir.
Sistemsel güncellemelerin dışında yaşamın beraberinde getirdiği doğal süreçler de adapte olunması güç durumlar ortaya çıkarabilmektedir. Yakın ilişkilerdeki duygusal iniş-çıkışlar, yeni bir ilişki, bir ayrılık, evlilik, yakın çevrede yaşanan kayıp, yeni bir kardeşin ya da çocuğun dünyaya gelmesi, iş değiştirmek ya da zorunda kalmak, mekansal değişimler ve yaşantımızı etkileyen, duygusal,düşünsel ve davranışsal anlamda yeni bir adaptasyon gerektiren bir çok örnek verilebilir. Kişi yaşanılan ya da maruz kalınan bu değişime ayak uydurma süreçlerinde zorlanabilir, durumu yok sayabilir ya da reddedebilir. Bu noktada Uyum Bozukluğu’ndan söz edilebilir.
Uyum Bozukluğu; bireyin rutin yaşantısını olumsuz etkileyecek, köklü değişimler gerektirebilecek, dış kaynaklı ve kişi tarafından stres kaynağı olabilecek yeni bir adaptasyon süreciyle karşı karşıya kalması durumunda başa çıkma mekanizmalarındaki zayıflama ile ortaya çıkmaktadır. Uyum bozukluğunda birey kendini gergin, umutsuz, üzgün hissedebilir ve günlük aktivitelerine karşı ilgi kaybı yaşayabilir.
Dikkat çekilmesi gereken bir nokta olarak; Uyum Bozukluğu’nda, Depresyon belirtilerine çok benzer semptomların gözlemlenebilmesidir. Depresyon ile Uyum Bozukluğu arasındaki önemli iki fark;
1-Depresyon çoğunlukla içsel, Uyum Bozukluğu ise dışsal kaynaklara bağlı olarak ortaya çıkmaktadır.
2- Uyum Bozukluğu’nda, adaptasyon süreci sağlıklı bir şekilde tamamlandığında semptomlar ortadan kalkmaktadır. Depresyonda böyle bir durum söz konusu değildir.
Tedavi kapsamında; danışan ve terapist arasında kurulacak güçlü ve güvenilir bağ ile kişinin değişen yaşam şartlarından nasıl etkilendiği, düşünsel ve duygusal anlamda hangi alanlarda zorlandığı, stresörlerin nasıl tanımlandığı ve mevcut beklentileri gerçekçi sorgulama teknikleriyle değerlendirilerek bakış açısını değiştirmek ya da bakış açısı kazandırmak amaç edinilir.
H.Mert ÖZAYDIN
Psikolog






Yazan Uzman
|
Sitemizde yer alan döküman ve yazılar uzman üyelerimiz tarafından hazırlanmış ve pek çoğu bilimsel düzeyde yapılmış çalışmalar olduğundan güvenilir mahiyette eserlerdir. Bununla birlikte TavsiyeEdiyorum.com sitesi ve çalışma sahipleri, yazıların içerdiği bilgilerin güvenilirliği veya güncelliği konusunda hukuki bir güvence vermezler. Sitemizde yayınlanan yazılar bilgi amaçlı kaleme alınmış ve profesyonellere yönelik olarak
hazırlanmıştır. Site ziyaretçilerimizin o meslekle ilgili bir uzmanla görüşmeden, yazı içindeki bilgileri kendi başlarına kullanmamaları gerekmektedir. Yazıların telif hakkı tamamen yazarlarına aittir, eserler sahiplerinin muvaffakatı olmadan hiçbir suretle çoğaltılamaz, başka bir
yerde kullanılamaz, kopyala yapıştır yöntemiyle başka mecralara aktarılamaz. Sitemizde yer alan herhangi bir yazı başkasına ait telif haklarını ihlal ediyor, intihal içeriyor veya yazarın mensubu bulunduğu mesleğin meslek için etik kurallarına aykırılıklar taşıyorsa, yazının kaldırılabilmesi için site yönetimimize bilgi verilmelidir.