Psikoterapi ile İlişki Problemlerinin Çözümü
Psikoterapi ile İlişki Problemlerinin Çözümü
Pek çok kişi romantik, aile, arkadaşlık gibi yakın ilişkilerde sorun yaşıyor. Bu sorunların kaynağına inildiğinde; kişilerin ilişki kurma, yürütme biçimlerinde ve kişilik yapılarında bir takım çarpıklıklar, yanlışlıklar olduğu görülüyor.
İlişkilerinde problem yaşayan ve yardıma başvuran kişilerin çoğu, yaşadığı ilişkilerde hemen hemen aynı sorunlarla karşılaşıyor, sağlıklı bir ilişki yaşamakta zorlanıyor ya da sürekli kısa süreli ilişkiler ve ayrılıklar yaşıyor. Problemli bir ilişkiden kopamıyor, sürekli ihanete uğradığından ve karşı cinse tamamen güvenemediğinden şikayet ediyor. Bir ilişkiye başlayamıyor ya da bitiremiyor veya sürekli ilişki değiştiriyor ve kendisini yoruyor, yıpratıyor. Anlaşılmamaktan yakınıyor ve sağlıklı ilişkiler yaşayamıyor.
Yaşanan bu ve benzeri problemlerde asıl sebep kişinin kendi düşünce ve davranış biçimleridir. Buna rağmen pek çok kişi yaşadığı ilişkisel problemlerin sebebi olarak karşı tarafı suçlu görür, şanssızlık ya da kadersizlik yaşadığını düşünür. İnsanların nankör ve güvenilmez olduğuna inanır fakat asıl sebep kişinin kendi düşünce ve davranış biçimidir. Dolayısıyla ilişkilerinde benzer sorunları yaşayan kişi, problemin kaynağı olarak diğerlerini görmek yerine, kendi düşünce ve davranış biçimine odaklanmalı, yanlış, çarpık ve bozuk olanları değiştirmelidir.
Doğru olmayan bu düşünce ve davranış biçimleri, kişinin problemleri algılayış ve yaklaşım tarzları, genellikle geçmiş yaşantılarıyla ilişkilidir. Kişinin çocukluğundan itibaren başlayıp devam eden süreçte yaşadığı problemler, hayal kırıklıkları, travmalar ve kayıplar onda belirli bir düşünce ve davranış sistemi oluşturur. Kişi bu deneyimlerinden yola çıkarak, şuanda yaşadığı ve gelecekte yaşayacağı olası tüm problemlere aynı düşünce kalıpları ve davranış biçimleriyle yaklaşır. Bu yüzden de ilişkilerinde zaman zaman tıkanmalar, kopmalar yaşar.
Terapide de amaç, kişiye sorunları çözme becerisi ve ilişkiyi iyileştirebilme yetisi kazandırmaktır. Tedavi süreci boyunca yapılan psikoterapi seanlarında, kişinin geçmişte yaşadığı ilişki problemlerine ayna tutularak, şimdi ve geçmiş arasında benzerlikler saptanır. Kişinin soruna ilişkin düşünce, duygu ve davranış biçimleri tespit edilir. Kişinin geçmişte ve şuanda yaşadığı ilişki problemlerine sebep olan, düşünce ve davranış biçimleri belirlenerek, kişinin problemlere olan yaklaşımları yeniden düzenlenir.
Psikoterapi süreciyle beraber kişi, doğru çözüm stratejileri ve yeterli çaba sayesinde yaşadığı ilişki problemlerinin üstesinden gelebilir, ilişkilerini iyileştirilebilir. Yeniden düzenlediği düşünce, davranış ve yaklaşım şekliyle, karşılaştığı problemlere daha sağlıklı bir bakış açısıyla yaklaşabilir ve problemlerle baş edebilir duruma gelebilir.
Pek çok kişi romantik, aile, arkadaşlık gibi yakın ilişkilerde sorun yaşıyor. Bu sorunların kaynağına inildiğinde; kişilerin ilişki kurma, yürütme biçimlerinde ve kişilik yapılarında bir takım çarpıklıklar, yanlışlıklar olduğu görülüyor.
İlişkilerinde problem yaşayan ve yardıma başvuran kişilerin çoğu, yaşadığı ilişkilerde hemen hemen aynı sorunlarla karşılaşıyor, sağlıklı bir ilişki yaşamakta zorlanıyor ya da sürekli kısa süreli ilişkiler ve ayrılıklar yaşıyor. Problemli bir ilişkiden kopamıyor, sürekli ihanete uğradığından ve karşı cinse tamamen güvenemediğinden şikayet ediyor. Bir ilişkiye başlayamıyor ya da bitiremiyor veya sürekli ilişki değiştiriyor ve kendisini yoruyor, yıpratıyor. Anlaşılmamaktan yakınıyor ve sağlıklı ilişkiler yaşayamıyor.
Yaşanan bu ve benzeri problemlerde asıl sebep kişinin kendi düşünce ve davranış biçimleridir. Buna rağmen pek çok kişi yaşadığı ilişkisel problemlerin sebebi olarak karşı tarafı suçlu görür, şanssızlık ya da kadersizlik yaşadığını düşünür. İnsanların nankör ve güvenilmez olduğuna inanır fakat asıl sebep kişinin kendi düşünce ve davranış biçimidir. Dolayısıyla ilişkilerinde benzer sorunları yaşayan kişi, problemin kaynağı olarak diğerlerini görmek yerine, kendi düşünce ve davranış biçimine odaklanmalı, yanlış, çarpık ve bozuk olanları değiştirmelidir.
Doğru olmayan bu düşünce ve davranış biçimleri, kişinin problemleri algılayış ve yaklaşım tarzları, genellikle geçmiş yaşantılarıyla ilişkilidir. Kişinin çocukluğundan itibaren başlayıp devam eden süreçte yaşadığı problemler, hayal kırıklıkları, travmalar ve kayıplar onda belirli bir düşünce ve davranış sistemi oluşturur. Kişi bu deneyimlerinden yola çıkarak, şuanda yaşadığı ve gelecekte yaşayacağı olası tüm problemlere aynı düşünce kalıpları ve davranış biçimleriyle yaklaşır. Bu yüzden de ilişkilerinde zaman zaman tıkanmalar, kopmalar yaşar.
Terapide de amaç, kişiye sorunları çözme becerisi ve ilişkiyi iyileştirebilme yetisi kazandırmaktır. Tedavi süreci boyunca yapılan psikoterapi seanlarında, kişinin geçmişte yaşadığı ilişki problemlerine ayna tutularak, şimdi ve geçmiş arasında benzerlikler saptanır. Kişinin soruna ilişkin düşünce, duygu ve davranış biçimleri tespit edilir. Kişinin geçmişte ve şuanda yaşadığı ilişki problemlerine sebep olan, düşünce ve davranış biçimleri belirlenerek, kişinin problemlere olan yaklaşımları yeniden düzenlenir.
Psikoterapi süreciyle beraber kişi, doğru çözüm stratejileri ve yeterli çaba sayesinde yaşadığı ilişki problemlerinin üstesinden gelebilir, ilişkilerini iyileştirilebilir. Yeniden düzenlediği düşünce, davranış ve yaklaşım şekliyle, karşılaştığı problemlere daha sağlıklı bir bakış açısıyla yaklaşabilir ve problemlerle baş edebilir duruma gelebilir.
Beğenin
Yazan Uzman
|
Sitemizde yer alan döküman ve yazılar uzman üyelerimiz tarafından hazırlanmış ve pek çoğu bilimsel düzeyde yapılmış çalışmalar olduğundan güvenilir mahiyette eserlerdir. Bununla birlikte TavsiyeEdiyorum.com sitesi ve çalışma sahipleri, yazıların içerdiği bilgilerin güvenilirliği veya güncelliği konusunda hukuki bir güvence vermezler. Sitemizde yayınlanan yazılar bilgi amaçlı kaleme alınmış ve profesyonellere yönelik olarak
hazırlanmıştır. Site ziyaretçilerimizin o meslekle ilgili bir uzmanla görüşmeden, yazı içindeki bilgileri kendi başlarına kullanmamaları gerekmektedir. Yazıların telif hakkı tamamen yazarlarına aittir, eserler sahiplerinin muvaffakatı olmadan hiçbir suretle çoğaltılamaz, başka bir
yerde kullanılamaz, kopyala yapıştır yöntemiyle başka mecralara aktarılamaz. Sitemizde yer alan herhangi bir yazı başkasına ait telif haklarını ihlal ediyor, intihal içeriyor veya yazarın mensubu bulunduğu mesleğin meslek için etik kurallarına aykırılıklar taşıyorsa, yazının kaldırılabilmesi için site yönetimimize bilgi verilmelidir.