2007'den Bugüne 92,260 Tavsiye, 28,210 Uzman ve 19,973 Bilimsel Makale
Site İçi Arama
Yeni Tavsiye Ekleyin!



Çocuk Olmasa Çoktan Ayrılmıştık
YAZI #2983 © Yazan Psk.Hande NACAR | Yayın Mayıs 2016
Son yıllarda internette karşımıza çıkan hepimizin içini ısıtan 60 senelik evli çiftler var. Masumiyetlerine, aşklarına, birbirlerine verdikleri değere hayran kalıyoruz. Günümüzde ise insan ilişkileri giderek zorlaşıyor, hem kendimizden ödün veremiyoruz, hem de o yaşlı çiftlere imrenerek bakıyoruz. Ayrılmak bir seçim elbette ama sonuçlarına yalnız bizler katlanmıyoruz, peşimizden çocuklarımızı da sürüklüyoruz. Hep denir ya, en zorlu süreci çocuklar yaşıyor.
Tabi ki çocuğunuz var diye ayrılık ertelenmemeli, yalnız doğru şekilde ayrılmak oldukça önemli. Bazı aileler çocuklarının yıpranmalarına izin vermeden, anlaşarak ayrılsalar da bazıları çocuklarını mahkeme koridorlarında helak ediyor. Ayrılık arifesindeki anne-babalarla konuştuğumuzda ise zaman zaman onların da başka seçeneği olmadığını görüyoruz. Bazense sadece o sürece kaptırıp kimi zaman hırsları, kimi zaman inatları yüzünden çocuklarının çığlıklarını duyamadıklarını fark ediyoruz. Çocukların dünyasında, anne-babalarının ayrılık sürecinden ve ailelerin neler yapılabileceğinden bahsetmek istiyorum.
Öncelikle ayrılık sürecini her çocuğun farklı algıladığı aşikâr, ama bir takım duygular ortak. Bu süreçte çocuğunuzun yaşı oldukça önemli. Her yaş gurubu ayrılığı farklı algılıyor. 0-2 yaş grubu için çocuğun hiçbir şeyi farkında olmadığı düşünülür. Bu büyük bir yanılgıdır. Yapılan araştırmalar bu yaş grubu çocuklarda ayrılık sonrası ağlamaların arttığını, çocukların daha huysuz bir bebeğe dönüştüğünü daha sık ağlama nöbetleri geçirdiğini göstermekte. Oyuncaklarıyla daha az ilgilenmeleri, yemek yemeği reddetmeleri, uyku sorunları yaşamaları anne babalarına, durumu hissettiklerinin en büyük ispatı.
En çok etkilendiğini düşündüğümüz yaş grubu ise okul öncesi yani 3-6 yaş grubudur. Bunun sebebi aslında insan gelişimiyle oldukça paralel. Her birey bu yaşlarda dünyanın merkezinde olduğuna inanır. Ailenin odak noktasının kendisi olduğunu düşünür, kendini bir bakıma dünyanın kralı/kraliçesi, bir bakıma da olan her olayın sebebi hisseder. Bu nedenle anne babanın ayrılık sebebini bütünüyle kendileri üstlenirler. Bu yaş grubuyla çalıştığımızda “Ben yaramazlık yaptım, o yüzden babam gitti.” Cümlesini duyabiliriz. Çocuğun anne babalarının ayrılıklarını kendilerine yormaları, güven duygularını zedeler. Kendilerini güvensiz hisseden çocuklar, yeniden bebeklik oyuncaklarına sarılma, altlarını ıslatma, parmaklarını emme gibi gelişimsel süreçleri içerisinde çoktan atlattıkları davranışlarını yeniden gösterirler. Bu çocukların anne babalarına imdat çağrılarıdır.
7-12 yaş evresindeki bir çocuğun anne babası ayrılıyorsa, okul öncesi yaşlardaki çocuklar gibi tepki vermez çünkü çocuğun düşünce yapısı artık daha farklıdır. Çocuk artık kendini suçlamaz, bunun yerine bütün suç anne babasınındır. Eğer aile içinde taraf seçmesi isteniyorsa, çocuk seçim yapabilir. Anne ya da babasına karşı düşmanlık besleyebilir. Bu dönemde yapılan en büyük yanlış bu yaş grubundaki çocuklara, çocuk muamelesi yapıp gerçeği anlatmamak olur. Belirli ölçülerde dürüst olmak çocuğunuzun güven duygusu için oldukça önemlidir. Çocukların ders başarılarının düşmesi, ayrılık süreci ve sonrası arkadaş ortamından uzaklaşma ya da tam tersi aileden uzaklaşıp fazlaca arkadaş bağımlılığı geliştirme çocuklarda gördüğümüz en önemli belirtiler.
Ergenlik dönemi yani 13-18 yaş aralığı tehlikeli süreçlerin başında gelmekte. Bu dönem çocuklar ergenliğin getirdiği stresle baş etmeye çalışırken ilaveten anne babalarının ayrılık sürecinin stresini yaşamaya başlarlar. Anneyi ya da babayı düşman görme eğiliminde olan bu yaş grubu, yalnız ayrılık için değil, olan her kötü olay için anne babalarını suçlarlar. Kızlarda karşı cinse duydukları merakın arttığı, erken yaşta cinsel ilişki yaşadıkları, erkeklerdeyse daha kavgacı çocuklara dönüştükleri gözlemliyoruz.
Eğer içinizden ayrılmak için çocuğumuzun 18 yaşını aşmasını mı bekleyeceğiz diyorsanız, tabi ki çocuklarınız için mutsuz bir evlilik yaşamanız hiç mantıklı değil. Zaten mutsuz evliliğiniz, çocuğunuz için huzursuz bir aile ortamı demek. Huzursuz bir ev, çocuğunuza ayrılmanızdan da fazla zarar verebilir. Doğru şekilde ayrılırsanız, çocuklarınız da en az şekilde etkilenecektir.
Öncelikle ayrılık sürecinde çocukların da kendi hayat düzenlerinin değiştiğini unutmamak gerekiyor. Çocukların kafasında “Ben ne olacağım?” düşüncesi yerleşiyor. Onların nerede kalmak istediklerini nasıl bir hayat yaşamak istediklerini anlamakta, fikirlerine danışmakta yarar var. Dümeni siz kontrol edin ama bunu çocuğunuza hissettirmeyin. Yine sizin dediğiniz olsun ama emrivaki olmasın.
Çocuğunuz o süreçte sizin dikkatinizi çekmek için size birçok sinyal verecektir. Onu dikkatli dinlemekte yarar var. Verdiği sinyaller sizi kızdırabilir ama bunun için onu yargılamamanız lazım. Tabi ki yaptığı hataları destekleyip davranışı arttırmayın ama kızmanın da davranışı arttıracağını unutmayın.
Ayrılık sonrası da hem babası hem annesiyle birlikte zaman geçireceğini bilmesi çocukları oldukça rahatlatır çünkü anne babalarını bir daha aynı ortamda göremeyeceklerini düşünür çocuklar. Her zaman eski eşinizle bir araya gelemeyeceksinizdir elbette ama belirli zamanlarda birkaç saat çocuğunuzun ailesiyle zaman geçirmesi çocuğunuzun ayrılık sonrasında yaşadığı stresi azaltacaktır.
Her zaman çocuğunuzun bir birey olduğunu unutmayın. Yalnız bu zorlu süreçte değil, çocuğunuzun hayatının her aşamasında onu dinleyip anlamanız, dürüst olmanız, güven vermeniz ve ona saygı duymanız çok önemli. Eğer elinizden geleni yapmanıza rağmen çocuğunuzun anne babasının ayrılığını atlatamadığını düşünüyorsanız, bir uzmana danışmanızda yarar var. Eğer eşinizden ayrılmaya kararlıysanız, çocuğunuzu unutmadan dostça ayrılmanız ve her zaman temas içinde olmanız çocuğunuz için en doğrusu olacaktır.

Hande NACAR
Psikolog
     Beğenin    
Facebook'ta paylaş Twitter'da paylaş Linkin'de paylaş Pinterest'de paylaş Epostayla Paylaş
Makale Kütüphanemizden
İlgili Makaleler Psk.Hande NACAR'ın Yazıları
► Mutlu Çocuk mu Proje Çocuk mu? Psk.Yasemin TÜZEMEN
TavsiyeEdiyorum.com Bilimsel Makaleler Kütüphanemizdeki 19,973 uzman makalesi arasında 'Çocuk Olmasa Çoktan Ayrılmıştık' başlığıyla benzeşen toplam 12 makaleden bu yazıyla en ilgili görülenleri yukarıda listelenmiştir.
◊ Bebeğim Otizmli mi? Mayıs 2016
◊ Ergenlik ve Özgüven Mayıs 2016
Sitemizde yer alan döküman ve yazılar uzman üyelerimiz tarafından hazırlanmış ve pek çoğu bilimsel düzeyde yapılmış çalışmalar olduğundan güvenilir mahiyette eserlerdir. Bununla birlikte TavsiyeEdiyorum.com sitesi ve çalışma sahipleri, yazıların içerdiği bilgilerin güvenilirliği veya güncelliği konusunda hukuki bir güvence vermezler. Sitemizde yayınlanan yazılar bilgi amaçlı kaleme alınmış ve profesyonellere yönelik olarak hazırlanmıştır. Site ziyaretçilerimizin o meslekle ilgili bir uzmanla görüşmeden, yazı içindeki bilgileri kendi başlarına kullanmamaları gerekmektedir. Yazıların telif hakkı tamamen yazarlarına aittir, eserler sahiplerinin muvaffakatı olmadan hiçbir suretle çoğaltılamaz, başka bir yerde kullanılamaz, kopyala yapıştır yöntemiyle başka mecralara aktarılamaz. Sitemizde yer alan herhangi bir yazı başkasına ait telif haklarını ihlal ediyor, intihal içeriyor veya yazarın mensubu bulunduğu mesleğin meslek için etik kurallarına aykırılıklar taşıyorsa, yazının kaldırılabilmesi için site yönetimimize bilgi verilmelidir.


03:13
Top