Affetmek
AFFETMEK
Herhangi bir nedenle başkalarına duyulan kızgınlık, öfke, kin, nefret gibi duygular, yaşanabilir yani doğal, ama tahrip edici nitelikte olumsuz duygulardır. Bu nedenle, bu duyguların uzun süre yaşanır olması önce, bu duyguları yaşayan kişinin kendisine zarar verir. Bu tür duygular genellikle olumsuz düşünceler ile birlikte olur ve kişinin zihnini meşgul eder, enerjisini tüketir, verimini düşürür, konsantrasyonu nu azaltır, zamanını alır, mutsuz eder ve hatta uyumunu bozabilir. Haklı olduğu bir durumda bile, kişinin sonradan pişman olabileceği davranışlarda bulunmasına, ani kararlar almasına neden olur. Duygularını uygun bir biçimde ifade edemeyen kişilerde bu duygular, baş ağrısı, mide ağrısı, boyun-sırt ağrısı gibi yakınmalar, bulantı, kusma şeklinde zorluklar ile zayıflık, titreme ve terleme şeklinde birçok bedensel belirtilerin yaşanmasına neden olur. Bu nedenle, affedici olmanın, affetmeyi başarmanın, affedebilmenin ve affetmenin her şeyden önce kişinin kendi beden ve ruh sağlığı için çok önemli olduğu söylenebilir.
Affetmek ne demektir? Affetmek ya da bağışlamak, kısaca ”kişinin hakkı olan negatif duygu ve yargılarından, şefkat, yardımseverlik ve sevgi ile kurtulmasıdır. Uzlaşma motivasyonunun artmasıdır” şeklinde tanımlanmaktadır. Prof. Dr. M. Sungur, evlilikte sadakatsizliği affetmenin “yargılama hakkını kaybetmeden yargılamaktan vazgeçmek olduğunu, affetmenin uzun bir süreç gerektiren bir yolculuk olduğunu belirtmekte ve affetme yolculuğunda önce kişinin “kabul etmeyi” öğrenmesi gerektiğini vurgulamaktadır.
Affederken, affetmenin ne olmadığını da bilmek önemlidir. Affettiği zaman kişi, affedeceği durum her ne ise, onu tamamen unutmuş ya da yok saymış olmamaktadır. Affetmek, yaşanmışlıkların, yaşanmamış gibi tamamen düzelmiş olduğunu kabul etmek demek değildir. Yapılan haksızlıkları, yanlışlıkları, verilen zararı, bütünüyle mazur görmek anlamını da içermemektedir. Yani kişi affettiği zaman, yaşadığı haksızlıkları, kendisine yapılan yanlışlıkları ve gördüğü zararı mazur görmüş, hoş karşılamış ya da onaylamış olmamaktadır. Affetmek, hiç bir şey olmamış gibi tekrar bir araya gelmek, kaldığın yerden başlamak anlamını da taşımamaktadır. Affetmek, affettikten sonra o durumla ilgili ayni fikirde olmak,uzlaşmak demek de değildir. Görüldüğü üzere, affetmeyi başarabilmek kısa, kolay ve basit bir süreç gibi görünmemektedir. Affetmenin başlangıcında ki zihinsel süreçte, kişinin öncelikle affetmenin kendisi için yaptığı bir iyilik ve kendi yararına olduğunu, bunun kendisine iyi geleceğini ve kendisi için affettiğini bilmesi büyük önem taşımaktadır.
Affetmeyi başaran kişi bunu affettiği kişiye mutlaka söylemeli midir? ”Tamam, seni affediyorum” demeli midir? Böyle bir zorunluluk yoktur. Affedilme ihtiyacı duyan kişi için affedilmiş olmayı bilmenin rahatlatıcı bir tarafı ve değişik anlamları olabilir. Bununla birlikte, affetme sürecini kendi içinde yaşayan kişi, karşı tarafa affettiğini söylemeyebilir. Dolayısıyla affettiğini söylemek, affetmeyi başaran kişinin kendi kararıdır.
Bir Hindu atasözü şöyle diyor:”Cesuru arıyorsan affedebileni bul. Esas kahraman ise, nefret görse de sevebilendir.” Bu atasözüne göre kahraman olmayabiliriz. Ama affedici olmanın ruh ve beden sağlığını korumak adına yararlı olduğu ve aslında iyileştirici bir yanı bulunduğunu da bilmek gerekiyor. Zira affetmek ile kişi, kendisinde oluşan içsel tahribatı ve psikolojik yükü azaltmak ya da ortadan kaldırmak ve iyi hissetmek için önemli bir adım atmış olmaktadır.
Empati kurmak, hoş görü, abartmamak, duygusal davranmamak, genelleme yapmamak ve karşı tarafın yaklaşımı, affetmeyi kolaylaştırabilir.
Herhangi bir nedenle başkalarına duyulan kızgınlık, öfke, kin, nefret gibi duygular, yaşanabilir yani doğal, ama tahrip edici nitelikte olumsuz duygulardır. Bu nedenle, bu duyguların uzun süre yaşanır olması önce, bu duyguları yaşayan kişinin kendisine zarar verir. Bu tür duygular genellikle olumsuz düşünceler ile birlikte olur ve kişinin zihnini meşgul eder, enerjisini tüketir, verimini düşürür, konsantrasyonu nu azaltır, zamanını alır, mutsuz eder ve hatta uyumunu bozabilir. Haklı olduğu bir durumda bile, kişinin sonradan pişman olabileceği davranışlarda bulunmasına, ani kararlar almasına neden olur. Duygularını uygun bir biçimde ifade edemeyen kişilerde bu duygular, baş ağrısı, mide ağrısı, boyun-sırt ağrısı gibi yakınmalar, bulantı, kusma şeklinde zorluklar ile zayıflık, titreme ve terleme şeklinde birçok bedensel belirtilerin yaşanmasına neden olur. Bu nedenle, affedici olmanın, affetmeyi başarmanın, affedebilmenin ve affetmenin her şeyden önce kişinin kendi beden ve ruh sağlığı için çok önemli olduğu söylenebilir.
Affetmek ne demektir? Affetmek ya da bağışlamak, kısaca ”kişinin hakkı olan negatif duygu ve yargılarından, şefkat, yardımseverlik ve sevgi ile kurtulmasıdır. Uzlaşma motivasyonunun artmasıdır” şeklinde tanımlanmaktadır. Prof. Dr. M. Sungur, evlilikte sadakatsizliği affetmenin “yargılama hakkını kaybetmeden yargılamaktan vazgeçmek olduğunu, affetmenin uzun bir süreç gerektiren bir yolculuk olduğunu belirtmekte ve affetme yolculuğunda önce kişinin “kabul etmeyi” öğrenmesi gerektiğini vurgulamaktadır.
Affederken, affetmenin ne olmadığını da bilmek önemlidir. Affettiği zaman kişi, affedeceği durum her ne ise, onu tamamen unutmuş ya da yok saymış olmamaktadır. Affetmek, yaşanmışlıkların, yaşanmamış gibi tamamen düzelmiş olduğunu kabul etmek demek değildir. Yapılan haksızlıkları, yanlışlıkları, verilen zararı, bütünüyle mazur görmek anlamını da içermemektedir. Yani kişi affettiği zaman, yaşadığı haksızlıkları, kendisine yapılan yanlışlıkları ve gördüğü zararı mazur görmüş, hoş karşılamış ya da onaylamış olmamaktadır. Affetmek, hiç bir şey olmamış gibi tekrar bir araya gelmek, kaldığın yerden başlamak anlamını da taşımamaktadır. Affetmek, affettikten sonra o durumla ilgili ayni fikirde olmak,uzlaşmak demek de değildir. Görüldüğü üzere, affetmeyi başarabilmek kısa, kolay ve basit bir süreç gibi görünmemektedir. Affetmenin başlangıcında ki zihinsel süreçte, kişinin öncelikle affetmenin kendisi için yaptığı bir iyilik ve kendi yararına olduğunu, bunun kendisine iyi geleceğini ve kendisi için affettiğini bilmesi büyük önem taşımaktadır.
Affetmeyi başaran kişi bunu affettiği kişiye mutlaka söylemeli midir? ”Tamam, seni affediyorum” demeli midir? Böyle bir zorunluluk yoktur. Affedilme ihtiyacı duyan kişi için affedilmiş olmayı bilmenin rahatlatıcı bir tarafı ve değişik anlamları olabilir. Bununla birlikte, affetme sürecini kendi içinde yaşayan kişi, karşı tarafa affettiğini söylemeyebilir. Dolayısıyla affettiğini söylemek, affetmeyi başaran kişinin kendi kararıdır.
Bir Hindu atasözü şöyle diyor:”Cesuru arıyorsan affedebileni bul. Esas kahraman ise, nefret görse de sevebilendir.” Bu atasözüne göre kahraman olmayabiliriz. Ama affedici olmanın ruh ve beden sağlığını korumak adına yararlı olduğu ve aslında iyileştirici bir yanı bulunduğunu da bilmek gerekiyor. Zira affetmek ile kişi, kendisinde oluşan içsel tahribatı ve psikolojik yükü azaltmak ya da ortadan kaldırmak ve iyi hissetmek için önemli bir adım atmış olmaktadır.
Empati kurmak, hoş görü, abartmamak, duygusal davranmamak, genelleme yapmamak ve karşı tarafın yaklaşımı, affetmeyi kolaylaştırabilir.
1 Beğeni
Yazan Uzman
|
Makale Kütüphanemizden | ||||
|
Sitemizde yer alan döküman ve yazılar uzman üyelerimiz tarafından hazırlanmış ve pek çoğu bilimsel düzeyde yapılmış çalışmalar olduğundan güvenilir mahiyette eserlerdir. Bununla birlikte TavsiyeEdiyorum.com sitesi ve çalışma sahipleri, yazıların içerdiği bilgilerin güvenilirliği veya güncelliği konusunda hukuki bir güvence vermezler. Sitemizde yayınlanan yazılar bilgi amaçlı kaleme alınmış ve profesyonellere yönelik olarak
hazırlanmıştır. Site ziyaretçilerimizin o meslekle ilgili bir uzmanla görüşmeden, yazı içindeki bilgileri kendi başlarına kullanmamaları gerekmektedir. Yazıların telif hakkı tamamen yazarlarına aittir, eserler sahiplerinin muvaffakatı olmadan hiçbir suretle çoğaltılamaz, başka bir
yerde kullanılamaz, kopyala yapıştır yöntemiyle başka mecralara aktarılamaz. Sitemizde yer alan herhangi bir yazı başkasına ait telif haklarını ihlal ediyor, intihal içeriyor veya yazarın mensubu bulunduğu mesleğin meslek için etik kurallarına aykırılıklar taşıyorsa, yazının kaldırılabilmesi için site yönetimimize bilgi verilmelidir.