Okulun amacını bildiğimizi, çocuklarımıza en iyi şekilde gelişebilmeyi öğretmek olduğunu düşünebiliriz, ama acaba gerçekten biliyor muyuz? Kızım Amazon’un geçen hafta çalıştığı konu buydu: Eğitimin amacı nedir? Sanırım bulduğu şeylere şaşırabilirsiniz.
Bugüne Kadar Eğitimin Amacı Neydi?

Çağımızın yenilikçi beyinlerinden biri olan Seth Godin, Ted Youth platformunda yaptığı “Stop Stealing Dreams” (“Hayalleri Çalmayı Durdurun”) başlıklı konuşmasında aynı soruyu inceliyor.

Amazon, okulun işlevini merak ediyordu. Okul, insanlar arasında daha fazla uyum oluşturan kültürel bir bağlaşma mı yaratıyordu? Eğitim, hepimizin erişebildiği bilgi havuzunu mu genişletiyordu? Yoksa insanların her konuda daha iyi kararlar alabilmesini mi sağlıyordu?

Seth, atalarımızın okulları kurma amacının insanları gelişen endüstriyel ekonomiye hizmet edecek verimli işçiler olarak eğitmek olduğunu açıklıyor. Dolayısıyla okullar doğa ile temas halinde olmaktansa içeride daha fazla zaman geçirmeyi, yetkililere itaat etmeyi ve uzun süreler boyunca hareketsiz oturmayı öğretir.

Eğitimde Liderlik ve Okulların Geliştirilmesi konusunda son dönemlerde sesini duyuran bir uzman olan Özgür Bolat, okullarla hapishaneler arasındaki benzerliklere dikkatimizi çekiyor. Çoğu ceza infaz kurumunda özgürlük aynı okuldakine benzer şekilde kısıtlanır.

Okullarda öğretilen diğer bir şey de daha fazla tüketim malı satın almaktır, böylece üretilen mallar daha fazla satılabilir. Okulda yapabildiğimizin en iyisini yapmamayı da öğreniriz, yoksa daha fazla çalışmamız istenilebilir.

Teknoloji sayesinde artık her şeyi İnternet üzerinden araştırabiliyoruz. Dolayısıyla hiçbir şeyi ezbere bilmemiz gerekmiyor. Peki öyleyse neden çoğu eğitim programında hâlâ çocukların bilgileri ezberlemeleri önemseniyor?

Geleceğin Eğitiminde Amaç: Öğrenme Ortamı Sağlamak

İnsanın doğası itibarıyla meraklı, çeşitliliğe düşkün ve yaratıcı olduğunu biliyoruz. Yazar ve eğitimci Sir Ken Robinson, çocukların en iyi şekilde gelişebileceği bir ortam için gereken unsurları şöyle açıklıyor: Kişiselleştirilmiş, çeşitlilik içeren bir eğitim programı, bu programın çocukların içinde bulunduğu toplulukla etkileşim halinde olması, öğretmenlerin desteklenerek öğrencilerin ilgisini uyandırabilen ve öğrencileri sürece dâhil edebilen kolaylaştırıcılar olabilmelerinin sağlanması.

Giderek daha çok insan kendi öğrenim deneyimlerini kendileri şekillendirmenin yollarını buluyor. Örneğin, 2006’da tek bir kişi tarafından kâr amacı gütmeyen bir kurum olarak kurulan Khan Academy’nin ürettiği yüksek nitelikli 3.400 eğitim materyali yalnızca 10 yıl içinde ücretsiz olarak 10 milyon öğrenciye ulaşmış. Khan Academy’nin hedefi, dünyanın her yerindeki herkes için birinci sınıf bir parasız eğitim olanağı yaratmak.

Endüstrileşme ve Modernleşme Sonrası dünyada yaratıcı zihinler yetiştirmeye ihtiyacımız var. Satish Kumar, çocukların birer tohuma benzediğini söylüyor; kendi doğalarına göre büyüyebilmeleri için su, güneş ve iyi topraktan başka hiçbir şeye ihtiyaçları yok. Çocuklarımızın yetenek ve potansiyel tohumlarının meyve verebilmesi için uygun ortamı yaratalım!