Beraberliklerde Yaşanan Sevgilerde Neler Oluyor?
Bir kız çocuğu büyütülürken hem yaşanarak hem de sözel öğretilerle ona kadınların birlikteliklerinde erkeğe benliğini ve kimliğini armağan etmesi, sevgi göstermesinin olmazsa olmazıdır şeklinde aktarılmaktadır. Bu temel düşünce toplumsal doğrular, kurallar, örfler, inanışlar vs. adına hep yaşanır ve yaşatılır.
Farkına bile varmadan bu gerçeklerin hayata nasıl yerleştiğine bakacak olursak göreceğiz ki kadın aslında onu anlamlı kılacak düşüncelerini, değer yargılarını, ihtiyaç ve isteklerini; önce beraberlik yaşadığı partnerine sonra da çocukları hayatına girdiğinde onların ihtiyaç ve isteklerine ve duygularına yer vererek, geri plana atmaktadır. Adeta eşinin ve çocuklarının varlıklarıyla varolmaktadır.
Bütün kendine ait değer ve isteklerinden vazgeçmek bir anne kimliğini çağrıştırır ve annelere has sevgi duygusunuda beraberinde getirir. Kadın bu sevgi gösterisinin alanını daha da genişleterek yakın ilişkilerinde de sergiler.
Erkek tarafında ise bu özverili duyguları annelerinde görmeye öylesine alışkındırlar ki bunun olması gereken bir tarz ve hatta sevgi olduğunu düşünür ve hatta beklerler. Oysa ki kadın cephesinde erkek tarafından fark edilmeyen bir özveridir bu. (Genelde kadınların eşlerine ve çocuklarına senin için saçımı süpürge yaptım sözüyle anlatmak istedikleri, özveride bulunduklarını düşünmelerinden kaynaklanmaktadır.)
Başlangıçta kadın bu tarzından memnun ve mutludur vericidir ve alanlar memnundur. Erkek ise anneden alışkın olduğu kendini iyi hissettiren bu gidişattan memnundur. Ne yazık ki kız çocuklarına anneleri tarafından bu sistem olması gereken diye söylenerek ve kurallanarak öğretilir. Hatta üst sınırlarda yetiştirilen bir kız çocuğu gelecekte zeka, bilgi ve başarılarını göstermemeyi tercih ederek yaşar hale gelir.
Zamanla kadının yaşadığı benlik kaybı psikolojik sıkıntılar, psikosomatik hastalıklar (baş ağrıları, anksiyete, mide ağrıları, eklem ağrıları, zamanla etrafına şiddet uygulama) şeklinde kendisini gösterir.
Bütün bunları fark edebilen kadınlar, benliklerini çeşitli destekler alarak kazanmaya çalışır ve başarırlarsa beraber oldukları erkeklerde bir huzursuzlanma ya da neler oluyor ne oldu da bu değişiklikleri yaşıyoruz gibi tavırlarıyla yüzleşirler. Böyle bir durumda yani kadının bilinçlenmesi sonrasında hayatta bende varım demesi halinde erkek tarafından olay şaşkınlıkla karşılandığı gibi kendini yalnız kalmış, terkedilmiş ve güçsüz gibi hissedilir. Oysa ki erkekte bir değişim yoktur sadece kadın kendi benliğini farketmiş ve hayatımda sizler varsınız ama ben de varım demiştir biraz da bana yer açın hepsi bu.
Bilinçli kimliğe sahip, benliğini kimse için feda etmeyecek, karşıdakini kabul edecek ama o oranda da benliğinin kabulünü isteyecek ve bunun sunulmasının bir sevgi gösterisi olmadığını bilen kadınlarda neler oluyor diye bakacak olursak görüyoruz ki,bu durum yukarıda gördüğümüz davranışlara sahip anneler tarafından büyütülen erkekler için uzun süreli ilişkilerde benlik kaybı yaşama korkusu yarattığından tercih edilmiyor. (Tabii ki bu erkekler böyle bir korku yaşadıklarının farkında değiller.)
İşte bu nedenle herkes önce kendi davranışlarına ve sonrada iç dünyasına bakmalı diyoruz, yoksa hayatımıza dair farkındalıklar yaşamadan bir ömrü tüketip gideceğiz.
Servet Baysal
Farkına bile varmadan bu gerçeklerin hayata nasıl yerleştiğine bakacak olursak göreceğiz ki kadın aslında onu anlamlı kılacak düşüncelerini, değer yargılarını, ihtiyaç ve isteklerini; önce beraberlik yaşadığı partnerine sonra da çocukları hayatına girdiğinde onların ihtiyaç ve isteklerine ve duygularına yer vererek, geri plana atmaktadır. Adeta eşinin ve çocuklarının varlıklarıyla varolmaktadır.
Bütün kendine ait değer ve isteklerinden vazgeçmek bir anne kimliğini çağrıştırır ve annelere has sevgi duygusunuda beraberinde getirir. Kadın bu sevgi gösterisinin alanını daha da genişleterek yakın ilişkilerinde de sergiler.
Erkek tarafında ise bu özverili duyguları annelerinde görmeye öylesine alışkındırlar ki bunun olması gereken bir tarz ve hatta sevgi olduğunu düşünür ve hatta beklerler. Oysa ki kadın cephesinde erkek tarafından fark edilmeyen bir özveridir bu. (Genelde kadınların eşlerine ve çocuklarına senin için saçımı süpürge yaptım sözüyle anlatmak istedikleri, özveride bulunduklarını düşünmelerinden kaynaklanmaktadır.)
Başlangıçta kadın bu tarzından memnun ve mutludur vericidir ve alanlar memnundur. Erkek ise anneden alışkın olduğu kendini iyi hissettiren bu gidişattan memnundur. Ne yazık ki kız çocuklarına anneleri tarafından bu sistem olması gereken diye söylenerek ve kurallanarak öğretilir. Hatta üst sınırlarda yetiştirilen bir kız çocuğu gelecekte zeka, bilgi ve başarılarını göstermemeyi tercih ederek yaşar hale gelir.
Zamanla kadının yaşadığı benlik kaybı psikolojik sıkıntılar, psikosomatik hastalıklar (baş ağrıları, anksiyete, mide ağrıları, eklem ağrıları, zamanla etrafına şiddet uygulama) şeklinde kendisini gösterir.
Bütün bunları fark edebilen kadınlar, benliklerini çeşitli destekler alarak kazanmaya çalışır ve başarırlarsa beraber oldukları erkeklerde bir huzursuzlanma ya da neler oluyor ne oldu da bu değişiklikleri yaşıyoruz gibi tavırlarıyla yüzleşirler. Böyle bir durumda yani kadının bilinçlenmesi sonrasında hayatta bende varım demesi halinde erkek tarafından olay şaşkınlıkla karşılandığı gibi kendini yalnız kalmış, terkedilmiş ve güçsüz gibi hissedilir. Oysa ki erkekte bir değişim yoktur sadece kadın kendi benliğini farketmiş ve hayatımda sizler varsınız ama ben de varım demiştir biraz da bana yer açın hepsi bu.
Bilinçli kimliğe sahip, benliğini kimse için feda etmeyecek, karşıdakini kabul edecek ama o oranda da benliğinin kabulünü isteyecek ve bunun sunulmasının bir sevgi gösterisi olmadığını bilen kadınlarda neler oluyor diye bakacak olursak görüyoruz ki,bu durum yukarıda gördüğümüz davranışlara sahip anneler tarafından büyütülen erkekler için uzun süreli ilişkilerde benlik kaybı yaşama korkusu yarattığından tercih edilmiyor. (Tabii ki bu erkekler böyle bir korku yaşadıklarının farkında değiller.)
İşte bu nedenle herkes önce kendi davranışlarına ve sonrada iç dünyasına bakmalı diyoruz, yoksa hayatımıza dair farkındalıklar yaşamadan bir ömrü tüketip gideceğiz.
Servet Baysal
Beğenin
Yazan Uzman
|
Sitemizde yer alan döküman ve yazılar uzman üyelerimiz tarafından hazırlanmış ve pek çoğu bilimsel düzeyde yapılmış çalışmalar olduğundan güvenilir mahiyette eserlerdir. Bununla birlikte TavsiyeEdiyorum.com sitesi ve çalışma sahipleri, yazıların içerdiği bilgilerin güvenilirliği veya güncelliği konusunda hukuki bir güvence vermezler. Sitemizde yayınlanan yazılar bilgi amaçlı kaleme alınmış ve profesyonellere yönelik olarak
hazırlanmıştır. Site ziyaretçilerimizin o meslekle ilgili bir uzmanla görüşmeden, yazı içindeki bilgileri kendi başlarına kullanmamaları gerekmektedir. Yazıların telif hakkı tamamen yazarlarına aittir, eserler sahiplerinin muvaffakatı olmadan hiçbir suretle çoğaltılamaz, başka bir
yerde kullanılamaz, kopyala yapıştır yöntemiyle başka mecralara aktarılamaz. Sitemizde yer alan herhangi bir yazı başkasına ait telif haklarını ihlal ediyor, intihal içeriyor veya yazarın mensubu bulunduğu mesleğin meslek için etik kurallarına aykırılıklar taşıyorsa, yazının kaldırılabilmesi için site yönetimimize bilgi verilmelidir.