2007'den Bugüne 92,309 Tavsiye, 28,219 Uzman ve 19,977 Bilimsel Makale
Site İçi Arama
Yeni Tavsiye Ekleyin!



Çocuklarınızla İlişkilerinizde Sorun Yaratanı Değil, Sorun Yaşayanı Ara…
YAZI #2922 © Yazan Uzm.Psk.H. Fatih DANE | Yayın Mart 2016
İlişkilerin kaçınılmaz parçası çatışma. Önemli olan çatışmanın olması değil, nasıl çözümlendiği. Çatışma basit anlamı ile anlaşmazlık, kesintiler ve rahatsız eden duygular anlamına gelir. Çeşitleri var. Bunlardan ilki gereksinim yani ihtiyaç çatışması, diğeri ise değer çatışmaları. Değer çatışmalarının çözümü biraz güç.

Bazen çatışmalar, ebeveyn ve çocuklar, gençler arasında anlaşmazlıklara yol açıyor. Anlaşmazlıklar kaçınılmaz olsa da, bazen bağırma, vurma, hakaret etme ile sonuçlanabilir. Amacımız, mücadeleleri engelleyebilecek, anlaşmazlıkları sakince çözebilecek bir yöntem geliştirmek.

Ergen çocuklarımızla aramızdaki çatışmaların nedeni, her zaman bizim ya da onların hatası olmayabilir. Akla şu soru geliyor. Problem yaşayanı mı bulacağız, yoksa problem yaratanı mı? İlişkilerde problem yaratanı bulmak oldukça zor. Belki de çatışmaları çözmeye daha tarafsızca bakabilirsek, problem yaşayan ile uğraşabilirsek, bu konudaki savunmacılığımızı ve korkularımızı yenebilirsek, çatışmaları başarılı bir şekilde çözme şansımız daha fazla olacaktır.

İlk önce çatışmanın doğal bir şey olduğunu kabul etmeliyiz. Ergenlerle, neredeyse günlük bir çatışma dozunu kabullenmeliyiz. Bunu beklemeyi, tahmin etmeyi ve buna karşı hazırlanmayı öğrenmeliyiz. Başa çıkmayı öğrenmeden önce, çatışmanın ergen çocuğumuzla ilişkimizdeki rolünü anlamalıyız.

İkincisi, çatışmaları çözmek için hangi adımları atabileceğimizi bize gösterecek bir model geliştirmemiz gerekir. Çatışmaların nasıl geliştiğini ve ayrıca bunları çözmenin en iyi yolunu bilmek, ergen çocuğumuzla daha rahat olmamızı sağlayacaktır.

Kırıcı sözlere ve incinmiş duygulara neden olacak şekilde yozlaşan çatışmalar, belleğimizde kalıcı yara izleri bırakabilir. Bu tip çatışmalar genelde iki tür tepki doğurur. Geri çekilme ve intikam.

Ebeveyn/ergen çatışmalarında yangınları önlemenin tek yolu anlaşmazlıklarımızdan söz ederek ve uyumsuzluk ateşini söndürmenin bir çaresini bularak çatışma çözümü alıştırmaları yapmaktır.

Çatışma çözümü, özdenetim ve bir dizi konuşma becerisini gerektirir. Sinirli olsak bile, saygı gösteren bir ses tonunu seçebiliriz.

Ergen çocuklarımızla çatışmalarımızdan, düşmanlık içeren “onlara karşı biz” unsurunu çıkarmaya çalışarak işe başlayabiliriz. Çatışmaya yol açan ya da katkıda bulunan pek çok etken arasında psikolojik stres, yanlış varsayımlar, zayıf iletişim, engellenmiş planlar, gerçekleşmemiş hayaller, zayıf bir benlik imgesi, hormonal dengesizlikler, yanlış anlamalar, yorgunluk, reddedilme, çok fazla baskı ve başarısızlık hissi vardır.

Bunların tümü çatışmanın kaynağı ya da sadece zor bir durumu büyük bir çatışmaya dönüştüren etki olabilir.

Açıklama ne olursa olsun, suçlu arama fikrini geride bırakır bırakmaz, çözüm yollarını geliştirmeyi deneyebiliriz. Bize gerekli olan, geçmişte düştüğümüz iletişim tuzaklarından ve başarısızlıklardan kaçınmamıza yardımcı olacak bir plandır.


Çatışma çözümü için bir model; bazen ateşli bir tartışmanın ortasında istediğimiz kadar iyi düşünemeyebiliriz. Bu nedenle hatırlanması kolay olan, sinirli ya da kızgın olduğumuzda bile aklımızdan çıkmayacak bir çatışma çözümü modeline ihtiyaç vardır. Aşağıdaki model, çatışmayı neredeyse her türlü konuşmadan çıkarıp atmanıza yardım edecek bir dizi olumlu tepki sunmaktadır.

Bu sayısız ebeveyn/ergen ilişkisini mahveden yıkıcı iletişim alışkanlıklarının, hem çatışma düzeyini azaltacak hem de bir çözüme gitmemize yardımcı olacak yeni kalıplara dönüştürmemizi sağlayabilir. Model, her olası çatışma durumunda atmamız gereken dört adımı tanımlamaktadır. Sorunu tanımla, anlaşma olanağı ara, çocuğun hislerini anla, görüşünü sakince bildir.

İlk başlarda bunu kullanmak zoraki ve mekanik gelebilir. Ama yapacağınız denemelerle, bisiklete binmek kadar doğal gelecektir. Yönteme bir kez alışıp beceriyle konuşmaya başladıktan sonra, hem siz hem de ergen çocuğunuz, iletişiminizdeki farklılığı göreceksiniz.

İlk adım sorunu tanımlamaktır. Eğer anlaşmazlığınızın gerçek kaynağını saptayıp karşınızdakiyle anlaşma sağlama zahmetine katlanmazsanız, onun söylemeye çalıştığı her şeyi yanlış söyleme olasılığınız artar. Sonuçta pek az ergen hislerini ustaca ifade edebilir ve pek az ebeveyn ergenleri dinleme konusunda beceriklidir. Bu iletişim hatalarını olabildiğince hızlı düzeltmek önemlidir, aksi halde hem konuşma hem de ilişki bozulmaya mahkumdur.

Sürecin ikinci aşaması, anlaşma olanağı aramaktır. Normalde çocuğunuzun söyledikleri içinde kabul edebileceğiniz bazı noktalar bulabilirsiniz, tabii onu dinlerseniz. Anlaştığımız alanları kabul ettiğimizde tartışmanın kapsamını daraltmış oluruz. Böylece ağır sorunlar baş edilebilir hale gelebilir.

Üçüncü adım, ergen çocuğunuzun hislerini anlamaktır. Onlar için pek az şey kendi hislerinden önemlidir. Hislerini yanlış anlarsak, kendi görüşümüzü belirtmek istediğimizde bizi dinlemeyeceklerdir. Çoğu durumda, ergenlerin asıl istedikleri, gerçekten anlaşılmaktır. Sadece bu adımda dikkat ederek birçok anlaşmazlıklar giderilebilir.

Dördüncü adım, görüşlerinizi sakince ifade etmektir. “bence.......”, “gördüğüm kadarıyla.....” gibi bir girişle başlayın ve sakince kısa olarak konuyla ilgili kendi görüşünüzü ortaya koyun. Buradaki amaç, ergenlerin kendilerinkinden farklı bir bakış açısı olduğunu görmelerini sağlamak ve bu anlaşmazlıkta sizin rolünüzün yalnızca onları eleştirmek ya da düzeltmek değil, ayrıca sorunun çözümü için sizinle birlikte çalışmaya ikna etmek de olduğunu göstermektir.

Ne yazık ki, konuşmalarımız ve çatışmalarımız her zaman belli bir çerçeve içinde kalmayacaktır. Her zaman “........söylüyorsun”, “kabul ediyorum”, “anlıyorum”, veya “bence........” Sözlerini kullanmayabilirsiniz ya da her çatışmada bu aşamaları izleme olanağı bulamayabilirsiniz. Ancak bu model çatışma çözerken size bu dört aşamanın bazılarını ya da hepsini birden kullanma alışkanlığını kazandırabilir. Hiçbir plan barışı garanti edemez, ama çatışmaları barışçıl biçimde çözecek bir plana sahip olmak, zekanıza ve anlık tepkilerinize bel bağlamaktan daha fazla başarı şansı sunacaktır.
     Beğenin    
Facebook'ta paylaş Twitter'da paylaş Linkin'de paylaş Pinterest'de paylaş Epostayla Paylaş
Yazan Uzman
H. Fatih DANE Fotoğraf
Uzm.Psk.H. Fatih DANE
İstanbul
Uzman Klinik Psikolog
TavsiyeEdiyorum.com Üyesi52 kez tavsiye edildiİş Adresi Kayıtlı
Makale Kütüphanemizden
İlgili Makaleler Uzm.Psk.H. Fatih DANE'nin Makaleleri
► Sorun ve Üzüntü Yorgunluğu Psk.Namık ACAR
► Sorun Çözme Becerileri Psk.Kamil ERTEKİN
► Nlp ile Sorun Çözme Teknikleri Psk.Dnş.Abdullah TOPAL
► Sorun Çıkarınca Fark Edilmek Psk.Fatma ÇAKIR ÇALIŞKAN
TavsiyeEdiyorum.com Bilimsel Makaleler Kütüphanemizdeki 19,977 uzman makalesi arasında 'Çocuklarınızla İlişkilerinizde Sorun Yaratanı Değil, Sorun Yaşayanı Ara…' başlığıyla benzeşen toplam 33 makaleden bu yazıyla en ilgili görülenleri yukarıda listelenmiştir.
► Psikoterapi Süreci Kasım 2016
► Depresyon ve Tedavisi Kasım 2015
Sitemizde yer alan döküman ve yazılar uzman üyelerimiz tarafından hazırlanmış ve pek çoğu bilimsel düzeyde yapılmış çalışmalar olduğundan güvenilir mahiyette eserlerdir. Bununla birlikte TavsiyeEdiyorum.com sitesi ve çalışma sahipleri, yazıların içerdiği bilgilerin güvenilirliği veya güncelliği konusunda hukuki bir güvence vermezler. Sitemizde yayınlanan yazılar bilgi amaçlı kaleme alınmış ve profesyonellere yönelik olarak hazırlanmıştır. Site ziyaretçilerimizin o meslekle ilgili bir uzmanla görüşmeden, yazı içindeki bilgileri kendi başlarına kullanmamaları gerekmektedir. Yazıların telif hakkı tamamen yazarlarına aittir, eserler sahiplerinin muvaffakatı olmadan hiçbir suretle çoğaltılamaz, başka bir yerde kullanılamaz, kopyala yapıştır yöntemiyle başka mecralara aktarılamaz. Sitemizde yer alan herhangi bir yazı başkasına ait telif haklarını ihlal ediyor, intihal içeriyor veya yazarın mensubu bulunduğu mesleğin meslek için etik kurallarına aykırılıklar taşıyorsa, yazının kaldırılabilmesi için site yönetimimize bilgi verilmelidir.


09:09
Top