2007'den Bugüne 92,260 Tavsiye, 28,210 Uzman ve 19,973 Bilimsel Makale
Site İçi Arama
Yeni Tavsiye Ekleyin!



Sen Mutlu Ol ki Çocukların da Mutlu Olsun!!!
YAZI #2434 © Yazan Doç.Dr.Psk.Dnş.Aylin DEMİRLİ YILDIZ | Yayın Şubat 2015
Boşanmak gerçekten bir başarısızlık mıdır? Boşanmak kötü anne baba olmak demek midir? Çocuklar için her şeye katlanmak gerekir mi? Boşanmış ailelerin çocukları mutsuz mudur gerçekten?

Aslında bütün bunlar toplumsal mitlerdir. Çok sayıdaki araştırma çocukların boşanmadan sonra gözlemlenen psikolojik sorunlarının çoğunun aslında ayrılıktan önce de mevcut olduğunu bulmuştur. Hatta pek çok çalışma, yüksek çatışmalı ailelerin çocuklarının boşanmadan sonra daha iyiye gittiğini göstermiştir. Bu bilgi şaşırtıcı değildir aslında… ebeveynler arasındaki çatışma ilk olarak çocuğun duygu durumunu bozar. Yoğun bir stres ve kaygı altında çocuklar hem ebeveynleri ile kendi ilişkilerini düzenlemek hem de ebeveynleri arasındaki ilişkiyi düzenlemek ihtiyacı hissederler. Çünkü çocukların en temel iki ihtiyacı güvenlik ve sevgidir. Oysa çatışmanın ve mutsuzluğun hakim olduğu bir ortamda bu iki temel gereksinimlerini karşılamaları mümkün değildir. Üstelik unutulmamalıdır ki “nasıl olsa anlamaz” sanılan çocuklar pek çok yetişkinden çok daha çabuk hisseder ve etkilenirler gizli tutulduğu sanılan çatışma ve mutsuzluktan….. Örneğin, araştırmalar yoğun stres yaşayan annelerin bebeklerinin daha fazla gaz sancısı çektiklerini ve daha çok ağladıklarını göstermektedir. Dahası, çocuklar sevgi ve güvenlik için gerektiğinde günah keçisi rolünü oynayarak hem ilgiyi üstlerine çekmeye hem de çatışmayı durdurmaya çalışırlar. Okulda yaşanan sorunlar, davranış bozuklukları ve hatta psikosomatik pek çok sorun aslında çocuğun değil ailenin bozuk sisteminin yansıması olarak ortaya çıkar.

Buna rağmen aileler, toplum, sistem ve hatta devlet hala evlilikleri güçlü bir biçimde desteklerken boşanmaları en hafif haliyle başarısızlık olarak değerlendirme ve önlemek için çabalama eğilimi göstermektedir. Hele bir de çocuklar varsa boşanma tarafların sadece eş olarak değil ebeveyn olarak da başarısız, sorumsuz, umursamaz olmalarının bir işareti kabul edilebilmektedir. “çocuğun için dayanacaksın.”, “herkesin derdi var, bak onlar boşanıyor mu?”, “çocuğun annesiz/babasız büyür, daha mı iyi olacak sanıyorsun?”… ve hatta “hep mutlu olunmaz ya canım, bunun için boşanılır mı?” Tüm bu suçlamalar sadece dışarıdan geliyor olsa bireyler için mücadele etmesi belki çok zor olmayacak, ancak aynı cümleler ve çok daha sert olanlarının kişinin kendi zihnini de esir etmesi boşanma kararı almayı çok daha zor ve travmatik hale getirebiliyor.

Oysa tam da iyi birer anne baba olabilmek için bazen boşanabilmek gerekir. Önemli olan boşanma sürecinin sağlıklı ve yapıcı geçirilmesidir. Çünkü çocuklar için asıl travmatik ve yaralayıcı olan anne babanın ayrılmasından çok boşanma öncesinde, boşanma sırasında ve hatta bazen boşanma sonrasında devam edebilen çatışma halidir.

Peki ÇATIŞMA nasıl önlenebilir? Çatışmadan boşanmak mümkün olamaz mı? Çocuklar etkilenmeden geçirilebilir mi bu süreç?

Boşanma süreci sadece duygusal zorluklar değil ekonomik ve sosyal zorluklarla da baş etmeye; yeni bir sistem kurmaya çalışan taraflar açısından az veya çok stresli bir dönem olacaktır. Ancak çatışmak tarafların boşanmaya yüklediği anlam ve kullandıkları sağlıksız iletişim biçimleri ile işlevsel olmayan baş etme stratejilerinden kaynaklanır. Bunun için gerektiğinde yardım da alınarak taraflar öncelikle kendi baş etme stratejilerini güçlendirmelidir. Ayrıca bunun çocuklar üzerindeki etkisini çok aza indirmek mümkündür. Stres altında tüm enerjilerini “devam etmek” için harcarken, tarafların, çocuklarını gözden kaçırmamak için ortak çaba gösterebilecekleri mekanizmalar kurmaları çok önemlidir.

Daha önce de ifade edildiği gibi çocuklar için önemli olan sevgi ve güvenliktir. Çocukla dürüst ve samimi bir ilişki ön koşuldur. Bununla kastedilen çocuğu çatışmada destek kuvvet olarak görmemek, haber güvercini veya ajan olarak kullanmamak, onu hediye veya vaatlerle kandırmaya çalışmamaktır. Çocuğa, taraflar, mutsuz olduklarını ve mutsuz yaşamak istemediklerini, başka yolları kalmadığını ama bu mutsuzluğun sebebinin hiç bir şekilde kendisi olmadığını anlatmalıdır. Bunun ötesinde hem anne hem de baba çocuğa değerli ve önemli olduğunu duyumsatmalı; kaliteli zaman geçirmeli ve çocuğa ona olan sevgilerinin hiç bir zaman değişmeyeceğini göstermelidir.

Süreçte bazen zorluklar yaşanabilir, kişiler tükendiğini bile hissedebilir… ama her zaman bir çıkış vardır ve bu çıkış eğer sağlıklı olursa kişinin hem kendisi hem de çocukları için daha aydınlık bir yaşamın da başlangıcı olabilir… Yeter ki kendimize güvenelim ve gerektiğinde yardım istemesini bilelim…



Yrd.Doç.Dr. AYLİN DEMİRLİ
Psikolojik Danışman
     Beğenin    
Facebook'ta paylaş Twitter'da paylaş Linkin'de paylaş Pinterest'de paylaş Epostayla Paylaş
Yazan Uzman
Aylin DEMİRLİ YILDIZ Fotoğraf
Doç.Dr.Psk.Dnş.Aylin DEMİRLİ YILDIZ
Ankara (Online hizmet de veriyor)
Doktor Psikolojik Danışman
TavsiyeEdiyorum.com Üyesi4 kez tavsiye edildiİş Adresi Kayıtlı
Makale Kütüphanemizden
İlgili Makaleler Doç.Dr.Psk.Dnş.Aylin DEMİRLİ YILDIZ'ın Makale ve Yazıları
► Mutlu Aile Olmak-Mutlu Evlilikler Psk.Serap DUYGULU
► Mutlu İlişki & Mutlu Aile Psk.Dnş.Filiz OKUŞ TEZEL
► Mutlu Aşk Var Mıdır ? Psk.Nihan DİKME
► Mutlu Olma Takıntısı Psk.Dnş.Mehmet SUNAOĞLU
► Mutlu Evliliğin Sırları Psk.İshak BÜYÜKYILDIRIM
TavsiyeEdiyorum.com Bilimsel Makaleler Kütüphanemizdeki 19,973 uzman makalesi arasında 'Sen Mutlu Ol ki Çocukların da Mutlu Olsun!!!' başlığıyla benzeşen toplam 20 makaleden bu yazıyla en ilgili görülenleri yukarıda listelenmiştir.
Sitemizde yer alan döküman ve yazılar uzman üyelerimiz tarafından hazırlanmış ve pek çoğu bilimsel düzeyde yapılmış çalışmalar olduğundan güvenilir mahiyette eserlerdir. Bununla birlikte TavsiyeEdiyorum.com sitesi ve çalışma sahipleri, yazıların içerdiği bilgilerin güvenilirliği veya güncelliği konusunda hukuki bir güvence vermezler. Sitemizde yayınlanan yazılar bilgi amaçlı kaleme alınmış ve profesyonellere yönelik olarak hazırlanmıştır. Site ziyaretçilerimizin o meslekle ilgili bir uzmanla görüşmeden, yazı içindeki bilgileri kendi başlarına kullanmamaları gerekmektedir. Yazıların telif hakkı tamamen yazarlarına aittir, eserler sahiplerinin muvaffakatı olmadan hiçbir suretle çoğaltılamaz, başka bir yerde kullanılamaz, kopyala yapıştır yöntemiyle başka mecralara aktarılamaz. Sitemizde yer alan herhangi bir yazı başkasına ait telif haklarını ihlal ediyor, intihal içeriyor veya yazarın mensubu bulunduğu mesleğin meslek için etik kurallarına aykırılıklar taşıyorsa, yazının kaldırılabilmesi için site yönetimimize bilgi verilmelidir.


09:05
Top