Temmuz ayının başlangıcından itibaren tercih sezonunu da açmış bulunmaktayız.

TEOG ve LYS sonuçlarının açıklanması ile birlikte Öğrenciler, Aileler, İdareciler ve Rehber Öğretmenlerin telaşı da başlamış bulunmaktadır. 15 yıllık mesleki deneyimim ve yaşantımın içerisinde çok bariz hatalarla ve güzellikler ile karşılaştım.

Öncelikle karar verme süreci çok önemlidir. Üstad Doğan CÜCELOĞLU, ?İyi Düşün Doğru Karar Ver? isimli kitabında karar verme sürecinde düşünmenin ve analiz etmenin ne kadar önemli olduğuna değindiği gibi karar vermek cesaret ister?

Bu cesareti gösteren öğrencilerimiz dershanesine giderek başarı sırasına göre gidebileceği yerlerin listesini çıkarttırıyor yada ÖSYM Kılavuzundan kendi çıkarıyor. Sonrada o liste üzerinde analiz yaparak mükemmel bir çalışma yapıyor. Bu çalışmadan oluşan 40 ? 50 adet oluşan liste ve sormak istediği sorular ile birlikte Rehberlik Servisine geliyor. Birlikte fazla değil 15-20 dakika içerisinde kafasındaki sorulara cevap bulmuş ve listeyi 30 yada istediği sayıya ulaştırmış olarak tercihini tamamlıyor ve gidiyor.

Karar verme sürecinde sorun yaşayan ve karar verme cesaretini gösteremeyen öğrencilerimiz ise en az 4-5 kez bizleri bir o kadar da dershanelerindeki rehber öğretmenlerini ziyaret ediyor hatta diğer bütün dershanelerin rehberlik servislerini de ziyaret ederek süreci tamamlıyor. Tamamlıyor dediğime bakmayın zaman kalsa bir tur daha atacak amma tercih süresi bittiği için mecburen tamamlıyor.

Bu cesareti gösterememenin sebeplerini bu yazımda uzun uzun anlatmayacağım sonraki bir yazımızı sadece buna ayırabilirim. Burada tercihlerin nasıl yapılacağına da değinmeyeceğim Murat AYDIN hocam zaten yazısında buna da değinmiş bulunmakta?

Peki ben nelere değineceğim bu yazımda?

Bir yerden başlamak gerekiyordu yazmak için; hayatın koşuşturması içinde sürekli erteliyordum, Aktüel Eğitim web sayfasında yazı yazmayı?

Bugün vira bismillah deyip başlama zamanı, inşallah diğer yazımı daha kısa zamanda paylaşacağım?

Sonuç olarak bir sürece başladık tamamlayalım; evet dostlar demişler; en kötü karar, kararsızlıktan iyidir. Ne karar veriyor isek aşağıdaki özellikleri esas alarak karar verelim;

Aile ve çevre istiyor diyerek tercih yapılmaz,

Okul ve bölüm güzel diyerek de tercih yapılmaz,

Şehir doğuda/batıda ve güzel diyerek de tercih yapılmaz,

Puanım yüksek en yüksek puanlı yeri yazayım diyerek de tercih yapılmaz.

Peki niçin ve nasıl yapılır tercih kısa ve öz olarak elinde puanına/başarı sırana uygun yerler içerisinde gönlün ve aklın birlikte nereyi istiyor ise onu tercih edersin?

Tercih işlemini aklına ve gönlüne danışır iken de; Yeteneklerin, İlgi ve Mesleki değerlerini analiz ederek bu kişisel özelliklerine en uygun olan, bölüm, fakülte, üniversite ve şehri seçersin? Seçtikten sonra ise arkana bakmadan hayata katılırsın anlamlı ve huzurlu yaşamak için?

Zaten hayata gelmemizin amacı da hayata anlam katmak ve anlamlı yaşamak değil mi?

Seçtiğimiz tercihlerimizde yaşamımıza anlam katacak şekilde dizayn edilmeli? Yoksa Üniversiteyi kazanırsın mutsuz, mezun olursun mutsuz, işe başlarsın mutsuz, evlenirsin mutsuz, çocuğun olur mutsuz? gün gelir çocuğunun tercihini yaparsın/yaptırırsın mutsuz olursun?

Biz dünya ya mutlu olmaya geldik her şartta verdiğimiz kararlar da buna hizmet etmeli?

Mutluluğa ulaştıran tercihler yapmanız dileği ile ?