Geçiş Nesnesi ve Sinema
GEÇİŞ NESNESİ
Bebek anne karnındayken haftalar boyu huzurlu ve güvende hisseder. Dünyaya gözlerini açtığından itibaren huzurlu ortamdan kopartılmıştır ve kaygılı bir döneme girmiştir. Seslere, görüntülere ve benzer pek çok uyarana karşı hassasiyeti artmıştır. Yetişkin olarak bizler bu dönemi uzay boşluğuna düşüp kontrolsüzce süzülme hissi gibi düşünebiliriz. Bebeğin bu hissiyatlarla başa çıkabilmesi ve sağlıklı bir geçiş tamamlayabilmesi için bakım veren kişiyle bütünleşmesi gerekmektedir. Acıktığında onu doyuran, endişelendiğinde onu sakinleştiren ve güven duyacağı bir kişiye ihtiyacı vardır.
Çocuk kendi bedeninin sınırlarını anlamaya başladığında ise anneden ayrı bir birey olduğunu da fark etmeye başlar. Bu bağımsızlaşma sürecinde bakım veren kişiden farklı olarak bir cisim, görüntü veya koku seçilir ve çocuk sakinleşmek istediğinde bu nesne kullanılır. Bu sayede çocuk annesi olmadan kendi güvenliğini ve duygularını yardımcı nesne ile dengelemeyi öğrenir. D. Winnicott bu durum için geçiş nesnesi tanımını yapmıştır. Geçiş nesnesi; oyuncak, annenin kokusunun olduğu bir giysi, sakinleştirici müzik vb şeyler olabilir.
5-6 yaşlarına geldiğinde ise geçiş nesnesine olan ihtiyaç kalmamıştır hatta bu nesneyi çocuk unutmuş bile olabilir. Anne ya da bakım veren kişiyle güvenli bağlanma ve ayrışma süreci geçiren çocuklarda bu süreç böyle tamamlanır. Ama her çocuk bu kadar şanslı değildir. Kimisi annesiz büyümüştür ya da annesiyle olan bu süreci sağlıklı atlatamamıştır.
Geçiş nesnesini Lars And The Real Girl (2007) filmi başarılı şekilde anlatmıştır. Bakım veren kişiler bebek için bilinçli biçimde geçiş nesnesini seçer ve bu süreci sağlıklı atlatması için destek olur. Bahsi geçen filmde annesiz büyümüş bir bireyin, içgüdüsel olarak bu süreci kendiliğinden yaşamasına şahit oluyoruz. Lars bilinçaltı süreci ile şişme bebeği geçiş nesnesi olarak seçer ve bağımsızlaşma süreci tamamlandığında şişme bebeği kendiliğinden bırakır. Bu film sayesinde insan zihninin iyileştirici gücüne şahit oluyoruz.
Bebek anne karnındayken haftalar boyu huzurlu ve güvende hisseder. Dünyaya gözlerini açtığından itibaren huzurlu ortamdan kopartılmıştır ve kaygılı bir döneme girmiştir. Seslere, görüntülere ve benzer pek çok uyarana karşı hassasiyeti artmıştır. Yetişkin olarak bizler bu dönemi uzay boşluğuna düşüp kontrolsüzce süzülme hissi gibi düşünebiliriz. Bebeğin bu hissiyatlarla başa çıkabilmesi ve sağlıklı bir geçiş tamamlayabilmesi için bakım veren kişiyle bütünleşmesi gerekmektedir. Acıktığında onu doyuran, endişelendiğinde onu sakinleştiren ve güven duyacağı bir kişiye ihtiyacı vardır.
Çocuk kendi bedeninin sınırlarını anlamaya başladığında ise anneden ayrı bir birey olduğunu da fark etmeye başlar. Bu bağımsızlaşma sürecinde bakım veren kişiden farklı olarak bir cisim, görüntü veya koku seçilir ve çocuk sakinleşmek istediğinde bu nesne kullanılır. Bu sayede çocuk annesi olmadan kendi güvenliğini ve duygularını yardımcı nesne ile dengelemeyi öğrenir. D. Winnicott bu durum için geçiş nesnesi tanımını yapmıştır. Geçiş nesnesi; oyuncak, annenin kokusunun olduğu bir giysi, sakinleştirici müzik vb şeyler olabilir.
5-6 yaşlarına geldiğinde ise geçiş nesnesine olan ihtiyaç kalmamıştır hatta bu nesneyi çocuk unutmuş bile olabilir. Anne ya da bakım veren kişiyle güvenli bağlanma ve ayrışma süreci geçiren çocuklarda bu süreç böyle tamamlanır. Ama her çocuk bu kadar şanslı değildir. Kimisi annesiz büyümüştür ya da annesiyle olan bu süreci sağlıklı atlatamamıştır.
Geçiş nesnesini Lars And The Real Girl (2007) filmi başarılı şekilde anlatmıştır. Bakım veren kişiler bebek için bilinçli biçimde geçiş nesnesini seçer ve bu süreci sağlıklı atlatması için destek olur. Bahsi geçen filmde annesiz büyümüş bir bireyin, içgüdüsel olarak bu süreci kendiliğinden yaşamasına şahit oluyoruz. Lars bilinçaltı süreci ile şişme bebeği geçiş nesnesi olarak seçer ve bağımsızlaşma süreci tamamlandığında şişme bebeği kendiliğinden bırakır. Bu film sayesinde insan zihninin iyileştirici gücüne şahit oluyoruz.
Beğenin
Yazan Uzman
|
Sitemizde yer alan döküman ve yazılar uzman üyelerimiz tarafından hazırlanmış ve pek çoğu bilimsel düzeyde yapılmış çalışmalar olduğundan güvenilir mahiyette eserlerdir. Bununla birlikte TavsiyeEdiyorum.com sitesi ve çalışma sahipleri, yazıların içerdiği bilgilerin güvenilirliği veya güncelliği konusunda hukuki bir güvence vermezler. Sitemizde yayınlanan yazılar bilgi amaçlı kaleme alınmış ve profesyonellere yönelik olarak
hazırlanmıştır. Site ziyaretçilerimizin o meslekle ilgili bir uzmanla görüşmeden, yazı içindeki bilgileri kendi başlarına kullanmamaları gerekmektedir. Yazıların telif hakkı tamamen yazarlarına aittir, eserler sahiplerinin muvaffakatı olmadan hiçbir suretle çoğaltılamaz, başka bir
yerde kullanılamaz, kopyala yapıştır yöntemiyle başka mecralara aktarılamaz. Sitemizde yer alan herhangi bir yazı başkasına ait telif haklarını ihlal ediyor, intihal içeriyor veya yazarın mensubu bulunduğu mesleğin meslek için etik kurallarına aykırılıklar taşıyorsa, yazının kaldırılabilmesi için site yönetimimize bilgi verilmelidir.