Çocuk Gelişiminde Okul Öncesi Eğitimi
Okul öncesi eğitim olarak adlandırılabilecek ilk kurum, çocuklar için oyunun en önemli eğitim aracı olduğunu ileri süren pedagog Freidrich Wilhelm Froebel tarafından 1816 yılında kurulmuştur. 20. yüzyıla gelindiğinde ise okul öncesi eğitim döneminin çocukların gelişim özellikleri ve eğitim ihtiyaçları açısından çok önemli bir dönem olduğunun farkına varılmış ve çocuğun geleceğini belirlemedeki etkisinin önemi anlaşılmıştır.
Günümüzde ise bilimsel olarak okul öncesi eğitimin başlaması gereken yaş aralığı 3 - 6 olarak belirlenmiştir. Çocukların zihinsel ve kişilik gelişiminin %70 i 0-6 yaş arasında tamamlanmaktadır. Çocuğun temel bilgi, beceri ve alışkanlıklarının bu erken dönemde kazanılması, zihinsel yeteneklerinin hızlı bir biçimde gelişip biçimlenmesi ve gelişimine ait ilk temellerin bu dönemde atılması nedeniyle 0-6 yaş önemi büyük öneme sahiptir.
İnsan yaşamında bu kadar önemli bir yeri olan bu dönemin en iyi biçimde değerlendirilmesi, nitelikli bir okul öncesi eğitimle gerçekleşebilir. Bu nedenle, okul öncesi eğitimin kalitesini artırmak, en etkin biçimde düzenlemek ve tüm yaş grubuna hizmet edecek içimde yaygınlaştırmak çok önemlidir.
Bu süreç çocuklar ilköğretime hazırlanırken, paylaşmayı, dayanışmayı, sosyalleşmeyi ve birlikte çalışmayı öğrenirler. Okul öncesi eğitimin amacı çocuklarda öğrenmeye ilgi uyandırmak ve çocuğun var olan yeteneklerini görünür kılmaktır. Bu sebeple özellikle 0-6 yaş dönemi çocuğun yüksek öğrenme potansiyeline sahip olduğu bir dönem olarak görülmektedir.
Çocuğun eğitim hayatının ilk adımı olan okul öncesi eğitim, çıkılacak olan ilk basamaktır. Dolayısıyla bu ilk basamakta uygun fiziksel ve sosyal çevre koşullarında ve sağlıklı etkileşim ortamında yetişen çocuklar, daha hızlı ve başarılı bir gelişim gösterirler.
Eğitimin sağlam temeller üzerine kurulmasında ve insanların ileri yaşlardaki başarılarında okul öncesi eğitimin rolü bilimsel olarak kanıtlanmıştır. Ana kucağındaki yoğun ilgiden sonra, anaokulu ortamı çocuk için dünyaya açılan yepyeni bir penceredir. O nedenle Olumlu ya da olumsuz anlamda verilen her şey, onları yetişkinlik yıllarında da doğrudan etkilemektedir.
Aile içi desteğin tek başına yetmediği, çocuğun kendi yaşıtlarıyla birlikte olabileceği, bedensel ve zihinsel gelişmelerini sağlıklı biçimde sürdürebilecekleri bir ortam olduğu için okul öncesi eğitim zorunlu ve gereklidir.
Okulöncesi eğitim; çocuğun daha yaratıcı, ileriyi görebilen, yeni ürünler yaratabilen ve çevresini kendi amaçları için yönlendirebilen özerk bir birey olarak yetişmesine katkı sağlayacaktır...
Uzman Klinik Psikolog
Zehra Ayça AYSEN
Günümüzde ise bilimsel olarak okul öncesi eğitimin başlaması gereken yaş aralığı 3 - 6 olarak belirlenmiştir. Çocukların zihinsel ve kişilik gelişiminin %70 i 0-6 yaş arasında tamamlanmaktadır. Çocuğun temel bilgi, beceri ve alışkanlıklarının bu erken dönemde kazanılması, zihinsel yeteneklerinin hızlı bir biçimde gelişip biçimlenmesi ve gelişimine ait ilk temellerin bu dönemde atılması nedeniyle 0-6 yaş önemi büyük öneme sahiptir.
İnsan yaşamında bu kadar önemli bir yeri olan bu dönemin en iyi biçimde değerlendirilmesi, nitelikli bir okul öncesi eğitimle gerçekleşebilir. Bu nedenle, okul öncesi eğitimin kalitesini artırmak, en etkin biçimde düzenlemek ve tüm yaş grubuna hizmet edecek içimde yaygınlaştırmak çok önemlidir.
Bu süreç çocuklar ilköğretime hazırlanırken, paylaşmayı, dayanışmayı, sosyalleşmeyi ve birlikte çalışmayı öğrenirler. Okul öncesi eğitimin amacı çocuklarda öğrenmeye ilgi uyandırmak ve çocuğun var olan yeteneklerini görünür kılmaktır. Bu sebeple özellikle 0-6 yaş dönemi çocuğun yüksek öğrenme potansiyeline sahip olduğu bir dönem olarak görülmektedir.
Çocuğun eğitim hayatının ilk adımı olan okul öncesi eğitim, çıkılacak olan ilk basamaktır. Dolayısıyla bu ilk basamakta uygun fiziksel ve sosyal çevre koşullarında ve sağlıklı etkileşim ortamında yetişen çocuklar, daha hızlı ve başarılı bir gelişim gösterirler.
Eğitimin sağlam temeller üzerine kurulmasında ve insanların ileri yaşlardaki başarılarında okul öncesi eğitimin rolü bilimsel olarak kanıtlanmıştır. Ana kucağındaki yoğun ilgiden sonra, anaokulu ortamı çocuk için dünyaya açılan yepyeni bir penceredir. O nedenle Olumlu ya da olumsuz anlamda verilen her şey, onları yetişkinlik yıllarında da doğrudan etkilemektedir.
Aile içi desteğin tek başına yetmediği, çocuğun kendi yaşıtlarıyla birlikte olabileceği, bedensel ve zihinsel gelişmelerini sağlıklı biçimde sürdürebilecekleri bir ortam olduğu için okul öncesi eğitim zorunlu ve gereklidir.
Okulöncesi eğitim; çocuğun daha yaratıcı, ileriyi görebilen, yeni ürünler yaratabilen ve çevresini kendi amaçları için yönlendirebilen özerk bir birey olarak yetişmesine katkı sağlayacaktır...
Uzman Klinik Psikolog
Zehra Ayça AYSEN






Yazan Uzman
|
Sitemizde yer alan döküman ve yazılar uzman üyelerimiz tarafından hazırlanmış ve pek çoğu bilimsel düzeyde yapılmış çalışmalar olduğundan güvenilir mahiyette eserlerdir. Bununla birlikte TavsiyeEdiyorum.com sitesi ve çalışma sahipleri, yazıların içerdiği bilgilerin güvenilirliği veya güncelliği konusunda hukuki bir güvence vermezler. Sitemizde yayınlanan yazılar bilgi amaçlı kaleme alınmış ve profesyonellere yönelik olarak
hazırlanmıştır. Site ziyaretçilerimizin o meslekle ilgili bir uzmanla görüşmeden, yazı içindeki bilgileri kendi başlarına kullanmamaları gerekmektedir. Yazıların telif hakkı tamamen yazarlarına aittir, eserler sahiplerinin muvaffakatı olmadan hiçbir suretle çoğaltılamaz, başka bir
yerde kullanılamaz, kopyala yapıştır yöntemiyle başka mecralara aktarılamaz. Sitemizde yer alan herhangi bir yazı başkasına ait telif haklarını ihlal ediyor, intihal içeriyor veya yazarın mensubu bulunduğu mesleğin meslek için etik kurallarına aykırılıklar taşıyorsa, yazının kaldırılabilmesi için site yönetimimize bilgi verilmelidir.