(Bu yazıda bahsedeceğim şeker sükroz yani beyaz şekerdir)

Ben danışanlarımı tatlıcılar ve tuzlucular olarak ikiye ayırıyorum. Tuzlu severler benim nazarımda oldukça şanslı. Çünkü genellikle kaçırılan yemekler veya tuzlular, tatlılar göre daha az kalorili ve daha az zararlı oluyor..

Danışanlarıma tatlı yerine tüketebilecekleri ile ilgili önerilerde bulunurken ''Aslında benim tatlıyla hiç aram yok'' dediklerinde nasıl rahatlıyorum anlatamam :) *Benim izlenimime göre *tatlı severler diyeti bozmaya daha meyilli :(

Tatlı severleri *kendi gruba alıyorum üzülerek. Çünkü bende tam bir tatlı canavarıydım (napalım canım diyetisyen doğmadık bizde :D )..Ve onlara '''Sizi çok iyi anlıyorum, zor ama imkansız değil'' diyorum gülerek. Başlıyorum ben neden şeker tüketmemeye çalışıyorsam onları anlatmaya..Şekerin zararları saymakla bitmez ama* en basit şekilde;

Bağışıklık sisteminizi zayıflatır, hücrelerinizi ve vücudunuzu yorar. Vücudunuzda özellikle bel çevrenize depolanır ve sizi terketmemek için elinden geleni yapar.* Size hiçbir faydası da olmayan boş kalori kaynağıdır.. Sağlıklı bir vücut*için bu durum hararetle çalışan bir makineye bir kova su dökmek gibi... Bazı makineler o an su geçirmez ya da belki tamirle düzelir ama bazı makineler sonsuza kadar bozulur *:(((

Şekerin en büyük tehlikesi ise diyabet yani yine şeker hastalığı... hastanelerde de çevremde de* çok gördüğüm bolca olan komplikasyonlar; Hipoglisemi(kan şekeri düşmesi)ve sonuçları(bayılma sonucu travma vb),gözlerde katarkt ve görme kaybı, el,ayak yaraları ya da ayak vb. uzuvların kesilmesi vb.. Kendimizi o durumda düşünmek bile zorken yaşamak..

Bu komplikasyonların görüldüğü bireyler daha önce beslenmesine dikkat etmediği için çok pişman oluyorlar. *Zaten olacağını söylediğimiz şeyleri bazen sanki hiç duymamışçasına şaşırıyorlar ve şekeri yemek değil şekerin olduğu masaya oturmaya dahi korkmaya başlıyorlar. Belki yakınınızda veya bizzat kendinizde bu durumu yaşamışsınızdır.. Ben bu durumu çok iyi anlıyorum. Ama bu uyarıların boşuna yapılmadığını LÜTFEN unutmayın.. Evet belki hemen yarın şeker hastası olmayacaksınız, genetiğin de etkisi var ama unutmayın onlarda sizin yaşınızda aynı şeyi düşünüyorlardı ve bol şeker tüketimi eninde sonunda hasta eder..

Biliyorum ne kadar tüketmemeniz gerekiyor desek de bazen iştaha bazen de eşin dostun ısrarına dayanılmıyor. İşte bu durumlarda tatlı bağımlılarına *birkaç tavsiyem olucak;

1.Öncelikle şekerin zararlarını araştırıp,öğrenip,kendinizi gerçekten ikna edip bir tüketim sıklığı belirlemek. (Sadece Pazar günleri, ya da maaşımı aldığım gün veya 5 kilo verince kendime ödül, gibi)

2.Tariflerinizde şeker yerine daha çok bal, pekmez, tatlandırıcılar (stevia daha iyi) kullanmak.

3.Özellikle kan şekerinizin düştüğünü hissettiğiniz saatlerde meyve ve tarçın ikilisini kullanmak. Tarçın kan şekerinizi dengeleyerek sizi daha iyi hissettirir.

4.Şeker ve tatlı ihtiyacınızı giderecek yeni tarifler denemek ve bunu çevrenizdekilere de tattırmak.(Birine ikram ettiğinizde onların da beğenmesi hatta denemesi harika oluyor, böylelikle herkesi şekerden kurtabilirsiniz :)

5.Kan şekerinizin düşmemesi için düzenli ve saatli beslenmek.

6.21 gün kuralını uygulamak. (bir sonraki yazım benim de uyguladığım *21 gün kuralı)

Bir tatlı sever olarak bu maddeleri uygulayarak ben ve danışanlarım başarıyoruz şekerden uzak yaşamayı,*önemli olan karar vermek ve ne istediğini bilmek! Siz de düşünün, ağzınızda 2-3 dk. sürecek tadı mı yoksa ömür boyu sürecek sağlığınızı mı tercih ediyorsunuz?

Şekerden uzak tatlı mı tatlı hayatlarınız olması dileğiyle..