Bu Sabah Gazetesi Röportaj
“Bugünün etkilerini 50 yıl sonra göreceğiz”
Stres artık hayatın her yerinde. Yaşam şartlarının değiştiğini ve çocukların bile stresle tanıştığını ifade eden Klinik Psikolog Gonca Küçüktetik, aileleri bazı konularda uyardı. Çocukları yetiştirme tarzının çok önemli olduğunu ifade eden Küçüktetik, teknolojik gelişmelere de dikkat çekerek, “Git gide yalnızlaşıyoruz ve insanlar birbirleriyle iletişim kurmayı unutuyor. Bugünün gençler ve çocuklar üzerindeki etkilerini de ancak 50 yıl sonra göreceğiz” dedi.
Sağlık Bakanlığı, İstanbul Milletvekili Sezgin Tanrıkulu'nun verdiği bir soru önergesi üzerine Türkiye’de psikolojik rahatsızlık vakalarına ilişkin verileri yayımladı. 2009-2013 yılları arasını kapsayan istatistiklere göre Malatya’da psikolojik rahatsızlıklar nedeniyle doktora başvuran kişi sayısı 5 yılda 5 kat artarak 76 bin 698’e yükseldi. Böyle büyük bir artışın söz konusu olmadığını ifade eden Psikolog Gonca Küçüktetik,“Psikologlara ya da psikiyatristlere sorarsanız böyle bir artışın olmadığını size söylerler. Biz psikiyatrik rahatsızlıkları psikotik ve nörotik rahatsızlıklar olmak üzere ikiye ayırıyoruz. Bu psikotik dediğimiz rahatsızlıklar beyinden ve hormonlardan kaynaklanıyor. Bu tür rahatsızlıklarda örneğin, şizofreni, bipolar, manik-depresif gibi rahatsızlıklarda kişinin gerçeklikle bağlantısı kopuyor. Bu tür rahatsızlıklarda nüfusa oranla böyle bir artış söz konusu değil. Dünyada da bunun oranları aynıdır. Fakat nörotik dediğimiz rahatsızlıklar daha çok kaygıdan, stresten, panik bozukluğundan, takıntılardan dolayı ortaya çıkan rahatsızlıklarda bir artış olabilir. Bunun altında yatan ana neden ise strestir” şeklinde konuştu.
STRES HER YERDE
Yaşam şartlarının değiştiğini ve çocukların bile stresle tanıştığını kaydeden Küçüktetik, konuşmasına şöyle devam etti:
“Nüfus artışını göz önünde bulundurduğumuzda bu oranlardaki artış aslında çok fazla değil. Psikiyatrik rahatsızlıkların oranına baktığımızda herhangi bir artış yok. Nörotik dediğimiz yani stresten ya da dış faktörlerinden kaynaklanan hastalıklarda bir artış söz konusu olabilir. Çünkü yaşam şartlarımız çok iç açıcı değil. Stres her yerde. Çocuklar bile stresle tanıştı. Küçük yaşta sınav stresiyle boğuşuyorlar. Etrafımızdaki sıkıntılar bizleri strese sokuyor. Bu tür huzursuzluklarda bir artış olabilir ama psikiyatrik rahatsızlıkla bu tür huzursuzlukları karıştırmamak gerekiyor.”
ÖNYARGILAR DEVAM EDİYOR
Psikologa gitme konusunda hala yanlış bir algının olduğunu dile getiren Gonca Küçüktetik, insanların yanlış anlaşılmamak için utana sıkıla psikologa gittiğini belirterek, “İnsanlar psikologa gitme konusunda biraz bilinçlendi. ‘Ben deli miyim de psikologa gideyim’ algısı biraz yıkıldı. Ama hala büyük bir önyargı var. Bunu bize gelen hastalardan da çok iyi anlayabiliyoruz. Büyük bir tereddüt içindeler, çoğu kişi ailesine psikologa gittiğini söyleyemiyor. Bu konuda da aslında insanların bilinçlenmesi gerekiyor. Bu bilinci kırmamız gerekiyor. Psikiyatriktik rahatsızlıkları olan ya da ruhsal sıkıntıları olan herkes deli değildir. Ya da ömür boyu ilaç kullanmak gibi bir durum söz konusu değil. Tabi ki böyle bir grupta var. Ama bunun haricinde hayatın getirdiği bazı travmalardan dolayı bir dönem sorun yaşayan kişilerde var ve bu kişiler tedavi olabilirler ya da destek alabilirler. Bu konuda önyargılı olmamak lazım. Bilinçlenen bir toplum var ama önyargılarda devam ediyor ve bunun biraz daha kırılması gerekiyor. Tam anlamıyla aşılmış değil” ifadelerini kullandı.
“YARDIMA İHTİYACI VAR AMA AİLESİNDEN ÇEKİNİYOR”
Malatyalıların psikologlara bakış açısının çok iyi bir noktada olmadığını ifade eden Psikolog Gonca Küçüktetik,“Her yerde olduğu gibi tabi ki Malatya’da da hastalar var. Ancak psikiyatrik rahatsızlıkları ciddi boyutlarda olanların oranı artmıyor. Her bireyin bir kişilik yapısı var. Bir şekilde hem aileden hem çevreden öğrenilmiş şeyler var. Karakter dediğimiz yapıyı da unutmamak lazım. Bundan kaynaklanan sıkıntılarda yaşanabiliyor. Bu tür hastalar da terapi yapılması gerekiyor. Çoğu hastada ilaç kullanımı yok. Malatyalıların psikologlara bakış açısı çokta iyi değil. Yardıma ve desteğe ihtiyacı var ama ailesine bile sıkıntılarını anlatamayan hastalarım var. ‘Akrabalarım ya da iş arkadaşlarım buraya girdiğimi görürse ne olur’ korkusuyla gelip tedavi olmaya çalışıyorlar. Bu da bir kaygı kaynağı. Önce kişi bir problemi olduğunu kabullenecek ki tedavi olabilsin. Bunu kabullendiği zaman dışarıdan bir dışlanma yaşarsa bu tedavi ne kadar kolay olabilir? Bu kabuğun kırılması için eğitim ve bilinçlendirme gerekiyor. Bize gelen hastalara ve ailelere biz anlatıyoruz ama daha çok bilinçlendirmek lazım. Bununla ilgili bir devlet politikası olabilir. Böyle sansasyonel haberler yaratmak yerine bilinçlendirmeye önem verilmeli” dedi.
AİLELER DİKKAT!
Stresin konusunda ailelere önemli uyarılardan bulunan Psikolog Gonca Küçüktetik, sözlerine şöyle devam etti:
“Sıkıntılar ve stres aslında çocukluktan gelen bir şey. Çocukları yetiştirme tarzımız da sınır koyma eksikliğimiz var. Aileler çocuklarına sınır koyamıyor. Sınır koymak sert bir şekilde kızmak değil. Gerçeklik çerçevesi içinde sınır koyulmalı. Çocuk şeker için ağlar ağlar ve ailesi ağlamaması için en sonunda o şekeri verir. Bu son derece yanlış bir şey. İlerde büyüdüğünde de isteklerini farklı şekillerde yapacak. İşte istekleri olmayınca ortaya ruhsal sıkıntılar, öfke ve sinir çıkıyor. Çocukları ancak doğru davranışları için ödüllendirmeliyiz. Aslında bu eğitim aileden de başlıyor.”
“GİT GİDE YALNIZLAŞIYORUZ”
Teknoloji çağında yaşadığımızı, bununda insanlar arasındaki iletişimi etkilediğini kaydeden Küçüktetik, “20 yıl öncesindeki sosyalleşme ile günümüzdeki sosyalleşme aynı değil. Bugünün etkilerini görmek için aslında bizim geriye gitmemiz lazım. Bu birden olan bir şey değil. Bugünün, gençler ve çocuklar üzerindeki etkilerini de ancak 50 yıl sonra göreceğiz. Ama bu gidiş çokta iyiye gitmiyor. Git gide yalnızlaşıyoruz ve insanlar birbirleriyle iletişim kurmayı unutuyor. Bu noktada ruhsal sıkıntılar ve stres kaçınılmaz oluyor” ifadelerine yer verdi.
ZEYNEP IRMAK GÜRŞEN
http://www.busabahmalatya.com/gundem/bugunun-etkilerini-50-yil-sonra-gorecegiz-h7409.html
Stres artık hayatın her yerinde. Yaşam şartlarının değiştiğini ve çocukların bile stresle tanıştığını ifade eden Klinik Psikolog Gonca Küçüktetik, aileleri bazı konularda uyardı. Çocukları yetiştirme tarzının çok önemli olduğunu ifade eden Küçüktetik, teknolojik gelişmelere de dikkat çekerek, “Git gide yalnızlaşıyoruz ve insanlar birbirleriyle iletişim kurmayı unutuyor. Bugünün gençler ve çocuklar üzerindeki etkilerini de ancak 50 yıl sonra göreceğiz” dedi.
Sağlık Bakanlığı, İstanbul Milletvekili Sezgin Tanrıkulu'nun verdiği bir soru önergesi üzerine Türkiye’de psikolojik rahatsızlık vakalarına ilişkin verileri yayımladı. 2009-2013 yılları arasını kapsayan istatistiklere göre Malatya’da psikolojik rahatsızlıklar nedeniyle doktora başvuran kişi sayısı 5 yılda 5 kat artarak 76 bin 698’e yükseldi. Böyle büyük bir artışın söz konusu olmadığını ifade eden Psikolog Gonca Küçüktetik,“Psikologlara ya da psikiyatristlere sorarsanız böyle bir artışın olmadığını size söylerler. Biz psikiyatrik rahatsızlıkları psikotik ve nörotik rahatsızlıklar olmak üzere ikiye ayırıyoruz. Bu psikotik dediğimiz rahatsızlıklar beyinden ve hormonlardan kaynaklanıyor. Bu tür rahatsızlıklarda örneğin, şizofreni, bipolar, manik-depresif gibi rahatsızlıklarda kişinin gerçeklikle bağlantısı kopuyor. Bu tür rahatsızlıklarda nüfusa oranla böyle bir artış söz konusu değil. Dünyada da bunun oranları aynıdır. Fakat nörotik dediğimiz rahatsızlıklar daha çok kaygıdan, stresten, panik bozukluğundan, takıntılardan dolayı ortaya çıkan rahatsızlıklarda bir artış olabilir. Bunun altında yatan ana neden ise strestir” şeklinde konuştu.
STRES HER YERDE
Yaşam şartlarının değiştiğini ve çocukların bile stresle tanıştığını kaydeden Küçüktetik, konuşmasına şöyle devam etti:
“Nüfus artışını göz önünde bulundurduğumuzda bu oranlardaki artış aslında çok fazla değil. Psikiyatrik rahatsızlıkların oranına baktığımızda herhangi bir artış yok. Nörotik dediğimiz yani stresten ya da dış faktörlerinden kaynaklanan hastalıklarda bir artış söz konusu olabilir. Çünkü yaşam şartlarımız çok iç açıcı değil. Stres her yerde. Çocuklar bile stresle tanıştı. Küçük yaşta sınav stresiyle boğuşuyorlar. Etrafımızdaki sıkıntılar bizleri strese sokuyor. Bu tür huzursuzluklarda bir artış olabilir ama psikiyatrik rahatsızlıkla bu tür huzursuzlukları karıştırmamak gerekiyor.”
ÖNYARGILAR DEVAM EDİYOR
Psikologa gitme konusunda hala yanlış bir algının olduğunu dile getiren Gonca Küçüktetik, insanların yanlış anlaşılmamak için utana sıkıla psikologa gittiğini belirterek, “İnsanlar psikologa gitme konusunda biraz bilinçlendi. ‘Ben deli miyim de psikologa gideyim’ algısı biraz yıkıldı. Ama hala büyük bir önyargı var. Bunu bize gelen hastalardan da çok iyi anlayabiliyoruz. Büyük bir tereddüt içindeler, çoğu kişi ailesine psikologa gittiğini söyleyemiyor. Bu konuda da aslında insanların bilinçlenmesi gerekiyor. Bu bilinci kırmamız gerekiyor. Psikiyatriktik rahatsızlıkları olan ya da ruhsal sıkıntıları olan herkes deli değildir. Ya da ömür boyu ilaç kullanmak gibi bir durum söz konusu değil. Tabi ki böyle bir grupta var. Ama bunun haricinde hayatın getirdiği bazı travmalardan dolayı bir dönem sorun yaşayan kişilerde var ve bu kişiler tedavi olabilirler ya da destek alabilirler. Bu konuda önyargılı olmamak lazım. Bilinçlenen bir toplum var ama önyargılarda devam ediyor ve bunun biraz daha kırılması gerekiyor. Tam anlamıyla aşılmış değil” ifadelerini kullandı.
“YARDIMA İHTİYACI VAR AMA AİLESİNDEN ÇEKİNİYOR”
Malatyalıların psikologlara bakış açısının çok iyi bir noktada olmadığını ifade eden Psikolog Gonca Küçüktetik,“Her yerde olduğu gibi tabi ki Malatya’da da hastalar var. Ancak psikiyatrik rahatsızlıkları ciddi boyutlarda olanların oranı artmıyor. Her bireyin bir kişilik yapısı var. Bir şekilde hem aileden hem çevreden öğrenilmiş şeyler var. Karakter dediğimiz yapıyı da unutmamak lazım. Bundan kaynaklanan sıkıntılarda yaşanabiliyor. Bu tür hastalar da terapi yapılması gerekiyor. Çoğu hastada ilaç kullanımı yok. Malatyalıların psikologlara bakış açısı çokta iyi değil. Yardıma ve desteğe ihtiyacı var ama ailesine bile sıkıntılarını anlatamayan hastalarım var. ‘Akrabalarım ya da iş arkadaşlarım buraya girdiğimi görürse ne olur’ korkusuyla gelip tedavi olmaya çalışıyorlar. Bu da bir kaygı kaynağı. Önce kişi bir problemi olduğunu kabullenecek ki tedavi olabilsin. Bunu kabullendiği zaman dışarıdan bir dışlanma yaşarsa bu tedavi ne kadar kolay olabilir? Bu kabuğun kırılması için eğitim ve bilinçlendirme gerekiyor. Bize gelen hastalara ve ailelere biz anlatıyoruz ama daha çok bilinçlendirmek lazım. Bununla ilgili bir devlet politikası olabilir. Böyle sansasyonel haberler yaratmak yerine bilinçlendirmeye önem verilmeli” dedi.
AİLELER DİKKAT!
Stresin konusunda ailelere önemli uyarılardan bulunan Psikolog Gonca Küçüktetik, sözlerine şöyle devam etti:
“Sıkıntılar ve stres aslında çocukluktan gelen bir şey. Çocukları yetiştirme tarzımız da sınır koyma eksikliğimiz var. Aileler çocuklarına sınır koyamıyor. Sınır koymak sert bir şekilde kızmak değil. Gerçeklik çerçevesi içinde sınır koyulmalı. Çocuk şeker için ağlar ağlar ve ailesi ağlamaması için en sonunda o şekeri verir. Bu son derece yanlış bir şey. İlerde büyüdüğünde de isteklerini farklı şekillerde yapacak. İşte istekleri olmayınca ortaya ruhsal sıkıntılar, öfke ve sinir çıkıyor. Çocukları ancak doğru davranışları için ödüllendirmeliyiz. Aslında bu eğitim aileden de başlıyor.”
“GİT GİDE YALNIZLAŞIYORUZ”
Teknoloji çağında yaşadığımızı, bununda insanlar arasındaki iletişimi etkilediğini kaydeden Küçüktetik, “20 yıl öncesindeki sosyalleşme ile günümüzdeki sosyalleşme aynı değil. Bugünün etkilerini görmek için aslında bizim geriye gitmemiz lazım. Bu birden olan bir şey değil. Bugünün, gençler ve çocuklar üzerindeki etkilerini de ancak 50 yıl sonra göreceğiz. Ama bu gidiş çokta iyiye gitmiyor. Git gide yalnızlaşıyoruz ve insanlar birbirleriyle iletişim kurmayı unutuyor. Bu noktada ruhsal sıkıntılar ve stres kaçınılmaz oluyor” ifadelerine yer verdi.
ZEYNEP IRMAK GÜRŞEN
http://www.busabahmalatya.com/gundem/bugunun-etkilerini-50-yil-sonra-gorecegiz-h7409.html
Beğenin 
Yazan Uzman
|
| Makale Kütüphanemizden | ||||
|
Sitemizde yer alan döküman ve yazılar uzman üyelerimiz tarafından hazırlanmış ve pek çoğu bilimsel düzeyde yapılmış çalışmalar olduğundan güvenilir mahiyette eserlerdir. Bununla birlikte TavsiyeEdiyorum.com sitesi ve çalışma sahipleri, yazıların içerdiği bilgilerin güvenilirliği veya güncelliği konusunda hukuki bir güvence vermezler. Sitemizde yayınlanan yazılar bilgi amaçlı kaleme alınmış ve profesyonellere yönelik olarak
hazırlanmıştır. Site ziyaretçilerimizin o meslekle ilgili bir uzmanla görüşmeden, yazı içindeki bilgileri kendi başlarına kullanmamaları gerekmektedir. Yazıların telif hakkı tamamen yazarlarına aittir, eserler sahiplerinin muvaffakatı olmadan hiçbir suretle çoğaltılamaz, başka bir
yerde kullanılamaz, kopyala yapıştır yöntemiyle başka mecralara aktarılamaz. Sitemizde yer alan herhangi bir yazı başkasına ait telif haklarını ihlal ediyor, intihal içeriyor veya yazarın mensubu bulunduğu mesleğin meslek için etik kurallarına aykırılıklar taşıyorsa, yazının kaldırılabilmesi için site yönetimimize bilgi verilmelidir.
